Katalog

Türk şirketten yenilikçi ürün: Antibiyotikli kalça protezi İş Girişimçi Sermayesi’nin 6 milyon dolarla ortak olduğu Orsem ortepedik şirketi, dünyada ilk kez üreteceği kalça protezi ile olası iltihaplanmaları daha başından önleyecek... Avrupa’dan Türkiye’ye yazılım merkezi transferi Üç Türk’ün sahibi olduğu Triodor Software BV ile Hollanda menşeili Lely, ortak oldukları LelyTriodor Software adlı şirketle, 40’ı aşkın ülkedeki operasyonların yazılım ve ARGE desteğini İstanbul’daki yazılım üssünden verecek. Ve Türkiye’de 400 yazılımcıya iş olanağı doğdu. Atilla Aytekin O rsem Orthopedics, yeni geliştirdiği “antibiyotik salınımlı kalça protezi” projesini, bu yıl sonunda seri üretimle hayata geçiriyor. Türk hekimleri ve mühendisleri tarafından çalışmaları yürütülen ve dünyada ilk olduğu belirtilen üründe, ilaç ve tıbbi malzeme bir arada kullanılıyor. Antibiyotikli veya tıbbi ilaçlı farklı araçlar daha önce üretilmişti. Kalpte tıkalı damarları açmak için kullanılan ilaçlı stentler ya da hormon salgılayarak gebeliği önleyen rahim içi araçlar gibi, yeni kalça protezi de, kontrollü bir şekilde antibiyotik salgılayarak kalça protezi sonrasındaki enfeksiyon riskini azaltıyor. Orsem Orthopedics Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Tolga Yalçınkaya, yeni ürün hakkında şu bilgiyi verdi: “Kontrollü antibiyotik salınımı sağla CBT 1099/ 7 11 Nisan 2008 yan kalça protezinin üstünü çok özel bir polimer ile kapladık. Kaplamayı oluşturan mikroskobik küreciklerin içerisinde de antibiyotik yer alıyor. Protez insan vücuduna yerleştirildikten sonra, polimer, zamanla çözülmekte ve içerisindeki antibiyotik serbest kalarak kemiğe yayılmakta. Burada amaç enfeksiyondan korunulması”. Antibiyotik olarak, kalça protezi yerleştirilmesinden sonra ortaya çıkabilecek enfeksiyonlara karşı etkinliği kanıtlanmış, geniş spektrumlu Vancomycine seçildi. Bu amaçla çeşitli antibiyotiklerin test edildiği ve bunlar arasından bu antibiyotiğin kalça protezi üzerinden salınım özellikleri ve etkili dozları saptandığı belirtilmekte. TÜBİTAK ve TTGV’den (Türkiye Teknoloji Geliştirme Vakfı) toplam 700bin $’lık destek alan projenin testleri, ODTÜ laboratuvarlarında Prof. Dr. Feza Korkusuz liderliğinde bir ekipçe gerçekleştirildi. Yaklaşık üç yıllık ARGE çalışmasının eseri olan bu ürünün 2008 sonunda piyasaya çıkması ve ilk etapta 1000 adet üretilmesi planlanıyor. Protezin seri üretimine geçilebilmesi için insan sağlığına zararlı olmadığının belgelendirilmesi gerekiyor. Şu anda bu onayı verecek uluslararası akreditasyon kuruluşu TUV’in değerlendirmesi için gereken testler Alman Endolab (http://www.endolab.org) şirketinde gerçekleştirilmekte. İş Girişim Sermayesi, şirketin yüzde 30’unu satın alarak şirkete ortak oldu ve projenin ve daha sonraki projelerin geliştirilmesine 6 milyon dolarlık katkıda bulundu. İş Girişim Sermayesi, bu desteğine gerekçe olarak, şirketin “Ortopedik cerrahiye yönelik hekim ve hasta ihtiyaçlarını hem Ortopro markası altında üretim yaparak hem de dünya çapında bilinen kaliteli markaları Türkiye’de temsil ederek, klinik etkinliği ve katma değeri kanıtlanmış, yenilikçi ve ekonomik çözümlerle karşılamayı görev” say masını gösterdi. Genel Müdür Murat Özgen, şirket “ARGE’ye dayalı özgün ve nitelikli bir ürün gamına sahip. Şirketin ulusal ve uluslararası satış ve pazarlama alanında kısa sürede ulaştığı rekabet başarısından çok etkilendik, dedi. Bu yatırım, İş Girişim’in, toplamı 45 milyon doları bulan 9. desteği. Orsem Orthopedics, büyük dünya şirketleri için üretim yapıyor ve fiilen 4 kıtada 32 ülkeye satış gerçekleştiriyor. Yeni sermaye desteği ile, iki yıl sonunda cirasınu 60 milyon dolara yükseltmeyi hedefliyor. Orsem Orthopedics’in kısa zamanda patent alabileceği 5 ürün grubu geliştirdiği, bu ürün gruplarından 4’ü için de patent başvuru sürecini başlattığı belirtilmekte. Ortopro halihazırda İzmir’de üretiyor Şirket, üretim tesisinde üretilen ürünler için ISO 9001:2000, IS 13485:2000 ve vücut içerisinde uzun süre kullanım için gerekli özel CE belgesine sahip. . Orsem Orthopedics Grubu, Ortopro Tıbbi Aletler Sanayi ve Ticaret A.Ş. ve Orsem Ortopedik Aletler ve Medikal Cihazlar A.Ş. olmak üzere 2 ana şirketten oluşuyor. Ortopro şirketi ise, üretim kalitesini geliştirerek, sadece yurt içine mal satan bir firma olma konumundan uluslararası piyasalara ürün sunar hale geldi. Orsem ise ABD menşeli Wright Medical Technology Incorporated (“Wright”) firmasının ortopedik cerrahi ürünlerinin Türkiye’de dağıtıyor. Orsem Orthopedics, 4 ürün dalında daha etkin: Travma Cerrahisi, Artroplasti ve Omurga Cerrahisi dallarında üretim yapmakta, ithalat olarak 100’ün üzerinde ürün grubu ve 4.000’i aşan ürün çeşidine sahip. T ORTOPEDİK CERRAHI Ortopedik Cerrahi Sektörü: Dünya üzerinde Medikal Gereçler ve Diagnostic ürünler genel pazarı, tanı, teşhis, ve tedavi amaçlı olarak hastanelerde kullanılan ve ilaç dışında kalan tüm diğer alet, gereç, cihaz ve sarf malzemelerini kapsayan pazarın genel adı. Ülkemizde aynı pazar Tıbbi Cihaz ve Sarf Malzemeleri sektörü olarak tanımlanmakta. “Ortopedik Cerrahi” ana pazarın en büyük 3. alt sektörü olup, vücutta hareketi sağlayan kas ve iskeletten oluşan sorunların girişimsel bir ameliyat ile tedavisi esnasında kullanılan diz, kalça, omuz protezleri, plak, vida, çivi, kemik çimentosu, kemik grefti gibi biyolojik ürünler ve muhtelif diğer malzemeleri konu alanlarıdır. “Ortopedik Cerrahi” Sektörünü 4 ana dala ayrılmakta: Artroplasti: Kalça, diz, omuz veya dirsek eklemlerinin hareket kabiliyetinin yitirilmesi durumlarının tedavisi ile ilgili operasyonlarda kullanılan ürünler. Travma cerrahisi: Yaralanmalar sonucu oluşan büyük ve küçük kemiklerin parçalı kırıklarının tedavisinde kullanılan ürünler. Omurga cerrahisi: Omurganın fizyolojik bütünlüğünü tekrar kazanabilmesi ile ilgili ameliyatlarda kullanılan ürünler ve Biyolojik ürünler: Kaybedilen kemik dokusunun oluşturduğu boşluğun kemik çimentosu ile doldurulması ve yeniden kemik oluşumunun sağlanması için kullanılan insan veya hayvan kökenli ürünler. Türkiye’de sektör büyüklüğünün 2006 yılında 235,1 milyon ABD Dolarına ulaştığı öngörülüyor. riodor’un Türk yöneticileri, Avrupalı şirketlerin inanmakta zorlandığı “Türkiye’nin teknoloji üreten yüzü”nü göstermek ve Lely ile yaptığı iş birliğinin imza törenini gerçekleştirmek üzere, Hollanda’nın önde gelen medya organları ile çeşitli şirketlerin ve Lely’nin üst düzey yöneticilerinden oluşan 25 kişilik bir kafileyi 35 Nisan tarihlerinde İstanbul’da ağırladı. Astronaut süt sağma robotları ve inek çiftlikleri otomasyonu sayesinde tarım hayvancılık sektörüne yön veren Lely ile gerçekleştirdiği yeni ortaklığını duyurmak üzere Tridor tarafından bir basın toplantısı ve imza töreni düzenlendi. Triodor Holding Yönetim Kurulu Başkanı Atilla Aytekin, Hollanda’ya göç eden bir aileden geldiğini ve zor koşullarda eğitim gördüğünü söyledi: “Lely ile ortaklıkla kurduğumuz bu şirket, dünya çapındaki tüm çiftlik otomasyonları için gerekli yazılım geliştirme ve alt yapı desteğinin Türkiye’den sağlanmasını amaçlıyor. Triodor olarak bir tedarikçi olmaktan ziyade, hizmet verdiğimiz şirketlerle ortaklık kurma yoluna gidiyoruz. Lely bunun ilk örneği. Önümüzdeki aylarda yeni ortaklıklar kurarak, Avrupalı şirketlerin yazılımla ilgili tüm gereksinimlerini Türkiye’den karşılamalarını sağlayacağız. Biz Türkiye’ye yabancı bir ürünü satmak için değil, teknolojiyi burada geliştirmek için çabalıyoruz. Yazılım geliştirme ve dış kaynak kullanımı alanında dünyanın yüzde 80 kapasitesini Hindistan üstleniyor. Oysa biz onlardan daha nitelikli iş gücüne, kültürel olarak Avrupa’ya yakınlık ve yenilikçi düşünce gücü gibi avantajlara sahibiz. Hedefimiz Türkiye’yi Avrupa’nın teknoloji üssü yapmaktır”. Aytekin’in ardından kürsüye gelen Lely Industries Genel Müdürü Aart van’t Lant ise, “Neden Türkiye?” sorusunun yanıtını şu sözlerle açıkladı: “Ortak Avrupa kültürümüzün yanı sıra coğrafi olarak da Türkiye, Hollanda’ya yakındır. Bu anlamda sürekli iletişim kurulması kolay oluyor. Burada iyi bir eğitim sistemi ve nitelikli yazılım mühendisleri olduğunu düşünüyoruz.”