Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
cıı' bir Amerikan ayclını. Tabii o zamanlar da aynen bugünkü gibi bıı tür aydınlara Amerika'da 'lıbcral' dcniliyordu. 1 ler ne ise, Prof. Lynd, tüm Amerika Birlcşik Devletleri'nde teşkilatlanmış olan ulusal 'Victnam Savaşı Karşıtı' örgütün (ki merkez ijikago idi): Genel Sayman'ı (treasurer) idi. Amerika Birlcşik Devletleri'nde 'tcachin', 'sitin' gibi protestoeylemleri yeni olu şuyordu ve Amerikalı arkadaşlarım bile bıı iki terimin de içeriklerini yani tıe an lama gcldig'ini (biri dcrshancyi işgal edeıek, anti Victnam savaşı konferans ver mek, ötcki, dcrshaneyi veya askerlik şubesini işgal edip, yere oturarak, nornıal fonksiyonların yerinegctirilmcsini engellemek) pek çok kez benden sorarak öğrenmisj'erdi. Pek doğal olarak bir Birleşmiş MilletIer burslusu olarak bcn bu tür eyfemlerin hiçbirine katılmadım. Ama arkadaslarım vehocalarım aracıhgı ile dünyada bu eylcmi gün bc gün, hatta saat be saat en iyi izleyen kişilerden biri idim. Bu arada, tclevizyonda en scvdiğim program, Amerikan Scnatosu'nıın Dış ilişkiler KomisyonLi'ndaki sorgtılama ve tartışmalardı. Örncöin, Amerika'nın başka ülkelere yaptığı uış yardımın her bir dolarının yetmiş sentinin, taşıma ve sigorta gibi normal ticari işlemler aracılığı ile Amerika'ya geri döndüğünü ben bu programlardan, bizzat Amerikalı yetkililerin ağzmdan ögrenmiştim. Okuduğum okul, alanında, Amerika'nın en önde gelen okullarından biri idi. (Schoo!ofSociaIWork,U.ofM.) Bu okul verdiği baha biçilmez kuramsal bilgilerin yanında, beni iki ayrı staj döneminde iki çok büyük deneyim sahibi yap Emre Kongar, Arslan Kaynardağ'la birllkte... SfrfaletmahaHeleri Birincı olarak, üetroıt'in 'sefalet mahallelerindeki' zcncileri sağlık konıısunda örgütlemek ve bilgilendirmeklegörevlendirildim. Altı ay sonra stajım bittiğinde, yürenin zengin kadınları verdikleri veda partisinde arkamdan ağlayarak beni ugurladılar. Bir başka sınıf arkadaşım, Don Roose adlı kırmızı sakallı bir Amerikalı da onların 'vatandaşlık hakları' konusunda örgütlenmelcri ve bılinçlendırilmeleri konusunda görevlcndirilmisti. Dönem, Amerika'da ırk savaşının doruğa ulaştı&ı, 'medeni haklar' mücadelesinin zenciler tarafından kazanılmakta ol duğu yıllar. Tabii tahmin cdcrsiniz ki, Don Roose, bir süre sonra'polis tarafından aranmaya' başladı. Nitekim, bizim staj dönemimiz kapan dıktan yaklaşık bir yıl sonra, benim Türkiye'ye dönuüğüm sıralarda, o yöredeki zenciler ayaklandılar. Tabii bu olayda Don Roose'un rolü ncydi bilemem. Ama nasıl birbölgedegörev yaptığımı anlatabilmek için bu olayları aktarıyorum. Ikinci staj yerim, o zamanlar, Michigan VaJisi olan George Romney'in (sonradan ABD'nin Cumnuriyetçi Başkan Aday Adaylarından) bürosuydu. Burada 'Aileyi Güçlendirme Programında' uzman olarak çalıştım. Ayrıca bütün bu uygulamah bilgileri, üniversitede, gerçekten çok mükemmel lıocalann veruig'i derin kuramsal bilgilcrle irdcliyor ve pekiştiriyorduk. Ozet olarak ben, hem birey olarak insanı ve bu insanın psikopatolojisini, hem de kapitalist sistemi ve bu sistemin eleştirisini, sistemin kalbi olan Amerika Birlcşik Devletleri'nde, bizzat Amerikalı ho calardan okudum ve öğrendim. Bu öğrendiklerımin, bnümde müthiş bir evren oluşturduğunu görmemek için körolmakgerekirdi. Bendekördeğidim. Insan ve sistem. İnsanın evrensel nitelikleri, sapkınlıkla rı. Sistemlerin evrensel sorunlan ve çarCUMHURİYET KİTAP SAYI 456 pıkJıkları. Bu ikisinin kesişme noktaları. Işte bugün Ümraniye'deki 'tinerci çocuklan' nasıl birer 'sadist katil' haline clönüştürdüğümüzün çözümleme anahtan bu kesişme noktalarının dogru saptanmasında yatar. Yani işin hem sosyolojisini, hem de psikolojisini bilmek gerekır. Ama bunları kim okııyor, kim dinliyor ki... Dunüj... Nasıl bir Türkiye vardı karşımzda J Genç Emre Knngar'ın ülkütü, amaa ncydi? Âmacım, somut olarak Siyasal Bilgiler Fakültesi'ne asistan olarak girmekti. O zamanlar, bilim insanı olmak isteyen gençlerin tepesinde, bugünkü bir Demokles'in kıııcı gibi sallandırılan güven cesiz 'araştırma görevlisi' soytarılıgı yoktu. Asistan oldunuz mu, doörudan doktora nrogramına giriyor ve akademik bakımdan başansız değilseniz, artık 'akademik kariyer'in basamakları olan doçentlik ve profesörlük için aday kabul ediliyordünuz. Fakat ne yazık ki, Siyasal Bilgiler Fakültcsi'nde sosyoloji kürsüsündc de, benim Bİrebileceğim öteki bilim dalları olan, Şenircüik ve Siyasal Davranış kürsülerinde de boş kadro yoktu. Amerika'daki profesörlerimden biri, Hacettepe Üniversitcsi'nde Prof. Nusret Fişek'i (ünlü siyasal bilimci ve Hürriyet'in köşe yazarı Kurthan Fişek'in babası, Türkiye'de Nüfus Planlaması Programları nın, Nüfus Etütleri Enstitüsü'nün ve Toplunı Hekimliği Kürsüsü'nün kurueubu) grirmemi önermişti, Türkiye'ye dönmeden önce. Ben de rahmetli Fişek'i ziyaret ettim. Derhal bana öğretim görevliliği önerdi. Sonra Ihsan Doğramacı ile görüştüm. Dogramacı, benim 'toplum örgütlenmcsi' konusıında ıızmanlık sahibi oldu ğumu ögrenince, "Bizim 'kişisel çalışma' (Casework) dalında uzmana ihtiyacımız vardı" diyerek beni reddetti. Daha sonra, Nusret Bey yeniden devreye eirerek, benim hem Prof. Şerif Mar din, hem de Prof. Arif Payaslıoğlu tarafından tavsiye edildiğimi kendisine iletince, Hacettepe'de göreve başladım. Böylece ayrı bir kitap konusu olacak olan'Hacettcpe Anılarım' dünemi başladı. Sorunuzun somut yanıtı şöyle: Çalışma alanımı yani toplumbilimi değil ama, ne rede çalışacağımı, Türkiye'nin olanaksız Ilk çalnjtnanızda (Toplumsal Değışlıklart içinde bulabildiğim tek akademik C*)) seçenek belirledi. tanım>kuram>yorum eksenınde topioplumsal değışme, değişmenın dina lumsal de$j.şmc dinamiklvrinin sımrlarını mıklerı üzcrindc yoğunca duruyorsunuz. belirlıyorsunuz tkındbaskıda (197S) TürBıryamyla toplumsalbilimlerin 'ne'lifcinı kiye Gerçeği'niekliyonunuz Bu har.gigeırdelerken; kuramml bayutlartm çıztp (yı reklılıkten dogdu ? nc kcndi deyimınizle) tcmel kavram ve te Amerika'dan döndüğüm zaman hanrımlerı açıklamaya çalıştyor'iunuz. Sonra gi alanda yazacagım konusunda çok cidkı çalışmalamıızda kurarnsalçcrçcvcyige di bir karar vermek durumuııda kaldım: ntşletıp, btranlamda eylemselleşttrıp, Tür Ya kendi ülkem, kendi halkım ve öğrenkiye'nin Toplumsal Yapıst'm çüziimlüyor cilerim için yazacaktım, ya da uluslararatunuz Toplumhılımsel bakıpmtztn temel sı alana hitap edecektim. dayanaklarından söz vdclitn biraz. Büyük bir üzüntü ile belirtmeliyim ki, • Sevgili Andaç, şunu hiç unutmayın: bu iki ayrı alan birbiri ile çok uyuşabilir toplumsal bilimlerde genç dahi olunmaz. değil. Mutlaka okuyacaksınız, hem de çok OrneğinTürkçe'de daha doğru dürüst okuyacaksınız ki, 'Amerika'yı yeniden bir 'sosyoloji tarihi' bilç yoktu. Sadece keşfetmek' gülünçlüğüne düşmeyesiniz. Kösemihal'in kitabı ile Ülken'in Fürkiye üzerine olan çalışması ve bir de TahirÇaNe yazık ki, güniimüz Türkiye'sinde ğatay'ın Hans Freyer çevirisi vardı. her şey gibi, toplumsal bilimler de yozlaştı. F.line kalem alıp iki satır yazı karaBunlar da özellikle 'antikomünist' gölayan, hcmen 'bilim insanı' oluyor. Hele rüşlc yazıldıkları için, bilimsel açıdan cidbunu bir de 'kurtarıcı bir ideoloji' adına di eksikJilderi ve yanlışlıkları olan kitap yapıyorsa, derhal o ideolojinin izleyicilelardı. ri tarafından 'üstad' ilan ediliyor. Onun için işe isin alfabesinden başlaAcınacak bir düzeysizlik! mak, 'Türkiye deki değişmenin dinamiOysa, toplumsal bilimler, fizik bilimleğini keşfetmek için' önce değişme dinari ya da teknik alanlar gibi değil. I lerhanmiği konusunda dünyada geliştirilmiş gi bir keşifyadaicat, yani 'yeni bir şey söyolan evrensel yaklaşımları iruelemek geleyebilmek' çok, ama çok zor. rekiyordu. Her alanda olduğu gibi bu alanda da, îşte ilk baskısı 1972'de yapılan 'Top gençierimiz, bedelini c)dcmeden, yani hak lumsal Degişme Kuramları' adlı kitabıetmeden 'ünlü' olmak istiyor. Bunun için mın 'sebebi nikmeti' bııdur. dc çeşitli şaklabanhklar, soytarılıklar vc Tabii bu tür bir 'elementcr' çalışmanın şarlatanlıkJar yapıyorlar: tarihi saptırmak, altına ünza atınca, ııluslararası planda katgerçekleri çarpıtmak gibi. kı yapabilecek özgün araştırmaları tngilizce kaleme almak için çok az vaktiniz Kimse kusura bakmasın, ama toplumoluyor. sal bilimlerde, kırklı yaşlardan öncc 'ciddi bir yeni şey söylcmek'pek olanaklı deOrneğin ben Türkiye'de 'gecekondu ğildir; o da çalışmaya 2O'lı yaşlarda başlaaraştırmalarında' Kıray'dan ve Yasa'dan nıak kaydıyla. sonra öncü ve özgün çalışmalar yapmış Benim toplumbilim yaklaşımımın iki olan ikinci önemli kusakranım, ama bu temeli vardır: Çok iyi bir 'toplumbilim konuda tn^ilizce'dcki tek yayınım, kııramları tarihi' bilgisi ile 'sağlam bir ikCambridgc Oniversity Press'de 'Meditertisat' kültürü. renean Family Structures' adı ile çıkan bir kitabın bir bölümü ile sınırlı kaJdı. ÇünBurada açıkça belirteyim: Hem 'topkü yazdıklarımı bir de tngilizce'ye çevirip lumbilim kuramları tarihi' hem de salt yayımlatacak, ya da doğrudan lngilizce 'tarih bilimi' anlamında tarih ve ayrıca yazıp, Türkçe'ye çevirip yayımlayacak ek iktisat (ve tabii bunların metodolojilerizamanım yoktu. ni) bilmeyen bir insanın doğru düriist bir toplumsal bilimci olması otanağı yoktur. Yani kendime Türkiye'de toplumsal bilimlerin geliştirilmesi için, işin kuramsal Kusura bakmayın, artık 'aJçak gönüllü tarihindcn başlamak üzcrc, büyük ölçülükten' sıkıldım. Çünkü 'alçak gönüllüler' de 'hamallık gerektiren' bir 'rota çizdim': sustukça, ortalık 'alçaklara' kalıyor. (Bu Önce evrensel anlamda değişme Kuramsadecebirsözcük oyıınu. Kimseyi kasterları, sonra Türkiye'nin incelenmesi, en so« miyorum) ürıun için sert konuşuyorum. SAYFA 5