Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Sa l k Çocuğunuz İçin Doğru Ayakkabıyı Seçin Bir bebek ne zaman ayakkabı giymeye başlar, ne zamana kadar giyemez, giyerse ne tür sorunlarla karşılaşabilir? Dr. Serkan Uludağ VKV Amerikan Hastanesi Ortopedi ve Travmatoloji Bölümü A nneler genellikle 4. ya da 5. aydan sonra yumuşak kalıplı ayakkabıları bebeklerinin ayağının üşümemesi için kullanırlar bunun bir zararı yoktur. Gerçek anlamda çocuk 9. ve 10. aylarda destekle ayakta durmaya başlayınca ve ilk adımlarını desteksiz atmaya başladığında muhtemelen 12. ve 15. aylar arasında ayakkabı kullanımı başlar. Ortopedi doktoruna ya da hiç olmazsa çocuk doktorlarına danışım ayakkabı seçiminde ailelerin hatalı seçim yapmasına engel olacaktır. bı değildir. Bunun seçiminde doktor yardımı gereklidir. Yanlış bir ayakkabı ne tür sonuçlar doğurur? Çocukların ayak gelişimi kemik büyüme süresince devam eder. Yanlış ayakkabı ayak ağrısı yanında ayağın kemik yapısı üzerine olumsuz etki yaparak anatomik yani yapısal problemlere neden olabilir. Düzgün basılmadığı için anatomik yük dağılımı bozulacağından diz, kalça ve bel problemleri yaratabilir. Çocukların ayakları çok hızlı büyüdüğü için genellikle bir numara büyük ayakkabılar tercih edilir. Bu doğru bir davranış mı ya da herhangi bir olumsuzluk doğurur mu? Tabi ki doğru değil ama sağlık açısından önemli bir olumsuzluk yaratmayacaktır. Günümüz ekonomik şartlarını da göz önünde tutarsak ailelerinin bu seçimini saygı göstermeliyiz. Sonuçta bir çocuğun aynı ayakkabıyı kullanma süresinin 5 ay ile 1 yıl arasında değiştiğini düşünürsek doktor kontrolünden çıkmadığı sürece problem yaşanmayacaktır. Çocukların ayak sağlığı nasıl korunmalı, nelere dikkat edilmeli? Aileler problem gördüğü zaman mutlaka hekime başvurmalıdırlar. Zamanında alınacak basit tedbirler ile problemler büyümeden çözülecektir. Anne ve babalar herhangi bir sıkıntının farkına vardıklarında kısa sürede hekime danışırlarsa sadece ayak değil bunu takiben oluşabilecek diz ve kalça problemlerini de çözümüne ışık tutacaklardır. Çocukların ayakları ne kadar sürede bir doktor tarafından kontrol edilmeli? Doğumdan sonra ilk hafta genel ortopedik muayene içinde bakılmalıdır. Problem yok ise 3. ay ve yürümeye başlayınca ortopedi doktoru tarafından değerlendirilmelidir. Eğer bu da yapılamıyorsa çocuk doktorlarının dikkatli değerlendirmeleri ve şüphe halinde ortopediye yönlendirmeleri yeterli olacaktır. Düztabana sahip olan çocuklar nasıl ayakkabı kullanmalılar? Ayakkabı tabanının iç tarafı destekli ayakkabı seçilmeli bu da anne ve baba tarafından mağazada ayakkabı alırken kontrol edilebilir. Düz tabanlık ayak iç tarafındaki çukurluğun kaybolmasıdır ve basarken daha belirginleşir, sıklıkla çocukların ayakkabı topuklarının deforme olması ile fark edilir. Bu sebepten aile tarafından fark edilemeyebileceği için mutlaka hekime danışılmalıdır. Ayakkabı malzemesinin, çocuk ayaklarının gelişiminde ne gibi önemi vardır? Ayakkabılar hava alabilmelidir. Özellikle ayağı terleyen çocuklar için gereklidir. Aksi takdirde ciltte mantar enfeksiyonu nedeni olabilir. Çok sert tabanlı ayakkabılar tabanda ağrı ve şişme yapabilir. Dar burunlu ayakkabılar tırnak batması nedeni olabilir. Ayağa uygun olmayan ayakkabı çocuğun günlük aktivitelerini kısıtlayacağı için bedensel gelişimini olumsuz etkiler. Ağrılı bir ayak huzursuz çocuk demektir. Evde terlik meselesine gelince yine tabanında iç bölümü destekli terlikler tercih sebebidir. Fakat çocuğu olanlar bilir evde çocuğa terlik giydirmek çok zor bir iştir. Bu sebeple evde yalnış terlik yerine altı kaymayan çorap ile hiç olmazsa zarar vermeyecektir. 0 6 ay, 612 ay ve 1 – 2 yaş için ayakkabı kullanımında nelere dikkat etmeli? En önemli unsur ayağını sıkmayacak bir ayakkabı seçimidir. Bebekler ayakkabı sıktığı zaman şikâyetlerini ağlama ve huzursuzluk ile ifade ederler. Kimi zaman poliklinik çalışmalarımız esnasında ayakkabı seçiminin düzeltilmesi sonrası uykuları ve yemesi düzene giren bebek ve çocuklarımız olmuştur. Ayakkabının altının kaymasını engelleyici özelliğinin olmasına dikkat edimelidir. Ayakkabıların ayağın havalanması için gerekli özelliğe sahip olması önemli çünkü bebek ve çocukların ayaklarında terleme ve nem fazla olmaktadır. Bu durumlar için ilk 12 ayda dikkat önemli fakat 12. aydan sonra tabanın iç tarafının yani tıp dilinde medial arkın desteklendiği ayakkabılar seçilmelidir. Ortopedik ayakkabı nedir ve her çocuk için gerekli midir? Ayakta mevcut olan deformiteye göre özel olarak yapılan ayakkabıdır. Her çocuk için gerekli değildir. İhtiyacı olmayan çocuklara ortopedi doktorları tarafından önerilmeyen (genellikle aileye yapılan çevre baskısı sonrası) özel yapım ayakkabı yada botların kullanımı çocuklarda hem fizyolojik hemde psikolojik problem yaratabilir. Ortopedik ayakkabı için çocuğun ayak ölçümlerinin alınması ve planlamanın yapılması gereklidir. Doğru ayakkabı seçmenin kuralları nelerdir? Çocuğun bir ortopedi ve travmatoloji uzmanı tarafından değerlendirilmesi sonrası ayak yapısına göre taban özelliği olan ayakkabı seçilmelidir. Aileler çocuklarına ayakkabı alırken en iyisinin olmasını isterler yalnız çocuk için en iyi ayakkabı en pahalı ve marka ayakka Hamit Dilgan’a göre matematik tarihi Baştarafı 12. sayfadan devam ni geometri fikri ilk defa Geometria situs adı altında Leibnitz’de doğmuştur. Çünkü bu büyük filozof, matematiksel analizin tabiat felsefesinin bütün problemlerine uygulanamayacağını hissetmişti. Poincaré, matematiğin bu şubesini ilerletmiş ve bilhassa çok boyutlu varyeteler fikrini ortaya atmıştır. Riemann da geometriye, ‘sürekli bir uzayın koneksiyonu’ kavramını sokmuştur.” Prof. Hamit Dilgan, Cantor’un cümleler teorisine diğer CBT 1380 17 / 30 Ağustos 2013 konulara göre çok daha fazla yer vererek eserini sonlandırıyor. Netice bölümünde de bazı önemli saptamalarda bulunuyor. Bunlardan bazıları şunlardır: “Kant’a gelinceye kadar mantıkta bir istikrar vardı, fakat bugün hiç de böyle değildir. Bilhassa matematiğin gelişmesi sayesinde mantık da olgunlaşmış ve Aristo’nunki iptidai kalmıştır... Mantığın ana problemi, bir tezin tahkikinde ileri sürülen düşüncelerin tezin ispatına yeterli olup olmadığını bildiren kurallar sistemi olduğuna göre, mantığın da matematik gibi ispat ilminden başka bir şey olmadığı aşikardır. Poincaré, ‘bir matematikçi ikna etmeye çalışmaz çünkü ispat eder’ derdi.” “Wittgenstein, mantığını işaretler sistemi üzerine dayandırmıştı. Hilbert ise aksiyomatiği sayesinde çelişkisiz bir sistem kurdu.” Hamit Dilgan, eserini şu sözlerle bitiriyor: “Delphes mâbedinin rahipleri sadık müridlerine, ‘her şey sayıdır’ formülünü telkin ederlerdi. Mâbedin altın harfli mukaddes kapısı; ‘sayı kâinatın, tekâmül hayatın, birlik Hakkın kanunudur’ cümlesiyle süslenmişti. Bugünün ilmî dövizi de budur; aradaki fark, o zamanın bilgisinin gizli bir din, bugünün hakikat yolunun serbest ilim oluşundadır.” Dilgan’ın eserinde dikkat çekici bir nokta, Hilbert’in, aksiyomatiği sayesinde çelişkisiz bir sistem kurduğunu söylemesidir. Oysa Kurt Gödel, eksiklik teoremiyle Hilbert’in sisteminin tam olmadığını 1931 yılında göstermişti. Kitabın 1955’te yayımlandığını düşünürsek Dilgan’ın Gödel’den hiç söz etmemiş olması bir eksiklik olarak görünmektedir.