27 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

OOOF OFF LINE Tanol Türkoğlu (tanolturkoglu@gmail.com) HİJYENİK BİYOMETRİK TARAYICILAR Sık kullanılan biyometrik tarayıcılar dokunma gerektirdiği için hijyenik değildir. Kimlik tespitinde daha temiz bir yöntem geliştirmeyi amaçlayan Malezya ve Güney Kore’den mühendisler, bir web kameranın fiziksel temas olmadan avuç içi çizgilerini tanımasını ve görüntülemesini sağlayan bir yazılım geliştirdi. Avuç içini izleyen yazılım, ilgi çeken kısımlara odaklanabiliyor.Bunun üzerine nöral bir ağ her bir kullanıcının elinin içindeki dikkat çeken özellikleri kayda alıyor. (Image and Vision Computing, DOI: 10.1016/j.imavis.2008.06.010). 2007 yılı sonu itibariyle Dijital Evrenin büyüklüğü 2,25 x 10 üzeri 21 ya da 281 exabyte ya da 281 milyar kere milyar byte. Daha popüler ölçülerle ifade etmek gerekirse tüm evren müzik dosyalarından oluşsaydı 281 trilyon dakikalık müzik dosyasına karşılık gelirdi. Dijital Evrenin Boyutları Diyelim ki dört arkadaşınıza ekinde 1 Mb (megabyte yani bir milyon küsur harf) büyüklüğünde dosya olan bir eposta gönderdiniz. Yapmış olduğunuz bu işlemin dijital evrende ne kadarlık bir yer işgal ettiğini tahmin edebilir misiniz? İpucu vermek gerekirse cevap dört ya da beş misli (yani 4 ya da 5 Mb) değil. EMC firmasının sponsorluğunda IDC firmasının Dijital Evren ve onun büyüme hızı ve hacmiyle ilgili yayınlamış olduğu rapora göre, cevap tam 51 buçuk misli. Nasıl mı? Açıklaması fazla teknik detaya girmeden şöyle: Dosya epostaya eklenince orijinal yerinden silinmiyor, ortalama olarak epostaya dosya dışında yazılan açıklama metni için de %10 ilave ediliyor. Eposta gönderildiğinde bir kopyası gönderenin bilgisayarında bir kopyası da eposta hizmeti veren sunucu bilgisayarda kalıyor. Gönderilen bilgisayarın yedeği, eposta sunucu bilgisayarının başına kötü bir şey gelirse diye onun tıpatıp aynısı bir kopyası daha. Bir de bu iki sunucu bilgisayarın yedekleri. Bunları topladığımızda 9,5 Mb ediyor. Dört kişiye gönderilen epostaların yedeği, alıcı kişinin bilgisayarına giden kopya, bunların arşivleri, toplandığında 22 Mb ediyor. Epostaların bu dört kişiye gönderilmesi için telekomünikasyon düzeyinde oluşan dijital hacim ise 20 Mb. Bunların hepsi toplandığında ortaya 51 buçuk Mb’lık bir hacim çıkıyor. Yukarıda bahsettiğim rapor bu çerçevede global anlamda oluşan dijital trafiği araştırmış ve bu çerçevede dijital evrenin boyutları konusunda çeşitli bilgiler üretmiş durumda. Buna göre; 2007 yılı sonu itibariyle Dijital Evrenin büyüklüğü 2,25 x 10 üzeri 21 ya da 281 exabyte ya da 281 milyar kere milyar byte. Daha popüler ölçülerle ifade etmek gerekirse tüm evren müzik dosyalarından oluşsaydı 281 trilyon dakikalık müzik dosyasına karşılık gelirdi. 2006’da 180 extabyte düzeyinde olan dijital evren 2011’de ise bunun on katına yani 1,800 exabyte düzeyine ulaşması tahmin ediliyor. İşin ilginci 2007 yılında ilk kez dijital evrenin hacmi yeryüzünde bulunan dijital saklama ünitelerinin kapasitesini aşmış durumda (yukarıdaki hesaplama mantığından da anlaşılacağı üzere dijital evren sadece saklanan byte’lardan, dijial bilgilerden oluşmuyor; iletişim hatlarından geçen bilgiler de bu evrene dahil). Keza 2011’deki 1,800 exabyte’lık evrenin de ancak yarısı kalıcı olarak saklama ünitelerinde korunan bilgilerden oluşacak. Tüm evrenin %70’i bireyler, %30’u kurumlar tarafından oluşturulmaktadır. Bireylerin üretmiş olduğu dijital evren hacminin yarısı doğrudan kişilerin yaptıklarından oluşmakla birlikte (örneğin dijital fotoğraf makinesiyle çekilen fotoğraflar, gönderdikleri epostalar vb) kalan yarısı kişilerin dahil olduğu faaliyetler çerçevesinde oluşan dijital gölge işlemlerden oluşmakta (örneğin güvenlik kameraları, web arama tarihçeleri gibi). Kurumsal anlamda üretilen dijital evren ise sektörden sektöre değişiklik göstermekte ve teknolojiye yapılan yatırımla doğru orantı oluşturmamakta. Örneğin finans sektörü global anlamda yapılan teknoloji yatırımlarının %20’sini oluştururken, dijital evrende ancak %6’lık bir yer işgal edebilmekte. EMC’nin konuyla ilgili web sayfasına gittiğinizde (web linki aşağıdadır) sizi bir sayaç karşılamakta. Bu sayaç 1 Ocak 2008’den itibaren üretilmekte olan dijital evrenin büyüklüğünü canlı olarak sunmakta. Şu an 262 exabyte düzeyinde olan dijital evrenin 2008 sonunda 500 exabyte düzeyine ulaşması beklenmekte. Siz de dijital evrene ne kadar katkıda bulunduğunuzu tespit edebilirsiniz. İlgili web sitesinden indireceğiniz program önce size bazı sorular soracak (günde kaç eposta gönderiyorsunuz, dijital fotoğraf makinesiyle kaç fotoğraf çekiyorsunuz, kaç film indiriyorsunuz vb). Bunların sonunda saniyede dijital evrene kaç byte’lık katkıda bulunduğunuz ortaya çıkmakta. Bu veriler çerçevesinde tıpkı web sitesindeki gibi bir sayaç bilgisayarınızda çalışmakta ve canlı olarak katkınız artarak sürmekte. Örneğin bu yıl benim dijital evrene katkım şimdiye dek 686 Gigabyte (686 milyar) düzeyinde. www.emc.com/leadership/digitaluniverse/expandingdigitaluniverse.htm MARS’A İNİNCE ŞİŞEN KÜRESEL UZAY ARACI Gelecekteki Mars keşiflerinde Kızıl Gezegen’i koskocaman plastik bir top inceleyecek. İsveç’te Upsala’daki Angstrom Aerospace şirketinin geliştirdiği küresel, plastik bir uzay aracı, yere değer değmez içindeki kartuşun pompaladığı ksenon gazı ile şişecek. Kürenin yuvarlanarak ilerleyebilmesi için bir motor içindeki bir sarkacı itecek. Uzay aracının içindeki kameralar ve sensörler, ilgi çekici bölgeler ile ilgili veri toplayacak. OTURDUĞUNUZ YERDEN YARIŞ Logitech’in PS3 için geliştirdiği yeni yarış direksiyonu Driving Force Wireless Force Feedback, vibration feedback ya da rumble teknolojisinin aksine, keskin ve dokunsal (taktil) bir feedback (geri bildirim) yaratarak oyundaki tüm hareketlerin hissedilmesini sağlıyor. Kurulumu ve kaldırması kolay olan bu direksiyonu, belli bir noktaya bağlı kalmadan istediğiniz mesafeye ayarlayarak, yarışabiliyorsunuz. Tek parça tasarıma sahip bu ürün evde kablo karmaşasına da yol açmıyor. Gaz, fren, vites kontrolleri ve menü navigasyonu gibi tüm kontroller tek parçadan oluşan direksiyonun üzerinde. 2.4 GHz kablosuz teknolojiyi kullanan ürün 10 metre mesafede dahi kullanılabiliyor. Yarışa başlamak için, USB alıcısını ve güç kablosunu direksiyona bağlayın, oyun ayarlarını yapın, direksiyon mesafesini ayarlayın ve yarışın başlamasını bekleyin. 100’ün üzerinde yarış oyunu markası ve 80’in üzerinde PlayStation2 ile PLAYSTATION3 oyunu da Logitech’in özel force feedback teknolojisini destekliyor. Derleyen: Reyhan Oksay CBT 1115/ 19 1 Ağustos 2008
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle