02 Haziran 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

SON ARAŞTIRMALAR PROTEİN FABRİKALARININ BAŞ MİMARI Konstanz Üniversitesi bilim insanları, bira mayasında şaperonların yeni bir görevini daha saptadılar. Şaperonlar, proteinlerin katlanmasından olduğu kadar, ribozomların işlevselliğinden de sorumlu. Journal of Cell Biology dergisindeki araştırma yazısında şaperonların, hücresel süreçlerde daha önce bilinmeyen anahtar rolü üstlendikleri söyleniyor. Tüm hücrelerde bulunan şaperonlar yeni oluşan proteinlerin üç boyutlu katlanmasını tetikleyen moleküler yardımcılar olarak görev yapar. Bir protein ancak mekânsal yapısına kavuştuktan sonra hücredeki yaşamsal önem taşıyan işlevlerini yerine getirebilmekte. Belli başlı şaperonlar bu amaçta protein üreten ribozomlara yani hücresel protein fabrikalarına tutunurlar. Böylece büyüyen protein zinciri mümkün olduğu kadar erken bir zamanda katlanmak için doğru yola yönlendirilir. Konstanz Üniversitesi’nde Elke Deuering ve arkadaşları, belli başlı şaperonların, ribozomların sürtünmesiz işlevleri için de mutlaka gerekli olduğunu buldu. Şaperonlar karmaşık ribozom alt birimlerin yapılanmasına yardımcı oluyor. Bu süreç bozulduğu zaman daha az işlevsel ribozom oluşur ve birçok protein gerekli olduğu gibi üretilemez ki bu da hücrenin çok yavaş büyümesine neden olur. Mikrobiyologlar bira mayasında SSBRAC ve NAC şaperon sistemlerinin gelişimini önleyerek, bu engelin hücre büyümesi üzerindeki etkiyi incelemişler. Buna göre söz konusu iki şaperon eksik olduğu zaman hücreler, işlem görmemiş hücrelere kıyasla çok daha yavaş büyümüşler. İşlemden geçirilen hücrelerde katlanmış ribozomsal yapıtaşlarının birikimi yer alıyordu. Ancak bir araya gelen işlevsel ribozomların sayısı işlem görmeyen hücrelerdekine kıyasla çok daha azdı diyorlar. Bilim insanları ayrıca şaperonların, örneğin hatalı katlanma yüzünden Parkinson veya Alzheimer gibi hastalıkları doğuran proteinleri de kontrol edip etmediklerini araştırıyor. gedeki içme suyunda bulunan hidrojen ve oksijen biçimlerinin benzerlerini içeriyor ve bunlar insan saçına işlemekte. Sonuçların tüketiciyi koruma amacıyla içeceklerin kaynağını öğrenmede ve suçluların konakladıkları yerleri saptamada yardımcı olması bekleniyor. Beden içeceklerle birlikte hidrojen ve oksijen atomları alarak bunları proteinlere dönüştürür. Bunlara insan saçının ana içeriği olan keratin de dahil. Hidrojen ve oksijen, izotop olarak adlandırılan çeşitli biçimlerde bulunur. Belli başlı izotopların miktarı bölgeden bölgeye değişmekte. Hatta ölçülen miktarlar bile yorumlanabiliyor. Bu sonuçlar mesela içeceğin içindeki suyun ait olduğu enlem derecesi veya yükseklik hakkında bilgi veriyor. Araştırma çerçevesinde otuz üç Amerikan eyaletinde satılan limonata, içme suyu ve biraların içindeki izotop motifi incelenince, içeceklerdeki motifin aynı bölgedeki içme suyu izotop profilleriyle çok benzeştiği görülmüş. Bu durum içecek üreticilerinin, yerel su kaynaklarından yararlanmalarıyla ilgili. Musluk suyundaki izotop motifi bilinmekte ve her kentte ve her bölgede karakteristik bir “parmak izi” bırakıyor. Mesela ABD’nin güneyinde ve sahile yakın eyaletlerinde yüksek değerler, kuzeydeki yüksek bölgelerde ise düşük değerler görülmekte. Bilim insanları bu coğrafi parmak izini ilk kez limonata ve şişe sularında da bulunduğunu saptamışlar. şisel ilişkiler söz konusu değil. Bu tür ilişkiler hiçbir zaman yaşanmaz dedi. Poindexter haksız da sayılmaz. Nitekim yeterince sorun var. En büyük problem yerçekimsizliği. Yer çekiminin olmadığı bir ortamda bir çiftin bir arada durması normalde olanaksız. Bu ancak özel bir “aşk tüneli” ya da astronotları duvara sabitleyen özel bir “aşk kemeriyle” mümkün olabilirdi. İkinci problem ise yer çekiminin bulunmayışı yüzünden kanın sürekli bedenin üst kısmına pompalanıyor olması, yani erkekte gerekli olan yerde kanın yetersiz olması önemli bir engel. Ayrıca birçok astronotun şikâyetçi olduğu mide bulantısı da “aşk oyunlarının” büyük düşmanı. ren ve çok iyi yankı yapan yerleri seçtiklerini fark etmişler. KÖK HÜCRE ARAŞTIRMALARI, SAĞIRLIK TEDAVİSİ İÇİN UMUT Bilim insanları işitme cihazına biyolojik alternatif arayışında önemli bir adım attılar. Stanford ve Frankfurt Üniversitesi araştırmacıları ilk kez kök hücrelerden işlevsel işitme duyu hücreleri ürettiler. Söz konusu hücrelerin işlevi kulaktaki kıl hücrelerinin işlevine çok benziyor. İçkulak salyangozundaki yaklaşık 15000 hücre işitme için çok önemli. Kaliforniya Üniversitesi’nde Stefan Heller yönetiminde çalışan ekip yaklaşık on yıldır, farelerin işitme duyu hücrelerini üretebilmek için çalışıyordu. Ekip kısa bir süre önce embriyonik ve uyarılmış pluripotent kök hücrelerinden (IPS), insan kulağındakilere benzer kıl hücreleri üretmeye başardı. Bu hücreler titreşimleri akustik sinyaller olarak bey TAŞ DEVRİNDE SİNEMA İngiliz ve Avusturyalı arkeologlar, Kuzey İtalya’daki Valcamonica bölgesindeki üç ila altı bin yıllık mağara resimlerinin bir tür ilkel sinema filmini andırdığını söylüyorlar. Kaya resimleri animasyon gibi birbirini takip etmekte. Bilim insanları modern bilgisayar teknolojisiyle bu prehistorik sahneleri hareketlendirecekler. Kaya resimleri durağan “çekimler” değil, tıpkı sinemada olduğu gibi izleyicinin kafasında görüntüler oluşturuyor diye açıklıyor Cambridgde Üniversitesi antropologu Frederick Baker. Bilim insanları ayrıca prehistorik sanatçıların, resimleri için çevredeki manzarayı çok iyi gö UZAYDA SEKS MÜMKÜN MÜ? Uluslararası Uzay İstasyonu’nda (UUİ) seks en güçlü duyguları harekete geçirebilir mi? Yoksa yerçekimsizlik yüzünden uzayda cinsellik imkânsız mı? Bu yılın nisan ayında Discovery uzay mekiğinin kumandanı olarak UUİ’de on gün kalan Alan Poindexter’in altı kişilik ekibinde üç kadın vardı. Peki, erkek ve kadın astronotlar arasında neler yaşandı? Teknik konular dışında aşk fısıltıları da duyuldu mu? Kısa bir süre önce Tokyo’daki bir konferansta konuşan Poindexter, böyle şeyler olmaz hepimiz profesyoneliz, sadece iş ilişkisi var ki ne iletirler. Yenilenebilir olmayan bu hücreler mesela gürültü, ilaç alımı veya yaşlanma nedeniyle hasar görürse işitme kaybı meydana gelir. Bilim insanları uzun vadede kök hücrelerinden binlerce yapay kıl hücresi geliştirerek sağırlığa karşı yeni terapiler geliştirmek istiyorlar. Bundan sonraki araştırmalarda insana ait hücreler üzerinde deneyler yapılacak. Gelişme insan hücreleri üzerinde de işleyecek olursa, doğal işitme yetisinin geri kazanılması çabasında çok önemli bir adım olacak. Sonuçta bu gelişme işitme cihazları ve içkulak protezleriyle karşılaştırılamaz bile diyor Alman kulak burun boğaz profesörü Timo Ströver. Nilgün Özbaşaran Dede Araştırma YAKIN DOSTLUKLAR ÖMRÜ UZATIYOR Şebekler arasındaki yakın ilişkileri inceleyen Amerikalı ve İngiliz bilim insanları, yakın dostlukların uzun yaşam üzerinde olumlu etki yaptığı sonucuna vardı. Sonuç, grup içindeki yüksek statünün uzun yaşam için gerekli ana faktör olduğuna dayanan teoriyi çürütmekte. Güney Afrika’da Botsvana Cumhuriyeti’nde yaşayan dişi şebekler, özellikle yakın akrabalar ve yaşıtlarıyla sıkı ilişkiler kuruyorlar. En yakın ilişkiler yaşayan şebeklerin daha uzun yaşadığını bulan araştırmacılar, bu bağlantının insanlar için de geçerli olabileceğini düşünüyorlar. Kaliforniya Üniversitesi antropologu Joan B. Silk yönetiminde çalışan bilim insanları, yedi yıl boyu güney Botsvana’da doğal ortamlarında yaşayan dişi şebekleri incelemişler. Şebeklerin sayısı zaman içinde değişse de ortalama olarak 27 maymun vardı diyor araştırmacılar. Araştırmanın başlıca amacı, hayvanlar arasında yakınlığı, sayı, süre ve karşılıklı bakımla belirlenen sosyal ilişkilerin incelenmesiydi. Dişi şebeklerin en gözde üç arkadaşı maymundan maymuna değişmekte. Bazıları arkadaşlarını sık sık değiştirirken diğerleri uzun süre sadık kalıyorlar. En sağlam ilişkiler, en yakın dostluklarda görülmekte. Gerçi şebekler genelde yakın akrabalarla ilişki kuruyorlar ama akraba olmayanlar arasında da sadık dostluklar kurulabiliyor diyen uzmanlar daha önceleri yüksek statülü grup üyelerinin, yiyeceklere daha kolay ulaşabilmeleri nedeniyle daha avantajlı olduklarını düşünüyorlardı. Fakat bu durum uzun yaşam üzerinde sanıldığı kadar etkili değil. Yeni sonuçlara göre statü değil, sosyal ilişkilerin kalitesi ve sağlamlığı önemli. Gerçi yüksek statüdeki dişi şebekler kolay elde edilebilir yiyecek sayesinde daha alt statüdeki yaşıtlarından daha sağlıklı, ama yakın ve sağlam ilişkiler bu grupta bu açığı kapatıyor. Birbirlerine bakım yapan şebekler arasındaki ilişkiler en sağlam olanları. Anlaşıldığı üzere karşılıklı bakım ilişkinin kalitesini arttırıyor ve yaşamı uzatıyor. Bilim insanları bu durumu yakın ilişkiler içinde bulunan maymunlarda stres seviyesinin düşük olmasına bağlıyor. İnsanlarda da belli başlı kültürlerde sosyal ilişkilerin uzun ömür üzerinde etkili olduğu görülmüş. Sosyal destek, kalp dolaşım ve bağışıklık sistemi üzerinde olumlu etki yapıyor. İyi dostlara sahip olmak insanlar için de önemli diyen Silk, yakın ve uzun süreli dostlukların evrimde uzun bir geçmişi olduğunu düşünüyor. İÇECEKLERİN SAÇLARIMIZDA BIRAKTIĞI İZ Utah Üniversitesi’nde gerçekleştirilen son bir araştırma ilginç bir sonuç verdi. Lesley Chesson ile çalışan ekip, içtiğimiz suyun ya da gazozun yaşadığımız yeri açıkladığını buldu. Çünkü içeceklerin saçlarımızda bıraktığı izler kişinin ne zaman nerede bulunduğunu söylüyor. Mesela içecekler böl CBT 1217/ 4 16 Temmuz 2010
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle