09 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Fizikçilerin, buluşları sırastndaki duygusal fırtınalan X Ismlarından Kuarklara "X Işınlarından Kuarklara" ülkemizde özcllikle son yıllarda yükselen bilimsel konulara yönelik toplumsal ilgiyi, kendi ölçeği içinde de olsa sağlıklı bir biçimde doyurabilecek nitelikte. Kitabın çevirmcni kitabın özellikferini anlatıyor ÇAGLAR TUNCAY 2 Ü00'li yıllara adım atmaya hazırlandıfiımız şıı günlerden gcriyc doğru bakıldıgında, ateş ve tarımın yanı sıra, insanlıgın gclmiş geçmiş en büyiik üç buluşundan biri olaraK görünen bilim [1], çok değil, henüz birkaç yüzyıl önceye dek, bıraz daha açıklıkJa belirtmek gerekirse 17. yy. başıııa dek insanlığın bilinçli, düzenli ve örgütlü ugraş alanlarından biri dcftildi. Tersinc, tcmelde günlük yaşamım kolaylaştırma ve yaşam süresini uzatma amacına yönelik küçük küçük adımların ve az <,ok kcndiliğinden yani rastlantısallıöa dayalı bir gelişmc göstcrmiş yalın çabalarının genellikle düzcnsiz (amorf) bir toplamı halindeydi. Bununla birlikte (yukarıdaki iki temel gerekçeye kıyasla daha soyut sayılabilccek olan), insanın kendini vc çevresini tanıma/anlama merak/arzu ve belki zorunlulugundan ve belki de içgüdüsiinden beslenerek serpilmişti. 17 yüzyıldan sonraki bolünıü bilim adıyla anılan böylesi edimlerin (faaliyetleritı) geçmişi, başlıca şu alanlarda yeğınlik kazanmıştı; i) Sayı vc şckillcr arasındaki ilintilerin bilgısiı olan matemarik, ii) Ozünde sonsuz yaşam olanağl sıiğla acak olan "hayat suyu "nun ve kurşun gi>i yeryüzünde boka bulundug'u için ucuLA saglanan maddelerden altın ve benzeri pahalı madde yapma amacına yönelik olan tlmi Simya'dan türeycn kimya, iii) (Çocıık bakımı ile yaralaııınalar ve sağaltımlaıa yönelik olarak gelişen) tıp, (beslenme amacına yönelik olarak gelişen) tarım ve daha derinde bıı ikısinin çakışma alanında, bııgünkii biyolojinin kap samına girebilecek kadarıyla yaşambilim, iv) Biraz gökbilgisi, v) IIn önenılisi de, cansız cisimlerin nasıl ve niçin harekct cttigini anlamaya/açıklamaya yönelik olarak fizik, daha doğrusu fıziğin o dönemlerdeki en verinv İi dalı olan mekanik... Insnnoglunun devinen (harekct cdcn) nesııelere karşı uldunı olası duydugu yogun ilginin nedeni ise, salt merak ve benzeri duygularından kaynaklanmıyoıdu kuşkıısıız. Attığı taş ya da okla bir hayvanını ya da düşmanını vurabilmcsi, kas kuvvetiyle üstesinden gelemeyecegı kadar agır cisimlcri kolayca kaldırabılmcsi, bol ürün alındıgı için ilk ııygarlıkların gelistigi ırmak bnylarında ve bu ırmakların del ta yapıp denize döküldüğü kıyılarda ulaşımı sa^lamak üzere rüzgâr gibi cansız doğal güçlcrdcn yaraılanabilmcsi, karadan ula^ımı kolaylaşürnıak üzere de tekerleui icat edcbilmcsi vc benzeri daha bircok baika nedcnlcrdcn ötürii dcvinimin özcllikJerinı kavramak ve giderek de t vinim yasalarını bıılgulamak gerekliyui. llaıekel etmeyen nesneler, insanoğlunun hiçbir işine hiçbir zaman yaramazdı ki. Adı üstünde, iş demek harekct ctmek/et tirmck demektı. Arşimct, Cıalilc ve Kepler'in ileri sürdügTı bilimsel ııilelikteki ilk yasalar hep devinimlc ili^kili olmasında, ı^tc bu gcrçc^in biıyük payı vardı. Clalıle'mn oldüğü yıl doğan Newton ise, Galile'nin başlattıgı fizik maiematiği birle^tirme, daha dogrusu temcl fizik yasalan yalın matematik anlatımlara (ifadc'cxpression') dökiilebileceği düşüncesini çok daha ileriyc götürmekle kalnıayacak, topu topu iki yalın denklemlc ozaman ki gölcbilim ile fizik arasındaki ilk kuramsal köprüyü kııracaktı.. Böylclikle o zamanın cvren bılgısı şu iki bağıntıyla özerlenmış oluyordu; (1) F=mm'/r 2 ve (2)a= F/m Bu denklemlerin ilki kütlesel çekime ilişkindi ve birbirinden r uzaklığında vc kütlesi m vc m' olan herhangi iki nesnenin birbirıni ru kadarlık bir kuvvctle ctkilcycccgini/ctkıledıftinı gösteriyordıı. ikıncisi rse, iizerine etkiyen F kuvveti bi lindiğinde m kütlesine sahip bir ncsncnin hangi ivmeyle devinecegini/devindiğini belirlemeye varıyordu. a ivmesinin zaman içinde ıntegralı alınarak söz konusu nesnenin geçmiş, şimdi ya da geleceğin her hangi bir aıundaki lıızı ve Dunun da integrali alınarak yine herhangi bir anda, uzaydaki ycı i belirleııebiliyoruu. Böyleliklc, yeıyüzü vc gökyüzündeki nesnclerin aynı yasalara uydugu ilk kcz gösterilmiç vc 'Tanrısallık katı' say(/n)ılagclen gökyüzünün ayrıcalığına ilişkin kör inançlar yerle bir edilmişti. Bu depremin tanır olmuştu. Elektrik ve mıknatıslık olayları da anlaşılmaya, dahası yalın denklemlere dökülmeye başlamıştı. Demeye kalmadan, bu iki olgu sadece dört eşitlikli bir denklemler dizisi içinde birleştirilip özctleniverdi. Yeni yeni buluşlar şaşkınlık yaratıyor, biri henüz özümsenmeden bir başkası insanlığın gözü önüne dikiliveriyordu. Hlektrik ve mıknatıslığın nasıl olup da aynı kökten geldiği henüz özümsenmemisken clcktromanyetik olayların bazı dalgalara yolaçtığına ilişkin ilk ipuçlan ele gecirildi. I lemen ardından bu ualgaların ışık hızıyla yayüdıkları anlaşıldı. Ama, bilinnıeyen tepclcr aşıldıkça arkada kcşfedilmeyi bckleyen başkalarının da oldıı gu görülüyordu. Işık, sıradan bir elektromanyetik dalga mıydı? Eğer böyleyse, bir elektrik bobini ve pili olan herKes, kcndi soğuk, yani ateşten kaynaklanmayan ışığını yaratabilir miydi? Bu dalgalardan haberleşmede yararlanılabilir miydi? Ve daha niceleri... Bu sorular da bir bir yanıtlanmaya başlayacaktı. Demek ki, yüzyıilar boyunca nziğin en tartışmalı konusu olagelmiş o gizemli ışık da eninde sonunda aydınlanmak üzereydi. (Gcriyc dc pek bir şey kalmıyordu zatcn.) Fiziğin sonuna mı gelin mişti yoksa? Kimyada, ısıldinamiktc vc mühendİ!»likte ortaya çıkan gelişmeler sonucunda artık bilime büyük bir güvcn duyuluyor, orıun sayesinde her şeyin anlaşılıp açıkJanabileceğine hatta açıklanıp bitirilece^ine inanılıyordu. Çünkü insanlık yüzyıllaıdır bırikegelmiş sayılamaz çokluktaki sorunlarına bilim sayesinde birbiıi ardına çözümler buluyordu. Buluşlar da birbirini büyük bir hızla kovalıyordu. Yüzyıilar geçtikçe, bu kovalamacanın temposu da yükselmeyc yüz turmuştu. 19. yüzyılın sonlarında kovalamaca öylesine hızlanmıştı ki, buluşları izlemek, ne ise yaradıklarını anlavarak kavramak, o alanın dışındaki insanlar bir yana uzmanlarını bile epeyce zorlamaya başlamıştı. Evrcn sonsuz, ınsanogiunun yetenekleri ise oldukça sınırlı(/kısıtlı)ydı. Derken, insanoğlu ile buluşlar(ı) arasındaki mesafe gitgide açıldı. Açıldı, açıldı ve bir gün gclui, o koşuşturmanın yarattığı toz duman içinde buluşların ucu bucagı görünmcz oldu. Wilhelm (]nnrad Röntgcn adlı genç bir Alman, evindeki özel işliğinde (laboratuvarında) havası boşaltılmış, bir cam tüpün içinden geçen elcktrik akımının yarattığı ctkileri incelerken garip vc hiç bcklemedıgi bırtakım so nuçlarla karşılaştı. Tüpün bir ucundan, daha önceden hiç bilinmeyen ve görül meyen bir ışıma yayılıyordu. Bu ışıma gözle görül(e)miyordu ama varlığı, son yıllarda geliştirilmiş olan fotograflama yöntemiylc açık seçik saptanabiliyordu. Çok daha önemlisi, hem bu ışıma öncc den beri katı diye bilincn insan gövdcsi gibi bazı ncsnelerin içinden geçıyor heın dc ışının yaratılmasını açıklamakta cldcki tüm bilgiler vetcrsiz kalıyordu. Röntgcn, Dulduğu ışını X diye adlandırdı. Çünkü, ne olduğunu ve ne anlama geldiğini sadece o değil, aralannda dönemin en ünlü ve büyük fizikçileri de olmak üzere, hic kimse bilmiyordu. Insanoğlu, kendi bufuşlarının ardında kalmış, üç yüz CUMHURİYET KİTAP SAYI 266 InsanoğNınım yetoneklert Soldan saua, Ferml. segre. vukawa ve C c. Wlck Hideîtl Yukovva nın Berkelev'lzlyaretl sırasında göruluyor. Bfnmsel yasaiarm varlığı sarsıntıları çok geniş bir alana, çok derinlerc vc çok ıızun bir süreye yayıldı. tnsanlarda bilimsel yasaiarm varlığma ve etkinliğine ilişkin inançlar (olmayanlarda) uyandı, (olanlarda) peki^ti. Fizik ve fizikçüer ilk kez bu denli yaygın ve yoğun bir toplumsal ilgi odağına alınmışlardı; onlar sayesinde, tüm evrenin geçmiş ve gelecek tarihinin açığa çıkarılarjileceğine inanılmaya başlanmıştı. Bu arada, fizikçilerin önüne dc 'kutsal' bir görev konmuştu; Newton denklemlerini çözerek, bu tarihi açıga çıkarmak ve böylece (geçmişte) olup bitmiş, (şimdi) olmakta ve (gelecekte) olup bitecek olan her şeyi açıfa çıkarıp öörcnmek... Arkadan gelen yaklaşık üç yüz yıl boyunca, bu yolda son derece olıımlu so nııçlar elde edildi, büyiik gelişmeler sağlandı. Insanhgın gözleri önündeki sisler dağılıyor, yeryüzünün ve gökyüzünün gizleri çcizülüp birbirı ardına gözlcr önüne seriliyordu. Hangi savaş topunun hangi açıyla ateşlcndiginde karşıdaki gemiyi ya da dcrcbcyinin şatosunu nereden vuracagı kadar, hangi yıldızın gecenin hangi saatinde gökyüzünün neresinde görün(/I)eceği de büyük bir kesinlikle sap SAYFA 8
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle