27 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

rız". Peki ilişkilerimiz neden aksar? Başkalarıyla sevgi, dürüstlük ve içtenliğe dayalı, hayatımızı zehir etmeyen, sağlıklı,,dcngeli ilişkiler kurmanın yolu nedir? Benlik tamamlanmış, değişmez bir şcy midir? Bağlılık, esaret midir, bir başkasına bağlanmak özgürlüğünü ona teslim etmck midir? Bir yakınına duygularını açmak ona zaafını göstermek midir? tçtenlik ölçüsüzlük müdür? "Olçülülük" dürüstlük müdür? Kişiscl ilişkiler bağlamında tüm bunları içine alan bir etik oluşturabilir miyiz? Hugh LaFollette "Kişisel Ilişkiler"de bu sorulara ccvaplar ararken aynı zamanda, kişisel ilişkilerin derin ve kuşatıcı bir analizini de yapıyor. Yaşadığım Günler / Kâzım Taşkent / Yapt Kredi Yaytnlart / 302 sayfa. Bir Cumhuriyet dönemi girişimcisinin günlüğü. "Doğulu, eleştirirken düşüncenin, yönetirken duyguların adamıdır. Muhalif iken en parlak fikirlerin savunucusu, iktidara geçince de kişisel isteklerin takipçisi kesilir." "Doğulu, eser veren insan olmaya pek heveslidir. Yaratılan eserin bakımı ve korunmasında ise aynı hevesi taşımaz." " 'Böölük duur! Geriye dön! Marş marş!' demek geliyor içimden. Nereye kadar? Atatürk'ü kaybettiğimiz güne kadar." Başta Mustafa Kemal ve Ismet Inönü olmak üzere, döneminin önde gelenlerinin övgüsünü kazanmış bir girişimcinin, Kâzım Taşkent'in (18941991), 1940'tan 1978'e dek tuttuğu yaşam notları... KS/ım Ta>kcnl j yaşadığım günler bu yazıların ve konuşmaların bir bölümünden oluşan aydınlık arayışı denemeleridir. Oner Yağcı, "Umut lnsanda"daki yazılarıyla; kültür, sanat, edebiyat, cğitim ve dil sorunlarından bu alandaki örgütlenmelere; ülkemizin çeşitli beldelerindeki çiçekler gibi açan dergilerden şenliklere uzanırken kolay anlaşılır, duru, akıcı bir dille yaşama ayna tutmaya çalışıyor. Yazarın yaşama tuttuğu aynada asılı olarak "Yeni Dünya Düzeni", "Medya" ve "Türkîslam Sentezi" var. Umut Insanda'da yer alan yazılar, yeni bir yüzyıla girerken insanlığa dayatılan "Yeni Dünya Düzeni"ni siyasal, ekonomik, toplumsal kültürel yönleriyle sorgularken, bilimin ve teknolojinin en etkin aracı olan "medya"yı büyüteç altına ahyor ve ülkemize dayatılan "Türkîslam Sentezi "yle de hesaplaşıyor. Umut lnsanda; eğitimci ve yazar kimliğine btlincini ve duyarlılığını katan bir aydın sorumluluğunun yazılandır. ISBN 975 342 142 7 / Bülent Erkmen / Metis Yayınları /184 sayfa. Bülent Erkmen'in logo çalışmalaIS8N 9753421427 rından oluşturduğu kitabı, Metis BÜLENT ERKMEN Yayınları tarafından yayımlandı. ISBN 975 342 142 7 adını taşıyan kitap, Erkmen'in bu güne dek gerçekleştirdiği logo tasarımlarından seçtiği 44 logo çalışmasını içeriyor. Erkmen'in çeşitli kurum, kişi ya da etkinlikler için gerçekleştirdiği logoların her biri karşılıkı iki sayfada, siyahbeyaz olarak ve özerk bir düzen içinde yer alıyor. Karşılıklı iki siyah sayfa ise logoları birbirinden ayırıyor. Bülent Erkmen, tasarımını kendisinin gerçekleştirdiği kitapta, logo çalışmalarını bir tasarım ürünü olarak sunmakla yetinmiyor. Logolar, hem izleksel kümeler oluşturarak, hem de kitabın kendisiyle ilişkiye gircrek yeni bir bütün oluşturuyorlar. Logoların kitaptaki kurgulanış biçimeri de bu yeni bütünü oluşturmayı amaçlıyor. Bülent Erkmen, kendi tasarım üretimini, bir başka tasarım üretiminin (kitabın) nesnesi kılıyor. Böylece belirli bir programa bağlı olarak tasarlanmış ürünleri bağımsızlaştınyor ve sonunda ortaya özerkleşmiş bir ürün çıkıyor. Kitapta, 182. sayfada yer alan "içindekiler" dizini dışında metin yer almıyor, kitabın adı da, ortaya çıkan yeni bütünü işaretlcmek amacıyla, yalnızca ISBN numarasından oluşuyor. Golem Bilim Hakkında Bilmemiz Gereken Her Şey / Harry Collım Trevor Pınch / Çev Zeki Yemez / Sarmal Yayınevı / 192 sayfa Bilim nc bütünüyle iyi ne de bütünüyle kötüdür. Nükleer kazalara ya da hastalıkların sağaltılmasına, daha iyi beslenmemizi sağlayacak tarımsal gelişmelere ya da uzay uçuşlarında ölümlere neden olan hep bilimdir. Harry Colins ve Trevor Pinch, bilimi Golem'e benzetGOLEM mektedirler. Golem Yahudi mitolojisinde ne zaman ne yapacağı belli olmayan olağanüstü gücü nedeniylc potansiyel bir tehlike oluşturan ama aynı zamanda nazik, scvecen, yardımsever bir yaratıktır. Yazarlar izafiyetten soğuk füzyona, solucanların hafızasından dinozorların scks yaşamına bir dizi ilginç bilimsel olayı inceleyerek, bilimin doğrudan kuramsallaştırma, güzlem ve deneyselliğin sonucu olduğu düşünccsinin maskesini indiriyor. Daha doğrusu yazarlar, bilimsel kesinliğin doğmasının bilimcilerin muğlak sonuçları kendilerinin koyduğu bir düzen içinde yorumlamalarıyla gerçekleştiğini öne sürmektedirler. Bu yaklaşım okuyucuya toplumda bilimin yeri konusunda yeni bir açılım getirecektir. ilişkin ciddi sorunlar yaşanmakta bazı üniversiteler sorunu kendi başına çözmeye çabalıyor, bazı üniversiteler sorunun olduğunu kabul etmiyorlar, bazıları ise kabul etseler bile kısa vadede fazla bir çözüm göremiyorlar. Sarmal Yayınevi Universite Öğretim Üyelcri Derneği'nin düzenlediği Prof. Dr. Bülent Tanör, Prof. Dr. Zafer Toprak ve Doç. Dr. Halil Berktay'ın sunuşlarıyla başlayan ve bu konuda ders veren kırk altı bilimcinin katıldığı tartışmayı kitaplaştırarak konuya ilgi duyanların dikkatine sunuyor. Felsefe Açısından 12 Eylül, Din Boşluğun Egemenliği / tsmet Zekı Eyuboğlu / Pencere Yayınları / 192 say fa. Gorbaçov Türkiye'de / htanbul ve Ankara Konferansları / Yapt Kredi Yayınları / 157 sayfa. Ülkesinde parti, devlet ve toplum yapısında başlattığı glasnost (açıklık) ve perestroika (yeniden yapıfînrbaçov lanma) politikaları dünya çapında tiırkiyc'df yankılar uyandıran Gorbaçov, Nisan 1995'te Yapı Kredi Bankası'nın çağrısı üzerine Türkiye'yc gelip bir dizi konferans vermişti. Çoğunu üniversitelerimizde gerçekleştirdiği bu konferanslarında Türkiye'nin ve dünyanın gündemindeki birçok konuyu ele almış ve katılımcıların yönelttiği soruları yanıtlamıştı. Kitapta bu konferansların metinleri ve o günlerin coşkusunu belgeleyen fotoğraflar yer alıyor. Vatan Sağ Olsun / Prof Dr. Çetin Yetkin / Toplumsal Dönüşüm Yaytnlart / 12R sayfa Ah Yavruvatan! Vah Anavatan! Kıbrıs, kaçakçılık ve Vahe Ohannes Köylüyan. 12 Mart, Mümtaz Soysal ve Kıbrıs Gerçeği. Ecevit, "Kontrgerilla" ve Bir Olay Öncesi ve Sonrası ile 1 Mayıs 1977 Olayı. Gizli Eller. Adalet Için. Kamil Ozdilek ve Tayyar Sever, Prof. Dr. Kıvanç Ertop, Barış Derneği Davası ve Prof. Dr. Melih Tümer. Vecihi Timuroğlu'nun Büyük Suçu. 12 Eyliil Dedikleri. Sap ile Saman, Türkiye Yazarlar Sendikası Davası, 12 Eylül'ün Bir Başka Karanlık Yüzü, 12 Eylül, Altın Kaçakçılığı ve Sonrası, Olaylar Zincirinin Eirkaç Halkası. Kemal Horzum ve tlişkilcri, Turgut Ozal, Kemal Demirağ ve Kemal Horzum, MİT Rapor Olayı, Dün'den Bugün'e Bugün'den Yarın'a, "Okuyacaklarınız hiç de iç açıcı değil. Ben de geriye dönüp yaşamıma baktığımda öylesine bir karamsarlığa düşüyorum ki! En kıvançlı anlarım bile geçmiş yılların anıları ile kararıyor. Ama günümüz sanki dünden daha mı iyi, daha mı güzel? Dileğim, ileride hiç kimse böyle bir kitap yazacak malzemeyi bulamasın. Zaten bunca acıyı, ulusça bunun için çekmedik mi? Çekmiyor muyuz?" Umut tnsanda / Öner Yağcı / Toplumsal Dönüşüm Yayınları / İ90 sayfa Kardelen, Turnalar, Gökyüzüne Akan Irmak, Yediveren adlı romanlarından ve edebiyatırruzla ilgili araştırma kitaplarından tanıdığımız üner Yağcı, yıllardan beri çcşitli dergilerde yazılar yazıyor, Türkiye'nin çcşitli yerlerinde konuşmalar yapıyor. "Umut lnsanda", SAYFA 18 12 Eylül öncüleri gövdesel olarak çağdaş bir ortamda yaşayan kimselerdir, ancak gündeme getirip uygulamaya geçirdikleri bilgi içeriği gözönünde tutulursa düşünsel bakımdan ortaçağın başlangıcında oldukları görülür. 12 Eylül yönetimi, öğretim kurumlarında dini yasal bir öğrence olarak gündeme getirirken birey dinsiz olmaz" sözlerını soylemekten kendini alamamıştır. 12 Eylül'den sonra hızla yayılan tarikatçılık, gericilik, çağdaş başlığı giymekten, şapkayı "gavur işi" diye suçlamaktan kendini alamazken, yine bir "gavur başlığı" olan bereyi yeğlemektedir. 1950'den sonra radyoda Kuran okunmasını, minarelere ses yayıcı aygıtın takılmasını ağır bir dille suçlayan gericiler, dün söylediklerini, yaptıklarını unutur görünerek bugün onların azgın savunucusu kesilmişlerdir. 12 Eylül yönetimi de bunları unutarak suçlananı övülene dönüştürme çelişkisinden kurtulamamıştır. Tarikat, yapı olarak, Islam dinine aykırıdır, Kuran'da, hadislerde tarikatlara yer verilmemiştir, dahası bu tür kuruluşlar Islamın özüne aykırı görülmüş, bölücülük sayılmıştır. Oysa günümüzde, bu tür kuruluşlar ulus yönetiminde, toplum kurumlarında, özellikle de eğitimöğretim ocaklarında yönlendirici odak niteliği kazanmıştır. Gelin Canlar Söyleşelim / Ismet Zeki Eyuboğlu / Pencere Yayınları / 163 sayfa "Alevilerin yoğunlukta olduğu illerin hepsini gezdim. Alevi yurttaşların nerdeyse hepsi bu kuruluşun düşünsel özelliklerini bilmiyorlar, bilenler de geleneğin etkisi altında seslerini bağlı bir kurum olarak görmek yanlıştır, bu kurumun içinde çok eskilere giden toplumsal uygulama kalıntıları, inanç ürünleri vardır. Bunların geleneklerle öğrenilmesi, açıklanması olanaksızdır, bilimsel çalışmalar, bilimsel araştırmalar gereklidir. Önce yurdumuzda bir " Alevilik Araştırma, Inceleme Kurumu" oluşturmalıdır. Bu kurumun görevi Anadolu uygarlığının Alevilik adı altında süregiden ıızantısını incelemek, açımlamak, tanıtmak olmalıdır. Oysa, böyle bir kurumun doğmasına çalışan şöyle dursun, istek gösteren de yoktur. Bugün halk şiirimizin önemli bir bölümünü yaşatan Alevilerdir. Bu ozanlar, kırsal kesimlerden büyük yerleşme yerlerine göçünce, Anadolu sanatının büyük bir ağacı kurumaktadır. Aleviler bunun bilincinde değildir daha. Onları yanıltan "kenleşme"nin çekiciliğidir. Sözgelişi cami yerine "cemevi" dıştan bakılınca işin içinde bir tapım olduğu görülüyor. Oysa, "cemevi" bir düşünce yapısını öğreten, geliştiren, yayan bir kurum niteliği kazanmalıydı. Şimdilik, öyle olduğu üeri sürülse bile içerik bambaşkadır. Alevilik, cemevinde eskimiş bir geleneği sür dürme ereğini güttükçe içerik bakımından gelişme olanağı bulamaz. Alevi arkadaşlarım sık sık bir "Alevi fclsefesi"nden sözederler. Oysa bu felsefenin ne olduğunu, bugüne değin, açıklayan anlatan kimseyi gör"tnkılap Tarihi" Dersleri Nasıl Okutulmalı? / Bülent medim. Belli bir yerde toplanılarak düzenlencn oyunTanor, Zafcr Toprah, Halıl Bcrktay /Sarmal Yayınevı / lar, törenler bir felsefenin değil, geleneğin görencğin 12S sayfa sürdürülmesidir, felsefe ortaya düşünsel ürün koymaYüksek Oğrenim Yasası'nın ongördüğü zorunlu dcrsyı, bir görüş getirmeyi gerektirir."diyor Ismet Zeki lerden bir tanesı Atatürk llkeleri ve Inkılap Tarihi. Eyuboğlu. • Ancak üniversitelerde bu dersin okutuluş biçimine CUMHURİYET KİTAP SAYI 390
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle