Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Bir doga felsefesi: Derin Ekoloji İnsanlan bunları neden vapıvorlar Bu gîdişe "dur" demek rin, bu konularda cpcycc kararlı davran dıklarını, yalmzca lafla yctinmcyip, sık sık eyleme dc başvurdııklarını biliyoruz. Bıı insanliir biitüıı bunlaıı ııcdcrıı yapı yoılar? Bu sorunun yaıutı, bir bakıma çok ko lay, çok yalın: Çcvre sorunlarınm, daha da somııtlamak gerekirsc, çcvre tahıibatı nın, çevre kirliliğinin, gitgide daha ciddi boyutlara ulaştığmı sczdikleri, gördukleri, anladıkları için, bu gidişc "dur" dcmek ıçın. Pekı ama, neden 'dur" demek istiyorlar? lşte burada, sorun biraz çatallaşıyor. Işte Şöyle ki: k Yeşillerin, çevrecilerin pek çoğıı, elhet te ki doğayı korumaktan yanalar, ama asıl insandan yanalar. Yani, insanı düşündük leri, onun saglığını onun mutluluğunu, onun rctahinı, onun gcleceğini diişün dükleri i^iıı korunmasını istiyorlar, kay naklarının "idareli" kullanılınasını istiyorlar doğanın; "sürdürülebilir kalkınmayı" savunuyorlar. Yani onların korumacilığı, çevreeiliği, yeşilciliği, insanmerkezlı ve in sanmerkezci, pragmatik, yarartı, ekono mik, dünyasal nir korumacılık, çevrecilik, yeşilcilik. Böylcsi daha bir kolay yandas, buluyor. (iünseli l'amkoc un, kitaptaki makalelerinden birinde neliıttiği gibi, "Ozellikle Batı dünyasmda doğayı kaynak olarak görmek o kaynağı korıımak ve kurtarmak için yasal önlcmleri oklukça kolaylıkla ortaya çıkarmaktaır. Bir gölün, bir hayvan veya bitki türünün korunnıası, ancak onun insaıı için ve paraya çevrilebi len değeriyle kolaylıkla destek kazanabiliyor." (s. 100) lyi ama, ne var bunda'' Bu yaklaşımda eksik olan, yanlış olan ne? "Derin ekoloji'dcn yana olanlar, bu soruiarı şöyle yanıtlıyorlar: Konııya böyle bakmak, insanı doğadan nyırmak, onun, öteki varlıklardan iistiin ol duğuııu, bu dünyatlaki lıer şeyin ınsan için, ona hizmet etmek, onun gereksinnıele rini karşılamak için yaratıl dığıııı, var olduğunu savurımak, buna inanmaktır. Oysa, doğru dccildir bu. Bir yanda "ben", bir yanda "do ğa" ya da "ötekiler" yoktur. Dünyamız bir bütündür ve insan bu bütünün, ötcki parçalarıyla eşit bir parçasıdır. Onun içindir ki, "Amerikalı ekolojistlerden Aldo Leopold (...) biz insanlann 'bir dağ gibi düşünmcyi' ögrenmemiz gerektiğinden söz ctmektedir" (s. 29); John Seed, "lnsaıılar yalnızta Yeşillerin, çevrecilcrin pek çoğu, elbette ki doğayı korumaktan yanalar, ama asıl insandan yanalar. Yani, insanı düşündükleri, onun sağlığını onun mutluluğunu, onun refahını, onun geleceğini düşündükJeri için korunmasını istiyorlar, kaynaklarının "idareli" kullanılmasını istiyorlar doğanın; "sürdürülebilir kalkınmayı" savunuyorlar. Yani onların korumacilığı, çevreciliği, ycşilciliği, insanmerkezli ve insanmerkezci, pragmatik, yararcı, ckonomik, dünyasal bir korumacılık, çevrecilik, yeşilcilik. Böylesi daha bir kolay yandaş buluyor. GURHAN TUMER G ünscli Tamkoç'un derlediği ve kaleme aldığı makalelerden oluşan "Dcrin Ekoloji" adlı kitaptaki terimler sözlüğünde, "ekoloji", "çcvrc bilimi; canlıların birbirleriyle ve çevrele riyle ilişkileıini ineeleyen bilim dalı" (s. 125) olarak tanmılanıyor. Yine aynı kitap tan, "cv ocak" anlamına gelen "oikos" sözcüğündcn türctilmiş olan bu tcrimi (s. 81), ilk kez 1870 yılında. Alman biyolojŞu, yani yaşambilimcisi Erncst Haeckel in kullandığını öğreniyoruz. (s. 95) ü günden Lugüne, bu bilim dalının hayli geliştigini, ama daha da önemlisi, hcrkesin değilse bile, hiç değilse kimi in sanların çevre sorunlarına sahip çıktıkia rını; helc kcndilcrine "yeşiller diyenle Değeri insan değeri olarak görmek ırkçı bir önyargı iradesidir. / Bitki türferi insanlarm yararına tarım ve tıpta kullanıldığı için değerlidir. Bitki türleri korunmalıdır çünkii on ların dcğerleri özlerindedir. / Kiı lenme eğer ekonomik büyümeyi et kiliyorsa durdurulmalıdır. Kirlennıeyi durdurmak ekonomik gelisme den daha önec gelmelıdır. / Cielişen roplumlardaki nülus artlşı ekolojik dengeyi tehlikeye düşürnıektedır. Diinya nürusuııdaki artış ekosistemi tch kiınliklerini insan olmakta bulmaya dedit etmektedir ama endüstrıyel ve geliş ğil, aynı zamanda başka canlı varlıklarla miş devlctlerin nüfusu ve davranışlurı da özdcşleşmeye de yüncldikleri zaman, ha tchlikelidir. / 'Kaynak' ıleınek insan 'ben yağmıır ormanlanııın koruyucusuiçin yararlı kaynak demektir. "Kaynak" vııın' demek yerinc, 'ben yağmıır ormantiim yaşam için kayııaklır. / Insanlar ya larının bir parçası olarak kcndimi koru şam standartlarında genış çaplı bir gerile yoruın' da diyebilirler" diye yazmıştır meye razı olanıazlar. Insanlar aşırı geliş "İnsan Merkezcilik" başlıklı ya/.ısında (s. •48). Ve (îaıullıi, yine aynı nedenle, köyü miş millctlerin yaşam standartlanmn düş mesine değil genel yaşam niteliğinin düş için yaptığı hizmctlcrin onun insansevernıesine razı olıııamalıdır. / Doğa zalimdir liğini yansıttığını söylcdıklcrı zaman, ve böyle olması da gereklidir. İnsan za 'Ben bu köyde sadece kendi çıkarlarım limdir ama böyle olması gerekmez." (s. için gerekeni yaptım' yanıtmı vermiştir". 99) (s 4) Ve sonra, ozan Robinson Jellers'in, "Derin ekoloji" deyimiuin yaıatıcısı, sözünü edegeldiğim "Derin F.koloji " adlı Norveçli lelsele protesörü Arne Naess. kitapta yer alan şu dizclcri de aynı fclseC), bunu, bir bilim olarak nitelediğı eko tenin bir yansimasıdır: "Karanlık orma lojiden ayırmak için, "ekosoh", yani nın yaşamına dalıp,/ Yaşlı tepelerindeki "ekobilgelik" diye adhmdırdığım da söy koskoca yaşamla bir oldum./ (...) Baktım lüyor. Bu konular bugün, Arne Naess, ki tlere olmuşum./ Dağdaki ağaçlann suFritjof (!apra, Clıarlenc Spretnak, Ross yunu ceken/ sonra bu sudan içen geyik,/ Ve gökteki yıldızlar olmuşum." (ss. 50, Evan West, Murray Bookchim gibi yazar lar, düşünürler tarafından gündeme ve 51). dilc getirildi ve tarrışılıynr. Ama derin Kitapta, "derin ekoloji"den yana olanekolojinin lemelleri, aslında daha derin larla, tleyim yerindeyse, "derin olmayan lerde, daha eskilerde. Orneğin, ilkellerın ekolojı'ıien yana olanlar arasmdaki ay rımları ortava koyan pek çok satır var. animizminde, Kızılderililerin inançların da, Şamanistler'de, 'l'aoizmde, Spiııo Kimileıine belki şaşırtıcı gelebilir, ama za'nın pantheizminde ve tasavvulun vah ikincilerdcn olan ve "sosyal ekolojiyi" sadet i vücut (clselesiııde, derin ekolojinin vunan Murray Bookchin, bu aymının, si birçok ilkesi var. Yaratılam Yaratan'dan yalı beyaz tarkı kadar kesin olduğunu ötürii seven Yunus Emre, bir bakıma bir söylemişlir. (s. 62) derin ekolojist. "I ler şey bir aileyi birbiri (iünseli Taınkoç, "Derin Hkolojininnc bağlayan kan gibidiı. löprağın başıııa Temcl Çizgileri" adlı yazısında karşıtlıkgelenler toprağın evlatları olan insanlarm ları çok iyi scrgilemiş. Aynen aktarıyo da başma gelmiş sayılır. Yaşamm .ığını rıım. Aşağıdaki ilk rümceler yüzeysel ören insan deöiidir, o yalnızca o ağın in ekolojinin, ikinci tümcclcr derin ekolojicecik tellcrinden biritlir. Onun için insaıı nin savlarını özetivor' yaşam ağını tahrip ederse aslında kendi Doğadaki çeşitlilik kendisini tahrip ediyor demektir" diyen "Doğadaki çeşitlilik bızim için değcrli Kızılderili şef Seattle da bir derin ekolobir kaynaktır. Doğadaki çeşitlilik kcndi jist. keııdisi için bir dcğcr taşır./ İnsan için Bizdc ise öyle görüniir ki, bunların sa olmayan değerden söz açmak saçmadır. yısı oldukça az. Bizim yeşillerimizin, çev recilerimizin çoğunluğu, "bilimsel", "sosyal", "insanmerkezci", "sürdürülebilir kalkınmacı" olmayı "bilge" olmava ycğli yorlar. Çok yüzeysel, çok modacı, çok "eyyamcı" olanlar dışında, onları kızamı yorum. Ama beııim gönlüm, "ekosoHzm den" yana. Ancak, şunu da itiral edeyim: Bu kav ramla karşılaşmam çok yeni. Oıuı ilk ke/, çok uzun olmavan bir süre önce, Datça'daki bir topfantıda dııydum. Orada, kendilerinin Marksist olduklarını ve "bir dağ gibi düşünmeyı" anlayamadıklarmı söyleyen insanlar gördüm, onlara şaşıı dını, onlara biraz acıdını. Sonra, "Derin Ekoloji" adlı o minik kitabı okudum. Bu kitap, ekoloji kavramının, düşünce ve inanç sisrcmindcki yerini bulup oturmasına çok yardımcı oldu. Sonra, oturdum bu yazıyı yazdım. • Derin Ekoloji/ Dcrlcycn: Günscli Tamkuç/ Egc Yaytnalık/ hmirf 1994. CUMHURİYET KİTAP SAYI 288 SAYFA 10