02 Haziran 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

On bin yıllık köy evlerinde gezinti: Aşıklı Höyük ziyaretçilerini bekliyor Aksaray ilindeki çanak çömleksiz Neolitik döneme ait Aşıklı Höyük yerleşmesinde, 19892000 yılları arasında ortaya çıkarılan yapılar koruma altına alınırken, “Deneysel Aşıklı Evleri” projesi çerçevesinde de bazı yapıların bire bir kopyaları yapıldı. Ziyaretçiler artık on bin yıllık köy evlerinde gezinebilecek. Nilgün Özbaşaran Dede arih M.Ö.8000’li yıllarının başı. Melendiz kıyısındaki Aşıklı köyü uyanıyor. Köyün güneyinde kalan Hasan Dağı’ndaki sis perdesi henüz dağılmamış. Büyükçe bir avluda akşam yakılan ziyafet ateşinin dumanı belli belirsiz tütmeye devam ederken, iştahla yendikten sonra etrafa saçılan koyun kemikleri avluda toplayıcılarını bekliyor. Köylüler penceresiz ve kapısız küçük kerpiç evlerinden çıkmak için merdivenlere tırmanıyorlar. Bir adam uyku mahmurluğuyla dal merdivenin son basamağında tökezleyerek toprakla sıvalı ahşap damın üzerinde yuvarlanıyor. Deri sicimlerle bağlaOn dört kazı sezonu boyunca dığı en üst dal parçası yerinden oynamış, onlarca bilim insanı, onarılması gerekiyor. neredeyse yüz öğrenci ve bir Ama önce avludao kadar da işçiyle büyük ki kemiklere bakacak. Ağır adımlarla düz emeklerle işte böylesine damların üzerlerinden zengin buluntulu önemli bir yürüyerek avluya ulayerleşme yeri çıkarıldı şıyor. Kendisinden ortaya. Prof.Dr.Mihriban önce gelen yaşlıca bir köylü işlenebilecek Özbaşaran ve ekibinin yeni kemikleri ayırmış, didönemde birinci hedefi ğerlerini köyün kuzerestorasyon, açık hava yindeki büyük çöplüğe götürmek için yola müzesi, uluslararası ve çıkmış bile. Ayağı tödisiplinler arası araştırma kezleyen adam birkaç projelerinin ve kazı parmak kemiği topluçalışmalarıyla ilgili ön yor, bunları yontup hazırlıklarını gerçekleştirmek. biz haline getirecek. Belki iyice açkıladıktan sonra üzerlerine bezekler de yapar. Ama elini çabuk tutması gerekiyor. Bugün yapılacak çok iş var. Güneş tam tepeye geldiğinde, köyün güneybatısındaki kırmızı tabanlı büyük evde, yaşlı kadının toplantısına katılacak. Daha sonra ise dün ölen bir adamı gömecekler, evindeki çukur açılmış bile. Zaman ilerledikçe diğer evlerdeki köylüler de birer birer damlarda belirmeye başlıyorlar. Avlunun güneyindeki bir evden çıkan kadının elinde tepsiyi andıran bir kösele parçası görünüyor. Üzerinde bir önceki gece evin içindeki ocağa, ısınmak için serilen kor parçalarından artakalan küller var. Peşinden birer birer dama çıkan çocuklar Melendiz suyunun kenarında çalışan köylüleri izlemeye başlıyorlar. Üç beş kişi yeni yapılacak evin kerpiçleri için toprak hamuru çiğniyor ayaklarıyla. Biraz ileride ise iki sıra kerpiç ilk güneş ışığının üzerlerine düşmesini bekliyorlar. Çocuklar, köylülerin çamurun içinde tepinişlerini keyifle izlerken, su kenarına bir grup daha geliyor. Hayvan postlarını toplayıp getiren BİTİŞİK