28 Aralık 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

leminin bu olduğunu hissettim. Katılıyor musunuz bu yoruma? Tamamiyle, Aşık Papağan Barı'nın ana konusu bu. Erkek kahraman kendi kişisel engellerinden,ötürü bu askj d o l i L ^ ' u y ^ T 1 , 'S'" 1 ancak ıfitıyanadığında rarkediyor. Kişisel engelden kasdımz kişisel korkuları mı adamın? Hayır, konumundan ötürii. Mesela bu adam evli olabilir. Sanırım, kadın kahraman aşkı yaşarken daha cesur davranıyor. Galiba kadın erkek ilişkilerinde erkekler daha temkinli, daha korkak mı davranıyorlar? Yani erkeklere biraz daha cesur davranın mesajı vermek istediniz mi bu romanda? Hayır, bütün erkeklere değil, belki bir tek erkeğe söylemiş olabilirim... Aşkı nasıl tammlıyorsunuz Sayın Eray? Bence aşk; bir kaplanın kafeşine girip, kapıyı arkadan kapatabilmektir. Yani parçalanma tehükesini göze almaktır. Çvet, bu romanınızda olduğu gibi. Once kalbin parçalanmasıyia başlıyor her şey. Peki, parçalanmadnn utlatmak mümkiin değil mi aşkı? Tabii, kaplanı hipnotize de edebilirsin. Nasıl oluyor o? Oluyor... Kaplan hiçbir şey yapamıyor. Çünkü sana aşık oluyor. Kaplanı hipnotize etmenin yollarını okuvucularınıza bundan sonraki kitabınızda mı sunacaksınız. O başka romanımda zaten var. Hangi romanınız bu? Arzu Sapağında Inecek Var'da. (Gülüşmeler) Romanınızda tempo çok yüksek. Her şey hızla gelişiyor. Olaylar birbirinin içine girip duğüm olup, açılıp, tekrar düğümleniyor. Okurken ben de o tempoya takıldım ve çabuk bitirdim kitabı. En kolay okunan, kitapların çok zor kaleme alındığı söylenir. Yazarken temponuz nasıldı? 1 Iızhydı. Bu tiim romanlarımı yazarken böyledir. Yılda bir tane roman yazıyorum. Yazma sürccim bir ayı geçmez. Diğer onbir ayı dolu dolu yaşıyorum. Acı çckiyorum, fırtınalı günler geçiriyorum, düz, sıradan günler yaşıyorum. Sanırım, bu onbir ay süresince beynimdeki computer tiim bunları alıyor, kaydediyor, klasifiye ediyor, düzenliyor. Ondan sonra bir gün, birdenbire, bir doluluk hissediyorum. Bu garip bir şey. Kafada bir doluluk, yürcktc, ruhta bir doluluk. Hemen renkli kâğıtlarımı, renkli kalemlerimi alıyorum ve başlıyorum yazmaya. Hiç düzeltisiz, her gün hiç ara vermeden, 78 saat durmadan yazıyorum. Çalışma masam bile yoktur benim. Yemek masasının bir köşesinde yazarım yazılarımı. Yalnız çalışırken masam, kâğıtlar çok düzenlidir. Renkli kâğıt, renkli kalem kullanmanız ilgimi çekti. Neden renkli kâğıtlar? Hoşuma gidiyor. Pembe, mavi, sarı, yeşil... O gün ne kadar yazdığımı da bu renklerle denetleyebiliyorum. Romana başladığınızda kurgunun tiimii kafanızda belli midir? Hayır, bir gün önce ve bir gün sonra ben ne yazacağımı bilmem. Romanın akışına kapılmışımdır. Kahramanlar ve olaylar beni sürükler. . Peki, o süreç içerisinde kahramanlarınızla yüzyüze geldiğinizde ne gibi duygular yaşıyorsunuz? Çok heyecanlanıyorum tabii. Büyük bir coşku oluyor. Mesela birdenbire başsız, gövdesiz, yüzü olmayan bir dudak çıkıyor önüme. O günkü çalışmamı bitirdiktcn sonra, sokaklarda dolaşırken dudağı düşünüyorum. Dudak neler yapabilir, dudak neler söyleyebilir. Bir dudak var elimde, her şeyi söyleyebilir. Her şcyi yapabilir. Romanın akışmı dcğiştirebilir ;ıma olmuyor. Aşık Papağan Ban'nda olduğu gibi dudak susuyor. Viski içiyor, si gara içiyor am;ı o kadar... Sanki her şey C U M H U R İ Y E T KİTAP SAYI 31S önceden planlanmış gibi kafamda... Fantastik Gerçekçiliğin öncüsii sayılıyorşunuz Türkiye'de. NLazlı .Etay, okuvucularını hiç de alışık ülmadıkları duşsel bir dünyanın içine çekerken, o dünyaya benim gözlerimle bakabilecekler mi gibi bir kaygıyı duyuyor mu içinde? Hayır, okuyucumdan çok eminim. Çünkü okur kitlemi ben yetiştirdim. Bu söylediğiniz, ilk kitabım yayımlandığında oldu. hlcştirmenler dahil pek çok Kİşiyi şaşırttı ilk kitabım. Ama ikinci kitabım Geceyi Tanıdım'dan sonra okur denilen o müthiş kitleyle karşılaştım. Onlarla imza günleri dışında da sürekli yakayakın temas halindcyim. Sürekli arıyorlar ve onlara elimden geldiöince '•'aşmaya çalışıyorum. En çok zevk aldı b ı şeylerden biridir okuyucularımla görüşmek, yakın temasta olmak. tki yıl Amerika'da Iovva Üniversitesi'nde "Yaratıcı Yazın" üzerine dersler verdiniz. Amerika bir şey kattı mı yazarlık dünyanıza? Çok, tabii.. Ne açıdan? Yazara verilen değer... Müthiş bir şey tabii. Gabriel Garcia Marquez, Carîos Fuentes ve dünyanın çeşitli yerlerinden gelmiş yazarlarla birlikte çalıştık. Ayrıca Amerika farklı bir dünya. iowa City sıkıcı bir şehirdi, ama örneöin New York büyük bir oyuncakçı dükkânı. Hayatın nabzının gümbür gümbür attığı, capcanh bir megapol. Hayata dair her türlü fim karesini burada solumaktan müthiş zevk aldığımı söyleyebilirim. Marquez nasıl biriydi? O zaman meşhur bir yazar değildi. "Bogotalı köy kökenli yazar arkadaş" diyorlardı. Sürekli daktiloyla bir şeyler vazıyordu. Sonra yazdığı romanın Yüzyıllık Yalnızlık olduğunu öğrendik. Bir de politika var hayatınızda. Neden politika? Benim için insan faktörü çok önemli. Insanlarla içiçe olmaktan çok hoşlanıyorum. Politikada da insan olayı var: tktidar, yönetenler, yönetilenler, hırslar, belki daha sıö, katı bir dünya ama kuralları değişik. Hemingvvay'in bir arenada boğa güreşini seyretmesi gibi hissedcrim kendimi her kurultayda. O heyecan, o sigara dumanlarından ileri gelen havasızlıktan bazen boğulacak gibi olurum. Anahtar listelerin çıkışı, oy sandıklarının kurulması. Tüm bunlar bana yaşamın içinde olduğumu hissettiriyor. Hızlı araba kullanmayı da romanın kahramanı kadın gibi seviyor musunuz? Bayılırım. Hele yanımdaki hız yapı yorsa tlaha da hoşuma gider. Hayır, korkmam ve zevk alınm. Hayatı bir oyun gibi mi görüyorsunuz yoksa? Hayır, çok sorumluluk dolu ve ciddi görüyorum. Ama ben hayatı çok seviyorum. Yaşama açık bir kişiyim. Hayat müthiş bir şey! Bize verilmiş kutsal bir olay. Bu yüzden dolu dolu yaşanmalı. Ben buna inanıyorum. Onun için her şey benim ilgimi çeker. Gazinolar, shovvlar, yaşamın en gürültülü aktığı kentler, ku marhaneler hepsini soluklamak isterim. Okuyucudan bir yazar olarak beklentileriniz nelerdir? Okuyucularımla sürekli bir beyin, akıl oyunu oynuyorum aslında. Satranç gibi bir şey bu. Bütün bu düşsellik içinde oKurum bana ayak uyduruyor. Kolay bir şey değil bu tabii. Peki, onlara en çok vermek istediğiniz şey nedir desem? Mutlu olmak, insanları mutlu etmek için yazıyorum. O anda bulundukları duygusal ve ruhsal platformdan onları uzaklaştırıp, bir başka platforma çekip bir parçacık onları değiştirebiliyorsam bu benim için başarıdır. "Aşık Papağan Barı" Dali'nin resimlerini anımsattı bana. Bir dudak, hemen yanıbaşında kalbe girmiş son model siyah bir Opel Vectra, diğer yanda bir papağan, bir koruyucu melek vs. Görünürde hepsi bir düş düyasından fırlamış gibiler. Ama bu düşsel ögelerin öyIe bir kompozisyonu var ki, o sözcüklerde aeğil, sözcüklerin beynimizdc şekil bulmasıyla oluşuyor. Yani Hray'la bırlıktc tekrar tekrar yaratıp, bozup, tckrar bir düşünce serüvenine pupa yelken gidiyoruz bu düşsel kanramanlarla... Dalgalar bizi dibe mi çeker, yoksa alıp bizi bugüne kadar görmediğimiz bir adayı mı keşfettirir bilinmez. Bu biraz da bizimle sınırlı değil mi? Eray, sınır tanımayan o düş yolculuğuna gerçekleri de hiç gözardı etmeyerek çağırıyor bizi. Buna eklentiler yapmak, coşkuyla içimizde çoğalmak için Aşık Papağan Barı'na sanırım, hiç değilse bir kez uğramak gerek... • Aşık Papağan Barı / Nazlı Eray / Can Yayınları / Oğlak, Tiirk edebiyatına tanıklık etmeye devam ediyor lıâhı! Ali Ekrem Bolayır'dan Suut Kemal Yetkin'e Biri vatan şairi Namık Kemal'in oglu, Servetifünun şairi Ali Ekrem Bcy... Öbiirii cumtıuriyet yazarı, Baudelaire lıayranı yenlllkçi genç şair. Sonuç. içtenlik dolu 33 mektap, 19 fotograf ve belge. M, Kitydhan Öığl'ün g/tfş, çm'mym w ratoy/a. MEKTUPLAR ÇULLUK Miilıınııl HAREMDEN MAHREM HATIRALAR \l<*lc*k IIaıııııı AŞKIVATANİJÖN TÜRK IIanıııı Mııııct MiMı.ıl l l r ı ı d i l Korkmaz mısınız? Tilrklyr trk flajjılırısi: l'aplrüs Dtı^ılım SAYFA 1 1
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle