Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
BİLİM DÜNYASINDAN SON ARAŞTIRMALAR Besin arayışı için uzun vadeli bellek gatif olanlar yaşlandırıyor. Bu amaçla düzenenen testler toplam beş dakika içerisinde tamamlanmış. Bu süreden sonra katılımcılar, yaş listesinde yeniden hissettikleri yaşı işaretlemişler. Beklenildiği gibi katılımcılar testlerden önce kendilerini gerçekten de olduklarından genç hissettiklerini söylemişlerdi. Katılımcıların gerçek yaş ortalaması 75,05, hissettikleri yaş ise ortalama olarak 58.59 idi. Testten sonra katılımcılar kendilerini beş yaş daha yaşlı hissettiklerini açıklamışlar.. Diğer bir testle de kelime testlerinin, hissedilen yaş üzerinde aynı etkiyi yapmadığı görülmüş. neyi ayrıntılı bir şekilde devam ettirilecek. Ve sistemin 2017 yılında devreye sokulması bekleniyor. Yağmur ormanlarında yaşayan şempanzeler yiyecek bulmak için nereye gideceklerini nereden biliyorlar? Alman bilimciler, doğal ortamda yaşayan şempanzelerin uzun vadeli bellek sayesinde, üzerinde meyve bulunan ağaçların nerede olduğunu hatırlayabildiklerini saptadı. Leipzig MaxPlanck Evrimsel Antropoloji bilimcileri, araştırmalarını Fildişi sahilindeki TaiUlusal Park’ında gerçekleştirdi. Şempanzeler bir önceki sezonda meyvelerini yedikleri ağaçların yerini ve büyüklüğünü hatırlıyor. Araştırmamız ilk kez en yakın akrabalarımızın yemiş arayışı için uzun vadeli bellekten yararlandıklarını göstermesi açısından önemli diyor Karline Janmaat. Beş dişi şempanze birkaç dönemde 270 gün takip edilmiş. Hayvanlar özellikle tipik bir koku yayan meyvelere sahip ağaçları tercih ediyor (Animal Behavior). Maymunlar ağaçların yerlerini iki ay ila üç yıl kadar akıllarında tutabiliyormuş. Peru’da bin yıldan daha eski olan iki mumya gün ışığına çıkarıldı. Arkeolog Gladys Paz’ın açıklamasına göre, mumyalar, başkent Lima’da gerçekleştirilen ve İnka krallığın Bin yıllık, eksiksiz mumyalar Hani derler ya insan hissettiği yaştadır, gerçekten de birçok kişi kendisini olduğundan daha genç hisseder. Ancak son bir araştırma, hissedilen yaşın ne kadar kolay değişebileceğini gösterdi. Daha yaşlı olan katı Beş dakikada beş yıl daha yaşlı dan öncesine ait bir mezarlık kazısında bulundu. Mumyaların tümüyle korunagelmiş olması nedeniyle Gladys, bunların son otuz yıl içinde bulunan en önemli kalıntılardan biri olduğunu söylüyor. Mezar, Wari halkına (İ.S.1100) ait. Wariler Güney Amerika’da İnkalardan önce yaşıyorlardı. Mezarın içinde heybe, kap kacak ve üç kobay faresine ait kalıntılar bulunmuş. İkinci mumya bir çocuğa ait ve bunun ölüye kurban edildiği sanılıyor. 1981 yılından bu yana devam eden kazı çalışmalarında Lima’daki Huaca Pucllana tapınak alanında yetmişi aşkın mezar yeri bulunmuş. Piramidimsi bir tapınak alanı olan Huaca Pucllana İ.S.100600 yılları arasında kurulmuştur. Arkeologlar 2010 yılında dört çocukla birlikte gömülen bir kadının mezarını, 2008 yılında ise 13 yaşındaki bir çocuğun mumyasını bulmuşlardı. Son buluntuların yaşı ve cinsiyetleri laboratuvarda incelendikten sonra belli olacak. Amerikan Uzay Ajansı NASA veri aktarımında lazer kullanmaya başladı. Bilim insanları verileri lazer atımlarıyla rekor hızda aktardılar. Hatta bu süper hızlı veri akımını Ay’a gönderdikten sonra geri getirmeyi de başardılar. Güneş sisteminin kenarındaki Voyager uzay sondaları dünyamızdan git gide uzaklaşarak uzayın derinliklerine doğru yol alıyorlar. Sondalarla iletişim, diğer uzay sondalarıyla olduğu gibi radyo dalgalarıyla gerçekleştiriliyor. Fakat ne var ki yeni gelişmeler hep daha fazla veri yığınlarının aktarılmasını gerektiriyor. Radyo dalgaları bu yığınları artık beklenen hızda aktaramaz hale geldiler. NASA bu yüzden, radyo iletişimine alternatif arıyor. Lunar Laser Communication Demonstration (LLCD) deneyi çerçevesinde şimdi atımlı bir lazerle 400.000km uzaklıktaki Ay’la çift yönlü bir iletişim sağlanadı. Veri aktarım hızı merkezde güncellemede saniyede 622MB’a, uydudan merkeze güncellemedeyse saniyede 20MB’a ulaştı. Karşılaştırma için: Modern telsiz ağ sistemlerinin veri aktarım hızı 600MB/sn’ye ulaşıyor. Fakat menzilleri sadece 100m civarındadır. Dünyadaki istasyondan verileri alan Meksika’daki NASA uydusu LADEE ( Lunar Atmosphere and Dust Environment Explorer) idi. Uydu şu sıralar Ay’ın etrafındaki bir yörüngede bulunuyor ve Ay atmosferindeki toz partiküllerini inceliyor. LLCD’nin hedefi yeni lazer sisteminin potansiyelini göstermek. Özellikle de uzay sondalarının bu sistemle daha yüksek çözünürlüklü üçboyutlu video ve fotoğraflar göndermeleri bekleniyor. LLCD kısa vadeli bir çalışmaydı, bundan sonraki Laser Communications Relay Demonstration (LCRD) de Lazerle bilgi transferi başladı Nöronların uzantıları beyindeki sinir hücrelerini tıpkı telefon bağlantıları gibi birbirine bağlar ve bu şekilde iletişimi garanti altına alırlar. Fakat anlaşıldığı üzere bu dendritler sanıldığı gibi pasif hatlar değil: Bu dallı yapılar bilgileri aktif olarak işleyerek, beynin işlem yetisinde katkıda bulunuyorlar. Bulgu beynimizin işleyiş şekli hakkında daha fazla bilgi vermesinin ötesinde, nörolojik hastalıkları da daha iyi anlamamıza yardımcı olabilir diyor bilim insanları. Beynimiz tüm organlar arasında en gizemlisi. Olağanüstü fonksiyonlarının ne şekilde oluştuğu hâlâ tam olarak açıklanmış değil. Ancak nöronlardaki karmaşık devrenin tüm işlemleri yerine getirdiği bilinmektedir. Aksonlar dışında dendrit ler de bu ağın çok önemli bir parçasını oluştururlar. Söz konusu çok ince bir şekilde dallanıp budaklanan sinir uzantılarıdır. Hücre yapılarından çıkan bu uzantıların uçlarında sinapslar gelişir. Nöron sinapslarla belli başlı diğer bir hücreyle bağlanarak, sinyalleri alır. Tek bir sinir hücresinin dendrit ağacı birkaç bin sinaptik temas noktasına sahip olabilir. London College Üniversitesi’nde Spercer Smith ile çalışan araştırmacılar, farelerle gerçekleştirdikleri deneyler sonucunda dendritlerin basit bağlantılardan ibaret olmadığını görmüşler. Deneyler sırasında farelerin beyinlerindeki görme merkezine mikroskobik boyutta elektrotlar yerleştirerek, dendritlerle temas kurmaya çalışmışlar. Dendritle elektrot aracılığıyla temas kurmak çok zordur ama yine de bu büyük zahmete değ İşlem gücüne sahip sinir uzantıları lımcılar kendilerini sadece beş dakika içerisinde beş yaş daha yaşlı hissetmiş. Anketlere göre hissedilen yaş, gerçek yaşın sekiz ila on beş yaşın altında. Bu durumdan, insanların her zaman zinde ve sağlıklı görünmesi gerektiğine dayanan toplumsal görüş sorumlu olsa gerek. Texas A&M Üniversitesi’nde Lisa Geraci ve ekibi hissedilen yaşın bireyler için yararlı olabileceğini söylüyor. İnsanların kendilerini genç hissetmeleri, onları mutlu etmekle kalmayıp gerçekten de sağlıklı kılıyor, hatta belki de ömrü bile uzatıyor (Psychological Science). Bununla birlikte kişinin kendisini kaç yaşında hissettiği tamamen kendi kararı değil, daha önceki araştırmalarla ortaya çıktığı gibi hissedilen yaş dış etkilere de bağlı. Mesela zihinsel görevlerden sonraki pozitif geri bilgi akışı gençleştirirken, ne CBT 1390 6 / 8 Kasım 2013 Pasta, şekerleme, dondurma vb tatlı yiyeceklerin bellek üzerindeki etkisini araştıran Alman bilim insanları, yaş ortalaması 63 olan sağlıklı katılımcılarla bir araştırma gerçekleştirdiler. Sonuçlar bellek yetisinin kandaki şeker seviyesine bağlı olarak değiştiğini gösteriyor. Kan şeker seviyesi düşük olan yaşlı insanların bellek yetisi göreceli olarak daha iyi. Oysa glükoz seviyesi yüksek olduğu zaman katılımcılar mesela kelimeleri daha zor hatırlamışlar. Araştırma çerçevesinde Berlin Charite Üniversitesi Kliniği’nden Agnes Flöel ile çalışan ekip 141 sağlıklı yetişkinin bellek yetisini mercek altına almış. Araştırmacılar ilk önce katılımcıların akılda tutma yetisini test ettikten sonra Yaşlı beyne tatlı yaramıyor, bellek zayıflıyor kan şeker seviyesini ölçmüşler. Daha sonraysa çekirdek spin tomografisiyle bellek yetisi için önemli olan hipokampüsün biçimini ve büyüklüğünü hesaplamışlar. Katılımcılardan otuz dakika içerisinde 15 kelime ezberlemeleri istenmiş. Kanlarındaki şeker seviyesi yüksek olan katılımcılar ortalama olarak iki kelime daha az hatırlamışlar. Ayrıca çekirdek spin tomografisiyle yapılan incelemeler de kan şekeri yüksek olan katılımcıların hipokampüsünün daha küçük olduğu ve daha kötü bir biçime sahip olduğunu da göstermiş. Bilim insanları kan şekeri seviyesi normal olan insanların bile belli bir yaştan sonra daha az tatlı yemelerini öneriyorlar. Ayrıca düzenli olarak hareket etmek de kan şekeri seviyesi üzerinde olumlu etki yapıyor diyor uzmanlar.