PLANLI, DÖRTGEN PLANLI KERPİÇ MİMARİSİNİN EN ESKİ ÖRNEĞİ Kapadokya’nın batısında, Aksaray’ın yaklaşık 25 km güneydoğusunda Melendiz ırmağının hemen ke T lunmuştur. Kuzeyde kalan evler genelde iki ila üç odalıdır. Yapıların dışa açılan kapıları olmasa da bazı mekanlar arasında küçük geçitler vardır. Duvarlar doğrudan doğruya kerpiçle örülmüştür, taş temelleri yoktur. Birçok mekanın köşesinde yassı taşlar döşenerek yapılan ocakların etrafı dikine yerleştirilmiş taşlarla çevrili. Ocakların üzerinde veya kenarında kemik kalıntıları bulunmadığı için bunların ısınma için kullanılmış oldukları kabul edilebilir. USTA AVCILAR EN ÇOK KOYUN VE KEÇİ AVLIYOR Bol miktarda bulunan hayvan kemikleri Aşıklı köylülerinin daha çok etle beslendiklerini göstermekte. Hayvan kemiklerinin analizleri sonucunda köylülerin, koyun, keçi, yabani sığır, domuz, alageyik ve karaca gibi hayvanları bilinçli avcılık yöntemleriyle avladıkları anlaşılmıştır. Ayrıca koyun ve keçinin ön evcilleştirme aşamasında olduğunu gösteren kanıtlar da var. Aşıklı köylüleri ağırlıklı olarak etle beslenmiş olsalar da yüzdürme yöntemiyle toplanan bitki örnekleri, bitkilerin toplandığını ve bazı tahılların ekilmeye başlandığını da göstermekte. Yabani Einkorn buğdayı dışında tarıma alınmış Einkorn ve Emmer buğdayı, arpa, mercimek, bezelye ve yabani nohut Aşıklı raklarla örtüldü. Elbette ki yapıların hepsi fotoğraflarla, çizimlerle ve raporlarla belgelendi. Ama yine de gelecek kuşakları aydınlatmak, bazı sorunları çözmek ve yeni yayınlar hazırlamak için mimarinin korunması gerekiyor. Bu nedenle 2006 yılında ikinci dönem çalışmalarına başlayan İstanbul Üniversitesi öğretim üyesi Prof.Dr.Mihriban Özbaşaran’ı büyük işler bekliyor. Özbaşaran ve ekibinin birinci hedefi restorasyon, açık hava müzesi, uluslararası ve disiplinler arası araştırma projelerinin ve kazı çalışmalarıyla ilgili ön hazırlıklarını gerçekleştirmek. Ölüler bu şekilde evlerin içine gömülüyordu. Bu yıl Ağustos ayında başlayan ve Ekim ayına kadar sürdürülmesi Köşede yassı taşlarla döşeli ve etrafı dikine yerleştirilplanlanan çalışmalarda, 19892000 yılları arasında miş taşlarla çevrili bir ocak, biraz ilerisinde ise o dögün ışığına çıkarılan yapılarda temizlik ve sağlamlaşnemin ölü gömme geleneğini gösteren iskeletli bir tırma işlemleri yapıldıktan sonra üstleri jeotekstille çukur yer almakta. Aşıklı köylüleri ölülerini arkeoloji kapatılmakta. Duvarları iyi durumda olan veya daha dilinde “hocker” olarak anılan biçimde gömüyorlaraz tahrip olan mekanların üzerleri daha sonra çatıyla dı. Yani bacaklar bükülüyor ve karına doğru çekilikaplanacak. yor. Bir anlamda anne karnındaki bebeğin duruş biBu yapıların duvarları Arkeolog ve restoratör çimi bu. Yüksel Dede tarafından onarılmakta. Özbaşaran ve Deneysel evdeki iskelet de işte bu şekilde yerleştiekibi çatı yapısının, kerpiç mimariyi koruyacak en rildi çukura. Odanın içinde ayrıca Neolitik dönemde sağlam ve belki de tek yol olduğunu düşünüyor. Ne tüketilen çitlembik, badem, acı tere gibi meyve ve var ki çatı yapısı masraflı ve uzun vadeli bir çalışma. bitkiler de sergilenmekte. Taban üzerinde alet üretiProjelendirilmesi, mali kaynak bulunması ve çatı yaminde kullanılan volkanik cam parçaları var. pısının inşası uzun yıllar sürecek gibi. Deneysel Aşıklı Evleri’ni gezecek olan ziyaretçiler İKİ YENİ PROJE Jeotekstille örtülen yapılar özellikle arkeoloji bilgisi fazla olmayan ziyaretçiler tarafından büyük bir hayal kırıklığıyla karşılanmakta. İnsanlar Aşıklı höyük insanının yaşam biçimini daha yakından görmek Evlerin içindeki ocakların daha çok ısınma amaçlı kullanıldıkları tahmin edilmekte. dericiler bunlar. Bugün işe erken koyulmuşlar. narında yer alan Aşıklı Höyük’te 19892003 yılları Çünkü güneş kaybolmadan önce köyün biraz uzağınarasında ilk önce Prof.Dr.Ufuk Esin, son yıllarda ise daki alçak bir tepede siyah taş toplayıcılarıyla buluşa Dr.Savaş Harmankaya ve Prof.Dr.Nur Balkan Atlı caklar. Derileri işlemek için bu parlak siyah volkanik başkanlığında kapsamlı kazı çalışmaları yapılmıştır. camlara ihtiyaçları var. Bu çalışmalar sonucunda Aşıklı Höyük’te Bu parlak cam toNeolitik dönemin bitişik düpaklarının önce işlenezenli ve dörtgen planlı kerrek kesici ve kazıyıcı piç mimarisinin en eski örgibi uygun aletlere neği çıkarıldı gün ışığına. dönüştürülmeleri gereHöyükteki yapılar belli bir kiyor. Tabii av için geplana göre yerleştirilmiş. rekli ok uçları da işleYerleşim alanı, Melendiz’in necek. Aşıklı köylülerikıyısından doğuya doğru genin yaşamı diğer niş çakıllı bir yolla ikiye ayNeolitik dönem insanrılıyor. Yolun kuzeyinde kalarınınki gibi oldukça lan yapıların daha küçük ve zorlu. Her gün yapılagösterişsiz olması nedeniyle, cak bir yığın iş var. bu bölge gündelik yaşamın Güneş gizli sığınağına sürdürüldüğü alan olarak çekildiğinde köylüler tahmin edilmekte. sabahı karşılamak için Çakıllı yolun güneyinde yorgun argın yeniden kalan yapılar hem daha büevlerine çekiliyorlar. yük hem de biraz daha gösteGünümüzden on rişlidirler. Mesela hayali öybin yıl önceki insanlakümüzde sözü edilen kırmızı rın gündelik yaşamını tabanlı yapı ve buna bağlı anlatan bu öykü elbetdaha küçük yapılar gibi. te ki bir hayal ürünü Tabanı farklı renklerle en az ama yine de tamamen sekiz kez yenilenerek açkıboş bir fantezi sayılmaz. lanmış olan bu büyük yapıAşıklı köylülerinin yanın çevresindeki mekanların şamını hayal etmemize duvarlarında, beyaz sıva üzeizin verecek birçok arrine kırmızı okr boya ile yakeolojik kanıt var sopılmış duvar resimleri buKapıları ve pencereleri olmayan evlere damdan ahşap nuçta. merdivenlerle iniliyor Bu yıl üç deneysel ev yapıldı. Ziyaretçiler 10 bin yıl önceyi yaşayabilecekler. köylülerinin yemek listesinde yer alan bitkiler. Aşıklı köylülerinin avcılık, kasaplık ve deri işçiliği vb gibi diğer işler için kullandıkları aletin hammaddesi volkanik cam ya da diğer adıyla obsidiyendir. Kazıyıcı, kesici, delici, ok ucu gibi aletlerin elde edildiği obsidiyen, İstanbul Üniversitesi öğretim üyesi Prof.Nur Balkan Atlı ve ekibinin çalışmalarına göre Aksaray ilindeki Nenezi Dağı ve Niğde’deki Göllüdağ obsidiyen yataklarından getirilmiştir. CBT 1123/12 26 Eylül 2008 On dört kazı sezonu boyunca onlarca bilim insanı, neredeyse yüz öğrenci ve bir o kadar da işçiyle büyük emeklerle işte böylesine zengin buluntulu önemli bir yerleşme yeri çıkarıldı ortaya. Fakat 2003 yılından sonra kazılara ara verilince, hava koşulları nedeniyle tahribatlar oluştu yerleşmede. Bazı yapıların duvarları eridi, taşlar yerlerinden oynadı, tabanlar top Temizliği ve onarımı yapılan alanların üzerleri jeotekstille örtülüyor CBT 1123/13 26 Eylül 2008 YENİ HEDEFLER istiyorlar. İşte bu amaçla bu yıl ilk kez Aşıklı Höyük evlerinin bire bir kopyaları inşa edildi. İstanbul Üniversitesi Koruma ve Onarım Bölümü öğretim görevlisi Yüksel Dede ve Prehistorya Anabilim Dalı doktora öğrencisi Güneş Duru yönetiminde inşa edilen üç yapının plan ve boyutları, on bin yıllık özgün yapılarla aynı. Taş temelsiz kerpiç duvarlı evlerin taban ve duvarları toprak sıvalı. İki odalı evde mekanlar arasındaki kapı geçidi de özgün boyutlarda açıldı. Çatıda bırakılan boşluktan içeri girilebilmesi için dallardan bir merdiven yapıldı. Evlerden biri, duvarlarına kazı çalışmalarının tarihçesini ve “Deneysel Aşıklı Evleri”nin yapımını anlatan fotoğraflar asılarak minik bir galeri haline getirildi. Diğer tek odalı ev ise Aşıklı köylülerinin gündelik yaşamı hakkında fikir verecek şekilde “döşendi”. artık Aşıklı yerleşmesindeki yaşamı daha iyi canlandırabilecekler hayallerinde. Yeni evler arkeologlar için bile yeni bir deneyim oldu, nitekim gün ışığına çıkarılan yapılar ve duvar kalıntılarıyla ilgili yorumlara ve sorunlara farklı bir açıdan bakma şansına kavuştular. On bin yıllık köy evlerinin birebir kopyaları öte yandan höyüğün hemen yakınındaki Kızılkaya köyünde yaşayan insanlar için de küçük bir armağan aslında. Kızılkaya köylüleri 1989 yılından beri çalışıyorlar höyükte ve az çok bilgilendiler, dolayısıyla da Neolitik dönem insanlarının yaşamını merak ediyorlar. Bu yıl başlayan başka bir projeyle şimdi Kızılkaya köyü çocukları Aşıklı Höyük yerleşmesini bilimsel anlamda tanıyacaklar. Höyüğe giden yolun hemen başında bulunan bir marangoz atölyesinin üzerindeki bir odada, arkeolog Gülay Sert “Çocuk Arkeoloji Eğitimi” projesi çerçevesinde Aksaray ve başta Kızılkaya köyü olmak üzere çevredeki köylerde yaşayan çocuklara, bölgelerinde bulunan en eski köy yerleşmelerinden Aşıklı Höyük’ü tanıtmak, koruma ve sahiplenme duygusunu kazandırmak için çalışmalara başladı. Bu çalışmalar da “Deneysel Arkeoloji Evleri” projesi gibi önümüzdeki yıllardaki kazı çalışmalarıyla birlikte devam edecek.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle