Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
POLİTİK BİLİM Ali Akurgal ali@akurgal.com 10 1500. sayı CBT 1500/18 Aralık 2015 İnsan Veya Doğa, İnternetin “Fişini Çekebilir” mi? Günlük yaşamımız internet üzerine taşındı. İnternet ne kadar güvenilir durumda? Giderek daha fazla internet, teknik deyişle TCP/IP bağımlısı oluyoruz. Cep telefonlarını oraya taşıdık, telli telefonlar da (VoIP) sessiz sedasız onları izledi. TV yayınlarını bile “dilediğin yerden, dilediğin zaman” sloganı ile internetten de verir olduk. Bankacılık zâten ağırlıkla internet üzerinde, ekonomik hareketlerin büyük çoğunluğu da oraya kayıyor. 1990’ların “bilgi otoyolu” düşü, yirmi sene, bir kuşak geçmeden gerçek oldu. Peki, ya bu yollar kesilirse? “Kesilme” birkaç nedenle olabilir: doğal afet gibi beklenmeyen durumlar, düşman tarafından soğuk veya sıcak savaş bağlamında yapılacak (siber) saldırılar, ve yönetimin, topluma karartma uygulanması amacıyla yapacağı kısmi ya da hepten kısıtlama. Sonuncu olasılığı düşünmek bile istemiyorum. Demokrasilerde buna yer yok. Diğerleri ise, dünya terör odaklarına bu kadar yakın, doğal afetlere bu kadar hazırlıksız olmamız nedeniyle her an başımıza gelebilecek olaylar. Cumhuriyet Bilim Teknoloji Eki, otuzuncu yılında, 1500. sayısını kutluyor. Ben yeni sayılırım. Bu üçüncü senem, kırkıncı yazım. Ama bilimin politikası, ya da politikanın hizmetinde bilim ile uzun yıllardır iç içeyim. 2000 yılından başlayarak Vizyon 2023 çalışmalarında da yer aldım, elektronik sektörünün raportörü idim. O çalışmadan, üç ana başlık hep aklımda. Bunların başında “genişbant teknolojileri” geliyor. TÜBİTAK, buna önem verdi. “1511” olarak anılan öncelikli alanlar çağrılı destekleme programı içinde “Bilgi ve İletişim Teknolojileri – Genişbant Teknolojileri” olarak bir başlık belirledi. Bu senenin ikinci (20152) çağrısı “Kritik Altyapıların Sürdürülebilirliği için Bilgi ve İletişim Sistemleri” alanı için. Ay sonuna kadar başvuruya açık. Gerekçesi aynen şöyle: “Haberleşme, enerji, ulaşım, su, gıda, sağlık, boru hatları ve finans gibi ülke için kritik önem taşıyan altyapıların doğal afetler, bakımonarım, kaza veya saldırı sonucunda çalışamaz hale gelmesi karşılıklı bağımlı olduğu altyapıları da etkileyerek ülkemizin ciddi ekonomik zarara uğramasına ve güvenlik açıklarının oluşmasına yol açabilecektir. Bu çağrı ile kritik altyapıların sürdürülebilirliği için bilgi ve iletişim sistemlerinin geliştirilmesi ve/veya iyileştirilmesini içeren projelerin desteklenmesi amaçlanmaktadır” . Vizyon 2023 notlarıma baktım, ikisi akademisyen yirmi kişilik bir çekirdek grupmuşuz. Kuşkusuz, 15 sene sonra, yapılan uzgörülerin yerini bulması, geleceği planlamak açısından ülkenin yetkinliğini gösteriyor. Ama, çalışma bir kere yapıldı, her beş yılda bir tekrarlanması ve gelişmelere göre güncellenmesi beklenirdi; yapmadık. Üstelik, uygulama da hiç parlak değil. Marmara depremi, eli kulağında, terör yanı başımızda, biz daha çağrı aşamasındayız. Halbuki dört sene önce seçkin bir akademisyen grubu ile bu konuda bir proje hazırladık, o zaman bu zaman, bunu benimseyecek şirket bulamıyoruz. Bir Türk’ün Nobel almasından Türkiye’nin Nobel almasına sıçramayı tutan da bu! Her türlü insan yapısı ve/ya doğal engellemeler karşısında ayakta kalabilen bir ağyapı nasıl oluşturulur? İnsan veya doğa, internetin fişini çekmekten nasıl alıkonulabilir? İlk ağızda çözüm, “heterojen ağyapısı”. Bu ağyapı aslında hepimizin trafikte kullandığı taktikleri kullanıyor: bir yol tıkandıysa, geçit vermiyorsa, o tıkanıklığın etrafındaki diğer yolları kullanırız ya? Temel felsefe bu. Ama nasıl ki, kullandığımız diğer yollar, bâzen ana yola göre pek bir şey kazandırmıyorsa, algoritmamız sağlam değil de ara sokaklarda kaybolup gidiyorsak, “heterojen ağ”da da durum benzer. İşte açılan çağrı “ara sokaklarda kaybolmadan en kestirmeden hedefe ulaşmanın formülü” üzerine. Uygulamayı üstlenecek şirket bulamadığımızdan, biz başvurmuyoruz. Bakalım başvuranlar olacak mı? Yoksa aklımız başımıza depremden sonra mı gelecek? Okurlarımızdan 1500. sayı iletileri Akıl ve bilim kalesi 1987’de, Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi’ndeki son yılımda, intörnlük eğitimimi aldığım sıralarda yayımlanmaya başlayan Cumhuriyet Bilim Teknik (CBT) o günden bu yana bilime, tekniğe ve cumhuriyete çok yakışan o çağdaş ve kararlı duruşunu hep korudu, her sayıyla bir adım ileriye taşıdı. Bu nedenle, CBT bilimin, çağdaşlığın ışığını önce okuyucusuna, yazarlarına sonra da topluma yayan dirençli bir kaledir. İyi ki dirençlidir, çünkü bizim gibi toplumlarda zordur inatla aklı savunmak, bilim dışılığın rüzgârıyla savrulmamak, farklı görüşlerle zenginleşebilmeyi becerebilmek... İyi ki kaledir, çünkü Atatürk’ün önerdiği mirasla, yani ilim ve akılla örülmüştür. İlmi ve aklı rehber edindiğinden de, O’nun kurduğu Türkiye Cumhuriyeti’ne çok yakışır CBT... Önce okuyucu, sonra da birçok meslektaşım gibi çorbaya tuz ekleyen yazarlardan da biri olarak bu akıl ve ilim kalesini yurdun her köşesine yaymak ve sağlamlaştırarak korumak boynumuzun borcu diye düşünüyorum. Başta Orhan Bursalı olmak üzere, elveren tüm ekibi içtenlikle kutluyorum, elinizeyüreğinize sağlık... Dalya 1500 CBT! Prof. Dr. Ferhan G. Sağın 1997. Sayı 561’da “Yurtdışı Lisan Üstü Öğrencilerinin Sorunları” başlıklı yazım ile yazma hayatına başlamış oldum. Benim gibi birçok bilim ve düşün insanı dergide kendini ifade etme olanağı bularak özgüvenle yazmaya başladı. Dergi sayesinde birçok insan ile tanıştım ve dostluklar oluşmaya başladı. Bugün değişik konularda yazma konusundaki uğraşılarımın altında derginin bana verdiği fırsatın oluşturduğu o ilk isteklendirmenin büyük rolü vardır. 1995 yılından beri düzenli olarak takip ettiğim dergi ülkemiz üniversiteleri ve bilimi konusundaki en kapsamlı değerlendirmeleri okuyarak bilgi sahibi oluyoruz. Türkiye’de artık herkes tarafından kabul edilen en yetkin popüler bilim dergisi olarak her sayısı ile bizler için adeta bir okul niteliğindedir. Aralıklarla yazdığım, beğenmenin ötesinde hayranlıkla çevreme, öğrencilerime önerdiğim derginin artık üniversitelerin kütüphanelerinde düzenli olarak arşivlenmesi gerektiğine inanıyorum. Ben elimdeki Bilim Teknoloji Dergisinin arşivimi Ç.Ü. Eğitim Fakültesindeki Mengüşoğlu Nutku Felsefe kitaplığına bağışlayacağım. Derginin bu denli saygınlık kazanmasına emeği geçen yönetici ve çalışanlarını candan kutlarım. Cumhuriyet Bilim Teknoloji dergisine nice binli sayılara ulaşmasını dilerim. Prof. Dr. İbrahim Ortaş, iortas@cu.edu.tr Başarılarınız sürsün Her sayısında yer verdiği birbirinden ilginç konularıyla Cumhuriyet okurlarını bilim insanları ve eğitimcilerle buluşturan CBT’yi, bu hizmetleri nedeniyle yürekten kutluyor başarılarınızın devamını diliyorum. Prof. Dr. İsa Eşme 1500 kez birlikte Demek ki elimi en az 1500 kere kirlettiniz, dostluğumuz en az 1500 kat artıyor. Sağ olun 15.000’e ve ötesine varın. Ülkemizde bu 15.000.000’dan daha değerli! Ömür Akyüz Atatürk’ün Akıl ve bilim mirası 1500. üncü sayısına ulaşan Bilim Teknolojinin yaratıcılarını kutluyorum. Bu benzeri az görülen bir başarıdır. Büyük Atatürk’ün önde gelen hedefi bir bilim toplumu yaratmaktı. Bu yolda en büyük hizmeti veren kurumlardan biri kuşkusuz Bilim Teknoloji dergisidir. Bu dergi Atatürk’ün akıl ve bilim mirasına sadık kalmış bir yayın organı olmanın onurunu taşıyor. Bu yüzden Cuma günlerini özlemle bekliyoruz Coşkun Özdemir 1500 kez teşekkür, her cuma ilk işiniz okumak olmalı! Emeği geçen herkese 30 yıl ve 1500 kez teşekkürler. Saygı sevgi onlara olsun. CBT Okurlarına not: Her cuma günü ilk işiniz, Cumhuriyet okuru olmayan eşinize, dostunuza, arkadaşınıza, yoldaşınıza, kankanıza, sevdiğinize, sevgilinize kısa bir mesaj atıp hatırlatmak olmalı: Bugün Cuma bugün CBT günü. CBT Cumhuriyet gazetesinin parasız bilim teknik ekidir. Özdemir Özkan CBT üniversite kütüphanelerinde arşivlenmeli Doktora sonrası Türkiye’ye geldiğimde karşılaştığım birçok sorunu yazacak bir ortam ararken 1997 yılında o zamanki adı ile Cumhuriyet Bilim Teknik dergisine 20 Aralık 1923’ten günümüze yansıyan ışık Merhaba Orhan Bey, CBT benim için, 1923 aydınlanma devriminin günümüze yansıyan ışığıdır. Umarım hep var olur... Emeği geçenlere teşekkür ederim... Saygılarımla, Durmuş Kökatmış