27 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Cumhuriyet Türkiyesi’nde gökbilim kurucusu bir öncü bilim kadını: Prof. Dr. Nüzhet Gökdoğan Prof. Dr. Nüzhet Gökdoğan. sevgi ve bilgiyi her zaman bir arada yaşamış, yaşatmış ve büyütmüş bir Cumhuriyet aydını. Öğrencileri onun her zaman ‘’çalışma arkadaşı’’ olmuş, derslerde, sınavlarda, gezilerde, eğitimöğretim ile ilgili konularda daima genç düşünceleri öne çıkarmıştır. Cumhuriyet Türkiyesi’nin öncü bilim insanı olarak ve Büyük ATATÜRK’ün ülkeyi gençlere emanet ettiğinin bilinci ile öğrencilerine daima sevgi ve anlayışla yaklaşmıştır. Prof. Dr. Dursun Koçer (İstanbul Kültür Üniversitesi) G ÇOK İYİ EĞİTİMCİ Almanca, Fransızca, İngilizce ve Rumca’yı çok iyi bilen CBT 1100/ 17 18 Nisan 2008 ökdoğan, genç insanların heyecanlarını her zaman yüreğinde hissetmiş ve onlara ulaşmanın yollarını da çok iyi bildiği için, daima büyük saygı ve hayranlık kazanmıştır. Hiç bir sorunun kavga ile çözülemeyeceğini, bu günün öğrencilerinin, yarının kişilikli yetişkinleri olması için özgür düşünce içinde eğitim almaları gerektiğini savunmuş, bu ilkeyi akademik yaşam biçimi yapmış ve çalışma arkadaşlarına da aşılamıştır. Onun için ATATÜRK ilke ve devrimleri ‘’OLMAZSA OLMAZ”lardır ve bunlardan hiç ödün vermemiştir. Nüzhet Hanım, saygın ve köklü bir ailenin kız evladı. Babasının babası olan Ahmet Paşa, çok iyi Fransızca bildiği için görevli olarak yollandığı Belçika'da uzun yıllar kalıp, askeri okulda top dökümünü öğreniyor ve dönüşünde Tophanei Âmire'yi kuruyor. Ahmet Paşa’nın Muzaffer ve Zihni diye iki tane oğlu var. Muzaffer Bey Mülkiye'yi bitiriyor, İstanbul'da ilk Fransızca gazeteyi çıkarıyor. Nüzhet Hanımın babası Zihni Bey ise 1902’de Mühendishane'den mezun oluyor ve Milli Mücadelede, ATATÜRK'ün yanında Topçu Kumandanı olarak yer alıyor. Cephedeki başarılarından dolayı İstiklâl Madalyası ile ödüllendiriliyor. Nüzhet Hanımın annesinin babası Girit Kale Kumandanı Mustafa Paşa. Girit'te şehit oluyor. Bunun üstüne annesi sekiz yaşındayken, Saray'a yakınlığı ile bilinen akrabaları Tophane Müşiri Zeki Paşa'nın yanına davet ediliyor. 18 yaşına geldiğinde de Tophane Müşiri Zeki Paşa, onu dostu Ahmet Paşa'nın oğlu Zihni Bey ile evlendiriyor. Sekiz yıl süren bu evlilik birliği içinde Nüzhet Hanım 14 Ağustos 1910'da dünyaya geliyor. İlköğrenimini Şişli Terakki, ortaöğrenimini Erenköy Kız Lisesi’nde tamamlıyor ve Büyük ATATÜRK’ün üniversite reformu yapmak üzere başlattığı hazırlıkların ilk aşaması olarak 1928 yılında Devlet bursu ile MatematikFizik lisans eğitimi yapmak üzere Fransa’ya gönderiliyor. Prof. Dr. Ali Rıza Berkem’in anlatımıyla: “ATATÜRK Darülfünun için bir reform yapmayı çok eskiden tasarladı. Ancak, çağdaş bir üniversiteyi oluşturacak sayıda ve yetenekte bilim adamının bulunmaması nedeniyle, herşeyden önce yetenekli bir çekirdek kadronun yetiştirilmesini kararlaştırdı. Bir üniversitenin temelini fen ve edebiyat fakülteleri oluşturduğuna göre, özellikle bu iki fakültenin çeşitli alanlarında yetiştirilmek üzere, lise çıkışlı öğrenciler arasından sınavla en seçkin olanları seçerek Avrupa’ya öğrenime gönderilmesini ATATÜRK emretti. En kalabalık öğrenci benim de aralarında bulunduğum 30 kadar genç 1928 yılında ve çoğu Fransa’ya olmak üzere Avrupa’ya gönderildi. Öğrenimlerini tamamlayıp yurda dönen bu gençlerden Üniversite Reformunda görev alanlar şunlardı: Cahit Arf, Hamdi Ragıp Atademir, Fuat Baykal, Ali Rıza Berkem, Lütfü Biran, Vehbi Eralp, Sabahattin Eyüboğlu, Nüzhet Zihni Toydemir, Feyyaz Gürsan, Enver Ziya Karal, Mehmet Karahasan, Takyettin Mengüşoğlu, Suat Nigar, Sıdıka Raşit ve Sabri Esat Siyavuşgil’’. Nüzhet Hanım Lyon Üniversitesi’nde Matematik, Paris Üniversitesi’nde Fizik okuyor. 1934 yılında Türkiye’ye döndüğünde Üniversite Reformu gerçekleştirilmiş, İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesi bünyesinde Astronomi Enstitüsü kurulmuştur. Bu enstitüyü, Almanya’dan İstanbul’a gelmiş olan, dönemin ünlü astronomlarından Ord. Prof. Dr. Finlay Freundlich yönetmektedir. Nüzhet Zihni Toydemir ile görüşür, gerek aldığı Matematik Fizik eğitiminden gerekse yabancı dil bilgisinden çok etkilenir ve sonuçta Nüzhet Zihni Toydemir, 29 Eylül 1934 tarihinde İstanbul Üniversitesi Astronomi Enstitüsü’ne doçent unvanı ile ilk Türk kadın Nüzhet Hanım, Erdal İnönü ile astronom olarak atanır. Prof. Dr.Nüzhet Gökdoğan, ülkemizi, Uluslarası Astronomi Birliğine (IAU) üye yaptı, Ankara ve Ege Üniversiteleri Astronomi Bölümlerinin kuruluşunda katkıda bulundu, Türk Astronomi Derneğini kurdu, ülkemizde çok sayıda ulusal ve uluslararası bilimsel toplantının gerçekleştirdi, uluslararası hakemli dergilerde makaleler yayımladı, 19 tane doktora tezi yönetti, 10 tane doçent ve 5 tane profesör ve binlerce öğrenci yetiştirdi. Gökdoğan sayesinde bölümdeki tüm astronomlar, yurtdışı bağlantılı tezler, araştırma projeleri ve yayınlar gerçekleştirdi. Prof. Dr. Nüzhet Gökdoğan, ABD’de ki bilimsel araştırmadan döndükten sonra Astronomi Biliminin fizik ile çok daha iç içe biçimde gelişeceğine görerek, İstanbul Üniversitesi Astronomi Kürsüsü’nün ders programlarını yeniledi ve fizik temelli astronomi derslerini arttırdı, kendisini ve yanına aldığı genç araştırmacıları da Astrofizik alanına yönlendirdi. Özellikle Paris Gözlemi direktörü Prof. Dr. J. P Pecker ile yaptığı bilimsel çalışmalar ülkemizdeki uluslararası nitelikli ilk astrofizik yayınlarıdır. Prof. Dr. Nüzhet Gökdoğan’ın son ve en büyük projesi ULUSAL GÖZLEMEVİ’dir. Ege Üniversitesi Astronomi Bölümünün kurucusu ve başkanı Prof. Dr. Abdullah Kızılırmak ve diğer astronom öğretim üyeleri ile omuz omuza verek, 5 Eylül 1997 günü kendisinin de katıldığı törenle Antalya Saklıkent Bakırlıtepe’de TÜBİTAK Ulusal Gözlemevi açıldı. O günkü duygularını şöyle dile getirmişti: Bu Gözlemevi Türk Astronomlarının onur abidesidir. Biz Abdullah ile bu işe başladık, bizden sonraki kuşak aldı götürdü ve sonuçlandırdı. Gökdoğan, Cumhuriyete Kanat Germiş bir bilim insanı, Ulusal Gözlemevi’nin açılışında İLK DOKTORALI ASTRONOM Genç Nüzhet Zihni Toydemir yorulmak nedir bilmeden gece yarılarına kadar enstitüde kalarak çalışır. Prof. Freundlich ile derslere girerek verilen dersleri İngilizceden Türkçeye çevirir, Gözlem yapar, 9 tane kitap çevirir ve konferanslar verir… Bu süreç içinde 1937 yılında Prof. Freundlich’in yönetiminde doktorasını tamamlar ve Fen Fakültesi’nin ‘’Bir Numaralı’’ doktora tezinin yani ‘’İlk Fen Doktoru’’ unvanının sahibi olur. Genç Nüzhet Zihni Toydemir’den bu yoğun dönemde bir başka görev daha istenir. Bugünkü adı İstanbul Teknik Üniversitesi olan Yüksek Mühendis Mektebi’nde matematik dersleri vermesi. Yorulmak nedir bilmeyen bu genç bilim insanı, ülkesinin onu yetiştirmek için, o sıkıntılı dönemde ne büyük bir destekte bulunarak yurtdışına gönderdiğinin bilincindedir, teklifi kabul eder ve 19361946 yılları arasında Mühendis Mektebi’nde görev yapar. Bu görevi süre içinde Mühendis Mektebi’nin genç araştırıcısı Mukbil Gökdoğan ile tanışır ve evlenir. Bu evlilikten Gönül Gökdoğan ve Can Gökdoğan dünyaya gelir. Her ikisi de Akademisyenliği seçer. Prof. Gönül Gökdoğan viyolonist, Prof. Dr. Can Gökdoğan ise cerrah olur. Nüzhet Gökdoğan, İstanbul Üniversitesi’nde, 1940 yılında doçentlik tezini verir, 1948 yılında da profesörlüğe yükseltilir ve hemen ardından da Fen Fakültesini temsil etmek üzere üniversite senatörü olur. Bu görev, Türkiye Cumhuriyeti yükseköğretiminde ki “İlk Bayan Senatör’’ünvanı demektir. 1954 yılında yine bir ilk olarak Fen Fakültesi’ne “bayan’’ dekan olur. 1958 yılında Astronomi Kürsüsüne başkan olarak seçilir ve 1980 yılında 22 yıllık Bölüm Başkanı ve İkinci kez Fen Fakültesi Dekanı iken emekli olur. bir anne ve meslektaş olarak hepimize örnek olacak şekilde yaşadı, çalıştı, ülkenin aydınlanması için Türkiye Cumhuriyetinin kurucusu Büyük ATATÜRK’ün koyduğu ilkelerden asla ödün vermedi. Hocamız 23 Nisan 2003 gibi anlamlı bir günde, ardında küçük ama güçlü ve üretken bir astronomlar topluluğu bırakarak yaşama gözlerini yumdu. Gökdoğan ailesinin önerisi, İstanbul Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mesut Parlak’ın desteği ve İstanbul Üniversitesi Senatosunun aldığı kararla, hocamızın aramızdan ayrılışının beşinci yılında, “Prof. Dr. Nüzhet Gökdoğan Astronomi Ödülü” düzenlenmesi kararlaştırıldı ve doktora sonrası yapılan uluslararası nitelikli astronomi yayınları kapsamlı bu ödüle, 5 kişilik astromlar jürisi Ankara Üniversitesi Fen Fakültesi Astronomi ve Uzay Bilimleri Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Selim O. Selam’i layık gördü. 24 Nisan 2008 günü İstanbul Üniversitesi Doktora Salonu’nda düzenlenecek olan bir törenle ödül ve plaketini alacak olan Doç. Dr. Selim O. Selam, ülkemizin yetiştirdiği ve Nüzhet Gökdoğan’ın gönlündeki donanımda genç bir araştırıcıdır. Hocamız, Selim O. Selam’dan da, daha büyük başarılara ulaşmasını bekleyecektir.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle