17 Haziran 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

TartışmaEditöre mektup Prof. Dr. Bilge Aykurt, CBT 1435/19 Eylül 2014 19 Prof. Dr. Muzaffer Aykurt’un ardından ma ve Tedavi Yöntemleri “ isimli dersler veriyordu. Rehabilitasyon ve Erken Aktif Tedaviye önem verir, Rehabilitasyon Kliniği işbirliğiyle hastalarını kısa sürede günlük yaşam ve meslek aktivitelerine döndürürdü. 1980’li yılların başında hastalara mikrocerrahi yöntemiyle rekonstrüksiyon operasyonu (kopan kısmı yerine koyma) yapmaya başladı. 1985 yılı başında İstanbul Haydarpaşa Numune Hastanesi Ortopedi ve Travmatoloji Kiniği Şefliğine atandı, bu dönemde Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Ortopedi Kliniğinin kuruluş çalışmalarında bulundu. Pelvis kırıklarında eksternal fiksatör ve İlizarov Yöntemi ile kemik uzatma uygulamaları yaptı. 1986 yılında ülkemizde bilimsel anlamdaki ilk Kemik Bankasını kurarak, hastalara canlı donörden dondurulmuş allogeft (başkasından kemik nakli) uygulamalarına başladı. 1990 yılında Kartal Eğitim ve Araştırma Klinikleri, Kartal Devlet Hastanesi Tıp Dergisini yayın hayatına başlattı, 19901995 yıllarında derginin Editörlüğünü ve Bilimsel Danışma Kurulu üyeliğini yaptı. Kartal İlk Yardım ve Acil Trafik Hastanesi’nin projesini hazırlayarak kuruluşunu gerçekleştirdi. 1995 yılında Amerika’da; Amerikan Sports Medicine Institute, Alabama Birmingham, Health South Lakeshore Hospital, Health South Medical Center Pain Management Service’de gözlem ve uygulamalara katıldı. Dr Bilge Aykurt ile birlikte 1978 yılında Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesi Deneysel Araştırma Laboratuarlarında başlayıp, deneysel ve klinik başarılı sonuçları ulusal, uluslararası Kongrelerde sunulan “Aykurt Yöntemi” ile Ultrason’un Kemik ve Yumuşak Dokuların İyileşmesindeki Kullanımının Tanıtım ve Klinik Uygulamalarını yaptı. 1993 yılından itibaren, Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Araştırma Laboratuvarlarında, tavşan ve farelerin çeşitli organ ve dokularında, (kıkırdak dokusu tamiri, yeni beyinsinir hücreleri gelişimi, vb.) “Ultrasonla Hücre Rejenerasyonu” konusunda deneysel çalışmalar yaptı. Sonuçları ulusal ve uluslararası toplantılarda sunup yayınlar yaptı. Yıllar boyu “Aykurt Yöntemi” tedavilerini sürdürdü. Ulusal ve uluslararası yüz dolayında yayın yaptı. 14 Mart 2013 tarihinde Ankara ve İstanbul Tabip Odaları tarafından adına hazırlanan Meslekte 50. Yıl Hizmet Plaketleri verildi. Yetiştirdiği hekimler; kendilerine hekimlik mesleğiyle birlikte, iyi ve donanımlı bireyler olmalarında da katkı sağladığından söz ederler. Mütevazı, özverili, yardımsever, sevecen kişiliğiyle her ortamda sevgi, saygı gördü. Daha sürdürmekte olduğu, sonuçlandırmak istediği, son anına kadar yazmakta olduğu çalışmaları varken 26 Haziran 2013 sabahı sonsuzluğa göçtü… Onu çok arıyor ve özlüyoruz. HUKUK POLİTİKASI Hayrettin Ökçesiz [email protected] Fiziksel Tıp Ve Rehabilitasyon Uzmanı [email protected] tatürk Üniversitesi Tıp Fakültesi Ortopedi ve Travmatoloji Kliniği Kurucu ve yöneticisi olarak 19 yıl Doğu Anadolu’da özverili hizmetler veren, yaşamını mesleği ve hastalarına adayan, araştırmalar, yenilikler ve sıra dışı işlere tutkulu olan Prof. Dr. Muzaffer Aykurt’un daha sürdürmekte olduğu, son anına kadar yazmakta olduğu bilimsel çalışmaları vardı. 1940 yılında MuğlaYatağan’da doğdu. 1963 yılında Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi mezuniyetinin ardından Hacettepe Tıp Ortopedi ve Travmatoloji Kliniği’nde Dr. Şükrü Bayındır’ın ilk asistanı olarak göreve başladı. Prof. Dr. Doğramacı önderliğinde, Anadolu’daki İlk Tıp Fakültesini kurmak üzere 1966 Mart ayında, bir grup öğretim üyesiyle Atatürk Üniversitesi, Erzurum’a gitti. “Vertebra Kırıkları ve Travmatik Paraplejiler” isimli teziyle 1967 yılında Hacettepe Tıp Fakültesi’nden Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanlığını aldı. Ayni yıl Atatürk Üniversitesi Ortopedi ve Travmatoloji Kliniği’nin kuruculuğunu yaptı. 1975 yılında Deneysel ve Klinik Çalışmalar olarak hazırladığı Düşük Barometrik Basınçta Kırık İyileşmesi “Osteosentez” isimli tezle doçent, 1980 yılında Vertebra Tüberkülozunda Radikal Eksizyonel Cerrahi Yöntem ve Anterior Sinal Füzyon isimli tezle profesör oldu. Ortopedi Travmatoloji Kürsü Başkanlığı, Cerrahi Tıp Bilimleri Bölüm Başkanlığı, Acil İlk Yardım Bölüm Başkanlığı, Başhekimlik, Dekan Yardımcılığı, Atatürk Üniversitesi Senato Üyeliği gibi görevlerde bulundu. Dünya Spor Hekimliği Federasyonu Diploması ve Amerikan Spor Hekimliği Enstitüsü Sertifikası sahibi spor hekimi olarak, çeşitli spor federasyonlarında, ulusal, uluslararası spor kampları ve karşılaşmalarında görev yaptı, sporcu sağlığı ve spor yaralanmalarından korunma konularında eğitimler, Olimpiyatlara Katılan Sporcuların Sağlık Organizasyonu, spor bilimiyle ilgili çeşitli konferanslar verdi, sunumlar, yayınlar yaptı, dallarında ünlü birçok sporcuyu tedavi etti. 1970 yılından itibaren çığ konusuyla ilgilendi, Palandöken Dağları’nda çığ altında kalan dağcı ve kayakçıların kurtarılmasına bizzat katıldı. Çığ Olayı “ Nedenleri, Önlenmesi ve Kurtarma Çalışmaları “ yayınını yaptı. Mart 1978’de, Uluslararası Kayak Yaralanmaları ve Önlenmesi Sempozyumu’nda; Kayak Yaralanmaları ile ilgili Türkiye’de ilk kez yapılan çalışmasını sundu. Çernobil Faciası olmadan, Atatürk Üniversitesi’nde “Nükleer Yaralanmalardan Korun A Mutlu musun diye sorsalar, mutlu olduğumu söylerim hemen! Neden, diye sorarlarsa, bugüne kadar onurumla yaşamayı başarabildiğimi söylerim. Bu bir duygu... Gerçeğini bilmek için biraz ince elersek, mutluluğumuz uçar gider. Çünkü onurlu bir yaşamın koşulları çok zordur. • Deli hiç bir kurala uymaz. Kaptan köşküne girmeyi başarmışsa, oradan bir an önce çıkarmaya bakmalıdır. • Ölü gibi yap. Sakın kıpırdama, ağzını,gözünü açma. Öyle yapmayanlardan sıra sana gelmez, tamam mı? (Bir Baattın Lan deyişi) • Söz sanırım, nanoteknolojik bir şey... • Büyük laflar uğursuzluk getirir. • Bir arabanın işleyebilmesi için binlerce parçaya gerek var. Bir düşünceye bir kaç sözcük yetebilir. • O yalnızca okudu. Ona karşı olan milyonlar yemin etti. Yanlış anlaşılmasın! • Sadece halk değil, para var, silah var... Bunları birbirine karıştırınca sen yoksun. • Anlamadığım bir şey var. Niye bu kadar kılıf heveslisi bunlar. Millet biliyor zaten herşeyi. Açık açık yapabilirsiniz.Kimse bir şey demez, korkmayın. • Dürüst, namuslu, şerefli adam assalar, inanmadığı şeylere yemin etmez. Ben bunu bilirim, bunu söylerim. Peki, ayyaş diyerek aşağıladığı birine şimdi inandığını söyleyen bir adama inanılır mı? O ayyaşın yaptıklarına, söylediklerine bağlı kalacağına yemin eden bir adama inanılır mı? Bence, inanılmaz. Ne yapacağız şimdi? İnanıyor gibi mi yapacağız? Peki, inanıyor gibi yapanlara inanılır mı? Sorularıma yanıt lütfen! • Otuz beş milyonun yirmi milyondan büyük olduğunu kim gösterecek bu adama!Bir sahtekârlık da geçerli oylar üzerinden hesaplamadır, yüzde ondan sonra! Cumhurun değil kendi cemaatinin başkanı olunur bu hilelerle. • Nerden buldun yasası kesmez, nerden buldurdun yasası da lazım. (Bir Baattın Lan deyişi) • Siyaset, saygın olamadığımızda rezil olduğumuz bir iştir. • İktidarın inancı olmaz. Doğası vardır. İnsan bu ikisi arasında ezilir. Yeterince güçlüyse onu ilkeleriyle dizginler. Bu bir insanın tek başına yapabileceği bir şey değildir. İşte bu yüzden bakışlarımızı hukuka yöneltiyoruz. • Teklerin tek kalması teklerin yanlışı olmasın! Düşündüm de, daha çok bizim yanlışımız gibi geldi sonradan, sanki... • Sömürülen kendini tanımadan sömüreni nasıl tanıyacaktır? • Bir şey yanlış, yapan da çaresizse, yanlışın üstüne git yalnızca. • Artık Cumhuriyet Gideneklerimizden söz edeceğiz. (Bir Baattın Lan sözü) • Tamam, herşey çok kötü. Ama sen nasıl bu kadar kötü olabiliyorsun? • Cumhurbaşkanlığı’nın makamı sorumsuzdur, işgal edeni değil! Ayrıca, sorumlu olabilmek bir yurttaş için en büyük onurdur. Sorumsuzluğu seçmek korkudandır. • Para kokmaz, derlermiş Eski Roma’lılar. Para kokutur. Para korkutur. Elbette bunu da biliyorlardı. • Direnmezseniz, ne yapacaksınız? • Düşünce, bilim, sanat özgürlükleriyle, bunların dayanağı olan öteki hak ve özgürlüklerin ödünsüz savunucusu olamazsak, yerli Işid süratle ve üstün bir güçle palazlanacaktır. • Korkarım ki, kimse korkmuyor! Korkunç olan bu. • Yolsuzluk dosyalar da sıfırlandı. Sıfırlama dönemi başladı. Sıra muhalefetin sıfırlanmasında. Ardından kafalar sıfırlanacak. Kişilikler sıfırlanacak. En sonunda kendileri sıfırlanacak. • Bugün (1 Eylül) Dünya’da barış, ülkede adalet günü! İkisi de her yerde nadirattan. Kutlu olsun demekle oluyorsa, kutlu olsun. • Başkalarının hakları size zarar veriyorsa, sizde bir terslik var demektir. • Eylüle fazla yüklenmeyin. • İnanın diye yazmıyorum. İnandığımı yazıyorum. • Gözümüzde gereğinden fazla büyültmüşüz. Şimdi küçültme zamanı. Ayarını bulduğunda yapılacak işler daha keskinleşir. • Yaşamla aracısız yaşamalı Mutlu musun? tadır. “Psikoz”, kabaca kişinin gerçekle bağının kopması anlamına gelmektedir. “Lohusalık psikozu”nun sıklığı, binde 12 kadardır ve eğer kişinin daha önceden başka bir ruh hastalığı varsa, oran %2050’ye kadar çıkabilmektedir (11). Bu ruhsal hastalıkta, bebeğini terk eden anneler yanında; kendini ve bebeğini öldüren annelere de rastlanmaktadır. Sağlıklı bir annenin bakıma muhtaç bebeğini terk etmesi, normal şartlarda, biyolojik olarak mümkün değildir. Bu durum, ağır ruhsal hastalıklarda ortaya çıkabilmektedir. Bu açıdan, Âşık Veysel’in öyküsüne bakacak olursak; bebeği yanlarına alıp kaçmadıklarına göre, bebek Âşık Veysel’dendir ve muhtemelen bu yasak ilişki de, lohusalık dönemindeki hasta bir ruhun ürünüdür. Sonuçta Esma Hanım, “taş kalpli kötü bir kadın” değil, büyük olasılıkla acil tedaviye gereksinim duyan “hasta bir anne”dir. Günümüzde de, “canavar anne bebeğini evde yalnız bırakıp tatile gitti” ya da “cinnet geçiren kadın bebeğiyle intihar etti” haberleri, gazetelere yansımaktadır. Kadınlara hamilelik ve lohusalık dönemlerinde özel ilgi ve bakımın sağlanması, annebebek ölümlerini ve sosyal acıları azaltacaktır. KAYNAKLAR 1.Kaymak V. Âşık Veysel’li Yıllar. ISBN 975957781X, Kuloğlu Matbaacılık, 3. Baskı. 2005.; 2 Dulac C, O’Connell LA, Wu Z. Neural control of maternal and paternal behaviors. Science. 2014;345(6198):765770.; 3 Rilling JK, Young LJ. The biology of mammalian parenting and its effect on offspring social development. Science. 2014;345(6198):771776.; 4 Royle NJ, Russell AF, Wilson AJ. The evolution of flexible parenting. Science. 2014;345(6198):776781. 5 DemirelYılmaz E. Kadın olmak: Bilim insanı olarak, eş olarak, anne olarak. Cumhuriyet Bilim Teknik. 2000;686:45; 6 Mercer RT. Becoming a mother versus maternal role attainment. J Nurs Scholarsh. 2004;36(3):226232; 7 Neumann ID. The advantage of social living: brain neuropeptides mediate the beneficial consequences of sex and motherhood. Front Neuroendocrinol. 2009;30(4):48396.; 8 Seyfried LS, Marcus SM. Postpartum mood disorders. Int Rev Psychiatry. 2003;15(3):231242.; 9 Howard LM, Oram S, Galley H, Trevillion K, Feder G. Domestic violence and perinatal mental disorders: a systematic review and metaanalysis. PLoS Med. 2013;10(5):e1001452. ; 10 Fisher J, Cabral de Mello M, Patel V, Rahman A, Tran T, Holton S, Holmes W. Prevalence and determinants of common perinatal mental disorders in women in lowand lowermiddleincome countries: a systematic review. Bull World Health Organ. 2012;90(2):139G149G.; 11Doucet S, Jones I, Letourneau N, Dennis CL, Blackmore ER. Interventions for the prevention and treatment of postpartum psychosis: a systematic review. Arch Womens Ment Health. 2011;14(2):8998.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle