17 Haziran 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

İnsanlarda kil ve toprak yeme alışkanlığı Ülkemizde gerek şehirlerde ve gerekse kırsal kesimde yaşayan halkımız arasında kil ve toprak yeme alışkanlığı önemli oranda dikkat çekicidir. Bu alışkanlığı olanlardan şehirde yaşayanlar kili, aktarlardan satın almakta, köylerde yaşayanlar ise köy çevresindeki kiltaşı bulunan yerlerden temin etmektedir bulamayanlar ise toprak ve/veya ev içi süprüntü malzemesi ya da kireçli sıva malzemesini yerler. Ankara Çıkrıkçılar yokuşu, Konya Bedestan çarşısı, Hatay kapalı çarşı, Nevşehir merkez çarşısındaki aktarlar ve nalburiyecilerde kil satışının yapıldığı görülebilir. Dr. Eşref Atabay, Jeoloji Yüksek Mühendisi, (Tıbbi Jeolog), [email protected] ehirlerde kili satın alan insanların asıl amaçlarının kili yeme, saçlarını yıkamak, yüz maskesi ve yaraların iyileşmesinde kullanmak olduğu belirtilmekte. Nevşehir, Kırşehir, Hatay, Ankara, Sivas illeri bazı köylerde yaşayan halk arasında özellikle kadınlar tarafından kil yeme alışkanlığı görüldü1. Köyde yaşayanlar kili, köy çevresindeki kendi buldukları kil ocaklarından temin etmekte, ocaklardan çıkartılan kil renklerine göre ayrılarak torbalara veya çuvallara konulup evlerde saklanmakta ve ihtiyaç halinde hamile bayanlar ve genç kızlar tarafından tüketilmektedir. Kil, tane büyüklüğü 2 mikrondan (0.002 mm) daha küçük sedimanter kaya tanecikleridir. Genel olarak kil, muayyen bir kristal bünyesine sahip, tabii, toprağımsı, ince taneli, belirli miktarda su katıldığı zaman plastikliği artan bir malzeYemek için aktarda satışa sunulan medir1. kiltaşı (Hatay) Kil mineralleri esas itibariyle alüminyum hidrosilikatlardır. Bazı minerallerde alüminyumun yerini tamamen veya kısmen demir veya magnezyum almaktadır. Bazı Yemek için satışa sunulan kiltaşı (Hatay) killer tek bir kil minera linden ibarettir. Fakat çoğu birkaç mineralin karışımıdır. Killer içinde kil minerallerine ilaveten kuvars, kalsit, feldispat ve pirit gibi farklı mineraller bulunur. Birçok kil malzemeleri organik maddeleri ve suda çözünebilen tuzları ihtiva ederler. Ülkemizde yenen kil montmorillonit türündendir. Kil ve toprak yeme alışkanlığı diğer adıyla jeofajia; besleyici değeri olmayan bir maddenin ya da bir gıdanın düzenli ve aşırı miktarda yenmesi ile karakterize bir davranış bozukluğudur2. Jeofajia, pikanın bir çeşidi olup, besleyici değeri olmayan toprak, kum, boya gibi maddelerin sürekli yenmesi ile seyreden bir yeme bozukluğudur. Aslında Pika bir kuş türü olan saksağanın Latince adıdır. Bu kuşlar bol miktarda kil ve toprak yediklerinden, 15. yüzyılda hamile kadınların özlem duydukları tek gıdalar için, saksağanların alışkanlığı nedeniyle pika adı verilmiştir. Pika genellikle çocukluk çağlarında başlar ve birkaç ay içerisinde kendi kendine geçer. Ancak bu durum her zaman mümkün değildir. Bu bozukluğun gelişimini önlemenin özel bir yolu yok. Fakat çocuğun neler yediğine dikkat ederek olabilecek bir sıkıntının erkenden önüne geçmek mümkün. 16. yüzyıldan bu yana yaygın olarak bilinen diğer pika formları; kömür, alçı, gübre, kül, kar ve buz yemeyi (pagofajia) içermektedir3. 1 3 Ş lumlarda kil ve toprak yeme alışkanlığı görülebilir4. Modern toplumlarda rastlanmamakla birlikte, kil ve toprak yeme alışkanlığı geleneksel topluluklar arasında yaygın olup, zehirlenme vakaları gibi tüm sağlık sorunları için bir tedavi olarak Aristoteles zamanından bu yana uygulanmaktadır. Toprak bir macun şeklinde yerden alınarak tüketilmekte, ya da termitarya gibi özel kaynak ya da geleneksel ot ve toprak karışımı bir madde de tercih edilmektedir5. Bunlar çocuklar tarafından ve kadınlarda gebelik sırasında tedavi amacıyla alınabilmektedir. Afrika’da kurutulmuş toprak; fasulyeleri ve yer fıstıklarını çürümekden koruyucu işlevi görürken, 20. yüzyılın başlarında toprak ve kil Avrupa’da un ve tereyağı yerine kullanılmıştır. Kil ve toprak yeme isteği olan insanlarda, bu isteğin, sıklıkla yağmurdan sonra olduğu bilinir. Araştırmacıların Afrika’da görüştükleri bir kadın “Biraz toprak tadana kadar ne uyuyabilir, ne de iştah duyabilirsiniz” demiştir5. Bir başkası özellikle yağmurdan sonra toprak tüketme ivediliğini “Nereye gidersem gideyim, ister mutfağa, ister tuvalete, isterse dışarıya; toprak hoş kokuyor” şeklinde ifade etmiştir. Kenya’da yenen toprağın miktarının tipik olarak günde 20 gram olduğu bilinir. Bu, el ve ağız teması yoluyla dikkatsiz sindirimin bir sonucu olarak alınan miktarın (örneğin günde 50 miligram) yaklaşık 400 katından fazladır5, 6. Kil ve toprak yeme alışkanlığı Orta Afrika’daki gorillerden Güney Amerika’daki makav papağanlarına kadar değişen çeşitlilikteki hayvanlar arasında yaygındır5. Hayvanlarda bu durum killerin ve toprak minerallerinin sindirilmesi şeklinde olmaktadır. 2 1) Halk tarafından kil temin edilen ocak (Sivas) 2) Köy çevresinden çıkartılan kil, yemek için renklerine göre ayrılarak torbalanmaktadır (Sivas) 3 Yemek için nalburiyecide satışa sunulan kiltaşı (Ankara) İNSANLAR NİÇİN KİL VE TOPRAK YİYOR? Kil ve toprak yeme alışkanlığı ülkemizde özellikle Orta Anadolu’nun kırsal kesimlerinde yaşayan çocuklar ve hamile kadınlarda oldukça yaygın olup, sağlık sorunu olacak düzeydedir. Bu alışkanlık, gelişmenin çok hızlı olduğu çocukluk yaşlarında demir ve çinko eksikliğine neden oluyor5. Kil ve toprağın tat, duyu ya da koku gibi cezbedici özelliklerinden dolayı insanların yeme hissi duydukları belirtilmektedir. Toprak yemenin bir çok nedeni var5: Bir besin ya da besindeki zehiri arıKadınlar tarafından yemek için tıcı olarak kil ve toprak çuvala konulan kil (Kırşehir) yeme Psikiyatrik ve psikolojik nedenlerle kil ve toprak yeme Tedavi amaçlı olarak kil ve toprak yeme Kil ve toprak yemenin kültürel açıklaması Fizyolojik nedenlerle kil ve toprak yeme Kil ve toprak yemekten ortaya çıkabilecek sorunların başında kurşun zehirlenmesi geliyor. Özellikle yenen boyalardan vücutta biriken kurşun öğrenme güçlüklerine, beyin hasarına ve ileri evrelerde ölüme bile yol açabilmektedir. Besin değeri olmayan gıdaların yenilmesi gerçek besinlerin yerini alıp beslenme eksikliğine sebep olabilmektedir. Taş, cam gibi sindirilemeyen sert maddelerin yutulması kabızlığa, sindirim sisteminde darlığa, hatta tıkanıklığa ve yırtılmalara neden olabilmektedir. Toprak ve yenen kirli nesnelerden bulaşan bakteri ve parazitler karaciğer ve böbreğe hasar verebilecek, tüm sistemi tehlikeye atabilecek ciddi enfeksiyonlara yol açabilmektedir. Kil ve toprak tüketilmesinin sakıncaları, kirletilmiş/kirlenmiş topraklardan belirli oranda bakteri, mantar ve diğer mikroorganizmaların toprakla birlikte alınmasıdır. Toprakla birlikte alınan parazitler insanlarda anemi gibi değişik hastalıkların nedeni olabilmektedir. Yararlı olan demir ve çinko elementin eksikliği ise organizmada çesitli organların fonksiyonunu hatta anatomik yapısını değiştirebilmektedir7. Çocuklarda kil ve toprak yemeye bağlı boy kısalığı, karın şişliği, dalak ve karaciğerde büyüme tespit edilmiştiir. Türkiye’deki kil ve toprak yiyen çocuk ve gençlerde de belirgin fiziksel gelişme geriliği, anemi Yemek için satışa sunulan hepatosplenomegali ve ergenlik çağında kiltaşı (Ankara) olanlarda “hipogonadizm” var olduğunu belirtmişlerdir13. Demir ve çinko eksikliğinin nedenleri arasında hastaların alt sosyo ekonomik gruptan gelmesi dolayısıyla beslenme yetersizliği de söz konusu olmaktadır. Buna ek olarak Türkiye’den derlenen 5 gram kilin, test dozunda demir ve çinkoya eklenerek yapılan, “oral absorbsiyon” çalışmalarında, gerek normal bireylerde ve gerekse kil ve toprak yiyenlerde demir ve çinkonun ince bağırsaktan emilimini belirgin derecede azalttığı görülmüştür8. DEĞİNİLEN BELGELER Atabey, E. 2010. Türkiye’de kil ve toprak yeme alışkanlığı (jeofajia)Topraktaki organizmalar (patojenler)Pekmez toprağı ve Sağlık. Yerbilimleri ve Kültür serisi8. ISBN: 9786054075812. Ankara. 2 Lacey, E. P. 1990. Broadening the perspective of pica: Literature review. Public Health Rep. 105, 1, 2935. 3 Smith, B. 2001. Geophagia. Earthwise, 17, 2425. BGS. 4 Arcasoy A. 1994. Türkiye’de geophagia (toprak yeme alışkanlığı). Ankara Üniversitesi Basımevi,150. 5 Abrahams, P. W. 2004. Geophagy and the involuntary ingestion of soil. In: Essential of Medical Geology (Eds. O. Selinus, B. Alloway, J. A. Centone, R. B. Finkelman, R. Fuge, U. Lindh ve P. Smedley), Chapter, 17, 435458. 6 Atabey, E. 2005. Tıbbi Jeoloji. TMMOB Jeoloji Müh. Odası Yayınları: 88, 194s. ISBN: 9753958447. 7 Çavdar, A.,O. Arcasoy, A., Cin, Ş., Babacan, E. ve Gözdaşoğlu, S. 1983. Geophagia in Turkey: Iron and zinc definiency, iron and zinc absorption studies and response to treatment with zinc in geophagia cases. Zinc Deficiency in Human Subjects, 7197. 8 Çavdar, A. O., Ünal, E., Babacan, E. ve diğerleri. 2002. Trace elements analyses (zinc and selenium) in pediatric malignant lynuphornos Turk. J. Hematology, 19, 244247. 1 TÜM TOPLUMLARDA GÖRÜLEBİLİR Çocukluk yaş grubunda daha fazla olmak üzere, tüm top CBT 1288/9 25 Kasım 2011
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle