Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
1 2 K A S I M 1 9 9 8 ü Oıtıan Türker'in 'Tatavla"sını, Feryal Saygılıgil değerlendirdi 5. sayfada • Zühtü Bayar, F. Pohl'un "Pısınklar Çağı"nı değerlendirdi 12. sayfada • Nilüfer Kuruyazıcı, Uwe Timm'in romanını değerlendindi 2O.sayfada • Mehmet Sarsmaz, Daniel Coleman'ın "Duygusal Zekâ"sını değerlendirdi 22.sayfada KIT/M» Cumhuriyet Z E K "21. Yüzyılda Türkiye" ve... Emre Kongar Emrc Kongar, "21. Yüzyılda Türkiye"nin ilk biçimini 1976 yılında yayımladı. 1985 yılında yeniden gözden geçirdi, 1995 yılında da oturup yeniden yazmaya başladı. Kongar Hoca'nın buradaki amacı tutarlı bir model geliştirmeye yönclikti. Türkiye'nin 21. yüzyıldaki sorunları konusunda bir katkıda bulunmayı amaçlayan "21. Yüzyılda Türkiye" ilk yayımlandığı mart ayından bu yana 11 baskıya ulaştı. Oldukça hacimli ve teknik bir çalışmanın bu baslcı sayisına ulaşması Türkiye açısından çok sevindirici. Emre Kongar rloca'mızla içinde bulunduğumuz yılın "Aydın Doğan Vakfı 'Sosyafve Beşeri Bilimler' Ödülü"nü alan kitabı üzerine konuştuk, iki yazarımız da kitabı değerlendirdi. FERİDUN ANDAÇ ("V 7" eniyüzyılın esigUnde Türkiye'nin toplumsal J' yapmnt inceleyen 21 Yüzyılda Türkiye / ~~ A. 2000'ltYıllarda Türkiye'nin Toplumsal YapısıC) adlı hapsamlıyapıttnızı okuyorum bir süredir. Ycr ycr bunun önccsı Imparatorluktan Güuümüze Türkiye'nin Toplumsal Yapısı'naC) döncrek Bu caltşmalannızı önüme koyup, bir mre bunlarla yogunlaşınca, m<>ral deg'erlerim yükseldi. Sizinle söyleşiye karar verirken, kültür insanı ktmltg'ınız yıne de haskın çkıyordu bende Bu iç ıçelık bilımsel çah^ma alanımızıtı 'kaçınılmazlığı 'nın riteunde bir şey O 'jey 'ı adlandırmak dcğil de, bu nun varoluş ortamına dogru uzanalım ilktcn \{)Y)'daŞışlıTerakkıLısewFenKolu'ndan 'pckıyı'de rece ilc mezun alan Emre Kongar, ogünlerde hayata na\ıl bakıynrdu, hedeflerı, amaçlan neydı? Anlaşılan bu konuşma biraz da 'psikonaliz' gibi bir şey olacak. Peki sevgili Andaç, benim de unuttuğum tarinlcrc ve zihnimin bcnim için bilc gizli kalmış bölgclerine gidelim bakalim. Ben çok kiiçükken, yani çocukların itfaiyeci ya da pı lot olmak istedikleri dönemde, büyüyüncc 'bir şey ieat ctmek, ya da bir şey kcşfetmek' isterdim. Bu nedenle de idealim, bir makine icat cdcbilmek için makine mühendisi, ya da bir ilaç keşfedebilmek için biyolog falan olmaktı. Sanıyorum, bu isteğinıin nedeni, (izninizle biraz ken CUMHURİYET KİTAP SAYI 456 dimle dalga geçeyim) bilinçaltında 'insanlığa hizmet ederek tarihe geçmek' arzusu idi. Bunu, biraz bilinçlenincc çok rıet olarak algıladım. (Kanm hâlâ benimle dalga geçer. 'Emre'nin parada pulda gözü yoktur, o tarihe oynuyor' der.) Bu ar/.unun altında da okumayazmayı ögrcnir öğrenmez birbiri ardından devirmeye başladığım kitapfann başında 'Kâşiflcrin vc Mucitlerin Hayatı' ya da 'Keşifler ve Icatlar Ansiklopedisi' gibi yapıtların gelmesi yatıyordu. Bu kitapları elimin altına, annem, babam ve ağabeyim, adeta bir 'komplo' yapar gibi yerleştirmişlerlnsanlık tarihinde teknolojinin yeri, bu kitaplar sayesinde bilinçaltıma tam anlamıyla kazılmış dıırumdadır. Bugünkü toplumbilim yaklaşımımı da bu bilinçaltı ctkiliyor galiba. Lise'dc fen kolunu secmernin ve burayı da başarıyla bitirmemin nedeni buyciıı, teknik iiniversiteye veya fen fakültesine gitıneyi planlıyordum küçükken. Şimdi yine bilinçaltında, 'hoca olmak' arzumun da okulda iken doğduğunu anımsıyonım: Mullu bir ailede yetişen, annebaDasını seven ve onlar tarafından sevilen bir çocuğun, annebaba mesleğini seçmesi sendromu. Aynı biçimde, içinde yaşadığım toplumu tanıma, anlama ve araştırma, sonra da yazma vc anlatma istegi de bu sıralarda, yani öğrencilik yıllarımda, ama büluğ çağından sonra filizleniyordu. Şimdi ceriye dönük olarak düşiinüyorum da aynı anda farklı bcklcntiler vc iki farklı ncdef ohısmuş zihnimde ve kalbimde: Bir şeyler keşfedebilmcK, ya da icat edebilmek ile toplumu tanımak ve anlamak. Ama her iki farklı hedefin de amacı tck: lnsanlığa yararlı olmak vc tarihe geçmek. (Sanıyorum, benim trajedim, 'tarihe geçmek için', ailem tarafından politikaya degil de bilime yöneltilmiş olmam!). Sonunda, galiba önce ağabeyimin bir dağ kazası sonucu, arkasından da babamm lise son sınıfa geçti^im yıl bu kazanın etkisiylc 'yüregine incrck' olmesi, beni sosyolojiye ve bunun alt yapısını oluşturmak için de iktisat öğrenimine yöneltti. TJ59 VJ63 Sıya'ialBilgilerFakültcsi'ndeöğrenauniz. Stcak günlcr. Değifimin, ivmenın yojjunca ya$andı$j. yıllar Biz bunun arkaplanına gidelim Kongar hangı koşullarda ya^ıyor, nelerle ilgıleniyor, neler okuyor, neler yaZtyordu o günlerde ^ Siyasal Bilgiler Fakültesi ve bu fakültenin Ankara'nın Cebeci semtindeki yurdu, benim için vepycni bir deneyimdi. Gerçi lise son sınıfa kadar yatılı okumuştum, ama yine de lstanbul'dan ilk kcz uzaklaşıyordum. Beni en çok etkileycn olay, 29 Nisan 1960 tarihinde, önce askerîerin, başlarındaki korgcneralin emri ilc (saDevamı 4. sayfada.