17 Haziran 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

ZÜMRÜTTEN AKiSLER di diyor Smith. Araştırmacılar elektrotlarla bir dendrit yakaladıklarında elektrik sinyallerini kaydedebilmişler. Dendritlerin içinlerinde bir bilgi işleminin gerçekleşip gerçekleşmediğini öğrenmek isteyen araştırmacılar, deney hayvanlarına ekranda farklı “görüntüler göstermişler”ve uzantıların içindeki etkinliği analiz etmişler. Sonuç: Dendritler, farelerin ekranda gördüklerine bağlı olarak farklı sinyal motifleriyle tepki gösteriyorlar. Bu sonucu kanıtlamak isteyen araştırmacılar sinir hücrelerine, hücredeki elektriksel etkinliği renkli olarak gösteren özel bir madde aşılamışlar. Bu şekilde sinir hücresinin diğer kısımları “dinlenirken” dendritlerin etkin oldukları görülmüş. Demek ki etkinlik dendritlerin içindeydi diyor uzmanlar. Tüm veriler dendritlerin pasif iletim hatları olmadığını gösteriyor. Anlaşıldığı üzere beynin işlem kapasitesi sanılandan daha yüksek. Araştırmacılar bundan sonra dendritlerde yeni keşfedilen yetinin, beynin sinir ağı içindeki rolünü bulmak istiyorlar. Bir olasılıkla dendritlerdeki etkinlik bozukluğu belli başlı zihinsel hastalıkların nedeni olabilir diyen bilim insanları bu konuyu da araştırmak istiyorlar. niyle de Saltuarius eximius olarak isimlendirilmiş. Bü türün Avustralya’nın büyük bir kısmının yağmur ormanlarıyla kaplı olduğu zamana ait olduğu sanılıyor. Geko fırlak gözleri ve uzun ve ince gövdesiyle akrabalarından ayrılıyor. Ekip önümüzdeki aylarda yeniden Cape Melville’e gidip yeni türlerin peşinde koşacak. Yeni hayvan türleri Zootaxa dergisinde yayımlandı. A. M. Celal Şengör İnternette Nadirkitap.com diye bir site var. Bu site Türkiye‘nin bence en yararlı sitelerinden biri, belki de birincisi. Sitenin sunduğu, Türkiye‘deki sahafların ellerinde bulunan kitapların bir dökümü; istediğinizi site üzerinden ısmarlayabiliyorsunuz, yurtiçi kargo marifetiyle ayağınıza geliyor. Kuranın elleri dert görmesin. Uzay sondası Cassini, Titan’ın kuzey yarımküresinden ilginç görüntüler gönderdi. Fotoğraflarda sıvı hidrokarbürle dolu olduğu sanılan göller ve denizler de seçiliyor. Bazıları ise buharlaşmış gibi görünüyor. Bugüne kadar göllerle ilgili çok az ayrıntılı görüntüler elde edilmişti. Özelikle de Titan’nın kuzey yarımküresinde son dokuz yıldır şiddetli bir kış hüküm sürmesi nedeniyle görüş koşulları çok kötüydü. Oysa Cassini’nin 10 ve Titan’daki göller görüntülendi Avustralya’da neredeyse ulaşılmaz olan bir bölge vardır. Bilim insanlarının ilgisini çeken bu “unutulmuş dünya”da birkaç gün içinde üç yeni hayvan türü bulundu. Avustralya’nın kuzeydoğusundaki CapeMelville dağlarında alışılmışın dışında bir yaprak kuyruklu geko, altın sarısı bir Skink (bir kertenkele türü) ve kayalıklar arasında yaşayan kahverengi puantiyeli sarı bir kurbağa bulduk diye açıkladı James Cook Üniversitesi biyologu Conrad Hoskin. Hoskins’in ekibi bu yılın başında Natio Avustralya’da üç yeni hayvan türü Nilgün Özbaşaran Dede [email protected] Çakır, J. R. M., 2004, Fortschritt durch WissenOsmanischtürkische Enzyklopädien der Jahre 18701936: Turkologie und Türkeikunde 7, Harrasowitz, Wiesbaden, 210 ss.+ 5 şekil levhası 1 CBT 13907 / 8 Kasım 2013 nal Geographic film ekibiyle birlikte bir helikopterle Queensland eyaletinin kuzeydoğusundaki Cape York yarımadasındaki CapeMelville dağlarına indikten sadece birkaç gün sonra üç yeni tür bulmuştu. Ayrıca bilim için yeni olabilecek başka keşifler de yapmışlardı. Cape Melville’ın neredeyse ulaşılmaz olan dağ sırasında otomobil veya ev büyüklüğünde milyonlarca granit kayası bulunuyor ve bunlar yüz metre yüksekliğinde kuleler halinde üst üste yer alırlar. Uydu görüntüleriyle bugüne kadar bu granit tarlalarından bazıları incelendiyse de bölgedeki diğer yerler araştırılmamıştı. Bilim insanları en fazla heyecanlandıran “ilkel görünümlü” yaprak kuyruklu geko olmuş. Alışılmışın dışındaki görüntüsü nede 26 Temmuz ve 12 Eylül tarihlerine ait görüntüleri neredeyse tamamen bulutsuz ve yağışsız bir havada alınmış. Göller ve denizler arasında çok farklı yüzey yapıları yer alıyor. Verilerden anlaşıldığı üzere bazı göller buharlaşarak dünyadaki tuz göllerine benzer alanlar bırakmışlar geriye. Cassini’nin bu bakışı bizim bugüne kadar düşük çözünürlükte ve çok azını incelediğimiz bölgenin genel bir görüntüsünü sunuyor diyor Idaho Üniversitesi’nden Jason Barnes. “Gördüğümüz kadarıyla, Titan’nın kuzey kutbu tahmin ettiğimizden çok daha ilginç”. Mesela fotoğraflarda göller ve denizlerin etrafındaki yüzey şekillerinin diğer bölgelerden farklı olması, tüm göllerin niçin bu bölgede bulunduğunun da bir işareti diye açıklıyor bilim insanları. 5.150km çapındaki Titan, altmış Satürn uydusu içindeki en büyüğü ve atmosfere sahip tek uydu. Dünyamızda olduğu gibi Titan’da da bir sıvı dolaşımı vardır. Ancak su yerine burada metan ve etan gibi sıvı hidrokarbürler dolaşır. Azot zengini ve yoğun atmosferi ve sıvıların bulunuşu nedeniyle Titan güneş sisteminde dünyaya en çok benzeyen gökcismi olarak kabul edilir. Cassini, ABD ve Avrupa’nın ortak bir projesidir. 1997 yılında yolculuğuna başlayan uydu, 2004 yılından bu yana Satürn’ün etrafında dönüyor. Sitenin bir diğer faydalı yanı da buradaki dökümlerden yola çıkarak Türkiye‘de kitap kullanımı konusunda muhtelif çalışmaların yapılabilecek olmasıdır: ne tür kitaplar ülkemizde en çok okunan kitaplardır, hangi dönemlerde hangi tür kitaplar daha çok yayımlanmıştır, hangi konularda Türkçeye en çok tercüme yapılmıştır, Türkçe en çok ne tip insanların biyografileri yazılmış ve/veya tercüme olunmuştur, hangi kitaplar hangi fiyat aralıklarında satılmaktadır, hangi kitaplar karton kapaklı, hangileri sert kapaklı olarak satışa sunulmuştur, vs. vs. Ben de geçenlerde merak ettim, sitede Humboldt adını aradım. 28 tane madde çıktı karşıma: Bunun sadece biri Alexander von Humboldt hakkında 2001 yılında yapılmış bir tercüme. İki tanesi, Almanya‘daki Humboldt vakfının yıllık raporu. Geri kalan 25 tanesi Wilhelm von Humboldt ve fikirleri hakkında eserler. Malum, Wilhelm ve Alexander kardeştirler ve Prusyalı asilzade bir ailenin çocuklarıdır. Her ikisi de insanlığa çok önemli hizmetler yapmış büyük bilim insanları olmuşlardır. Wilhelm‘in yazdığı «Die Kawi Sprache» (Kawi dili) adlı beş ciltlik eserin birinci cildi modern dilbilimin temel taşlarından biri sayılır. Bir sosyal bilimci ve sanat tarihçisi olan Wilhelm bu arada politikacılık ve diplomatlık da yapmış, bir buçuk yıl süren Prusya Eğitim Bakanlığı döneminde modern araştırma üniversitesi kavramını icat ederek uygulamaya koymuştur. Ancak, Wilhelm‘in tüm önemli katkılarına rağmen, bu iki kardeşten dünyada adı en çok bilinen Alexander‘dir. Alexander bir doğa bilimcisi olup arkadaşı Carl Ritter ile birlikte modern coğrafyanın iki kurucusundan biri addedilir. 17991804 yılları arasında Güney Amerika‘nın kuzey bölgelerini, Meksika ve Küba‘yı içine alan ve Fransız botanikçi arkadaşı Aimé Bonpland ile gerçekleştirdiği keşif gezisi esnasında yaptıkları ona «Amerika‘nın ikinci kâşifi» sıfatını kazandırmıştır (hatta Güney Amerika ülkelerinde bağımsızlık meş‘alesini yakan ve bu nedenle de Libertador diye anılan büyük özgürlük savaşçısı ve devlet adamı Simón Bolívar çok sevdiği arkadaşı Humboldt‘u «Amerika‘nın gerçek kâşifi» diye sıfatlandırmıştır). Aralarında meşhur Humboldt akıntısı gibi global öğeler, tüm dağ sıraları gibi büyük yapıların da bulunduğu 14 coğrafî öğe, 31 coğrafî yer, 5 üniversite, 2 yüksekokul, 16 ilk ve ortaöğretim kurumu adlarını Alexander von Humboldt‘tan alırlar. Humboldt‘un ilerleyen yaşlarında yaptığı Rusya ve Orta Asya gezisi, ondokuzuncu yüzyılın meşhur Orta Asya ve Çin araştırmalarının başlangıcını oluşturur. Himalaya‘yı görmeyi çok arzu etmesine rağmen, İngiliz İmparatorluğu Humboldt‘un müstemlekecilik karşıtı liberal görüşlerinden endişe ederek kendisine vize vermemiştir. Hiç evlenmemiş olan Humboldt hem kişisel serveti hem de Prusya Kralı üzerindeki nüfuzundan yararlanarak pek çok genç bilim insanını desteklemiş, aralarında Charles Darwin de bulunan pek çok diğerinin de ilham kaynağı olmuştur. Şimdi sıkı durun: Bu insan hakkında Türkçe tek bir eser olmasın mı? Nadirkitap sitesinde Alexander hakkında bulunan tek bir eser 2001 yılında Almancadan tercüme edilen biyografik bir romandan ibarettir. Bunu görünce, kendi kendime «pes» dedim. Böyle bir şeyi görünce insan sebeplerini merak ediyor: Jutta R. M. Çakır (bu Jutta Çakır, Hasan Âli Yücel hakkında dilimizde bulunan en kapsamlı eserin sahibi Mustafa Çakır‘ın eşidir) 2004 senesinde 18701936 yılları arasında yayımlanan OsmanlıcaTürkçe Ansiklopediler hakkındaki doktorasında1 Osmanlı Devleti‘nin tek bir ansiklopedi teşebbüsünde bile bulunmadığını, Osmanlı döneminde kişilerin başlattığı Ansiklopedi yayımlanması teşebbüslerinin tek bir tanesinin bile tamamlanamadığını tespit etmiş. Yapılan dörtbeş girişimin çoğu daha birinci cildinde kalmış. Tamamlanabilen ilk Türkçe Ansiklopedi Cumhuriyet döneminde, 1936‘da yayımlanan Hayat Ansiklopedisi (onu da Cumhuriyet gazetesi çıkartmış!) Tabii insan böyle korkunç bir gerçekle yüzleşince, artık Türkiye‘de niçin AKP yüzde elli oy alır diye sormuyor da AKP‘nin oy oranının yüzde doksanların üzerinde olmamasına hayret ediyor. Alexander von Humboldt ve Türk Ansiklopedicilik Geleneği
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle