20 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

GÜNDEM TÜBA’dan Yeni Doktora Program Önerileri “Manevi Mirasım Akıl ve Bilimdir!” “Ben, manevi miras olarak hiçbir ayet, hiçbir dogma, hiçbir kalıplaşmış kural bırakmıyorum. Benim manevi mirasım bilim ve akıldır... Zaman süratle ilerliyor, milletlerin, toplumların, kişilerin mutluluk ve mutsuzluk anlayışları bile değişiyor. Böyle bir dünyada, asla değişmeyecek hükümler getirdiğini iddia ekmek, aklın ve ilmin gelişimini inkãr etmek olur... Benim Türk milleti için yapmak istediklerim ve başarmaya çalıştıklarım ortadadır. Benden sonra beni benimsemek isteyenler, bu temel eksen üzerinde akıl ve ilmin rehberliğini kabul ederlerse, manevi mirasçılarım olurlar.” Mustafa Kemal Milli Eğitim Bakanı Dr. Reşit Galip’in sorusuna Mustafa Kemal’in yanıtı. Kaynak: İsmet Giritli, Kemalist Devrim ve İdeoloji, İÜ. Yayınları Cumhuriyet BİLİM VE TEKNOLOJİ Sayı: 1100 18 Nisan 2008 İMTİYAZ SAHİBİ Cumhuriyet Vakfı adına İlhan Selçuk GENEL YAYIN YÖNETMENİ İbrahim Yıldız YAYIN YÖNETMENİ Orhan Bursalı SORUMLU MÜDÜR Güray Öz GÖRSEL YÖNETMEN Tüles Hasdemir YAYIMLAYAN Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık A.Ş. İDARE MERKEZİ VE YAZIŞMA ADRESİ Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sokak No: 2 34382 Şişli İstanbul Tel: 0212.3437274 Faks: 0212.3437264 CUMHURİYET REKLAM Tel: 0212.2519874/3437274 Yerel Süreli Yayın BASKI DPC Doğan Medya Tesisleri Hoşdere Yolu 34850 Esenyurt/İstanbul [email protected] CBT 1100 / 3 18 Nisan 2008 Türkiye Bilimler Akademisi, Mayıs ayında açıkladığı yeni çalışmasıyla, ülkemizde doktoralı eleman sayısının arttırılmasına ve bu konuda ülkemizdeki büyük açığın kapatılmasına yönelik “Türkiye’de Doktora Eğitiminin İyileştirilmesine Yönelik Öneriler”de bulundu. TÜBA, 2006’da daha geniş bir araştıram açıklamıştı. YÖK’ün 2007 “Türkiye’nin Yükseköğretim Stratejisi” başlıklı raporda doktora sayılarının artırılmasına yönelik stratejik hedeflerin “20052010 yılları arasında yılda ortalama 3500; 20102015 yılları arasında yılda ortalama 7000; 20152020 yılları arasında yılda ortalama 11500; 20202025 yılları arasında yılda ortalama 15500” olarak öngörüldüğü anımsatılan raporda, doktora eğitimine yönelik talebi artıracak, yükseköğretim sisteminde bu artan talebi karşılayacak ve doktora eğitiminin düzeyinin de yükselmesini sağlayacak önlemler alınmasının şart olduğu belirtilmekte. Aşağıda raporun ana başlıkları: TÜBA’ya göre doktora eğitimine kabul edilmiş tüm öğrencilere açık bir Devlet Doktora Bursu sistemi kurulmalı: “Daha önceki yükseköğrenim aşamalarını belirli bir düzeyin üzerinde başarıyla tamamlamış öğrenciler Devlet Doktora Burslarına doğrudan hak kazanırken, bu başarı düzeyinin altında kalan doktora öğrencilerinin de, merkezi bir sınavda başarılı olmaları halinde, burs hakkını kazanmaları öngörülmeli. Devlet Doktora Bursu yetenekli gençleri doktora eğitimine cezbedecek derecede yüksek olmalı, bursiyer için sağlık da dahil olmak üzere ileriye dönük sosyal güvenceler içermeli.” * Doktora öğrencilerinin tüm güçlerini doktora çalışmaları üzerinde yoğunlaştırmaları ve bu çalışmaları öngörülen sürede başarıyla tamamlamaları için düzenlemeler yapılmalı. Burslu olan doktora öğrencilerinin, eğitim deneyimleri kazanmaları amacıyla, bölümlerindeki öğretim programlarında yardımcı öğretim elemanı olarak sınırlı ölçüde görev almaları yararlı olacak. * Halen yaklaşık her 10 öğretim üyesi başına yılda ancak tek bir doktora çalışmasının tamamlanabilmesi, yükseköğretim sisteminde doktora eğitimi açısından büyük atıl kapasiteyi gösteriyor. Bu nedenle bir dizi özendirici, kısmen de zorlayıcı önlemle alınmalı. * Bu bağlamda, akademik yükseltmelerde, doktora çalışmaları uluslararası yayınlara eşit biçimde değerlendirilmeli, doçentlik ve profesörlük kadrolarına atamalar için başarıyla yaptırılmış doktora çalışmaları öncelikli istenmeli, yaptırdıkları doktora çalışmaları uluslararası yayınlara dönüşen öğretim üyeleri ayrıca ödüllendirilmeli, kendilerine bilimsel faaliyetlerini daha da artıracak biçimde altyapı ve araştırma desteği sağlanmalı; * Ayrıca, daha radikal bir tedbir olarak, öğretim üyelerinin devlet üniversitelerinde de sözleşme esaslı bir statüde istihdamı, sözleşme yenilenmesi aşamasında aranacak koşullar arasında yaptırılmış doktora çalışmaları da yer almalı. * Pek çok bölüm ve anabilim dalı yeterli sayıda doktora yaptırabilme yetkinliğinde henüz değil. Avrupa Birliği ülkelerinde halen yaygın biçimde uygulandığı gibi, doktora derslerinin bölgesel olarak farklı üniversitelerce ortaklaşa verilmesi, doktora eğitimi için gerekli uzmanlıkların ve birikimlerin birleştirilmesi gerekir. * Doktora programlarına doğrudan başvurabilme uygulaması yaygınlaşmalı: Doktora yapmak isteyen öğrenciler için doğrudan ya da yükseklisans ders aşamasından ve başarıyla verilen bitirme sınavlarından sonra doktora programlarına devam etmeli. * Ülkemizde emekli öğretim üyeleri arasında mesleki faaliyetlerini aktif biçimde sürdüren bir bölümün halen vakıf üniversitelerinde çalışıyor. Ancak, bunların dışında kalan ve birikiminden yararlanılamayan emekli öğretim üyeleri, devlet üniversitelerinde özel koşullarda, özellikle lisansüstü ve doktora eğitiminde değerlendirilme yoluna gidilebilmeli. * Avrupa üniversitelerinden 65 yaşında emekli olarak, çoğu alanların otoritesi konumunda olmalarına karşın, atıl duruma düşen bilim insanlarından ülkemiz üniversitelerinde, gene öncelikli olarak doktora eğitimine yönelik olarak yararlanılması da ayrı bir açılım sağlayabilecek. * Yurtdışında yerleşik Türk uyruklu bilim insanlarına da yarı zamanlı bir statüde üniversitelerimizde çalışma olanağı verilebilmeli, onların birikimlerinden de yabancı uyruklu bilim insanları için önerilen biçimde yararlanılabilmeli. * Ülkemizde kurulacak uluslararası araştırma merkezlerinde doktora olanakları: Avrupa’da, hükümetlerarası anlaşmalarla kurulmuş, Birleşmiş Milletler ya da Avrupa Birliği şemsiyesi altında, üye ülkelerin aidatları, ayrıca ev sahibi ülkelerin sağladığı personel, altyapı ve nakit katkı(sı) ile faaliyet gösteren araştırma merkezleri var. Bu merkezlerin pek çoğunda üye ülkelerin tek başlarına üstesinden gelemeyecekleri derecede kapsamlı araştırmaların (Büyük Bilimin) güç birliğiyle gerçekleştirilmesi hedeflenmekte. Türkiye’nin coğrafi konumu, ulaştığı sosyoekonomik gücü ve politik saygınlığı ile bu tür BüyükBilim’in yapıldığı uluslararası araştırma merkezlerinin ev sahipliğine de talip olması mümkün ve gerekli. * Yurtdışı doktora eğitimi: Her zaman öngörüldüğü ölçüde başarılı olamamış da olsa, yurtdışı doktora “seferberliklerinin” ülkemiz bilimine önemli bir katkı sağladığı yadsınamaz. Bu seferberliklerin sonuncusu kapsamında YÖK tarafından 19872004 yılları arasında 3745 kişi doktora eğitimi için yurtdışına gönderildi, 2006 yılı itibariyle bunların 2132’sinin doktora eğitimini tamamladı. Çok iyi planlanmış olması koşuluyla, yeni bir yurtdışı doktora seferberliği de önerilebilir. * Ülkemizde doktora sonrası evre ihmal edilmiştir. Doktora çalışmalarını böyle bir doktora sonrası evrenin izlemesi, bu evredeki çalışmaların doktora çalışmasının yapıldığı yer dışında ve en az 6 ay ile 1 yıllık bir bölümünün yurtdışında geçirilecek biçimde planlanmasında büyük yarar var. *** Siyasetin ve onun uzantısı olan YÖK’ün böyle raporlara karnı tok mu? Siyaset sadece yeni üniversite açmayı, kendilerinden olmayan üniversitelere hayatı zor etmeyi mi biliyor?
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle