Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
BİLİM 21. YÜZYILI NASIL DEĞİŞTİRECEK? “İnsanoğlunu geleceğe eğitim ve bilim taşıyacak” 10 Ekim tarihinde Koç Üniversitesi’nin düzenlediği “Bilim 21. Yüzyılı Nasıl Değiştirecek?” konulu konferansın konuşmacısı kuramsal fizik alanında dünyanın önde gelen isimlerinden Prof. Dr. Michio Kaku, bilimin gelecekte bireyleri, toplumları ve küresel düzeni nasıl etkileyeceği konusundaki görüşlerini paylaştı. Reyhan Oksay T * H1B vizesi ABD’ye “uzmanlık isteyen iş” alanlarında çalışmak üzere geçici olarak gelmek isteyen bireylere verilir. H1 programında “uzmanlık isteyen iş” kavramı, lisans, yüksek lisans veya eşdeğer bir eğitim sonrası kazanılmış uzmanlığın teoride ve pratikte uygulandığı bir iş dalı anlamındadır. CBT 1387/3/ 18 Ekim 2013 ürkiye, Demokrasi Paketi’nden çıkan başörtüsü serbestisi ve andımızın yasaklanması gibi konularla vakit kaybederken, dünyanın önde gelen kuantum fizikçilerinden Prof. Dr. Michio Kaku, gelecekte bizleri nelerin beklediğini, bu geleceğe nasıl hazırlanmamız gerektiğini anlattı. Kaku, gelecekte bireyi ve toplumları değiştirme potansiyeline sahip tek gücün bilim olduğunu vurguladı. Koç Üniversitesi, 10 Ekim tarihinde kuruluşunun 20. yılı nedeniyle “Bilim 21. Yüzyılı Nasıl Değiştirecek?” başlıklı bir konferans düzenledi. Konferansın ana konuşmacısı olarak ülkemize gelen Prof. Dr. Michio Kaku, gelecekte bilimsel gelişmelerin gündelik yaşantımızı nasıl etkileyeceği konusunda bir grup bilim gazetecisinin sorularını yanıtladı. İşte Kaku’ya yöneltilen sorular ve yanıtları: Gündelik yaşantımız bilim sayesinde nasıl değişecek? Kendini bilimsel keşiflere adamış 300’den fazla bilim adamıyla yaptığım görüşmelerden faydalanarak yaptığım tahminlere göre bilgisayarlar hem her yerde olacak, hem de hiçbir yerde de olmayacak. Yani biz bilgisayarları görmeyeceğiz. Bu durum zenginleştirilmiş gerçeklik olarak tanımlanabilir. Bilgiye duvarlara, lenslere ve kâğıtlara yerleştirilecek cihazlar sayesinde ulaşabileceğiz. Evlerde ve ofislerde iletişim duvar kâğıtları üzerinden gerçekleştirilecek. Herkes duvara bakıp konuşacak ve duvarlardan yanıt bekleyecek. Önümüzdeki yıllarda robodoktor, roboavukat ve roboprofesör gibi kavramlar yaşantımıza girecek. Böylece sağlık sorunlarımızı bize özel doktorumuz çözecek, hukukla ilgili sorularımıza özel avukatımız yanıt verecek, öğretmenlerimiz bir tek bize ders anlatacak. Sürücüsüz araçlarla işe gidip geleceğiz. Bunların bizim kullandığımız araçlardan daha güvenilir olacağını şimdiden söyleyebilirim. Dijitalleşme hangi boyutlara erişecek? Türkiye hangi alanlarda dijitalleşmeye hız vermeli? Müzik, medya, telekomünikasyon, tıp, perakendecilik gibi alanlar tümüyle dijitalleşecek. Tüm sanayiinin dijitalleşeceğini söyleyebiliriz. Türkiye’nin altyapısının dijitalleşmesi gerekir. Bu şekilde eski yapılardan kurtulma gerekliliği ortadan kalkar. Ülkenizde bir diğer önemli alan da kablosuz bağlantının yaygınlaştırılmasıdır. Teknoloji transferi nasıl olacak? Avrupa gibi görece eski uygarlıklarda teknoloji son birkaç kuşağın çabalarıyla yaşam bulmuştur. Oysa Çin, internet sayesinde bu teknolojiye bir kuşak içinde sahip oldu. Bu şekilde internet üzerinden teknoloji transferi çok büyük hız kazanacak ve yaygınlaşacak. ABD bilimde yine başı mı çekecek? Dünyanın en kötü eğitim sistemi şu anda ABD’de. Ama H1B* vizesi sayesinde ABD hâlâ bilimde öncü. Amerikalılar, ülke dışından gelenlerin işlerini ellerinden alacakları korkusuyla, pastadaki paylarının küçüleceğinden endişe duyuyorlar. Bence korkmalarına gerek yok. Yeni gelenler daha fazla iş alanı yarattığı için payları büyüyecek. Çünkü bilim ilerledikçe yeni bilimler yaratır. Dünyanın en iyi beyinleri Amerikan üniversitelerine aktıkça ülke bilimde ilerlemesini sürdürecek. Yaşlanma engellenebilecek mi? Yaşlanma bir hatalar birikimidir. Gençken hatalar, onarım sistemi sayesinde sürekli olarak giderilir. Ancak bir noktadan sonra onarım sistemi de yaşlanır. Gelecekte yaşlanmayı kontrol eden genler tespit edilecek. Hücrelerin motoru mitokondridir, hücrelere enerji sağlar. Bu durumda enerji üreten mekanizmalara enerji sağlarsak yaşlanmayı yavaşlatabiliriz. Başka bir deyişle onarım sistemini onarabilirsek, hatalar birikim yapmadan ortadan kaldırılabilir. Herkes bilimsel düşünme yeteneğine sahip olabilecek mi? Herkes bilim insanı olarak doğar; bu özelliğini de okula gidinceye kadar korur. Merak etme, araştırma, gözleme bir çocuğun doğal refleksleridir. 10 yaşına kadar dünyası annebaba ile sınırlıdır. 10 yaşından sonra çevresindekiler önem kazanır. Mikroskop ve teleskopla tanışınca dünyası büyür. 15 yaşında yaşıtlarının dünyasına girer. Bunlar tehlikeli yıllardır, yaşıtlarının etkisi her şeyden baskındır. Üniversiteye geldiğinde bir sonraki kuşağın bilim adamı olmaya adaydır. Kuşkusuz doğru eğitim alabildiyse.... Uzayda canlı yaşam var mı? Dünya’yı ziyaret etmiş olabilirler mi? Uzayda canlı yaşam olduğuna inanıyorum ama Dünya ile ilgilendiklerini ve geldiklerini hiç sanmıyorum. Bunlar bizlerden binlerce yıl ilerde olabilir. Dünya’ya gelenler belki bunların gönderdiği robotlardır. Uygarlık hangi aşamalardan geçecek? Bir uygarlıktan diğerine geçiş tümüyle enerji arz ve talebine bağlı bir süreçtir. İnsanoğlu başlıca üç çeşit uygarlıktan geçecektir. Birinci tip gezegensel, ikinci tip yıldızsal, üçüncü tip ise galaktik uygarlıktır. Şu anda içinde bulunduğumuz uygarlığın tipi sıfırdır. İnsanlar bugün enerjiyi küresel kuvvetlerden değil, petrol, kömür gibi toprağın altındaki ölü bitkilerden sağlıyor. Ancak şimdiden birinci tip uygarlığın işaretleri görülüyor. Gezegensel uygarlığın dili (İngilizce, Mandarin Çincesi), gezegensel iletişim sistemi (internet), gezegensel ekonomi (Avrupa Birliği, NAFTA), gezegensel kültür (TV, rok müzik, Hollywood filmleri) yavaş yavaş varlığını hissettiriyor. Kardaşev de buna benzer bir uygarlık sıralaması yapmıştır. Şu anda ulus devletler ve bunların oluşturduğu uygarlıklar söz konusu. Halihazırda koşullar buna uygun. Prof. Dr. Michio Kaku Japon göçmeni bir ailenin çocuğu olarak 1947’de Kaliforniya’da doğdu.. Uzmanlık alanı sicim alan kuramıdır. Aynı zamanda bir fütüristtir. Bilimi herkesin anlayacağı bir dille açıklama konusunda uzman olan Kaku, “Bilimi halkla buluşturan fizikçi” olarak anılıyor; çok sayıda TV ve radyo programına konuk edilmiştir. Çok sayıda popüler bilim kitabının da yazarıdır. New York Şehir Üniversitesi’nde ders veren ve Amerikan Fizik Topluluğu Kurulu üyesi olan Kaku’nun, “Geleceğin Fiziği: 2100 Yılına Kadar Bilim İnsanoğlunun Kaderini ve Günlük Yaşantımızı Nasıl Şekillendirecek” adlı kitabı ve “İmkânsızın Fiziği”yle de en çok satanlar listesinde uzun süre kalmıştır. Nobel Ödülü bu yıl Higgs parçacığını bulanlara verildi. Oysa parçacık fiziğine emek vermiş başka fizikçiler de vardır. Nobel Ödülleri’nin tarafsız dağıtıldığına inanıyor musunuz? Nobel Ödülleri’nde siyasi eğilimlerin etkili olduğunu düşünüyorum. Ancak unutmayın ki tarih boyunca pek çok bilimsel buluş ödül almadı. İnsan faktörünün bulaştığı her ödülde bu tür yanlılıklar görülebilir. Bu normaldir. Gelecek kadın hakları ve eşitlik konusunda neler getirecek? Bilim tarihinde kadınlar hep haksızlığa uğramıştır. Pek çok bilim kadını hak ettiği konuma gelememiş, yalnızca kadın olduğu için geri plana itilmiştir. Ancak bilimsellik belirli bir noktaya erişirse kadınlar da erkeklerle eşit konuma gelir. Dünya’nın sonunu ne getirecek sizce? 5 milyar yıl sonra güneş sönecek ve dünya da doğal olarak yok olacak. Manyetik kutupların yer değiştirmesi bile büyük felaketlere yol açabilir. Eğer AIDS virüsü havadan bulaşabilecek şekle dönüşürse dünya üzerindeki insanların % 98’i ölür. Savaşların dünyayı yok etmemesi için nükleer silahların sınırlandırılması gibi önlemler de bu bağlamda önem kazanıyor. SÖYLEŞİ