Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
NOBEL ÖDÜLLERİ GÜNCEL TIP Mustafa Çetiner cetiner.m@superonline.com 2013 NOBEL KİMYA ÖDÜLÜ AÇIKLANDI: Ödül, deneyleri sanal ortama taşıyanlara Kimyacılar, molekül modellerini yaratmak için top ve çubuklardan yararlanır. Bugün bu modellemeler artık bilgisayarlarda yapılıyor. 1970’li yıllarda Martin Karplus, Martin Karplus: ABD Michael Levitt: ABD, Arieh Warshel: ABD Michael Levitt ve Arieh Wars ve Avusturya vatan İngiliz ve İsrail vatan ve İsrail vatandaşı. hel, kimyasal süreçleri daha iyi an daşı. 1930 yılında daşı. Stanford Üniv. 1940 yılında İsrail’de Tıp Fakültesi’nde Kan doğdu. Güney Kaliforlamak ve bunlarla ilgili tahminler Viyana’da doğdu. yürütmek için güçlü programların Harvard ve Strasbo ser Araştırmaları’nda niya Üniversitesi’nde profesör urg Üniversitesi’nde profesör. temelini oluşturdular. Gerçek yaprofesör. şamı yansıtan bilgisayar modelleri, bugün kimya konusundaki ilerlemelerin pek sında kullanılabilir olmasında yatıyordu. Zayıf yönü ise kimyasal reaksiyonları simüle etmeye çoğu için kritik bir önem taşıyor. Kimyasal reaksiyonlar şimşek hızında ger izin vermemesiydi. Bu nedenle kimyacılar kuçekleşir. Milisaniye içinde elektronlar bir atom antum fiziğinden yararlanıyordu. Fakat bunun çekirdeğinden diğerine sıçrarlar. Klasik kimya hesapları çok büyük bir hesaplama gücü gerekbu hıza ayak uydurmakta zorlanıyordu; bir kim tirdiği için bu işlemler yalnızca küçük molekülyasal süreçteki her küçük adımı deneysel olarak ler için yapılıyordu. Bu yılki kimya Nobel Ödülü’nü kazananlar, haritalamak aslında olanaksızdır. Nobel Kimya bu iki dünyanın en iyilerini alıp, hem klasik, hem ile ödüllendirilen bilim insanlarının geliştirmiş de kuantum fiziğini kullanan yöntemleri tasarolduğu yöntemlerin yardımıyla bilim insanları ladılar. Örneğin bir ilacın vücuttaki hedef proartık kimyasal süreçleri izleme şansına kavuşateine nasıl bağlandığının simülasyonunda, bilcaklar. Karplus, Levitt ve Warshel’in çalışmalagisayar, ilaçla etkileşime giren hedef proteinlerı çok önemli bir gelişmeye daha yol açmış burin atomları üzerinde kuantum kuramsal hesaplunuyor: Newton’ın klasik fiziği tamamen farklamaları yapabiliyor. Arta kalan büyük protein lı bir dal olan kuantum fiziği ile yan yana işlerise daha kolay olan klasik fizikten yararlanarak lik kazanmış bulunuyor. Daha önce kimyacılar simüle edilebiliyor. ya klasik fizik, ya da kuantum fiziği arasında bir Bugün bilgisayar, kimyacılar için test tüseçim yapmak zorunda kalıyordu. Klasik fiziğin pü kadar önemli bir araç. Simülasyonlar o kagücü, hesaplamalarının basit olması ve gerçekdar gerçekçi ki geleneksel deneylerin sonuçları ten büyük moleküllerin modelinin çıkartılmahakkında tahminde bulunabilmek olası. İlkokula başladığım ilk gün annem ve dedem götürmüştü beni okula. Üzerimde belimin altında sonlanan, parlak siyah renkte, boynunda beyaz yakalığı olan bir ilkokul önlüğü vardı. Reşit Galip… 2013 NOBEL EKONOMİ ÖDÜLÜ AÇIKLANDI: Ödül, varlık değerleri üzerindeki ampirik analizlere Hisse senetleri ve tahvillerin birkaç gün veya hafta sonra fiyatlarında ne gibi değişiklikler olacağını tahmin etmek mümkün değildir. Oysa üçbeş yıl sonraki fiyat dalgalanmaları konusunda tahmin yapılabilir. Bu yıl Nobel Ekonomi Ödülü’nü kazanan üç Eugene F. Fama: .Lars Peter Hansen: Robert J. Shiller: Amerikalı ekonomist, Eugene ABD vatandaşı. 1952 yılında ABD’de ABD vatandaşı. 1946 Fama, Lars Peter Hansen ve 1939’da ABD’de doğdu. Chicago doğumlu. Yale Ün Robert Shiller, hisse senetleri ve doğdu. Chicago Üniversitesi’nde tahvil değerleri üzerindeki ampirik Üniversitesi’nde fi ekonomi ve istatistik analizleri ile bu olanağı sağlıyor. nans profesörü profesörü. 1960’lı yıllardan başlayarak Eugene Fama ve meslektaşları hisse senedi fiyatlarının kısa vadedeki fiyatları hakkında kestirimde bulunmanın ne denli zor olduğunu kanıtladı. Kısa vadede imkansız olan tahminlerin uzun vadede mümkün olabileceğini 1980’li yıllarda Robert Shiller ortaya koydu. Shiller, hisse senetleri fiyatlarının şirketlerin temettülerinden daha fazla dalgalanma sergilediğini keşfetti. Lars Peter Hansen de varlık fiyatlarının rasyonel kuramlarını test etmek için istatistiksel bir yöntem geliştirdi. Hansen ve meslektaşları bu yöntemden yararlanarak varlık fiyatlarının açıklanmasını kolaylaştırdılar. Özetle bu üç ekonomist varlık fiyatlarının daha iyi anlaşılmasının temelini oluşturdular. Bu analizler kısman risk dalgalanmalarını göz önünde bulundururken, kısman de davranış eğilimlerini ve piyasalardaki baskıları dikkate alıyor. CBT 1387 15 / 18 Ekim 2013 İlkokulumun ismi “İnönü” idi. Şimdi yerinde yeller esiyor. Kayseri’deki o eski güzelim taş bina yıkıldı, yerine çirkin, devasa bir apartman yapıldı. Öğretmenim ilk derse başlamadan önce hepimizi ayağa kaldırmış ve söylediklerini hep bir ağızdan tekrarlamamızı istemişti. “Türküm, doğruyum, çalışkanım”... Yıllar içinde o gün dudaklarımızdan büyük bir coşkuyla dökülen andın aslında gerçek değil sadece bir “hedef” olduğunu kavradım. “... İlkem; küçüklerimi korumak, büyüklerimi saymak, yurdumu, milletimi özümden çok sevmektir. Ülküm yükselmek ileri gitmektir...” Çocukluğumuzda her gün tekrarladığımız bu “hedef”, hep bir hedef olarak kaldı ve asla ulaşılamadı. Bugün o hedef, “ulaşılamadığından” artık yok. Eğer ona ulaşmış olsaydık öyle “zorla” yok edilmez, işlevini tamamlar ve sessizce kaybolurdu. Bu andı yazan kişinin bir meslektaşım olduğunu sonradan öğrendim. Bu kişi Dr. Reşit Galip idi. Milli Eğitim Bakanı olarak 23 Nisan 1933 tarihinde yaptığı bayram konuşmasında ilk kez bu andımızdan söz ediyor ve diyordu ki; “Bayramınız biter bitmez, mekteplerinize döndüğünüz ilk günden başlayarak birinci derse girdiğiniz zaman sınıflarınızda hep birden ve her gün şu sözleri tekrarlayacaksınız... Türküm, doğruyum, çalışkanım...” Bu ses tam 80 yıl sonra sustu... Reşit Galip bir İç Hastalıkları Uzmanıydı. Yürekli bir aydınlanma ve Cumhuriyet tutkunuydu. Onun Gazi Mustafa Kemal Atatürk ile olan ilişkisi “ibretlik dersler” ile doludur. Atatürk, Dolmabahçe’de verdiği bir yemek sırasında Dr. Reşit Galip’in dönemin Milli Eğitim Bakanı Mahmut Esat’ı insafsızca eleştirmesinden rahatsız olmuştur. Dr. Reşit Galip’e “Yoruldunuz, biraz dinlenseniz iyi olacak, buyurun istirahat edin” der. Mesaj son derece açıktır. Gazi, masanın huzurunu bozan Dr. Galip’e açıkça masayı terk etmesini söylemektedir. Dr. Reşit Galip’in yanıtı da en az Gazi Mustafa Kemal’inki kadar nettir. “Burası sizin değil, milletin sofrası, oturmak benim de hakkım”. Aynı Mustafa Kemal, bu olaydan birkaç hafta sonra Dr. Reşit Galip’in bir radyo konuşmasını dinleyecek ve daha önce tartıştığı aynı sofrada onun kulağına eğilerek “Yarın Milli Eğitim Bakanısınız” diye fısıldayacaktır. Milli Eğitim Bakanı olduğunda 39 yaşındaydı. Öğretmenlerimiz için söylediklerine bakınız. “Gece ve gündüz geçim belasıyla dertli bir zavallı insandan hangi hakla meslek aşkı bekleyebiliriz”. Bakan olarak ilk eylemlerinden biri öğretmenlerin hayat koşullarını düzeltmek ve maaşlarının genel bütçeden ödenmesini sağlamak oldu. Türkiye Cumhuriyeti’nin uygarlaşması için gerekli adımlardan biri olan 1933 üniversite reformunu başlattı. Bilim insanlarının “bilimsel yayın yapmalarını” veya “kitap yazmalarını” profesör ve üniversite öğretim üyesi olabilmenin önkoşulu haline getirdi. Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün onun hakkında söylediklerinde açık bir “öykünme” vardır. “Doktora gıpta ediyorum. Üniversite reformu gibi büyük bir meseleyi eline aldı ve onu başarıyor.” Dr. Reşit Galip, aynı zamanda başarılı bir iç hastalıkları uzmanıydı. Aşağıda alıntıladığım sözleri hekimlik mesleğine bakışını gözler önüne seriyor. ‘Bundan evvelki yazılarımızda “doğumu artırmaya mı, doğanları ölümden korumaya mı çalışmalı” suallerini münakaşa ettik ve doğanları ölümden koruma lüzumunun faikıyetinde (üstünlüğünde) karar kıldık”. Reşit Galip’in andı elbette ilkokullarda yasaklanmalıydı, öyle de oldu...