05 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Cümle âlem birdir bize, düşmanımız kindir bizim Yunus Emre (Araştırma ve Şiirlerinden Güldeste) / İndiana Üniversitesi ve Pan Yayıncılık ortak yayını/ İst. 1990/ 328 s. 25.00 TL / CKK Kod. No: 272.016 M. SAMİ KOZ UNESCO, 199Vİ Yunus Emre Sevgi Yuıilan etti Anadolu Türkçesinin ilk büyük şairi Yunus Emre, doğumunun 750. yıldönümü nedeniyle 1991 yılında görkemli törenlerle anılacak. Birleşmiş Milletler UNESCO Örgütü, bu yıldönümünün onuruna 1991'i, "Yunus Emre Sevgi Yılı" ılan etmiştir. Bizim için önemli bir karar, önemlı bir girişimdir bu. Bu öncm, ülkemızde bu büyük şair için 1991'de yapılacaklaria daha bir anlam kazanacaktır (1). Yunus Emre bir şair olarak edebiyat tarihçilerinin konusuna girmektedir. Ne var ki onu edebiyat tarihinin yöntemleriyle tam olarak gün ışığına çıkarmak mümkün olamıyor. Halkımızın gelenek durumuna gelmiş Yunus F.mre sevgisini, bilinçîi bir anlama ve tanıma eylemine dönüştürmek için birçok bilgi dallannın yardımı ve edebiyat tarihine uygulanması gerekiyor. Tarih, tasavvuf, Anadolu'nun Türkleşmesiyle birlikte görülmeye başlayan bu bölgeye özgü dirrsel akımlar, genel olarak İslam dini bunlardan birkaçı. Buniara ister istemez halk kültürünü ve onu araştıran halkbilimini de eklemek zorundayız. Belirttiğim türden çalışmalar aslında ülkemizde hiç yapılmamış değil, az da olsa örnekleri var. Ancak Yunus Emre konusunda süregelen sorunların ve buniara bağlı olarak ortaya çıkan bilinmezliklerin varlığı da bir gerçek (2). Yunus Emre, gerçekten bilinmezliklerle dolu hayatı ve kendisini kolay kolay ele vermeyen kişiliği ile 700 yıldır içimizde yaşamaktadır. Bizim pek çok insanımız gibi o da hayatı ve kimliği söz konusu olunca bir sis perdesinin altına saklanıyor, bclki de şiirinin gizemlerine sığınarak kaçıyor bizden. Bilinmezliğin kuralları gereği onu herkes kendı çizgısıne çekmeye, kendi köyüne kentine bağlamaya çalışıyor. Bütün bunlar olurken unutulan, göz ardı edilen bazı gerçekler artık zorlamaya başlıyor bizi, bir şeyler yapmamız gerektiğini düşündürüyor. Yunus Emre Bektaşi mi, Mevlevi mi, Alevi dedesi mı, yoksa bunlann dışında bir tarikat ya da sistemli bir duruma gelmemiş dinsel bir akım yanlısı mı; mezarı Karaman'da mı, Sarıköy'de mi yoksa Bursa, Kula, Erzurum, Isparta, Aksaray, Sandıklı ya da Ünye'de mı, neredei! Bu sorular ve buniara bağlanarak geliştirilen görüşler Yunus Emre'nin gerçek hayat hikâyesini ve kimliğinı unutturmuyor mu? Bir benimsemenin, bir efsaneleşmenin ve giderek bir ermiş kimliği kazanmanın Yunus Emre'ye ne zararı var? Bu bir sevgi, bir bağlılık, bir gönüllerde yer etme değildir de nedir? Kendi kendime sonduğum bu soruların ccvabı kolay da Yunus Emre için bilimscl anlamda bir yararı olacağını sanmıyorum. Olsa olsa bir saptama, bir belirlemedir bu. 1991'de yapılacak bilimsel toplantıları, törenleri ve yayınlan düşünürken iki kitapla karşılaştım. Yıl boyunca çıkacak kitapları tanıtmayı düşünürken erken gelen iki kitabı da bu gündemin maddeleri arasına aldım. Kitaplardan biri İlhan Başgöz (3) diğeri Sevgi GökdemirAyvaz Gökdemir (4) imzasını taşıyor. Bu yazıda İlhan Başgöz'ün kitabını tanıtacağım. Uzun yıllardan beri Amerika Birleşik Devletleri'nde (indiana Üniversitesi) çalışan halk edebiyatı öğretim üyesi İlhan Başgöz'ün kitabı bir "güldeste" niteliği taşıyor. Ancak güldestenin baş tarafına yazdığı uzunca inceleme Yunus Emre konusunda bana göre ilginç bazı saptamalan da ihtiva ediyor. "Giriş, Yunus Emre Yorumları, Yunus Emre'd? İki Şiir Geleneği: Molla YunusDerviş Yunus, Sünni YunusMolla Yunus, Derviş Yunus, Yunus Şiirinde Toplumun Hikâyesi, Yunus'ta Tasavvuf un Hikâyesi, Yunus Emre ve Halk Edebiyatı, Yunus Emre'nin Hayatı Üzerine Neler Biliyoruz?" başlıklarını taşıyan yazılardan oluşan inceleme bölümünün ardından "Yunus Şiirlerinden Bir Güldeste" altbaşlığı ile ikinci bölüm geliyor. Güldeste bölümü de yazarın Yunus'a bakış biçiminin sonucu olarak "Derviş Yunus'un Şiirleri" ve "Molla Yunus'un Şiirleri" başlığı ile ikiye ayrılmış. Daha sonra ise "Şiirlerin Dizini", "Kaynaklar" ve "Sözlük" bölümleri geliyor. Yunus Emre ile ilgili bilgilerin "yazılı kaynaklar", "sözlü kaynaklar" ve "kendi şiirleri" olmak üzere üç kaynaktan geldiğini vurgulayan Başgöz, ilk iki kaynağı, kökenleri bir olduğu için fazla güvenilir bulmuyor. Üçüncü kaynakla ilgili birtakım soru ve sorunldh da sergileyen yazar bize Yunus Emre'nin bilinmezlik yumağından ipuçları yakalatmak için yorumlar yapıyor. Yunus Emre'nin hayatı üzerine eskıden bilinenlere yeni bir şey eklemek iddiasında olmayan yazar daha çok şiirlerini inceleyerek "toplum yapısı ve kurumlar" üzerinde durmayı deniyor, sanat ve dünya görüşündeki değişik aşamalar üzerinde duruyor: "Elimizdeki Yunus şiirleri, kişilikleri ve inançları birbirine ters düşen iki Yunus tanıtıyor. Bunlardan birine Molla Yunus, Sünni Yunus; ötckinc Derviş Yunus, Sufi Yunus diyebiliriz." Bu görüşten yola çıkan yazar Yunus Emre'nin iki dönemine ait ve aynı konuda beyitler veriyor ve bunlar arasındaki görüş farkhlığına dikkatlerimizi çekiyor: Molla Yunus'tan: Oruç namaz kılmayanın Hak buyrugun tutmayaCUMHURİYETKİTAPSAVMt SlVFIIM.srviLELIM YUNUS EMRE Yunus Emre'nin mezarı başında S A Y F A 2 0
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle