Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
• mcktir. Tiyatro diişüncesi, tiyatro olgusuna olduğu kadar, topluıııa ve toplumun düııya görüşüne bağlı olarak hcr çağın sanat anlayışını vc sanattan nc beklcdiğini göstcrmcktedir. tstanbul Çcşitlemeleri / Prof Dr Rnpcrl Wılbrandt / Iiirk.iye t$ litinhau Kiiltür Yayınlan / 195 s. Bu kitabın yazarı Pmf. Dr. Rupert Wilbıandt, 1935 yılında Bcrlin'dedoğdu. Babası Pror". Dr. HansWilbrandt,biıçok Alman biliınadaını gibi Ataüirk'ün davcti üzerine Türkiyc'ye j'.dcrck 1935 yılında Ankara'da l'.ırım Bakanlığı'nda görev aldı. I 940 yılında ailece lstanbul'a taşındıktan sonra Rupcrt Wilbıandt,ilk vc orta öğrctimini İstaıı bul'da yaptı.Yazar 1990'dan beri Alman Türk Dostluk Derneği Başkanı.Yaşadığı yılların Istanbulunu anlattığı kitabının redaksiyonunu .Yiikel Pazarkaya yapmış .Mesude Ozcan'da resimle miş.l9')0'li yılların fstanbul'undan ilginç gözlemler içeren kitap kaybolan güzellikleri bir daha kez hatırlatıyor. Aleviliğin Kökenindeki Ma/.da tnancı ve Zerdüşt Oğretisi//;/<vw Xemgm/Bcrfin Yayınlan/2 51 r. Iıtcrn Xemgin, 1947 yılında Mal.ıtya'nın Akçadağ ilçesine bağlı 1 larunuşağı köyünde doğdu. llkokıılu köyde, ortaokulu ise Anlep'te ukuduktan sonra, köydeki kan davalarından dolayı 1964de uilesi ile birlikte göç edip Istan bul'a yerlcşti. Lisc vc Hukuk Fakültesi'ni tstanbul'da bitirdi. Istanbul'da bir süre avukatlık yaptıktan sonra, zamamn siyasi gelişmeleri sonucunda Türkiyc'dc kalnıanın sakıncalarını farkedince 1980'dc Avrupa'ya gitmck zorunda kaldı. Aleviliğin kiiltürel vc dini tcıncl ilkeleri ile değerlcrinin kaynağı nı bulabilmek için bölgcnin cski dini inançlarını vc onlara dayanan dini kiiltürel değerlerini araştırmaya giren ya/.ar kirabının sunuşunda; "...Alevilik kısa bir süre öncesine kadar tabu olarak görülürdü. Aleviliğin isminden bilc soz edilmezken, son zamanlarda bu konuda bir yayın furyası başlatıldı....Diğer yandan, Aleviliğin mcşru konumıınu benimsedigi söylenemiyecek olan , devlet yönctimi "Alevilerin Türk olduğu, Kürt olanların ise Alcvi olamayacağı" tezlerini destekleyip işlemektedir. Bir dini inanç ve yaşam felsefesi olarak bilincn Aleviliğin tekelleş,tirilmesi de ilginç bir durumdıır" diyor. Kalpazanlar ve EleştirmenlerBatı Tarihçiliğinde Yaratıcılık ve Sahtekârlık/ Anlhony Grafton/ Çevircn. Fjnrc Yalçın/ î)o\t Kıtabcvı/ 111 s. Taıihte, kalp para kadar kalp me tin dc üretilmiştir. Belirli bir iktidara meşruiyet sağlamak^ belirli bir kültürc ayrıcalık tanımak ya da bir topluluğa geçmiş yaratmek için "bulunuverilcn" belgeler, kitaplar vardır. Bu kitaplar, nedense, bilinnıcdik dillcrde yazılmış, tari hin köşclerine sıkışmış kütüphanclcrdc unutulmuş ve yine neden se, bazı âlimler tarafından, gerektiğinde, "keşfedilivcmıisjcrdir". Ulvî anıaçlara hizıııet eden kalpazanla rın yanı sıra, bircyscl, ramamen maddi amaclara hizmet edenler dc vardır: mcslcğindc yükselnıek isteycn lcr gibi. Beri yanda da bu mcrinleri, bu kitapları, bu belgeleri masaya yatıran bilginler, dilciler, âlimler bu lıınur. Belgclcrin kalp olduğunu lcscil etmeye çalışır, bunun için de ayrıntılı yöntemler geliştirirler. Grafton, kirabında bizi ayrıksı olduğu kadar büyüleyici de olan luiyiik metin kalpazanlıklarının rarihinc götürüyor. Frasmus'tan Cahatterton'a, namuslu kalpazan dan namussuzuna, bu kavramların nasıl anlam kaymasına uğradığını da göstcrcrck, bizi sıradışı dchalarla tanıştırıyor. Bu süreci anlatırken, özelliklc Casaubon, Scaliger gibi yazarlar aracılığıyla, tarihsel meCUMHURİYET KİTAP SAYI 444 tinlerin özgünlüğü, eskiliği, geçcrliliği iizerinc geliştirilmis, aıaştırma yöntemlerinin ana gelişnıe evrelerini gösteriyor. Tarihin, gcçmişin bilgisinden bir bilim olmaya doğru tutkulu ilerleyişi hakikat ve gcrçcklik iizerinc soruları da banndırıyor. Bazı kalp mctinlcrin gerçek olduğuna bir /amanlar kalben inanılmı^tı. Peki, şinıtliki gerçek ne? ÇokeşlilikErkeklerin Birçuk Kaclına Ilakkı/ listhcr V/lar/ Çcrırcn Set'gı l'am^ü^/ llriçehr Yuyınlan/ 1IS s Çokeşlilik sevgi üzcrincdir. F.sthcr Vilar'a göre kadınlığın çektiği acı ların gerçek sorumlusu crkckler değil, kadınların kendileridir. F.zclden bcri, alabildiğine çıkar sağlamak amacıyla crkeklerin içgüdülerini yönctmeyi iş edinmiş kadınların saplantılı ve ikili ölçütten kaynaklanan davranı^larını eleştirmektedir. Gerçekten sevgi, iki içgüdüye dayanmaktadır; Cinsellik ve koruma. (^insel içgüdii; cinsel eşle koruma içgüdüsüyse, korunacak bir nesneyle doyuma ulaşır, oysa bu iki doyum bağdaşmaz olduğundan, kadın korunacak nesne rolüne yatkınlaşmıştır; "besleyen baba" haline gelmiş erkekten istcdiği maddi korunmayı cldc etmek için, oportünizmiyle kendisini "Çocuk Kadın" yapmıştır. Bir kadın kimliğiyle yazar, aeımasız bir dille kaleme aldığı yergide, "lkinci (Jnsin" azgelişmişliğinin ve "güçlü cinsin" çokeşliliğinin derin nedenlerini incelerken, kadınları, aşkta barbarlığm zaman aşımına uğradığına inandırmakta, hatta onları kölelikten kurtulmaya teşvik etmektedir. Gerilla AnılarıYunan tç Savaşından/ Mthri Bcllı/ Rclgc Yayınlan/'264 s. Yıınan îçavaşı'na katılan Mihri Belli.savaş sürecinde yaşadıklarını vc tanıklıklarını anlattıgı bu kitabı hakkında şunları söylüyor: "Bu kitabın geniş bölümleri 'Ekdosis Themelio' Yunan Yayınevi'nin istcmi üzerine Yunan okuru için 1983 baharında yazıldı. Bu bölümler "Rigas'ın Dediği" başlığı altında yurtdışında ve ülkede yayımlandı. Türkçe metine gerekli bazı açıklamaları ek ledim. Bu, Yunan îçsavaşı'nın bir tarihçesi değil. Anılar olarak da nitelenemez. Daha çok direnişe ka tılan insanları anlatmaya çalıştım. Bu insanların ortak bir yanı var: Sevinç dolu idiler. Devrimci savaş koşullarında insanlar öyle oluyor. Davanın haklılığına, geleceğin bizim olduğuna inançran gelen bir sevinç bu. Oysa bir yanı ile Yunan Direnişi bir taciadır. 1943'ten 1949'a kadar savaşlarda alrıyüzbin insan öldü. Onbinlcrce devrimci onyıllar boyu zindan, sürgün hayatına katlanmak zorunda kaldı. Sonuç, etkileri uzun yıllar sürecek bir yenilgi olduğuna göre, bu gün 'boşunaydı', 'yanlıştı' diyenler var. Oylc değil. 'En verimli toprak şehitlerin kanıyla sulanandır' sözü Yunanistan için de doğrudur. Eğer bugiin o ülkede bir özgürliik havası esebiliyorsa, bu her şeyden önce, Yunan Direnişi'nin sağladığı bir sonuç." Mihri Belli 1996 1997 yıllarında Doğu Makedonya ve Batı Trakya bölgesine yaptığı yolculuk sırasıııda iç savaşta gerilla mücadelesinin karargahları olan Rodop köylcrini de dola^tı. "\l\\i Yıl Sonra"vc "Yine Dağ Yol lannda"başlıkları altında topladığı vc günliik basında da ycralan bu izlcnimlcri kitabına alan Mihri Belli, kitabının sonuna Türkiye ile Yunanistan arasmda öııcmli bir sorun olmaya devam eden Kıbrıs mesele sine ilişkin incelemesini de cklemis,. F,vet, Ben SelanikliyimTürkiye Sabctaycılığı/ Iliiaz '/.orlu/ Bcl)>c Yayınlan/ 176 ı Turkiye'dc yaşayan ve Türkiye mozaiğini olu^turan parçaların cıı renkli olanlarından biri hcrhaldc Saberaycılar'dır. Sabctaycılık veya gcnel olarak bilimscl li teratürde bilindiği şekliyle Dönmclik konusu ne yazık ki Türk kültür vc siyasct tarihinin en az cle alın mış konularından birini oluşrurmakradır. O kadar ki gerek Türk siyasi yaşamında ve gerekse buna paralel olarak Tiir kiye'nin toplumsal yaşamında sabetaycıların varlığı nercdeysc yok kabul edilcgclmiş, haklarında bir kaç eser dışjnda hiçbir çalışma yapılmamıştır. Oysaki 19, yy'm ikinci yarısından itibarcn günü müze dek geçcn sürcde sabctaycı ların oynadıkları rollcr dikkatc alınırsa bunun ne denli yanlış olacağı görülecektir. Fakat sürckli olarak Müslüman dini inancında Yahu di kabalizmine bağlı olarak yaşayan böylc bir cema atiıı gizliliği koruma konusundaki ihtiyatlı vc kaıaıiı tııtumu neticesinde konunun ele alınmamış olmasına da çok şaşırmamak gerekiyor. Sürgündeki Yabancı/ Şakir Bilgin/ Pcrıccrc Yayınlan/ Sürgündeki Yabancı, politik nedcnlerle yurdunu terkctmek zorunda kalan, ama yeni bir vatan bulamayanların öyküsünü anlatan bir yapıt.. Nerede olursa olsun, kavgasının ateşini sürekli yüreğinde duymak isteyenlerin insan onu runa yaraşır bir dünya için mücadele edenlerin, bunun için sevcn, kahrolan ve hüzünlenenlerin romanı. Sürgündeki Yabancı'da, yabancı olmakla yaşanılan sorunları ve belirgin biçimde sürcn ycrliyaban cı ayrımıyla günümüz Avrupası da sorgulanıyor. Avrupalı insan ve değer yargıları, gerçek yaşamdan kcsit lerle karşımıza çıkıyor. Bu romanda aşkları, tutkuları, hüzünleri ve yitirmekten korktukları düşleriyle, kendi toprağını ve scsini arayanları, yabancı oldukları için yaşadıkları gezegende yer bulamayanları daha yakından tanıyacaksınız. Lodosta Oğlen Uykusu/ Migııcl Dclibcs/ Inci Kut/ Can Yayınlan/ 204 v. Günümüz Ispanyol edebiyatının en saygın ve en kıdemli yazarlarından biri olan Miguel Delibes'in Lodosta Oğlen Uykusu adlı kitabı, Ispanyol çağdaş öykü edebiyatının en güzel örneklcrinden biri. Miguel Delibes'in bizlere, etten kemikten yapılmış insanların, kaçamayacakları zor durumlar karşısındaki düşünce ve davranışlarını anlattığı dört öykü var bu kitapta. 'Kefen' adlı öyküde, zamansız ölen babasının çırılçıplak cesediyle baş başa kalan vc onu nasıl giydireceğini bilemeyen küçük bir çocuğun, ülümün gizemi karşısındaki duygularını ve çocuksu masumiyetini kaybctmesini anlatıyor. 'Deli', geçmişiyle gizemli bir bağlantısı olduğunu sezinlediği bir adamı, bir saplantı halinde katasından atamayan bir banka memurunun öyküsii. 'Ceviz Ağaçlan', köyün en iyi ceviz toplayıcısı olan yaşlı bir köylüyle, gölgede yatıp çevreyi scyrctmckten başka bir şcy düşiinmcyen oğlu arasındaki ilişkiyi işliyor. Son olarak da 'Raylar' adlı öyküde, aynı ailenin üç ayrı kuşağından üç kişinin portresi ve her birinin kendi idealine ka vuşma yolımda başına gelen aksiliklerin parodisi var. Bu öyküler, alaylı bir görüşle tatlı bir lirizmin birbiri ni kovaladığı güçlü bir anlatım içinde gelişiyor. Yaşamak Zamanı Olmek Zamanı/ Erich Maria Rcmarcjuc/ Çevircn: Ahnıct C.cmal/ ('an Yayınlan/ 372 \. Unlü Alman yazarı Frich Maria Krtrh Mıırl.ı l\cm.ın|in' Remarque'ın Yaşamak Zamanı, YAS.A.MAK ZAMANI Olmek Zamanı adlı bu romanı, Ol.MKK Z/\MAN1 genç Alman askcri Frnst Graeber'in üç haltalık izin döncminde geçer. Alman orduları, Doğu'dan gcri çekilmeye baş'lamıştır. Çöküşün başlangıcıdır bu. Ama Graeber'in önünde, tam üç hafta lık ve savaştan uzak bir hayat vardır. Döndüğü kentin yıkıntılaıı, aiıasıyla babasını arayıp bulma çabaları ve sonunda bu umut.suzluk denizi âa. SAYFA 21