Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Beden saatlerimizi ayarlayabileceğimiz anlaşıldı! İçimizdeki saat kimi zaman geri, ya da ileri olabilir. Saatin kaç olduğuyla ilgili ipuçlarından yoksun kaldığımızda gecegündüz çevrimiyle ilgili uyumumuzu da kısa sürede yitiririz. Bir zamanlar beden saatinin gündelik etkinliklerle ayarlandığına inanılırdı. Ancak 1980’lerde bunun ardında yatan temel unsurun ışık olduğunu ortaya koydu. 1986’da, Harvard Tıp Fakültesi’nden Charles Czeisler ışıktan yararlanarak beden saatinin de tıpkı bir saat gibi ayarlanabileceğini gözler önüne serdi. MAV ALARM: HANG IŞIĞI NE ZAMAN AL MALIYIZ Gün ışığı Akkor C zeisler’in araştırmasından elde edilen bulgular çok sayıda görme engelli kişinin neden dönemsel uyku bozuklukları yaşadıklarına da ışık tutmaktaydı. Işığı algılayamadıklarından ötürü bu kişilerin beden saatleri gecegündüz çevrimine uyum sağlayamıyordu. Gelgelelim Czeisler görme duyusundan yoksun olan az sayıda kişinin, bilincinde olmasalar bile, ışığı bir biçimde algıladıklarını ve bu yüzden beden saatlerinin dakik çalıştığını da ortaya koydu: gözlerimizde görmemizi sağlayanlardan farklı özel alıcılar vardı, ancak bunlar yüzyıllar boyunca fark edilememişti. Gözün ağ katmanında ışığı algılayan özel alıcılar var ve buradan yayılan sinyaller görme korteksi yerine beyindeki ana saate gönderiliyor! Görme duyusundan yoksun kimi insanlarda körlüğe yol açan etmenler bu sistemi etkilemediğinden, beden saatleri dakik bir biçimde işliyor. Bu buluşlar çok önemli sonuçları da beraberinde getiriyor. Loş ışıkla rın bile beden saatini etkilediği giderek açıklığa kavuşuyor. Bu da gece geç saatlerde ışığın açık olmasının, hatta bilgisayar ekranına bakmanın bile bedenin iç uyumunu bozabileceği demek. Dahası, beden saatinin en çok mavi ışıktan etkilendiği, ancak çağdaş dünyamızda ışığın giderek mavileştiği görülüyor. Bu etkilerin uzun erimde kanser, kalp ve şeker hastalığı gibi ciddi bozukluklara neden olabileceği, beyin devrelerini bile altüst edebileceği belirtiliyor. Ancak durum o kadar da kötü sayılmaz. Gündüzleri parlak ışığa maruz kalmanın karanlığın yarattığı depresif etkiyi yatıştırdığı çoktandır biliniyor. Son araştırmalar ışığın daha başka yararları da olduğunu ortaya koyuyor. Örneğin, 2008 yılında yapılan bir araştırmaya göre sabahları bir saat boyunca çok parlak ışığa (bulutlu bir havada dışarıdaki ışığa hemen hemen eşit olan, yaklaşık 1000 mumluk ışık) tutulan huzur evindeki yaşlılarda depresyon belirtilerine daha az rastlanıyor. Bunun nedenlerinden biri melatonin adlı hormon düzeylerinin bedenin merkezi saatleri tarafından denetlenmesi. Karanlık bastığında melatoGündüz uyanık olun, geceleri nin düzeyleri deliksiz uyuyun yükselerek kişinin uyumasını • Gündüzleri, özellikle de sabahları, olabilsağlarken, pardiğince bol ışık alın. Bu sizleri daha uyanık ve lak ışık melatoneşeli kılacak, geceleri çok daha rahat uyumanızı sağlayacaktır. nin üretimini • Yaşlandıkça gündüzleri daha çok ışığa gereksinim duyulur. Göz merceği yaşlandıkça keserek kişiyi ışığı, özellikle de beden saatinin uyumu açısından en önemli ışık türü olan mavi ışığı daha az uyanık tutuyor. geçirir. Öyle ki, ge• Yatma saatinden çok önce ışıkları kısın. Televizyon, bilgisayar ve cep telefonlarını da celeri ışık gerkapatın. çekte iki farklı • Geceleri aynı saatte yatıp, sabahları aynı saatte kalkmaya özen gösterin. etki yaratıyor. • Karanlıkta geçirilen süre beden saatini ışığa daha duyarlı duruma getirir. Gece kalkmak Czeisler’in orzorunda iseniz, bozulmayı en aza indirecek loş bir kırmızı ışık kullanın. taya koyduğu • Günün geç saatlerinde kafeinden kaçının. gibi, iç saatleri• Tüm bunları yapmanıza karşın uyumakta güçlük çekiyorsanız, uyku saatinden önce pimizi ayarlayayasada satılan ve mavi ışığı filtreleyen kehribar renkli gözlükleri deneyin. biliyor ve aynı MAV ALARMI IŞIĞI DOĞRU KULLANIN zamanda da melatonin üretimini önleyebiliyor. Melatonin üretimini önlemenin sağlığı etkileyebileceğini ilk kez 1980’lerde ortaya koyan Connecticut Üniversitesi’nden Richard Stevens “gece ışığı” savı olarak bilinen görüşü ortaya attı. Bu görüş sonradan yapılan araştırmalarla da desteklendi. Tulane Üniversitesi’nden David Blask gece ışığı ile kanser arasında bir ilinti olduğuna, ışıkla melatonin düzeylerini ayarlamak suretiyle kanserin gelişme hızının da değiştirilebileceğine tanık oldu. Harvard Üniversitesi uzmanlarından Steven Lockley, gözlerinde işler durumda ışık alıcıları bulunmayan ve görme duyusundan tümden yoksun kadınlarda meme kanseri riskinin görebilen kadınların yarısı kadar olduğunu ortaya koydu. Beden saatinin bozulması ve melatonin üretiminin önlenmesi, kanser dışında obezlik, şeker, kalp ve damar hastalıklarına da yol açabiliyor. Hayvanlar üzerindeki Kompakt floresan LED Dalga boyu (nm) Melatonin üzerindeki etki Mavi ışık, geceleri uyumamızı sağlayan melatonin adlı hormonun üretimini durdurma gücüne en çok sahip olan ışık türüdür Gerçek renkler Farklı türde ampullerin tayfları farklı olmakla birlikte, enerji tasarruflu beyaz floresan ve LED ampuller beyaz akkor ampullere kıyasla çok daha fazla mavi ışık üretirler Yazının devamı arka sayfada ha da yasaktır. Bu ülkede yaşayan kahramanımız, kare şeklinde olan bir delikanlıdır; 3. boyut ülkesi “Uzayülke” den gelen bir küreyi misafir eder. Küre Düzülke’nin düzleminden geçince artan yarıçapların görüntüsü kahramanımızı şaşkına çevirir ve küreye onu ülkesine götürmesini ister. Bu isteği kabul edilen kahramanımız, 3. boyutun şaheserlerine duyarlı olmaya, daha fazlasını istemeye başlar ve şöyle düşünür: “3. boyutta 2. boyutun dünyasını görebiliyorum. Bundan sonra 4. boyuta bir yolculuk yaparsam oradan da 3. boyutu genel olarak görebileceğim, “Uzayülke”deki her evin sırrını çözebilecek, buradaki varlıkların ve soylu kürelerin içlerini görebileceğim.” Fakat ne yazık ki, Uzayülke’de 4. boyut, Düzülke’de 3. boyutun tabu olduğu kadar tabudur! Küre bu işe çok kızar ve onu Düzülke’ye geri gönderir. Ancak bu kez, Düzülke de 3. boyut hakkında anlattıkları zararlı bulunarak hapse atılır… Kaynaklar Ali Törün, Yayın Dünyası,Çok Boyutlu Bir Kitap:Açıklamalı Düzülke, Matematik Dünyası,20081, 105108 Arthur Cayley, A Memoir on Abstract Geometry, Philosophical Transactions of the Royal Society of London, 160, 1870, 51, 63, CP6(1870), 456, 459. Edwin A. Abbott, Düzülke,Ayraç Yayınları,Ankara 1999 Tangente, le magazine des mathématiques,Horssérie no 23 (2005) W. I. S tringh am, Regular Figures in n. Dimesional Spaces, American Journal of Mathematics , Vol. 3, No. 1, Mar., 1880 CBT 1262 / 15 27 Mayıs 2011