Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
HUSEYİN ALEMDAR lk şiirin 1970'te yayımlandığına göre, yaklasık otuz yıldtr Türkçe yaztlan şiirin içindesin. Öncelikle "Dizgi Yalntst Yok"un içindeki "yalnıfın neyi ifade ettiğini sormak istiyorum, sonra neden bir seçmeler kitabt olan "Yoksulluklar"da sözkonusu kitaptan yalmzca altı siir? "Dizgi Yalnışı Yok" ilk kitabım. Özgün bir ad bulmak istemiş olmalıyım ki, dizgi yanlışı yok derken bile yanlış sözcüğünü "yalnış" yazarak bir espri yapmak da istemiştim. 18 yaşımın bir karanydı bu. 1973'te çıkan o kitabımda 15 yaşımla 18 yaşım arasında yazdıklarım vardır. Fazla titiz davranmıs olabilirim. Böylesi kitaplar hazırlanırken dar bir seçme de yapılabilir geniş bir seçme de. Ama hacimli bir seçmeler kitabı şairin önceki kitaplarının satışını öldürür. Gene 'Dizgi Yalnışı Yok"ta durmak istiyorum. Şapkalı Rüstü Onur, Yüksekkaldırtm sarkılart, Galata Kulesi, nöbeti tutan kötü kadınlar... Sahi, bu kitapta sen kaç yasındasın, şiirin kaç yastnda? Ya kadınlar, Rüstü Onur, Yüksekkaldınm, Galata Kulesi ve acılar? Bu kitapta bir lise öğrencisinin dünyaya bakışı vardır; şiiri 9e üçbeş yaşındadır. Acılarla fazla içlidışlı olduğumu hayatımın ve siirimin o dönemi için söyleyemem. Galatasaray Lisesi'nde daimî yatılı öğrenciydim; çocukluğum 11 yaşından itibaren Beyoğlu'nda geçti. Birkaç sınıf üstümde olan Nedim Gürsel'in "îfk Kadın" hikâyesi yine Galatasaray'dan ağabeyim Selim Ileri'nin ilk romanı "Destan Gönüller" biraz da benim hikâyelerimdir. Rüştü Onur'u ise o yıllarda çok scverdim. Hâlâ da severim. "tahisc ve Genelev Şiirleri" kitabına gelmenin tam zamanı desene! Bu kitaptan ötürü 70'li yıllarda basın oldukça çok ağrtmış olacak ki, "Yoksulluklar"a bu kitaptan tek şiir dabi almamıssın. Beyoğlu Aznavur Pasajı'ndaki bir kitapçt sordu, simdi ben soruyorum: "Fahişe ve Genelev Şiirleri"ne niye üvey evlat muamelesi? Başım gerçekten de ağrıdı. Müstehcenlikten yargılandı; halkın edep ve nekahatine tecavüzden toplatıldı; küçükleri muzur neşriyattan korumak amacıyla 18 yaşından küçükler okuyamaz sınırlaması koyulsa da sonradan Danıştay yoluyla kaldınldı bu sınırlama. Zaten kısa kısa 23 şiiri kapsayan 16 sayfalık küçücük bir kitaptı. Belki bir iki şiir alabilirdim. Ama o kitabı yirmi yaşımın bir hatası olarak görüyorum. Üvey evlat değil de dogmaması gereken bir çocuktu... Böyle diişünmcmc rağmen çok aranılan sorulan merak edilen bir kitaptır hâlâ. Senin "Siirlerle Vesikalı Yârim" adında bir antoloji hazırladığını ve bilhassa ilk kitabında o konuda yazılmış güzel şiirlerin olduğunu biliyorum. Bu yüzden sen üzüleceksin bu sözlerime. Yalnız o kitabı değil "Düşünen Şiir" adını verip o yıllarda bir yenilik olarak gördüğüm ürünleri, "Atatürk Sonsuzlaması" acîlı bir bütünlük taşıyan kitabımı ve "Yerlere ve Göklere Dair" adıyla altı kitapta topladığım düzyazı şiirlerimi de seçmeler dışında bıraktım. Beğenmediğimden değil, onlar apayrı çalışmalardı. lyi de, nerde kaldı )iirin yoksulluğu, yoksullugumuz ? Şiirimiz zengindir, ama sen insan olarak da şair olarak da adam yerine konmadığımızı kastediyorsun sanırım. Ben daha 24 yaşında kitaba adını veren "Yoksulluklar" şiirimi şöyle bitirmistim: "şiirdi şairlikti/ sümüklü böceğin/güncşte umarsız parlayan salgısı/ gibi bir çabaydı işte/ umursamazlık bu/ / yoksulluK bütün bunlar"... 70'li yıllardaki Türkçe yaztlan iiirin ıçtnde ayakları yere basan, iç örgüsü ve çağrtsım zenginuğtylc kcndını kantllamtj bir Osman Serhat sıınntn bugün çok fazla etkilı olamadıg'ım düsünürsek, nedır Osman Serhat lirkekli'nın siir gücünü ve etkinlığınt yavaşlatan etkenler? Ben şiir yazmaya 13, yayımlamaya 15 yaşında başladım. 18 yaşında 12 Mart sonrasının en etkin gazetesi Yeni Or J Osman Serhat'la yıllar sonra şiirin yoksulluğu ve "Yoksulluklar' üzerine "Denizler kirlendi; ben de kirlendim" Osman Serhat Erkekli 30 yıldır şiir yazıyor.. ilk kitabının yayımlanmasından bu vana ise yirmi altı yıl geçmiş. 1996 da yayımlanan " Yoksulluklar "dan yola çıkarak Bir söyleşi yaptık Osman Serhat'la. "Fahlse ve Cenelev şilrieri" adlı kitabı yüzünden bası ölrhayll ağnmı; osman Sermefln... ler, ortalıktaki onlarca kişiden, tam'da ve en iyi dergilerden bikaralamalarını şiir diye sunan ri olan Soyut'ta yazıyordum. pazarlama elemanlarından saArt arda hemen her gün şiir Yoksutlutlar yıca daha azdırlar. Bir kayıp yazdığım, ayın belli başlı bütün değil, kazançtırlar aslında. Ondergilerinae birden çok şiirilar, kandili izinde şiiri süzen min çıktığı olurdu. 19731987 suskun dervişler gibidirler. arasında 14 yılda 14 kitabım Onların adları Osman Serhat çıktı. 22 yaşında Necatigil'in Erkekli ya da Haşim Çatış da Edebiyatımızda îsimlcr Sözlüolsa, birbirlerine benzerler. öü'ne girdim. Sanırım Selim hefu ama birbirleriyle değil, şiirle Ileri 21 yaşında girmişti. Yine uğraşırlar. uzak bir evrenin 22 yaşında çıkan "Gülgun île adamlarıdırlar. Küllerinden doğarlar. Nergis" adlı kıtabıma Necatigil ve Saba Ama uzatmaya ne gerek var Engin, kihattin Kudret Aksal'ın da içinde bulunmin kayıp olacağına zaman denen o korduğu bir jüri tarafından ödül verildi. kunç canavar karar vermeyecek mi nasıl Ama şinıdi uzun bir süredir biraz da sağolsa?" Senin soruna aslında Turgay celık sorunlarım nedcniyle çok seyrek yazavap verdi Hüseyin. Sen dc 80 sonrası şibiliyorum. Haklısın eskı verimliliğim vc irin en önemli birkaç adından birisin; etkinliğimde azalma oldu. Ama bizim kuyıllar sonra kendinden fcdakârlık yapaşağın en verimli şairlerınden Mehmet Tarak benim kitabımı yayımladın, şimdi dc ner, tzzet Yasar, Erol Çankaya, Yaşar Misöyleşi yapıyorsun. lkinizin beni böyle raç ve Haşim Çatış da şiiri bırakmış gibionurlandırması unutulmadığıma en büler. Farzet ki erken öldük; yazdığımız onyük kanıttır ve beni çok mutlu etmiştir. larca kitap yetmiyorsa, boşuna mı yazdık... Bizden sonraki kuşağın en iyi bir 7O'/ı ytlların Türkçe siırinin içinde sıkaç şairinden Turgay Kantürk Varlık derkı nktya yer almıs bir şaır olarak süyleyegisınde, Engin Turgut'un kendisiyle yapbilir mısın, kımlerden olusuyor 70 kusatığı bir söyleşide şöylc diyor: "Biliyorum ki, benim kayıp dıyebileceğim kimi şair Öncelikle şunu söylemeliyim: 7f) ku şağının politize bir kuşak, şiirinin de slogan şiiri olduğu toptan ve yanlış bir yargıdır. Çünkü kuşak, toplumcular ve toprumculuğu şürinde yansıtmayanlar diye ikiye avrumıştı. 70'lerin ilk yıllarında başlayıp da vine 70'ler bitmeden adını duyuranlar Metin Altıok, Abdülkadir Bulut, Mehmet Taner, Ahmet Ada, Hüseyin Yurttaş, Hüseyin Atabaş, Erol Çankaya, Veysel Çolak, Izzet Yasar, Enis Batur, Yaşar Miraç, Abdülkadir Budak, Ebubekir Eroğlu, Ârkadaş Z. Özger, Ali Rıza Ertan, Ahmet Günbaş, Hıdayet Karakuş, Seyyit Nezir, Ahmet Telli, Nurullah Can, Osman Serhat Erkekli gibi adlardı. Bedrettin Aykın, Gültekin Emre, Ozan Telli, Ahmet Ozer, Ahmet Erhan, Ali Cengizkan, Murathan Mungan, Tarık Günersel, Sina Akyol, Erdal AJova, Barıs Pirhasan, Mustafa Irgat, Hulki Aktunç, Behçet Aysan, Adnan Ozer, Haydar Ergülen, Mahir Öztaş, Haşim Çatış, Oya Uysal ve Arife Kalender Önel yaşlan küçük olmasa da, ilk kitaplarını çıkarmak bakımından 80'lere sarkan şairler oldular. Adlarını unttuklarım beni bağışlasın. Yine de kimse bu kadar titiz ve geniş bir çetele çıkaramazdı sanıyorum. Ama şurası da bir gerçek ki 4O'lı yaşlara gelmemize karşın şiirleri yavgın olarak sevilip, geniş kitlelerce adı Dİlinen bir şair aramızdan çıkmadı. Dergilerde pek görünmese de çıkardığı kitapları sokakta açtığı sergilerle okura sunup, şiirini geniş kitlelere ulastıran Hüseyin Avni Dede'yi de unutmadan analım. Peki, elestirmenlerce her on yılda bir alışılagelmiş bir basttlikle en çok 810 sairin alınmasıyla kontenjanı dondurutan Türkçe siirin gelişiminde günümüz siirinı nasıl görüyorsun ? Sanırım eleştirmenlerin ve şiirin değerlendirmesini yapan şairlerin biraz da kendilerini öne çıkarmak amacıyla seçmeci anlayışı uygulamasından sözediyorsun. Aslında iyi şairler yoktur iyi şiirler vardır, diye bir söz hatırlıyorum. Şair Sedat Umran bu sözü kanıtlarcasına hiç tanınmamış şairlerin cok iyi şiirlerinden oluşan "Şaheserlcr Antolojisi" diye bir kitap yayımladı geçenlerde. Yeniden "Yoksulluklar"a gelmek istiyorum. 5 kitaptan seçilmış 56 şiirlik "Yoksulluklar" ı Osman Serhat'ın sıırini özleyenler içın bir de sen özetleyebilir misın? "Dizgi Yalnışı Yok : "Bir ilk kitap...Bugün ekmek biterse/ bilinsin/ dün o şairler uçuşmuştur/ şiirleriyle... "Yalnızlığın Yedi Rcngi": Bir yalnızlık günlüğü; gerçekten de şiirlerin başlıkları tarihlerden oluşmaktadır. Salâh Birsel'in "siz sanırım kahveleri benden daha iyi anlatmaktasınız" dediği: kahve/ ışıklanyla demir atar atmaz sulara/ kendimi/ bir sevda şiiri gibi yırtıp koyardım masalara... "Gülgun Ile Nergis": Bir aşk şiiri silsilesi, çağdaş bir halk hikâyesi. Necatigil ve Aksal'ın yaşarkcn verdikleri bir ödüîle tescilli. Hayatımın tek aşkının, ilk gençlik yıllarımın en güzel anılarının tanıklığı. ayrıldık/ ayrılıklarla sevdim/ başkasını sevdin/ başkasıyla sevdim seni (...) kentlere girdim/ kentler yakıldı/ küllerle sevdim seni/ kentler kuruldu/ bahçeler sulandı/ güllerle sevdim seni... "Osman Serhat'ın Şiir Kitabı": En iyi kitabım...noolur sanki/ nisan yağmurları gibi dışarda/ djşımızda olsak/ nisan yağmurları gibi/ az çok ölümsüz... "Okşanmamış Günler": Adı üstünde okşanmamış günlcrimin ranıklığı... Şarap nasıl yapılır, sorsam/ Bir üzüm tanesinden/ Bir şiir yükselir onun da/ Burkulmuş yüreğinden... Ya da: Bakttm ki ben yanıyorum/ O eski sıcaklık yok kimsede... Siırinin bir yerınde söyle diyorsun: bende deniz sevenı/ kıyıdan çocuklarla toplayıp/ rüyalarda yapijltrdığımtz bir maviyle basladt/ güzel bu. Sahi, nâlâ senle mı hu güzellık? Çocukuğumu ve deniz sevgisini hiç yitirmeyeceğimi sanırdım. Ama ben bile yitirdim. Denizler kirlendi; ben de kirlendim... • Yoksulluklar/ Osman Serhat Erkekli/ llera Sıır Kıtaplığı/ Kasım 1995/ 96 s. CUMHURİYET KİTAP SAYI 315 SAYFA 6