Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Sözen birlikte. Nokta Derglsl nin Anlamı'na dön mek llhan Selçuk, Emre Kongar ve Metin Kongar süleyman Demlrel'den 'Doruktakller' ödül töreninde Emre istiyorum. Belki dc Ödülünü alırken (Aitta). kaldığımtz yere' Neden mi? Sizihep edebiyatın/kültürün safında biri olarak gördüğümden olacak Bu, müstcşarlık tnisyonunuzun ötesinde varalan bir olguydu. BiEn biiyük sorumımuz lim sıktcı mı detnck tstiyarum ? Depl clBu nedenle de 'teknolojik olarak' da bet! Edebiyatla, sa 'ideolojik olarak' da, 'sürdürülebilir kal natla sarmalanan, kınma aşamasına' ulaşamamış. yakın duran yanını Bence, en biiyük sorunumuz bugün yadsın/cıyan bırrubu: Ulusdevletin olgunlaşma aşamasına niz. Bunun stılt topulaşamadan küreselleşmenin saldırısı ile lumbilımn oldujljjkarşı karşıya kalmış olmamız. nuzdan kaynakla Bu nokiadaki tespitimi sosyolojik bir nan bir otgu oldıtbiçimde ilade etmek gcrekirse, bugünkü ğunu sanmıyorunı. sorunumuz, "Atatürk devrimlerini hcnüz Ncdır bunun 'hiksonuçlandıramadan, yani çağdaş sınıflı mctP' toplumu yaratamadan (burjuvazimizi ve işçi sınıfımızı yeterince geliştiremeden), • Birinei olarak yani demokratik hukuk dcvletini tam sanatı ve edebiyatı oluşluramadan, Cumhuriyet'in öngördüseviyorum. ğii 'ulusdevletin', küresellcşme tehdidi Ikinei oldrak, karşısında yukolma tchlikcsi ile karşılaşedebiyat aracılığı mış olmasıdır." ile insanın lıem Bu çerceveıle, kilabııuda yapınadıüım kendisini ilade edebilmesi, hem de (başÜzerinde calışmaya başladım bile. öngöıüleri ya ı.la 'senaryolan' size aktakalarını kırmadan ve üzıneden) ı,'evresini Bu kcz so'z vevdını kcndımc. Palıtikarayım. eleştirebilmesi daha kolay geliyor bana. dan söz clmcycccg'iz diye. Bilint, hü'ltür, saUnce iyimser ıı^taki senaryo': Edckıyat üzcrınc yazdımz. Hcm dc nat i>nanlannı o 'günlük. politıka mn kirKilabııuda belirlediğim üç büyük güç cpcycc. Incclcmclcr, dcncmclcr. llocaefen lilik.lcri icındc/yanında diişüıtmck ittcmı len iki lanesi olan 'büyük sermaye' ve 'asdi'nın Sandukatı 'ııı (1W)) unutmuyornm yorum Bclhi dc bir 'kaza'ydt o da sizin keri bürokrasi', yine belirlediğim üç egeclbcttc. Conliinüzdc yalan arslanı da kes için. Di'mdüg'ünüz Ankara, kuşkusuz bir men süreçten biri olan 'demokratikleşlircbiliyarum azçok! Bıraz bu kıyılarda Rohentrm 'ada'u dcgildi. Bir çıfıt çarşıstyme' üzerinde ittifak edip, 'küreselleşme' dolayıhm. dı bclhi' Dilcrscniz tcssiz soluksuz gcçclim sürecinindedemokratikleşmeyönündebunıı. Sizin ıronıh, hatta karamızabçı bir • YM büyük ar/.um, rüm 'bilımscl çalışki etkilerini ulıısal biçimdc kanalize edeyanınızm oldug'uıııı biliyontm. Politikada maları' bir yana bırakıp kendimi tümüybilirlerse, Türkiye'nin bu bunalımı aşma h.i insan malzcmesini bnylcune yaratnal le roman yaznıaya adaniak. olasılığı duğar. bir çalışmayı taymayı dii^ ündünüz mii hic? Bu arada, buradan bir kez daha yinele Jjimdi biı de 'kötümser ııçiaki senaryeyim: I locaelendi nin Sandukası'nda • Yeni kitabım. yani romanım, doğruyo': bütün anlatrıklarım, yani'(îiriş' 'mektııpdan doftruva 'politik bir sarir' olacak. 'Büyük sermaye', 'küruselleşme' ile bülar' vc 'okııyucu ınektuplan' dahıl, tüm Kaçınılmaz olarak bu son çalıpnanıza tünleşerek, 'demokratikleşme' yerine yapıt bir romandır. ^'ani 'kurmaca'dır. dönmek fitıyorum yınc Bugun M.basıma 'yagmacı kcndeşme' sürecini desteklerBtıııu bir ke/ daha vurgulamak gcre^i (10 likim) ulayıu bu kitahınızı do'rt ayda se, Türkiye yok olur. duyııyorum, çiınkıı pek çok kişi, o romaohnyabildtm Yani ikıncı bir dort aylıh. asnı 'gerçck' sanıyor. Cîeçeıı gün birgenç, llangi senaryo gercekleşirr1 İyimser kcrlık yapttm Lmrc Kotıvar böluğündc! "Size sadecc aktarmaeılık yapmak hiç yaolan mı, kcitünıser olan mı? Kcyıflı, anLımlt, kuşalıcı, Jerınleşttrta, dükjşmamış" diye beni azarlamaya bilc kalkşündürücii bıryolculuk (askcrlik!) oldu asBenee ikisinin arasında yer alan bir serı. lında. Kitabııı bu dcnli 'tutulma'sını ncye naryoıiLin gerçekleşmesi cıaha büyük bir bağ/ıvor\un//Z'1 olasılık. Ustelik Giftos Karpantiye'nin (adınm çagrıstırdığı ve rotnanda acıkca tanıınlaKafamda belli modeller var ama, bun Yediyüz küsursayfalık veoldukça panan) kJmligine bile dikkat edilmiyor. ların larrıijiltnası için vakit henüzerken dihalı olan bir kitabın hem dc 'bilimsel olye dü^üniiyorıını. Yakında /aten İ looı efendi nin Sanma iddiası' taşıyan bir kitabın 'çok satar' dukası'ndaki tarihbel gereekler ile kıırmaUstelik, gelişmeler hangi yönde olursa, olması geıçekten üzcrindc durulması geca gerçekler' diye bir çalışma yayımlamabunlann derhal 'diyaleklik' olarak 'karşı reken bir toplumsal olay. yı uüşünüvorum. oluşumları' da filizlendirecegini akılda Bence bunun nedeni, benim marifetim tutmak gerek. Bu arada rezgâhımda bir roman daha dcğil. li/nu \<dnh aLılını, dılerseniz. Yaşamın var. Orialıktaki politikaeıların, gerçekleri SAYFA 8 Ityor. Bu şekilde yapdanan bir dünyada, uluslararast kttle iletışıminden etkilenen politik eg'ilimler sonucu sınır tanımayan bürokralik ve ınalt bağlantılar, gelenehsel baîımsız dcvtelin egemenligi kavramını gidcrekasmaya baslamıslardır." (rv. 90y1) Burada birlesilen bir nokta var. Ki, sizin çalısmanızda da bu vksen yani 21. yüzytlın esiğindc Türkiye gerçeğı irdeleniyor. \stcrscniz bu çerçeve üzerinde duralım biraz. Batı'nın dınamiği, bu baglamda, Türkiycgcrçeg'ini, özcllikle ulusdcvletinin kuruluş dinamiği olan kapıtalızmin öngörülerini (ya da yapılanısım diyelim buna) ne ölçüdc etkiledi? Bu anlamda da sizin o ilk helırlemeniz (teknolojt ürctmek/ ideoloji belirlemck.) ne ölçüde gerçekleşti? Ya da gerçeklesmedı, neden? Cîerek Fukuyama, gerekse Brezinski, 'Küreselleşme'olgusunugündemegetiriyor. Bu çerçevcde her ikisinin de işaret ettiği gelişmeler kaçınılmaz görünüyor. Buruın Türkiye açısından önemi nedir? Türkiye hcnüz 'ulusdevlet' aşamasını tamamlanıadan, 'küresellesmenin' etkisi ilc hcm yııkardan, ulus devletin cgcmcnlik haklarıııın uliiblararası iist kuruluşlara devredilmcsi, hcm de aşaöıdarı, ulusdevletin, kültürel vc siyasal olarak parça lanması ve mikro birimlcre bölünmcsi baskısı ile karşı karşıya kalıyor. Işte ben 21. Yüzyılda Türkiye adlı çalışmamda kürcselleşmenin üzerinde, bu nedenle çok uzun durdum. Görünen o ki, kcndi teknolojisini ve buna koşut olarak kendi idcolojisini üretemeyen 'ulusdcvlctler' 'küreselleşme' olgusu karşısında yok olup gidecek. Türkiye bugün ne teknolojik ne dc idcolojik ofarak 'kendi üretimini' biçimlendirebilmiş. tümüyle saptıran; kavramlaıı, terimleri, tarihi, günceli ters yüz eden sözleri, demeçleri, yorumları, insanların gözlerinin içine baka baka yalan söylcmelcri, tarihsel ve güncel gerçelderi yalın bir biçimdc aktaran böyle bir kitahın (normal koşııllarda pek de dikkati çckmeyecek olan) sade ve yalnızca gerçeğe uygun olmaktan kaynakfanan degcrini birden ortaya çıkardı. Bir de kitabın, hem olaylar arasında herkesin dikkatini çekmeyenbazı ilişkileri vurgulaması, hem ede geleceği irdelcmeye çalısması, belki bir artı puan olarak düşünülebilir. Âslında benim samimi kanım, kitabın 'çok satar' olmasının nedeni, bugünlerdc ortalıkta (Âımhuriyet'in kuruluşundan bugüne dek tüm istatistikleri de içcren ve olayları derli toplu bir biçimde aktaran başka bir çalışmanın olmayısı. Daha açık bir deyimle, "koyunun plınadı^ı yerde keçiye Abdurrahman Çelebi dcnmcsi." Ben bunu biraz da ihlubunuza vcriyorıım. Siz benim dört ayda okudug'uma bakmayın. Birçok şeyle birarada git/iği için uzunca bir zamana yaytldt Aüında sürükleyici bir ça/ıyna. Yer yer 'edcbi' keyifler aldığım bölümlcr nldıı Bu yanınızı hılcn biliyor. Türkçe'nin kullanımt, bilim dili üzerinde duralım. Ne deruniz? • Dilimizi çok seviyorum. ü n u özenle kullanmaya ve geliştirmeye çalışıyorum. Kitabı yazarken, 'anlaşılabilir' olnıayı esas aldım. Ayrıca bir süreden beri tüm yazılarımda (gazete makalelerim dahil), Türkçe'nin güzelliğini ve zcnginliğini vurgulamak açısından, aynı cümlede, aynı anlama gelen eski kelimelerle yeni sözcükleri, aynı anda kullanmaya başladım. Bu, belki okıılann bilinçlc yakaladıgı bir nokta degil ama, bir metinde hem 'an^ lasılabilirliği' hem dc 'güzclli^i' ön plana çıkaran özgün bir uygulama gibi geliyor bana. Nilüfer Kuyas'la söylcşinîzde (Milliyet 20.4 VJ'JH), '.. Cumhuriyet'in kurulu$u hâlâ devam cdiyor. Ulus devleti dofcu ran sonuçları i'tretme sürcci hitmedı dıyor\unuz. Kı kıtabınızda da bunu birçok. ya nıyla irdeliyorsunuz zateıı. Ben astl şunu sormak istiyorum: Yıııesizinsurunuzu tcrsınleyerck; gerçekten Türkiye'de sermaye unı/ı demokrasidcn yana çıkacak bilincc criştı mi? • Bu sorunuzun dürüst yanıtı 'bilmiyoruın' biçiminde olacak. Zaten 'biiyük sermayenin' ncyapacağını bilnıediğim için, biraz önce hem kö tiimser hcm de iyimser senaryolan dile getirdim. Fakat bu bagiamda şu gerçekleri, başta sermaye sınıfı olınak kaydıyla hcrkese anımsatmak isterim. Dünyada demokrasiyi, 'aydınlanma' ve 'sanayi' dcvrimleri sonucıı orcaya çıkan sermaye sınıfı ile bu sınıhn gclişmesinin güçlendirdiği işçi smıfı kuınıuştur. I liç kuşkusuz, Türkiye'de bu evıensel ınodeli izleyecektir. Sermaye sınıfının da (aynen işçi sımh gi bi) başka seçeneği yoktur. Yani demokrasiyi geliştirmek seçeneği ni rcddctttiği zaman, sermaye sınıh da (aynen işçi sınıfı gibi) kendi ipini kendi çekmiş olur. Çünkü sermaye sınıfı (aynen işçi sınılı gibi), demokrasi seçene^ini dışlauığı za ınan, ya eski rakipLri olan toprak ağalaıı vedin adamlarıyla uzlaşma arayacak, ya da askeri bürokrasi ile ittifak yapaıak laşizme kayacak ve böylece her iki durumda da hcm teknolojik degişmc ve gelişmeyc hem de tarihi gelişmc vc değişmeye karşı çıkmak gibi umutsuz bir çaoanın içine gireeektir. I ler iki durumda da, başta işçi sınıfı olmak kaydıyla, toplumtın geniş kcsimlcri baskı altına alınacağı, ayrıca teknolojik ve kültürel değişme ve gelişme, yani rarihin " CUMHURİYET KİTAP SAYI 456