17 Haziran 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Avrupa Birliği; kriz durulsa bile... Yoksul soylular gibi yokuş aşağıya yişle Eurobond adı verilen ortak devlet tahvilleri çıkartılmalıdır. Bunlar spekülasyonlardan çok fazla etkilenmezler. Avro Bölgesi’nde temerrüde düşmüş borçlu ülkelerin bu olanakları suistimal etmesine fırsat verilmemelidir. İflasa giden bankaların borçlu ülkelerin elini daha da zayıflatmasıyla oluşan kısır döngüyü kırmak için bankalar ile borçlu ülkelerin birbirini etkilemesi engellenmelidir. Kuramsal olarak bunların hepsi mümkün. Uygulamada ise bunun için egemenliklerin Avro Bölgesi Merkezi’ndeki yetkililere devri gerekir. Bu durumda merkez, para basma, bankaları düzenleme ve mali politikalardaki dalgalanmaları önleme gibi konularda yetki sahibi olur. Ne var ki buna razı olacak ülke sayısı bir elin parmaklarını geçmez. kümetlere daha fazla yetki verilmesinden yana gözükürken, Almanya çok kesin bağlayıcı kuralların konulmasına ve kurallara uymaylara sert cezalar uygulanmasını savunuyor. Bu çözümün yasal açıdan uygulanacak duruma gelmesi Brüksel’e göre en az 34 yılı bulabilir. Avro Bögesi ülkeleri şimdi bu uzun yola alternatif olarak yalnızca “teknik ayarlamalar” ile güçlükleri aşmayı planlıyor. Bu bağlamda 27 değil, 17 ülke kendi aralarında, AB’nin dışında bir anlaşma yaparak hızlı bir çözüme gidebilirler. Ama buna AB yasaları ters düşüyor, çünkü üye ülkeler varolan anlaşmaların dışına çıkıp, bunlara ters düşen anlaşmalar yapma Avro Bölgesi’nin şu anda içinde bulunduğu ekonomik krizi atlattığı takdirde nasıl bir yol izleyeceği sorusuna yanıt arayan The Economist dergisi, Avrupa’nın gerekli politik ve ekonomik reformları yapacağı yerde, elindeki mevcutlarla yoluna devam etme olasılığının daha yüksek olduğunu düşünüyor. Ancak bu şekilde birliğin yine de parçalanmaktan kurtulamayacağını ileri süren dergi, bunu, birliğin içinde ekonomik bütünlüğün sağlanamamış olmasına bağlıyor. Ç alışmaları ile politik ekonomiye önemli katkıları olan Avusturyalı iktisatçı ve siyaset bilimci Joseph Alois Schumpeter (d. 8 Şubat 1883 ö. 8 Ocak 19 50), mali sistemlerin sosyal sistemlerden ayrı düşünülemeyeceğini düşünüyordu. The Economist dergisi bu bağlamda Avro’yu kurtarma çabalarının yalnızca nakit akışını düzenleme girişimleri olarak değerlendirilmemesi gerektiğini ileri sürüyor. Avrupa, bankaları ve borçlu ülkeleri istikrarlı bir yapıya kavuşturmaya çalışırken, birliğe bağlı ülkelerin her birinin spesifik koşullarını da gözetmek zorundadır. Bunun için önünde aşması gereken dört engel vardır: Bu seçeneklerin en önemlisi Avrupa’nın küreselleşmeye bakışı ile ilgilidir. Avro Bölgesi büyümeyi teşvik eden reformlara kucak açtıkça, Avro’nun çöküşüne yol açacak siyasi yorgunluğa yenik düşme olasılığını da azaltacaktır. Ancak, kemer sıkma ve yeniden yapılanma gibi ekonomik tedbirlere bağlı olarak, AB ülkelerindeki yönetimler üzerinde şu anda ciddi bir stres oluşmuş durumdadır. İkinci seçenek “Avrupalı” olmanın ne anlama geldiği ile ilgilidir. AB ülkelerinde popülist partilerin giderek birliğe karşı tavır aldıkları izleniyor. Kemer sıkma politikalarından bunalan ülkelerde bu eğilim daha da baskın. Avrupa’nın hemen hemen her yerinde elitlerin gücünü yitirdiği izleniyor. Avrupa Komisyonu ve Parlamentosu’nun aldığı kararlar ulusal yönetimlerin daha çok tepkisini çekiyor. Bütün bunlar, egemenliklerin Brüksel’e transferi yoluyla Avro’yu istikrara kavuşturma hareketini kısıtlıyor. Üçüncüsü Almanya ve Fransa’nın liderlik mücadelesi ile ilgilidir. AB, şu andaki kriz döneminde liderliği Almanya’ya kaptırmış durumda. Şimdi Almanya, bu avantajlı konumu için ne gibi bir bedel ödemek zorunda kalacağına ve bu gücü nasıl kullanacağına karar vermek zorunda: Almanya, Avrupa Merkez Bankası’nın (ECB) Avro Bölgesi hükümetlerinin aldığı mali kararlarının gölgesinde kalmasına göz yumacak mı? Bu arada Avrupa’yı kendi istediği şekilde yeniden tasarlamaya can atan Fransa, Almanya’ya ayak uydurmak için gerekli adımları atmaya hazır mı? Dördüncü seçenek ise Avrupa’nın bölünmesi ile ilgilidir. Doğu Avrupa, batısında olup bitenleri kaygıyla izliyor. Doğu Avrupa, yoluna AB sınırları içinde mi devam edeceğini henüz bilmiyor. İngiltere ise AB ile ilişkilerini ve beklentilerini gözden geçirme sürecinde. Geçmişte İngiltere, kıtadaki açık pazar ve ekonomik liberalizm aleyhine atıp tutuyordu. Bugün ise AB’den yavaş yavaş uzaklaşmaya başladığı görülüyor. DÖRT ENGEL Yazının devamı 17. sayfada CBT 1288/ 13 25 Kasım 2011 Bu sorular Avro’nun kurtuluşunu biraz daha içinden çıkılmaz hale getiriyor. Siyasi ve ekonomik kuramın kristal dünyasında alınacak en acil önlem, Avrupa bankalarının veznelerine hücumu durdurmak ve borçlu devletlerin üzerindeki yükü azaltmaktır. Hükümetlerin, borcunu ödeyemez hale gelen bankaları kontrollü bir şekilde kurtararak, piyasalardaki paniği engellemeleri gerekir. Aynı zamanda Avrupa bankaları da taze sermaye ile de koruma altına alınmalıdır. Avro kurtarma harekatının tamamlanması için gerekli olan iki girişimin ise henüz tam olarak oluşmuş olduğu söylenemez. Oluşum evresinde olan bu girişimlerden biri AB’nin yönetişimi ile ilgilidir. Avro Bölgesi’nin, üyelerini şoklara karşı korumak için sağlam bir fona ihtiyacı vardır. Başka bir de KURTARMA OPERASYONLARI Avro Bölgesi’nde merkezi otoriteye olağanüstü mali yetkilerin tanınmasına öncelikle Fransa ve Almanya karşı çıkıyor.Son yıllarda Almanya Avrupa Komisyonu’nun çalışmalarına hep kuşku ile yaklaşıyor. Ne Merkel ne de Sarkozy, Avrupa Komisyonu Başkanı Jose Manuel Barroso’dan hoşlanıyor. Bunun nedenlerinden biri, Avrupa Finansal İstikrar Fonu (EFSF) denilen Avro Bölgesi ortak kumbarasına akan paraların büyük bir kısmının Fransa ve Almanya’dan gelmesi. Dolayısıyla bu iki ülke, yüzlerce milyar Avro’nun kontrolünü komisyona bırakmaya hiç mi hiç gönüllü değil. Başka bir alternatif ise Fransa’nın isteği doğrultusunda bütün sorunları hükümetlerarası görüşmelerle –Eurogroup çözmek. Ancak İtalya ve Yunanistan örneklerini izleyen küçük devletler, Fransa ve Almanya’nın “ebeveyn” rolü oynamasından büyük rahatsızlık duyduklarını ifade ediyorlar. Almanların önerisi, Avrupa Parlamentosu’na daha fazla yetki vermek. Buna da çok sayıda ulusal hükümetin karşı çıkacağı söyleniyor. Örneğin Beşinci Cumhuriyet’in İmparatoru Nicolas Sarkozy, buyruğu altındaki Assemblee Nationale dururken Avrupa Parlamento’sunun başına buyruk kararlarına nasıl boyun eğer? Kısaca Avro Bölgesi’nde egemenliklerin Brüksel’e devri konusunda bir görüş birliğinin sağlandığı söylenemez. Ekim ayında yapılan zirvede, üye ülkelerin ortak görüşü, sağduyulu ekonomik tedbirlere herkesin elinden geldiğince uyum sağlaması doğrultusundaydı. Böylece ülkeler egemenliklerinden vazgeçmeden, ortak bir çıkış yolu tutturmuş olacaklardı. Bu şekilde Avrupa Bölgesi üyeleri bağımsız merkezi bankalarına sahip olacaklar, bağımsız istatistik bürolarını kuracaklar ve sürdürülebilir bütçeler oluşturacaklardı. Bu da Avro Bölgesi egemenliğine gerek kalmadan, Avro Bölgesi güvenilirliğinin sağlanması anlamına gelebilirdi. Bütün bunlar ancak çok güçlü bir disiplin altında gerçekleşebilir. Burada yine Fransa ve Almanya çatışması çözümü baltalayan bir engel olarak ortaya çıkıyor. Örneğin Fransa, hü ALMANYA İLE FRANSA ÇATIŞMASI hakkına sahip değiller. Avro’yu kurtarma yolunda atılması gereken adımlardan biri de Avro Bölgesi’nde köklü yapısal reformların yapılması. Buna paralel olarak hükümetlerin orta vadede bütçe açıklarını azaltmaları da gerekiyor. Avro Bölgesi’nin kredi sağlayan güçlü devletleri de kendi ülkelerinde talebi artırmak için mali uyarıları devreye sokmak zorunda. Bütün bunlar hastalıkla üyeleri resesyondan çıkartabilir. Bu konuda da ne yazık ki gerçekler, bu ideali de uygulanamaz hale getiriyor. Bunun nedeni, rekabet şansı olmayan ülkelerin kemer sıkma politikalarından yorgun düşmesi ve kredi sağlayan ülkelerin ise bütçe açıklarına müdahale etmeye yanaşmaması. İnsanların işsizlik ve bütçe harcamalarına getirilen kısıntıya daha fazla tahammül etmesi mümkün görünmüyor. Sosyal patlama Avro’nun hayatta kalmasının önündeki en önemli tehlike; hükümetlerin devrilmesine, uluslararası mali yardım programlarının sonuçsuz kalmasına yol açabilir. Yunanistan’ın kızgın halkının protestoları bütün Av YAPISAL REFORMLAR ULUSAL DÜZEYDE GÜÇLÜ DİSİPLİN
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle