23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Tekno Haber GENETİK PARMAK İZİ İLE VİRÜS TEŞHİSİ Siemens, hastalık yaratan organizmaların genetik parmak izini teşhis eden bir yöntem üzerinde çalışıyor. Organizmaların parmak izi verileri bu duyarlı teşhis yönteminin temelini oluşturuyor. Siemens Corporate Technology’den (CT) bilim insanları, mikropların genetik kodlarındaki karakteristik özellikleri filtreleyen algoritmalarını geliştirdi. Siemens Healthcare, bu yöntemden yararlanarak H1N1 virüsünü hatasız bir şekilde teşhis edebildi. Yeni virüslerle etkin bir şekilde mücadele etmeden önce kesin olarak teşhis edilmesi gerekir. Bir virüsü doğru ve hızlı olarak teşhis etmenin yolu virüsü kopyalamak ve PCR yöntemi ile DNA’sının belirli bölümlerini ölçmektir. Ne var ki pek çok patojenin genetik malzemesinin büyük bir kısmı birbirinin aynısıdır. Hangi bölümün ölçülmesi gerektiğine karar vermek için yeni çıkan mikropların tümünün genetik kodu deşifre edilmeli ve spesifik özellikler çıkartılmalı. H1N1’in genetik bilgisinin internette yayınlanmasından iki gün sonra Siemens’ten bilim insanları virüsü diğer virüslerden ayırt eden özel dizilimi teşhis etti. Bu yöntem ayrıca bakterilerle mücadelede de kullanılacak. Örneğin Siemens’in araştırmacıları son olarak MRSA’nın –hastane mikrobu olarak bilinen direnci yüksek patojen genetik imzasını teşhis edebildi. ODADAN ODAYA TAŞINABİLİR KLİMA İtalyan markası De’Longhi, yaz günlerinde serinlik yaşatmak için Pinguino taşınabilir klimaları yarattı. Pinguino, 8000 BTU/h düzeyinde serinlik sağlarken aynı zamanda klima özelliğiyle birlikte günde 21 litreye kadar nem alabilme özelliğine sahip. De’Longhi Pinguino, kademeli kontrol ayarı, ECC (Electronic Climate Control), elektronik geniş gösterge ekranı ve LCD’li uzaktan kumada fonksiyonu ile hem kullanım kolaylığı, hem dilediğiniz odaya taşıyabilme avantajı sunuyor. De’Longhi Pinguino, özel kondensat geri dönüşüm sistemi, doğayla dost gaz kullanımı ve 24 saate ayarlı elektronik sayacı ile enerji tasarrufu da sağlıyor. Pinguino, smart fonksiyonu ile oda sıcaklığına göre doğru çalışma modunu ve otomatik vantilatör özelliği ile de en uygun hızı kendi ayarlıyor. Ayrıca Pinguino klimalara özel uyku fonksiyonu ile gürültü seviyesini kısmak ve istenilen serinliği ayarlamak mümkün. Satış fiyatı 500 TL. artmazdı. Bu da 25 milyon Amerikalının tükettiği elektriğe eşit. Yeni gaz türbinlerinin bir diğer avantajı da çok çabuk çalıştırılabilmesi. Enerji santralının, şebekede elektrik girdi dalgalanmalarını engellemesi gerektiği durumlarda bu özellik daha da önem kazanıyor. İNSANSI ROBOTLAR UZAYDA NASA ilk insansı (humanoid) robotunu uzaya göndermeye hazırlanıyor. “Robonot” adı verilen bu robot on yıl süren deneme sürecinden sonra ilk kez Eylül 1999 yılında dünya kamuoyuna tanıtıldı. 140 gr ağırlığında R2 model robot, önümüzdeki eylül ayında Discovery aracılığı ile Uluslararası Uzay İstasyonu’na (ISS) gönderilecek. Robot, ISS’te aralıksız devam eden bakım çalışmalarında istasyondaki mürettebata yardımcı olacak. Yorulmak nedir bilmeyen robot, istasyonun önce içinde, daha sonra dışındaki onarımları yapacak. İnsandan esinlenerek geliştirilen R2, kafa ve torsonun yanı sıra son derece becerikli kol ve ellere sahip. General Motors ve NASA’daki robot bilimciler tarafından ortaklaşa geliştirilen R2, astronotlar gibi tornavida ve İngiliz anahtarı gibi aletleri kullanabiliyor. NASA, R2’nin uzaydaki performansına bakarak, robotların kozmik radyasyondan ve istasyonun içindeki elektromanyetik müdahaleden nasıl etkilendiğini tespit edecek. VERİMLİLİKTE DÜNYA REKORU KIRAN GAZ TÜRBİNLERİ Yeni nesil Siemens gaz türbinleri, enerji santrallarında çok büyük maliyet avantajı sağlıyor. NextEra isimli enerji şirketi, Florida’daki kombine çevrim enerji santrallarının modernizasyonu için 6 tane gaz türbini siparişi verdi. Bu siparişler dünya rekorunu kıracak özellikler taşıyor. 2013 yılından başlayarak, türbinler enerji santrallarındaki doğalgaz tüketimini azaltacak ve bu süreç içinde sera gazı karbon dioksit emisyonunu %50 oranında düşürecek. NextEra, böylece tübinlerin ömrü boyunca işletim ve bakım maliyetlerinde yaklaşık bir milyar dolar tasarruf edecek. Yeni gaz türbinleri, buhar türbinleri ile kombine çevrim tarzında çalıştırıldığı zaman dünya rekorunu kıracak bir verim %60 sağlayacak. Bu da ABD için verimlilikte çok büyük bir sıçrama anlamına geliyor, çünkü bu ülkede fosil yakıt enerji santrallarının ortalama verimlilik oranı ancak %30 düzeyinde. Normal zamanlarda kombine çevrim santrallarında bu oran %40’ların altında. Bütün kombine çevrim enerji santralları Siemens’in yüksek verimli türbinlerini kullanıyor olsalardı, yılda 350 teravat saat ve üzeri üretim yapacakları gibi CO2 emisyonları ABD ve İngiltere nüfusunun yaklaşık %2’sinde beyin anevrizması olduğu tahmin ediliyor. Bu da beynin kanama riski taşıdığı anlama geliyor.Anevrizmalar, cerrahi müdahale ile balonun kökünü bir klip ile boğarak veya balon boşluğuna platin tel yumağı yerleştirerek tedavi edilebiliyor. Platin tel yumağı, balon boşluğu içinde pıhtılaşma oluşturarak, kan damarındaki zayıf bölgenin üzerindeki basıncı düşürür. Bazı durumlarda ızgara şeklindeki metal bir tüp veya stent zayıf bölge üzerinde köprü oluşturarak platin telleri yerinde tutar. Ancak bu tel yumağın her şeye karşın yerinden oynama riski her zaman vardır ve bu da istenmeyen sonuçlar doğurur. Oxford Üniversitesi’nden mühendis Zhong You ve ekibi şimdi kanın akış yönünü saptıran yeni bir stent geliştirdi. Bu stentin yaprak şeklindeki bölümleri, kan akışını zayıf noktaların uzağına doğru yönlendiriyor. Böylece tel yumağa gereksinim kalmıyor. Bu stentin bir özelliği de herkesin özel durumuna göre üretilebilmesi. Ekip bu tasarımı içinde bulunduğumuz yıl hayvanlar üzerinde denemeye hazırlanıyor. ATLETLERİN SUSUZ KALMASINI ENGELLEYEN CİHAZ İrlanda’da yapılacak 2012 Olimpiyatına hazırlanan atletler, antrenmanlarda susuzluk düzeylerini ölçen bir cihazı deniyor. Vücudun susuz kalması yorgunluk yaratır ve kramplara yol açar. Dublin City Üniversitesi’nden Fernando Benito Lopez’in geliştirdiği bir cihaz, antrenman sırasında atletlerin susuzluk derecesini ölçüyor. Atletin vücuduna sarılan emici bir ped, pH sensorları içeren dar kanallar aracılığı ile teri emiyor. Ölçüm sonuçları kablosuz ileti ile hakeme gönderiliyor. Terin içerdiği sodyum oranı belirlenerek susuzluk düzeyi de anlaşılmış olduğu için, hakem, antrenmanı bu ölçümlere göre ayarlıyor. Reyhan Oksay Beyindeki hasarlı kan damarlarının onarımı, hasarlı bölgeyi koruma altına alan yeni bir cihaz sayesinde tehlikesiz bir hale gelecek. Kan damarı duvarındaki bir zayıflama, kan basıncına bağlı olarak anevrizma denilen balonlaşmaya yol açar. CBT 1217 / 15 16 Temmuz 2010 BEYİN DAMARLARININ ONARIMINDA YENİ BİR TEKNİK
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle