Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
800çeşit kitap Ahmet Tevfik Küflü, 1956'da Bilgi Kitabevi'ni, 1965'te Bilgi Yayınevi'ni kurdu. Yayınevi'nin ilk bastığı kitaplar Ingmar Bergman'ın Yaban Çilekleri ile Yıldırım Keskin'in Jean Tardieu'den çevirdiği Sekiz Oyun. ÖNER CİRAVOÖLU urulduğundan bu yana 800 çeşit kitap yayımlanmış Bilgi Yayınevi'nde. Yeni basımlarla birlikte bu sayı 2000'e ulaşıyor. Üstelık birçok yazarın tüm yapıtları da tamamlannıış durumda. Omeı Seyfettın, Haldun Taner, Halikarnas Balıkçısı, Menıduh Şevket Esendal, Sait Faık, Hasan Hüseyin, Sevgi Soysal, Attılâ IIhan bunlar arasında. Bilgi Yayınevi yoneticisi Ahmet Tevtik Küflu'ye soruyorum: Kitaba ilgi, bu heves nasıl başladı sizde? Çocuklugumdan beri kitaba çok meraklıydım. Bu yüzden derslerımı bıle ihmal ederdım. Günlük gazeteler dalıil büuin dergılerı ızler, gazete ve dergılerden beğendiğını yazıları, öykü ve sıırlerı keser saklardun. Benım boylesi bır çalışmam, sonunda Nurullah Ataç'ın Sözden Söze adlı kıtabını oluşturdu. Bu yazılar toplamını Yıldırım Keskin benden alıp Yaşar Nabi'ye yayımlatmıştı. Memduh Şevket Esendal, Aziz Nesin, Sait Faik, Kemal Tahir o yıllar sürekli okuduğum yazarlardı. Antoine de SaintExupery'nin Küçük Prens'ini hem okur hem de plağını dinlerdim. Kendim de öyküler yazardım. 19481951 yılları arasında kimıleri çeşitli dergilerde yayımlandı. Kaç yaşındaydınız o zaman? I.ise yıllarıydı. 1617 yaşlarında olmahyım. Ardından gazeteciliğe başladım. Çeşitli Ankara gazetelerinde bir yandan muhabirlik, yazı işleri müdürlüğü yaparkcn bir yandan da sürekli yazarlar ve ozanlar arasında bulunmak, beni yayın yaşamının içine çekti... 1956 yılında Sakarya Caddesi'nde Bilgi Kitabevi'ni açtım. Demek 35 yıl olmuş? Evet, Ankara'da Bilgi Kitabevi'ni herkes bilir. Buraya çocukken gelenlcr, şimdi kendi çocuklarını, kimileri ise torunlarını getiriyorlar. Şimdi bakan, öğretim görevlisi, dıplomat olan kıtapsever kımı dostlar Bılgı Kıtabevınin Ankaralı aydmlar için ikinci bir üriiversite olduğunu söylüyorlar. Geliyoruz 1960 sonrası döneme... 1960 sonrası yaşanan aydınlanma ve benim kıtabevindeki birikimim yayınevi konusundaki tasarılarımın olgunlaşmasını sağladı. 1965 yazı ilk kitaplarımın vitrine çıktığı yıldır. Yaban Çilekleri, Sekiz Oyun, Karaların Memetleri, Pusuda... Yayın işinc gircrkcn tcşvik gördünüz mü? Teşvik de gördüm, şaşıranlar da vardı. Kimi ticaret erbabı arkadaşlanm beni "akılsız, Müslüman mahallesinde salyangoz satan" biri gibi gördüler. Ben de ilk günlerdeki amatör coşkumu yitirmediğim için mutluyum. Hedef hep kitap, hep kitaptı... Saytn Küflü 1970'lerde çağdaş Türk yazarlarını daha çok yayımlıyordunuz... Ne oldu bu coşkuya? O yazarlarımızın kitaplarım yine basıyoruz. Coşkumuzu yitirmedik. Yine ilk ürünleriyle birçok yeteneğı yazın dünyasına kazandırma çabası ıçındeyız. Önümüzdekı günlerdc yeni adlarla tanıştıracağız okurlanmızı... Dileğim sözünü ettiğiniz o coşku herkesi sarsın. Şimdi de 12 Mart 1971 ve sonrasını soracağım? S A Y F A 1 Ahmet Tevfık Küflü. Bilgi Yayınevi ni 25 yıldır başarıyla yönetiyor. K Ahmet levlık Kutlu r/ Mart darbesı yapıldığında deposundakı kitapları sıkıyönetimin olmadığı Bolıı ıline götürmüş Kutlu, "Dir sure ışı boyle yuruttuk Kıtaplarımız Ankara Bulu BoluAnkara seferlerı yaparak satıldı" diyor. (Fotoğraf Yıldız Uçok) Hemen 12 Mart sonrası gecen bir olayı anlatayım size: Bılıyorsunuz Doğan Avcıoğlu'nun ilk kıtabı Türkiye'nin Düzeni 'dir. 1968'den bcri basıyoruz. Hacimli bir kitap. Birkaç basımını da yaptık. Dediğim gıbı yıl 1971. Devrim Dergısı çıkıyor. İşlerımızın gereğı dergıye uğruyor, Doğan Bcy'in birkaç kitabıyla ilgıli günlük işleri görüşüyoruz. Bu arada Nihat Erim gibi bazı siyasileri, emekli subayları ve Milli Birlik Komitesi üyelerini Devrim'de görüyorum. Ankara'da yeni bir darbe soylentileri almış yürümüş vc Doğan Bcy'in adı da dcdikodulara karışıyor. Doğan Bey'ın tek ısteği var: Aman, Türkiye'nin Düzeni piyasada sürekli bulunsun. Kitap da iyi satılıyor. Ve darbe geldi degil mi? Evet, darbe bilinen biçimdc ve bilinen kişilerle geldi. Birçok dostumuz, yazar llhan Selçuk, llhami Soysal, Doğan Avcıoğlu gibi tutuklandılar. Onların rıerede olduğunu bilemiyoruz. Bilge yazar tlhan Selçuk yıllar sonra Ziverbey Köşkü kitabında o günleri anlatmıştır. Dogan Bey'iıı uyarısını yerine gelirrııeye çalıjıyorunı ben. Kızılay'daki Bilgi Kitabcvi'ne 150200 kadar Türkiye'nin Düzeni getirttik. Mağazanın ortasına piramıt gibi ıstıf ettik. Alışverise gelen herkes de görüyor, görülmeıııesı olanaksız... Bir öğle sonrası kitabevinden içeriye 45 subay girdi. Içlerınde tuğgeneraller, albaylar var. Birisi bizim sürekJi müşterımız. İlk kez paşa elbisesiyle geliyor. Kitap meraklısı bir sivıl olarak bıliyoruz. Bizım pıramidı göstererek "ne bunlar" dıye sordu. Kitap "Türkiye'nin Düzeni" diye yanıtladını. "Niye ba>ka kitap değil de bu!" dedi. "Bugünlerde çok satılıyor" diyecek oldum. Acı bır gülümsemeyle "Biz climizi çabuk tutmasaydık, onlar gelecekti" dedi. Kasdettıği Doğan Avcıoğlu'ydu. Bir anlık duraksamadan ıon hep beraber kitabevinden çıktılar. O günler, kamyon kamyon kitap ve insanların toplandığı yıllardı değil mi? Evet, anıınsıyorum. Evdekı kitaplarım bile büyük tehlike. Benım her verim adeta dınamıt... Kendi kitaplarım hadi neyse, ancak mal canın yongası. Depomuzdaki binlerce kitabı nc yapmalı? Şöyle bır önlem aldım. Bolu'da sıkıyönetim yok. Ne kadar sıkıyönetimin tehlikeli görebileceği kitap varsa, fazla>ını Bolu'ya naklediyoruz. Müsteriye "yok" demiyor, an:ak fazla sayıda da bulundurmuyoruz. Bir süre işi böyle yürüttük. Kitaplarımız AnkaraBolu, BoluAnkara seterleri yaparak satıldı. KızılayMamak seferinden gene de daha iyi olmalı değil mi? Öyle.. Öyle.. D Balkonda oluşturulan yayınevi Yayıncılık için hazırlandığım yıllarda Halim ve Adalet Ağaoğlu ile aynı apartmanda oturuyoruz. Adalct'in kardeşlerı Ayhan ve Güner Sümer de benim çocukluk arkadaşlanm. Sık sık Adalet'ın evınde bır araya geliyoruz. Adalet'ın özel olarak yaptığı erık votkasını yudumluyoruz. Bu balkon akşamlarımn birinde, çalışmalarımdan söz açtım. Her şeyin hazır olduğunu, ama öncelikle beni yayıncılığa ısındıracak ve basımı kolay az sayfalı çeviriler aradığımı belırttım. Dünya tatlısı her zaman sevgiyle andığım Tezcr Özlü Sümer, Yaban Çilekleri'nden söz etti. O sıra ben Güner Sümer'in Bozuk Düzen oyunu ile de ilgilenmek ıstıyorum. Oyun Ankara'da oynanıyor ve çok tululuyordu. Yaban Çilekleri (İngmar Bergman) ile Yıldırım Keskin'in çevirdiği Sekiz Oyun (Jean Tardıeu) hazır olduğu için ilk onları basımevine verdim. Ancak çevirı bir yapıtı seçmemim kendımce önemli bir nedeni vardı: Çıkabilecek aksiliklerden telıt bir eseri korumak. Oysa boşuna telaşlanmışım. Bu ncdenle ilk kıtaplarımızın çevirı olduğuna pışmaıı olmadını, ama, zaman /,ıman telit bir kıtapla yayıııa ba^lamadıgıma hep yandım. C U M H U R İ Y E T K İ T A P : SAYI 12