Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Tartışma 1500. SAYIYA SELAM OLSUN CBT 1500/18 Aralık 2015 27 HUKUK POLİTİKASI Hayrettin Ökçesiz okcesizhayrettin@gmail.com Gerçekte bilimin de, teknolojinin de doğasında ‘kendinde iyi ya da kendinde kötü’ diyebileceğimiz bir nitelik yoktur. Bilim ve teknolojiye atfedilen bütün kötülüklerin kaynağı bilim ve teknolojiyi kendi tanımladığı amaç ya da çıkarları için kullaAykut Göker nan insandır... Kurduğu toplumsal düzendir... Üretim ilişkileridir... İnşa ettiği kültürdür... Sorun Cumhuriyet’in kuruluş yıllarının aklı eksen bu noktada insanın kendisidir... Bilim ve teknoalan düşünce evreninin aydınlığını günümüze lojinin kötüye kullanılmalarını önlemede tek çare yansıtan bir kurum olarak varlığını sürdürebilen savaşsızsömürüsüz bir ülke, savaşsızsömürüsüz CBT bir umuttur. bir dünya için insanı değiştirmektir... 1500’üncü “...Teknolojiyi, ister sosyolog Marcuse ya da sayısına gelen dergimiz, bilim ve teknolojideki romancı Simone de Beauvoir gibi, insanoğlunun gelişmeleri okuyucularına aktarırken, toplumuesaretinin ve yıkılışının aracı, ister Adam Smith muzun bilim ve teknolojide yetkinleşmesi meseya da Marx gibi serbestlik sağlayan bir güç ola lesini de hep bu bağlamda ele aldı. rak görelim; aslında hepimiz teknolojideki ilerleBu derginin okuyucuları da biliyorlar ki, bime ile iç içeyiz. Ne kadar istersek isteyelim, tek limde ve teknolojide yetkinlik kazanmak bir kültür nolojinin günlük hayatımız üzerindeki etkisinden, meselesidir. Burada kültür kavramını, toplumların önümüze koyduğu ahlâkî, toplumsal ve ekono öğrenme ve öğrendiklerini gelecek kuşaklara akmik ikilemlerden kaçamayız. Onu lânetleyebilir tarma kapasitelerine dayanan bilgi ve deneyim ya da kutsayabiliriz; ama yok sayamayız.” birikimlerini ifade etmek için kullanıyorum. Bu Kısa bir süre önce, A.Ü. anlamıyla kültür ekonomik ve Siyasal Bilgiler Fakültesi toplumsal gelişmenin ürünüdür. Ekonomik ve Kamu Yönetimi Araştırma O nedenle, bilim ve teknoloji, toplumsal gelişme ile ve Uygulama Merkezi’nin toplumun kültür düzeyinden ve o düzenlediği, ‘Teknolojiye bilim ve teknolojideki kültürün oluşumundaki rolü tartışNasıl Bakabiliriz’ konulu masız olan üretim ilişkilerinden gelişmeler arasında Güz Semineri’nde yaptığım soyutlanarak ele alınamaz. sistemik bir etkileşim sunuşa, yıllar önce Prof. Evet, bilim ve teknoloji ekoDr. Hacer Ansal’ın yaptığı söz konusudur. nomik ve toplumsal gelişmenin bir sunuştan esinlenerek bu bir ürünüdür ama, bilim ve tekalıntıyla başlamıştım. Alıntı noloji alanındaki bilgi ve deneyim birikimi de iki seçkin iktisatçının, Christopher Freeman ve belli bir düzeye geldikten sonra kendisini üreten Luc Soete’nin “The Economics of Industrial Inno ekonomik ve toplumsal gelişmeyi tetikleyen bir vation (1997)” adlı eserlerinin girişinden... (Prof. katalizör işlevi görür. Çünkü ekonomik ve topDr. E. Türkcan, bu eseri ‘Yenilik İktisadı’ adıyla lumsal gelişme ile bilim ve teknolojideki gelişmeTürkçeye çevirdi [TÜBİTAK yayını, 2003]). ler arasında sistemik bir etkileşim söz konusudur. Burada ‘lânetlenebileceği ya da kutsanabile Her iki gelişim âdeta birbirini dokur. Ama bu ceği; ama yok sayılamayacağı’ söylenen tekno dokuma işlevinin ardında da işte o insan faktörü lojidir. Sunuşumda da değinmiştim; eğer tekno vardır. lojiyi gezegenimizdeki kötülüklerin ana nedeni Bu dokumanın ülkemiz insanının ve bütün olarak gördüğümüz için lânetliyorsak; kendimi insanlığın iyiliği için istiyorsak, önce dokumaze şu soruyu sormamız gerekmez mi? Peki, biz cıyı yeniden dokumak; aklı inkâr eden dinsel bilimi niçin lânetlemiyoruz? Öyle ya, günümüz dogmanın ipliğiyle değil, aklın, bilimsel düşünteknolojisinin kaynağı bütünüyle bilimdir. Örne cenin eğirdiği iplikle dokumak zorundayız. İpliği ğin moleküler biyoloji, genetik bilimigenomiks, eğiren beyinlerin giderek çürüdüğü bu ülkede, proteomiks, biyoinformatik gibi bilim dalları Cumhuriyet’in kuruluş yıllarının aklı eksen alan ortaya çıkmasaydı gen teknolojisi de olmazdı; düşünce evreninin aydınlığını yansıtan bir kurum transgenikgıdalar sorunu da! Şimdi ne yapalım, olarak varlığını sürdürebilen CBT bir umuttur. saydığım bilim dallarını da lânetleyelim mi? Yolu bundan sonra da açık olsun... CBT Bir umuttur! Türkiye İhracatçılar Meclisi tarafından düzenlenen Türkiye İnovasyon Haftası kapsamında Başakşehir Living Lab İnovasyon Yarışması’nda Darüşşafaka iki ödül kazandı. Türkiye çapındaki yarışmanın ortaokul öğrencileri kategorisinde Darüşşafakalı Doğa Tekneci ve Fatma Caner’in öğretmenleri Serkan Aslan rehberliğinde hazırladığı “Ayakta Kalma” isimli proje birinci olurken, Hamza Tanç’ın öğretmeni Gürsoy Mantaş rehberliğinde hazırladığı “Kaya Tuzu Sayesinde Otomatik Sınıf Hijyeni” adlı projesi ikinciliği elde etti. İşte, öğrencilerin ağzından inovatif projelerinin amaçları: Doğa Tekneci ve Fatma Caner Ayakta Kalma: “Yolculukların en büyük çilelerinden biri ayakta kalma problemidir. Otogarda, havaalanlarında, Türkiye İnovasyon Haftası’nda Darüşşafaka’ya iki ödül otobüslerde ve hatta otobüs duraklarında ayakta durmak zorunda kalırız. Hatta otururken valizimizin çalınma korkusu yüzünden bazen ayakta durmayı tercih ederiz. İşte bu yüzden oturma aparatlı bir valiz modeli tasarladık.” Hamza TançKaya Tuzu Sayesinde Otomatik Sınıf Hijyeni: “Sınıftaki öğrencilerin gün boyu birlikte ve kapalı ortamda olmaları, sınıf içerisindeki oksijen ve nem oranının giderek değişmesine neden oluyor. Buna neden olan etkenler ise toz ve partiküllerdir. Öğretmen ve öğrencilerin sağlığını olumsuz etkileyen bu olumsuz şartları ortadan kaldırmak, sınıf ortamını daha temiz ve hijyenik hale getirmek için bu projeyi tasarladık.” Suriye’deki çetelere kanunsuz, yetkisiz bir biçimde silah sevk eden MİTıin tırlarının sırrını Cumhuriyet Gazetesi’nde açıkladıkları için Can Dündar ve Erdem Gül; “devletin güvenliği veya iç veya dış siyasal yararları bakımından, niteliği itibarıyla gizli kalması gereken bilgileri, siyasal veya askeri casusluk maksadıyla temin etmek”, ”devletin güvenliği veya iç veya dış siyasal yararları bakımından niteliği itibarıyla gizli kalması gereken bilgileri siyasal veya askeri casusluk maksadıyla açıklamak” ve “silahlı örgüte üye olmamakla birlikte bilerek veya isteyerek yardım etmek” suçlarını işlemiş olmak isnadıyla tutuklandılar. Bu tutuklamayla güdülen amaç BASIN ÖZGÜRLÜĞÜNÜ boğmaktır. BASIN ÖZGÜRLÜĞÜ tüm özgürlüklerin kalkanıdır. BASIN ÖZGÜRLÜĞÜNÜ korumak için tüm yurttaşları bir SİVİL İTAATSİZLİĞE çağırıyorum: Toplu olarak veya tek başına basına haber vererek, Cumhuriyet Savcılıklarına; TCK 215. maddesinde ki, işlenmiş olan bir suçu veya işlemiş olduğu suçtan dolayı bir kişiyi alenen öven kimse, iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılırı hükmünce suçu ve suçluyu överek, hakkımızda bu suçumuzdan dolayı ihbarda bulunalım. Sayın Dündar ve Gül’ün Cumhuriyet Gazetesi’nde yayımladıkları haber övülesi ve savunulası bir haberdir. Gazeteyi ve habercileri bu özverilerinden ve cesaretlerinden dolayı övüyor ve kutluyorum. İlginize teşekkür ederim. (*) • Geçenlerde Alman N24 TV kanalında 1. Dünya Savaşı Verdun cephesi filmlerini izledim. İki taraf da iki metre ilerleyebilmek için on binlerce “şehit” veriyorlardı. Kışı, çamuru ölmekten beterdi. İnsanları bu denli aşağılamaya kimin ne hakkı vardı! Gençler, vatan savunması değilse, topraklarınıza bilfiil girmemişlerse hiçbir savaşa katılmayın. Kaçın o savaştan. Ölmeyin, öldürmeyin! • Barutla ateşi yaklaştırdıkça birbirine, heyecan da, tehlike de artar. Sonunda korkulan olur. Bu sırada epeyce bir zamanınız vardır pek çok şey yapmak için. Şimdi hâlâ o şeyleri yapabiliriz. Dökülün sokaklara, savaşa karşı çıkın. Evinize girmeyin. Biliyorsunuz, eviniz sokakta! Durmayın, İtaatsiz Türkiye’yi başlatın! • Gerçekte kimsenin yüceltilmeye ihtiyacı yok, kimseyi yüceltmeye bizim de ihtiyacımız yok, hiçbir şeyi yüceltmeye gerek yok. Bu gereksinimleri, gerekleri doğuran koşulları birer birer ortadan kaldırdıkça kendimizi görmeye, bilmeye başlayacağız. Yükseldikçe yüceliklerin kendiliğinden silindiğini göreceğiz. • Bölmeye kalkarsanız, Dünya’da bölünemeyecek ülke yoktur. Hem de kendilerince haklı onca nedenle... Öyleyse bölünmemenin tek etkili nedeni olabilir: Bu da bölünenlerin durumunun daha kötü olacağıdır. Baskı bir tanıt değildir, ancak bütünlüklerin pek çoğu baskıyla sağlanmaktadır. • Asıl düşüncede, bilimde, sanatta serbest piyasa olmalı; devlet müdahalesi sıfırlanmalıdır. • Yanlış doğrularla, doğru yanlışlara inanmakla geçer zaman. Yanlışla doğru birbirinin yerine geçer de bizim yerimize kimseler geçmez. Yanlışla doğru bizi götürür, bir hiçe. • Hayvan huyu hayvanda güzel. insanda hoş durmuyor. Kimilerine hayvan adlarıyla hitap ettiğimizde, hayvanlar alınmasın lütfen. Onları seviyoruz. • İyi, güzel olması gerekmiyor. Gözün, kulağın alışması yetiyor pek çok şeye. • Yargının gücünün yetmediği yerde cehennem başlar. • Ceza kurnaz, ödül akıllı yapar. • Özgürlük eylem ister, eylem özgürlük! Korkmayın özgür olun, sivil itaatsiz olun! • Seks, zekâ, başarıyla; aşk, akıl, dayanışma... Hangi dünyada yaşamak isterdiniz? İkincisi sosyalist bir dünyadır. • Gerçeği yaşamak cesaret işi... Yaşadığımızsa gerçek değil. Umurumuzda mı! (*) “Basın bildirisi 2 Aralık 2015, Çarşamba, saat 10.30, Antalya Adliyesi önü. Bu eylem anılan gün ve yerde gerçekleştirildi, basın tarafından kamuoyuna metin, resim ve video olarak duyuruldu. Formun Üstü Özgürlük Eylem İster