22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

mir'in bu sanata olan bağlılığına dair hoş bir kayıt görmüş, bunu neşretti. Bu musikîsinas prcnsin Çar Pctro ilc birleşerck Türklcrlc olan muharebede mağlup ol dukları ve prcnsin Rusya'da yaşamaya mahkum kaldığı malumdur. tşte, Kırım tarihi muharriri bu vak'ayı yazarkcn şu kaydıdailâvecdiyor: "Boğdan Bcy'iolan Kantcmiroğlu mcl'un da, adamlanyla beraber Moskova kralıyla bir olup gitti. Naklederler ki, bu adam, ecdadından be ri tstanbııl'da yctişip büyümüştü, birçok dil bilirdi. Tahsili mükemmeldi. Bin ulu ma âşinâ, bilhassa ulumıı riyâziyeyi tekmil etmişti. üivânı 1 lümâyun baş tercümanı iken, Boğdan voyvodalığı ile çirağ edilmişti. Ilmi musikîdc zamanın yegâncsiydi. Yeni tarzlarda güfteler yazarak, bestesini de kendisi bağlar imiş. 1 latta derler ki, kcndi ihtırâı olmak üzerc, segâh makamında lâtif bir bcstcsi varmış. Yeni yapmış. Moskoflu ilc giderken, çalgı takıınına o bcstcyi çaldırarak kendisi ağlarmış. Ağlayarak gitti dcyıı naklederlcr." Köscmihal'in başka bir incelemesinde, Romanyalı bestcciler arasında (ss. 242/243), Dcmctrius Cantemir'in kısabiyografisini okuyoruz. "tstanbul'un en ta nınmış ınusikîcilcri, müşkillerini halletmek için ona başvururlardı" diyor ve T. Burada'ya dayanarak (Annales de l'Academieroumaine.t. XXXII, 1909 1910), "eserlerini Romanya Akadcmisi tstanbul'dan aldırtarak Viyana ve Leipzig'te bastırmış, Rauf Yektâ merhumla da 1911 de bu iş hakkında muhabcrelcrde bulunulmuştu..." diye yazıyor. Halil Be di Yönetken'in Cantemir'le ilgili bir çalışmasını burada anmak isterim: Değerli folklorcumuz, 1962 yılının 819Temmuz günleri arasında Romanya'da, Sinaya'da toplanan ulııslararası nitelikteki bilimsel toplantıya, "Balkan uygarlıklan kollok yumu"na katılmıştı. Yönetken, bu toplantıda büyük ilgiyle karşılanan incefemcsini "Türk musikîsi tarihindc Dimitrie Cantemir" başlığı altında sunmuştu. Değerli bilginimiz, konuşmasından sonra Türk melodilcrinden banda alınrmş örnekler de vermiştir. IV Bu incelcmenin ilk bölümündc belirttiğim gibi, Dimitrie Cantemir'in kişiliği ile Doğu Batı kültür değerlerini uyumlu bir biçimde clc almıs, olması, ayrıca Osmanlı lmpaıatorluğu tarihi üzerindeki çalışmaları, tstanbul'da geçirdiği günler üzerinde ııe çağdaşları, ne de ölümünden sonrakilcr bizcfe hcmcn hiç durmamışlardır. Kendisinin Pıut'tan sonra, Bü yük Pctro'ya siğınmasının bu ilgısızlikre öneınli payı olduğunu söylemck yanlış sayılmaz. Ayrıca, yazdıklarının bırçoğunun ancak ölüınünden sonra yavımlanmaya başlaması, bıınların kcndi Ulah dilinde, Rus dilinde, ya da (îrekLatin dillerindc yazılmış olması, üsrelik uzun yıl lar, el ya/malarının ele gcçmemesi, ancak Istanbııl'da doğan vcgenç denilccck yaş ta Paris'te ölen oğlu Antiochus'un (17091744) babasının yapıtlarmdan ba/.ılarını ortaya çıkarmasından sonra Avrupa'da (anınmaya başlaması; bizdc yabantı dil bilgisinin o tarihlcrdc başjamadığı göz önünde tutulursa, bu durum belki doğal sayılabilir. Ancak, tstanbul'da, çcşitli tarihlcrde, 22 yıl yaşamış, üstelik, sanat ve kültür çevrelerimizde sevilmiş, iyı karşılanmış; XVII. yüzyıl sonlarıyla XVIII. yüzyıl başlarında (16X8 1710) kısa ve uzun aralıklarla üç kez büyük tstanbul'un yaşamında iz bırakmış bir "Ulah Bcyi"nin o yıllarını aydınlatacak elimizde oğlunun yazdığı söylenen kısa biyografyadan, Osmanlı Tarihi'ndcki notlarından başka, yazık ki, bir bilgimiz yok. Ozelliklc Incrementa atque decrementa aulae othomanicac adlı Latince Osnıan lı tarihinin, o sırada Çarlık Rusyasının Londra clçisi olan oglunun girişirniyle 1734 yılında tngilizcc'ye çevirisi basılcfıkSAYFA 6 ,,.. « ~ "****"*''r^!yrr,.•**?, ; * " * " * * Cantemir'in çizdlğl Istanbul planı (cerceve Içlnde evl). tan sonra, Avrupa'nın birçok yerlcrinde, XVIII. yüzyıl ortalarına doğru, bu arada, başta tngiltcre olmak üzere, Fransa, Almanya, Italya ve Rusya'da adı anılmaya başlar. Bu anılmanın nitcliğini ve cilçüsünü anlatabilmek için birkaç örnek vere ceğim; (irneklerin çoğıınu Fransa'dan alacağım, çünkü o tarihlerdc Dimitrie Cantemir'le cn çok ilgilenen yazar ve düşünürlerin çoğu orada çıkmış görünüyor. Bu yazar ve düşıınürferin başında, Manon Lescaut'nun unutulmazyaratıcısı ra hip Prcvost (16971763) gefiyor. I.ondra da geçirdiği uzun sürgün yıllarında Le Pour et Contre (175 31740) adı altında yayımladığı ve lngiltere'de Steele ile Ad dison'un çıkardıkları, yazarlarının dcneme türiınde en güzel örneklerini veren The Tatler (1709) ile The Spectator'un (1711) bic.imindc, onlar gibi tek başına bütün yazılarını yazdığı birgazete. Bu ga zete, bilimlerle, sanat ve edebiyatla, gelenek ve görenekleı le ilgili konularda La tince, Fransızca, ttalyanca, Ispanyolca, özellikle Ingilizce yayımları inceliyor, özetlerini veriyordıı. Cantemir'in Osmanlı 'I'arihi'nin ilk Ingilizce çevırisinin özeti bunlar arasında çıkmışrır. "Bu kı tap, başka kaynaklaıda arayıp da bulama yacağınız ilginç olayları içinc alıyor" der, birçok notfarını da çevirir. Sö/.ünü elti ğim Le Pour et Contre'un XIX. cildin de, Cantemir'in tarihini "ölçiilemeyecek kadar büyük degerde bir yapıt" olarak görür. (iazetenin 292. sayısı, tümii ilc, (lantemır'in kitabma ayrılmıştır. İJnlü tngiliz tarihçisi, sonradan Roma Impara toılugu'nun yükselış ve Ç(ikiışü iı/erine altı ciltlik büyıık yapıtını ya/.an Edward Gıbbun (1737 1794); kıyâslamalı filolo jinin öncusü sayılan, daha 23 vaşında iken lı ansızea olarak Nadir fjah'ın yaşanıı, ay rıca, Doğu şıirı iı/crinc onemli incelemeler yayımlayan Sir Williaın Jones (1746 1794); Almanya'da klasik dil ve cdcbiyatlan incelemenin kapılarını acarı arke olog Winckclmann (17171768), Cante mir'in Osmanlı tarihinden parçalar alırlar. Byron, Don Juan'da; Shelley, Hellas'ta, onun adını anarlar. Sonradan azılı Türk düşmam kesilen Voltaire, Cante mir'in oğlıı Antiochus'a yazdığı mektuplarda (13 Mart, 19 Nisan 1739), babası nı ovcr; XIII. Charles'ın Tarihi'nde Cantemir'le iigili değerlendirmesinı okııma sı için, yeniden basılmakta olan kitabını ona göndereceğini söyler. Kantemiroğlu'nıın Osmanlı tmparatorluğu'nun Yükseliş ve Çöküş Tarihi'ni tngifizce'ye çeviren N.Tindal ile, Fransızca'yaçeviren [onquieres'in açıklamaları, önsözleri, bu yapıtın bütün Avrupa'da tanınmasını ko laylaştırmış olduklarını da unutmamalıyız. Kısacası, Dimitrie (Cantemir'in XVIII.yüzyıl Avrupası'nda, AydınlıkÇağı'nın kültüründe, özel bir yeri olmuştur. Sık sık adını andığımız Osmanlı Tarihi'ni bütünü ile kısaca incelemeden önce, onu yazan insanın yaşam çizgisini bilmekte yaraı var. Bu konu ile ilgili sağlam bilgilerı, Londra'da basılan (1737) I.atinee ashndan lngilizce'ye ilk çevirisinin sonuna oğlu Antiochus'un koyduğu kronolojik biyogralyada buluyoruz. Oradakı bilgilerin hepsini olduğu gibi burada vermeyi bu yazının çerçevesinde gerckli görmüyorum. Bu konuda bilinmesi gerekli bazı tutamak noktaları var; onlar da şöyle özetlenebilir: Dimitrie Cantemir, Boğdan Valisi (başlangıçta voyvodası dcğil) Constantin Cantemir'in, "Baba Cantemir"in iki oğlunıın küçügüdür. 26 likim 1673 günü, Boğdan'ın başkcnti Iaşi'de (Yaş) doğmuştur. Niogay Tatarları soyundan gelir. Babası, iyi bir oğrenim görerek yetişmcsine değer verir: Latin, Yunan ve "Slavon" dillcrini öğrenmeye başlar. Yaş sarayında, dı^ardan getirtilen öğretmenler den dcrsler alır. 1684 yılınua, Osmanlı yönetinıi, babasını Boğdan voyvodalığı na ataytnca, geleneğe gore, prensin büvük oğlu Antiochus, yanında altı delikan lıyla bırlıkte, Istanbııl'a "rchinc" olarak g()nderilir. 1687 yılında, 14 yaşlarında iken, Dimitrie Cantemir, agabeyinin yerint tsianbul'a gönderilir. Istanbul'a bu ilk gelişidir; oıada yedi yıl kalır (16871691). Bu sıire içinde genç "beyzade" I ürkçe'yi öğrcnir, Türk musikîsini incc lcr. Kantemiroğlu, Yaş'ta başladığı öğreninı ve eğiümini Istanbul'da sürdüıür; hıryandan Patrikhanc'deki yüksekokula (Akademi) gider, bir yandan da Flnde run'da Türkçe'sini olgunlaştırır, Doğu dillcrini, Arapça ile Farsça'yı öğrenmeye koyulur. Böylece zamanının üç büyük kültürü ilc yoğrulmaya basjar: "Renaissance" humanizması, CrekLatin kültürü ve lsiam kültürü. 1691 yılında, yerini kardeşine bıraktıktan sonra, babasının yanına döner. Bir yıl sonra da, Daltaban Mustafa Paşa'nın Soroka kuşatması sırasında, babasıyla birliktc savaşa katılır. Ertesi yıl (1692) babası ölür. Cantemir'in bundan sonraki yaşamı şöyle: 1693'te, babasının ölümünden bir yıl sonra, Is tanbul'a kardeşınin yanına gelir. Bu ikinci gelişidir. Bu kez yedi yıl kalır (16931700). Bu arada, Zenta savaşına katılır (1697). Ağabeyi, 1700 yılında Boğdan voyvodalığınagetirilinceonun yanına gider, orada, Eflak voyvodalığında bulunmuş olan (1679 1688) Şerban Cantacu zino'nun kızı Cassandra ile evlenir. Ondan Boğdan'da bir kızı olıır. Kardeşi voy vodalıktan alınınca.ontınlabirliktegene tstanbul yolunu tutar. Bu üçiincü ve sonuncu gelişidir (17001710). Yeniden on yıl kaldığı Istanbul'da bir kızı, dört oğlu doğar. Bütün vaktini güzel bir köşk yaptırmakla geçirir, ülkenin toplum yaşamı nı yakından incelemc olanağını bulur. Yazmak istediği büyük ()smanlı tarihinin hazırlıklarını yapar. Büyük Petro 1710 yı lında bize savaş açınca, Boğdan voyvoua sı Nicolas Mavrocordaro'nun yerine Di mitric(Cantemir gönderilir. Karlofça'dan berı imparatorluğun artık çatırdamaya başladığını görcıı (Cantemir bu yeni gorevini, kendi iılkcsinın bağımsızlığını sağ lamak için iyi bir fırsat sayar; 13 Nisan 171 l'de, Ukrayna'da, Lutsk'da, Büyük Petro ilc anlaşır, ama tasarladıkları, umdukları gcrçclclcşnıcz; Prut bozgunun dan sonra, daha doğrusu, 1711 lemmu zu'nda I luş geçitli barışııulan sonra aile si ve 4000 kadar Moldavyah ile birliktc, Romcn tarihçisi lon Neculce'nin anlattı ğına göre, pek dr.ımatik koşullar içinde, Rusya'ya sığımr. Cantemiı'in öteden be ri gönlünden geçirdiği Boğdan voyvoda lığı böylece ancak altı yedi ay sürmüştüı. 1713 yılına kadar LJkrayna'd.ı Ilar kov'da, Petro'nıın kendisine vebüıün ai lesine verdiği çıltlıkte yaşar, sonra Mos kova'ya gider. Kansı orada kısa bir has talıktan sonra, otuz yaşında ölür. Birkaç yıl sonra, Petersburg'da, Rus ordıısu generallerinden birinin kızıyla evlenir. 1721/22 yılında, Çar'ın cmriyle, Iran sefcrine katılır. Astrakan'ı, Derbend'i görür. Bu uzun süren scfcrdcn yorgun düşer, Harkov'a, döner, 21 Ağustos 1723 günü orada ölür. Bu özetlemeden çıkan anlam, Dimitrie Cantemir'in durgun bir yaşama çizgisi olmadığıdır. Kısa süren, ellisine varacağı' CUMHURİYET KİTAP SAYI 448
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle