02 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

/ N N M KİMLİK ve FARKLILIK/William Connolly Siyasetin Açmaılanna Dair Demokratik Ç»virenı Farma l « l f tl«alm Onerileri Soru belli: Biz kimiz? Ama cevaplar muhtelif, üstelik hepsi de "doğru" olduğu iddiasında. Her düzeyde kimliklerin kuşatması altındayız. Milli/etnik kimlikler, dinsel kimlikler, cinsel kimlikler, siyasalkurumsal kimlikler, sınıfsal kimlikler... Hepsi de bizi kendilerine çağmyor: Türklüğe, Islama, Avrupa'ya ("çağdaşlığa"), proletaryaya, girişimciliğe, bireyliğe, erkekliğe, kadınlığa, yurttaşlığa, insanlığa vs. çağrılıyoruz. Hatta bazıları çağırmıyor bile, çoktan bize dayatılmış oluyor. "Doğru" kimlik hangisi? "Kim bu 'biz1 "? Sahi "onlaT", "ötekiler" kim? Kimlik ve Farklılık, kimliklerin oluşum sürecini araştırarak bütün bu sorulara cevap arayan bir kitap. Şu önermelerden yola çıkıyor: Her kimlik bir dizi farklılıkla bağlantılı olarak ve bu farklılıklardan bazılarının da kötü, anormal veya akıldışı, özetle "Öteki" olarak tanımlanması üzerine kurulur. Öteki sırf varlığıyla bile kimlığin kesinliğini, doğruluğunu, normalliğini, akılcılığını şüpheli kılar. Bu yüzden de Öteki, tarih boyunca hep "doğru" kimliği benimsemeye davet edilmiş, olmuyorsa üzerinde baskı kurulup susturulmuş, fethedilmiş, o da olmuyorsa yok edilmiştir. Connoliy, Foucault'nun hıncın toplumsal ve siyasal ifadesinin nasıl oluştuğunu araştıran analizlerine dayanarak tartışmacı ve demokratik bir kimlik siyaseti önerir. Bu siyaset, Ötekilere kimlik dayatmaktan, farklılığı cezalandırmaktan ve anormal olarak nitelemekten kaçınır. Aşkın hakikate sahip olduğunu iddia eden bir komuta etiğine karşıdır. Kendisinin ve dünyanın belırsizliğinin farkında olan, tartışmaya açık, bu yüzden de kendisine belli bir mesafe ve ironiyle bakan; Öteki'ne özen gösteren ve hayatın zenginliğine saygı duyan bir etiğe dayanır. Kötülükle sa^aşırken kendi iyilik anlayışını sorgulamaktan da geri kalmaz. Bu tezleri reel siyasal alana taşıyan Connolly, sürekli dış tehditlerin yaratılmasına dayanan, "bir düşman dışında ortak hiçbir şeyleri olmayan" insanlarm oluşturduğu "ulus" kimliğinin egemenliğini sorgular. Ona göre hayatın en temel meseleleri artık ulusdevlet sınırları içinde çözülemeyecek ölçüde küreselleşmiştir. Demokratikleştirmeyi uluslararası ölçeğe yaymak bir zorunluluktur. Kimlik/özgürlük ve etik/siyaset ilişkisi hakkında derinlikli düşünmekten korkmayanlar için. inc«l«m« Ç»v« Ali Çakıroftlu YENİ BİR SOL ÜZERİNE TARTIŞMALAR/H Wainwright Serbest Piyasacı Sağa Cevaplar Yeni liberalizm bireycilik ve özelleştırmeyı mutlaklaştırıyor! Giderek güçlenen sağ ırkçılığı, milliyetçiliği, şiddeti ve baskıyı meşrulaştırarak hayat damarlarımızı kurutuyor. Resmi politika kimin daha az kötü olduğu tartışması üzerinden yürüyor. Üniversitelerden, sokaktan ve medyadan, kısacası tüm kamusal alanlardan dışlanan sol, zihinsel bir yeniden kuruluşun sancılarını yaşıyor. 21. yüzyıla doğru solun canlanması, kendi coğrafyamız kadar dünyada yaşanmış deneyimlerden dersler çıkarmamıza da bağlı. Bu kitap yerel ve küresel sorunların iç içe geçtiği bir dünyada benzer kaygılarla yola çıkan kişiler ve hareketlere toplu bir bakış sunarken demokratik sosyalizmin gündelik imkânlarına dikkat çekiyor. Hilary Wainwright, 1968 ve sonrasında aktif. olarak katıldığı toplumsal hareketler pratiğinden kalkarak liberalizmin akıl hocası Hayek'le yürüttüğü bir tartışma içinde kendi bilgi teorisinin çatısını kuruyor. Serbest piyasacı sağın sıcak bakılan antiotoritarizmini kavrarken onun atomistik bireyciliğine karşı çıkıyor; geleneksel solun eşitlik ve toplumsal ekonomi arayışlarını onaylarken devletçi yönelimlerine eleştirel bir gözle bakıyor; ve toplumsal hareketlerin sivil toplumu örgütleme çabalarına yakın dururken hükümet aygıtından özörgütlenmeleri güçlendirmenin bir aracı olarak yararlanmaktan yana oluyor. Wainwright, kendi deneylerimizle "dar bir çevreyi" görebileceğimizi; ama burada kalmak zorunda olmadığımızı göstererek, komuta ekonomilerine ve serbest piyasaya alternatif olabilecek üç tür kurumlaşmayı ele alıyor. ilki, çeşitli kooperatifler, özyönetimli girişimler ve hizmet kurumlarıdır. İkincisi, piyasa dışında şebeke örgütlenmeleri aracılığıyla bilgi paylaşımı ve eşgüdüm örgütlenmeleridir. Üçüncüsü ise toplumsal hareketlerin politikaya müdahaleleriyle oluşan kurumlardır. Bugün kapitalizmin "sihirli" gücüne tapanların karşısında ciddi bir alternatif görünmüyor. Oysa demokratik sosyalizmin, merkezi kurumları ele geçirmek yerine siviltoplum içindeki çeşitH eylem ve kurumları öne çıkarıp kendini "kurarak tanımlayan" bir tarihi var. Bu tarih, kurucu yapılar üzerinde düşünmesi ve okul, belediye, kampanya gibi somut ömekleri "aşağıdan yukarıya" bir politik hareket açısından değeriendirmesi açısından önemlidir. ...ve alternatiftir! Melekler lamanı/lris Murdoch Iris Murdoch romanlarında ahlâki, dinı ve etik sorunları işlemesinin yanı sıra, fantastik dünyalar ve karizmatik tipler yaratmada çok usta bir yazar. Melekler Zamanrnda hem bu ustalığını sergiliyor hem de tanrı ve inanç kavramlarını bir filozof cüretiyle sorguluyor..Gündelik hayatı bir arada tutan şey, herkesin benimsediği bir değerler düzeni ve tanrı kavramında yoğunlaşan metafizik bir anlam arayışıdır. insanlar üzerinde durdukları zeminin ayakları altından kaymaması uğruna, o günün geçerli değerlerine ve tek bir tanrıya olan inançlarına sımsıkı sarılırlar. Oysa bir çözülmenin yaşanması çoğu zaman kaçınılmazdır. Melekler Zamanı böylesi bir çözülmenin romanıdır... Baş kişisi Peder Carel varolan ahlâk düzenini ve tanrıyı tartışan biridir. Sıradan insanları baştan çıkaran güçlü bir karizmaya sahiptir; Mefisto gibi... Kızı, hizmetçisi ve yeğeni üzerindeki etkisi bir büyüden farksızdır. Dışardakilerin sızma çabalarına başarıyla göğüs gerdikleri, her şeyin sislerin arasına gizlendiği rahip konutunda beraberce yaşarlar. Ta ki "çözülme anı"na kadar... "Tut ki gerçek korkunçtur, kapkara bir uçurumdan ibarettirya da izbe birdolabın tozları arasında birbirine sokulan kuşları andırır... "Peder Carel'in bu sözleri metafizik bir boşluğun açıldığı ve gerçeğin ürkütücülüğü karşısında insanlarm acizliğine işaret eden "an"ı betimler. Oysa genellikle insanlığın bütün çabası böyle bir boşluğun açılmaması, inançların desteklediği kurulu düzenin bozulmaması yönündedir. Melekler Zamanı bu çabanın ne kadar işe yarayacağı ya da yaradığı konusunda bir soru ortaya atıyor. Böyle bir soruya cevap verecek cesareti olanlar ıçin... Ç*vir*nı Nihal Y*ftlnob«lı R»M«n ©y« Dalf.it D ALG ALAR/Virginia VVoolf Çağımızın en büyük yazarlarından olan Virginia VVoolf'un başyapıtı Dalgalat\ sunuyoruz sizlere... Eleştirmenlerin "düzyazıyla yazılmış görkemli bir şiir" diye değerlendirdikleri kitap, aynı zamanda, VVoolf'un "kitaplarının en karmaşığı, en güç anlaşılır" olanı. VVoolf, "zamanı ve mekânı tam vermekten vazgeçeceğim" diyerek, Dalgalaf da dış dünyayı yok eder. Üç erkek ve üç kadının çocukluklarından yaşlılık dönemlerine kadar tüm hayatlarının anlatıldığı kitapta dış dünya nesnel olarak değil, ancak kişilerin iç dünyalarına yansıdığı kadarıyla verilir. "Bir olay örgüsüne uyarak değil, bir ritme uyarak" yazılan kitap, "şiir olmayan herhangi bir şey edebiyata neden girsin ki" diyen VVoolf tarafmdan iki yıl içinde üç kez yazılır ve dalgaların sesine uydurularak, şiir gibi yüksek sesle okunarak düzeltilir... Gerçekçi roman geleneğinden tam bir kopuşu temsil eden Dalgalar, bilinç akışı tekniğiyle yazılan romanların en önemlilerinden biridir... . ^ffl. ATONTI Pıver lotı Cad. 17/2 34400 Cemberlıtas/lslanbul Te ) 518 76 19Fax (0 212) 516 45 77 A Y R I NTI YA Y I N L A R I
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle