23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Karadeniz’in, “Ölüm Denizi” Paleo Tetis’e benzediği ileri sürüldü Şengör ve Atayman, eski dönem jeocoğrafyasını yeniden kurdu Şengör ve Atayman’ın yeni bir tektonik değerlendirme yaparak ileri sürdükleri Permiyan sonunda PaleoTetis okyanusunun, super kıta Pangea’nın dev bir iç denizi olduğu görüşü, jeoloji dünyasında tartışılmaya başlandı. Birbiri ile ilişkisi neredeyse tamamen kesilmiş iki okyanustan oluşan bu yeni coğrafyayı yazarlar, İskenderiye’li büyük astronom ve coğrafyacı Kladios Ptolemaios’a atfen “Ptolemaik Dünya” olarak adlandırıyor. Saniye Atayman, Bernard Price Institute for Palaeontological Research, University of the Witwatersrand, Private bag 3, Wits 2050, South Africa A.M. Celâl Şengör, İstanbul Teknik Üniversitesi, Avrasya Yerbilimleri Enstitüsü, yük yokoluş olayı yeryüzünün son 550 my yıllık tarihi içerisinde gerçekleşen en önemli ve büyük ekolojik krizi olarak kabul edilmektedir. Ancak paleontolojik veriler ışığında son 450 milyon yıl içindeki canlı çeşitliliğinin gösterdiği değişime dikkat ettiğimizde bu süre boyunca iki farklı dönemin varlığı göze çarpmaktadır: bunlardan ilki ~450 milyon yıl ile ~250 milyon yıl önceleri arasındaki canlı çeşitliliğinde sürekli bir azalmanın görüldüğü, Permiyan büyük yokoluşuyla son bulan dönem, diğeri ise Permiyan devrinin sona ermesiyle başlayan ve muhtelif yokoluşlarla kesintiye uğrayan ancak buna rağmen neredeyse doğrusal bir devamlılık gösteren bir çeşitlilik artışının tespit edildiği ikinci dönemdir. Şekil 2.1: Ptolemaios’un dünya haritası (Fisscher, 1932). eryüzünde yaşam serüveni adeta büyük kitlesel yokoluşlarla şekillenmiş gibidir: ~2.5 milyar yıl önce oksijen üreten ilk organizmaların aşırı çoğalması sonucu yeryüzü ilk büyük ekolojik krizi ile karşı karşıya geldi, bu krizin ardından yaşamaya devam eden organizmalar artık atmosferdeki oksijeni tolere edecek özelliklerle donanmış olanPaleo Tetis denizi içinların avantajlı olduğu bir dünyayı de gerçekleştiği düşükarşılarında buldu. ~250 milyon yıl önce meydana nülen büyük ölümcül gelen ekolojik kriz esnasında ise patlamaların gerçekyeryüzü sahip olduğu çeşitliliğin neleşme olasılığı, bugün redeyse tümüne yakınını yoketti ve büyük bir olasılıkla sıcakkanlılığın dünyanın yüzeye ~150 keşfinin de eşlik ettiği farklı bir m kalan derinliğe kacanlı topluluğu ile temsil edilen yedar ilerlemiş olan oksini bir dünya yarattı. ~65 milyon yıl önceki bir diğer jensiz suları ile dünyaekolojik kriz de, kuşlar dışındaki nın en büyük ölü alanDinozorların yeryüzündeki hakimilarından biri olarak kayetine son verirken, aynı zamanda ucu bize kadar uzanan evrimsel bir bul edilen Karadeniz yolun önünü açtı. için de öngörülüyor. Son olarak, paleontolog Dr. Bir püskürmenin ~60 Niels Eldredge’in 6. Büyük Yokoluş olarak adlandırdığı ve bizlerin şu km. çevresi için ölümanda tanığı olduğumuz ekolojik kriz cül tehlike yaratabilir. biyosferi, yani yaşamküreyi çok temelli bir şekilde değiştirebilecek yeni bir süreç olarak karşımıza çıktı. Modern insanın avlanma ve tarım yoluyla başlayan doğa üzerindeki değiştirici etkisinin sonucu meydana gelen soy tükenmeleri ve tahribat düşünülürse, bu yokoluşun büyüklüğünün hiç de azımsanmayacak boyutlarda olduğu görülür. Y dünyasını yaln ı z c a Panthalassa ve ona açılan dev körfezi PaleoTetis’den oluşan tek okyanuslu bir coğrafi model üzerinden tartışılmıştır. Biz Permiyan sonu yokoluşu için üretilen oksijensiz hale gelmiş okyanusların yokoluşun sebebi olduğu nucu hem okyanusun hem de çevresindeki karasal ortam için nasıl ölümcül bir tehlike oluşturabileceği bugün bilinmektedir (Ryskin, 2003; Zhang ve Kling, 2006). KARADENİZ’DE TEHLİKE PaleoTetis’de gerçekleşmiş olması muhtemel bu olayın yol açacağı katastrofik etkiyi tasavvur edebilmek için 1986 yılında Afrika’da Nyos Gölü’nde oksijensiz suların altüst oluşu ile gölün içinde biriken CO2 gazının dışarı püskürmesi sonucu etrafında ~26 km’lik alanda bulunan ~1700 kişinin ölümüne neden olduğu olayı hatırlatmakta fayda var. Aynı tehlike bugün dünyanın yüzeye ~150 m kalan derinliğe kadar ilerlemiş olan oksijensiz suları ile dünyanın en büyük ölü alanlarından biri olarak kabul edilen Karadeniz için de telafuz edilmektedir. Karadeniz’de meydana gelecek bu şekilde bir püskürmenin ~60 km çevresi için ölümcül tehlike yaratacağı düşünülmektedir. Bu bilgiyi kul ması sonucu afetsel püskürmeler eşliğinde şelf alanlarını ve şelf alanları ile de aynı zamanda sınırlı bağlantılarını takip ederek hem Panthalassa’yı hem de çevresindeki karasal habitatları etkilemiştir. Bu olay Permiyan devri içerisinde bir kaç defa (Orta Permiyan sonu) tekrarlanmış ve Gılgameş’in ölüm denizi gibi PaleoTetis de Permiyan devrinin ölüm denizi olmuştur. Ancak bu ölüm denizinin ardındaki Utnapiştim, düşük oksijen koşullarında yaşayabilen brakiyopod Lingula olmuştur. Kaynaklar Atayman, S., 2007, PermoTriyas Büyük Yokoluşu Anoksiya Hipotezi: Ptolemaik Dünya Modeli: Yüksek Lisans Tezi, İstanbul Teknik Üniversitesi, Avrasya Yerbilimleri Enstitüsü, İstanbul, sf.181. ~95’lik canlı kaybı ile Fischer, J., 1932[1991], Introduction: In, Geography of ~250 my önce, Permiyan Claudius Ptolemy, New York Public jeolojik devri sonunda Library, New York, pp. 315 (reprinted in 1991 by Dover Publications). gerçekleşen büyük yokoŞengör, A.M.C. ve Atayman, S., luş olayı, yeryüzünün son 2007. One lesson from the Tethyan realm for global geology. Circum 550 milyon yıllık tarihi Pacific Tectonics, geologic evolution, içerisinde gerçekleşen and ore deposits: A symposium in honor of William Dickinson, 2430 en önemli ve büyük ekoEylül 2007 Arizona. lojik krizi olarak kabul Şengör, A.M.C., Atayman, S., Özeren, S., edilmektedir. Soy tükeni2007. A scale of greatness and mi evrim sürecinin doğal casual classification of mass bir sonucudur. Ancak kitextinctions: implications for mechanisms. lesel ölümler ve soy tüVisscher, H., Brinkhuis, kenmeleri ile kendini H., Dilcher, D.L., Elsik, W.C., Eshet, Y., Looy, gösteren büyük yokoluş C.V., Rampino, olayları daha farklıdır M . R . , Traverse, A., 1996, The terminal Paleozoic fungal event: Evidence of terrestrial ecosystem destabilization and collapse: Proceedings of the National Academy of Sciences of the USA, v. 93, pp. 21552158. Zhang, Y. and G. W. Kling. 2006. Dynamics of lake eruptions and possible ocean eruptions. Annual BEKLENMEDİK KRİZ Bu nedenle canlı çeşitliliğinde sürekli bir artışın görüldüğü ikinci kısımda meydana gelen Kretase jeolojik devri sonu yokoluşu, ise neredeyse hiç beklenmedik bir kriz olarak ortaya çıkmaktadır (Şengör ve diğ., 2007). Bu koşullarda en büyük yokoluş olarak kabul edilen Permiyan büyük yokoluşunu ilginç kılan, aslında bu yokoluşun nasıl olup da beklenilenden daha şiddetli gerçekleşmiş olduğudur. Permiyan yokoluşunu açıklayabilmek için kıtaların bir araya gelerek dev bir süper kıta oluşturmasından, deniz seviyelerindeki değişiklilere, volkanizmadan, bugün çok sık telâffuz edilen global ısınma ya da soğumaya, meteor çarpmasından, oksijeni tükenen ve zehirli gazların biriktiği okyanusların anî bir şekilde altüst olması sonucu yokoluşa sebep olmasına kadar çeşitli varsayımlar ortaya atılarak tartışılmıştır. Şüphesiz bu faktörlerin hepsi soy tükenmelerine neden olmuştur. Ancak bunlardan hangisinin Permiyan sonu ekolojik krizinin ulaştığı boyutu tek başına açıklayabilecek güçte bir mekanizmanın tetikleyicisi olabileceği, üretilen varsayımların henüz cevap verebildiği bir soru değildir. Eldeki jeolojik veriler doğrultusunda Permiyan sonunda hem karalarda hem da denizlerde oksijeni düşük hatta yer yer oksijensiz ortam koşullarının varlığı ortaya koyulmuştur. Yokolmaktan kurtulabilmiş olan organizmaların ise en önemli özelliğini düşük oksijen düzeylerine tahammülleri oluşturmaktadır. SÜPER KITA: PANGEA Permiyan sonunda kıtalar bir araya gelerek Pangea (Yun. ‘tümkıtalar’ bileşik sözcüğünden gelen) süperkıtasını oluşturmuşlardır. Dünyanın Permiyan devri sonundaki coğrafi görünümü için yapılan baştankurmalarda PaleoTetis (Eski Tetis) okyanusu bu süper kıtanın doğuya bakan dev bir körfez, Panthalassa ise hem kıtayı çevreleyen hem de PaleoTetis’i içine alan dev bir okyanus olarak Şekil 2.2: Ptolemaik Permiyan sonu dünyasının basitleştirilmiş gösterilmektedir. Ancak yaptığımız yeni şematik gösterimi. bir tektonik değerlendirme ile Permiyan sonunda PaleoTetis’in, Pangea’nın bir körfezinden çok, dev bir iç denizi olmasının kuvvetle muhtemel olduğunu gösterdik. Birbiri ile ilişkisi neredeyse tamamen kesilmiş iki okyanustan oluştuğunu iddia ettiğimiz bu yeni coğrafyayı, MS 2. yy’da yaşamış olan büyük İskenderiye’li astronom ve coğrafyacı Kladios Ptolemaios’un Hint ve Atlas Okyanuslarını birbiri ile teması olmayan iki dev göl olarak yorumlayan coğrafyasına atfen “Ptolemaik Dünya” olarak adlandırmayı uygun gördük (Şengör ve Atayman, 2007, Atayman, 2007). Kısmen Permiyan Devri sonunda Pangea üzerinde oluşan rift oluşumları sayesinde bu iki okyanus arasında, Grönland üzerinden sığ denizel, Tayland üzerinden ise çok dar bir geçişle bu dönemde varolan tek derin denizel bağlantılar ile sınırlı ilişkiler kurulmuştur. KİTLESEL YOKOLUŞ MU? Peki doğada meydana gelen her soy tükenmesi için alarma geçip kitlesel bir yokoluşu mu ilan etmeliyiz? Aslında doğada yokolan tür sayısı, yeni oluşan tür sayısının üzerine çıkmadığı sürece, soy tükenimi ekolojik olarak endişe uyandırmayan olaylar olarak kabul edilir. Dolayısıyla yeryüzünde evrimleşerek devam eden yaşamı, arka planda yeni oluşan türlerin dengede tuttuğu soy tükenmelerinin sürekli etkilediğini söylemek doğru olur. Bir diğer deyişle, soy tükenimi evrim sürecinin doğal bir sonucudur. Ancak kitlesel ölümler ve soy tükenmeleri ile kendini gösteren büyük yokoluş olayları daha farklıdır. Bu olayların etki sürelerinin kısalığı (şiddetleri) ve sonucunda etkilenen biyosfer hacmi büyüklükleri (manyitüdleri)onları yeryüzünün biyolojik çehresini temelden etkileyecek olaylar sınıfına sokar. Bu nedenle ~95’lik canlı kaybı ile ~250 my önce, Permiyan jeolojik devri sonunda gerçekleşen bü CBT 1099/12 11 Nisan 2008 Şekil 1: Son 450 milyon yıl boyunca biyoçeşitlilik değişimi ve büyük yokoluşlar (Şengör ve diğ., 2007). TEST EDİLDİ Bugüne değin tartışılan varsayımlar Permiyan sonu CBT 1099/13 11 Nisan 2008 varsayımını Ptolemaik coğrafi modeli ışığında test ettik. Öncelikle Permiyan sonu ve bir sonraki jeolojik devir olan Triyas’ın en erken evreleri boyunca PaleoTetis ve Panthalassa içerisindeki ortam koşullarının değişimini, eldeki jeolojik verileri derleyerek ortaya koymaya çalıştık. Bu amaçla bir araya getirilen jeolojik kesitler Permiyan’da oksijeniz koşulların önce mahalli olarak neredeyse tamamen kapalı bir iç deniz olduğunu iddia ettiğimiz PaleoTetis içerisinde başladığını ve buradan zamanla gelişerek Permiyan sonunda şelf alanlarını işgal ederek Grönland ve Kuzey Tayland ilişkilerini kullanarak Panthalassa’ya yalnızca çok sınırlı alanlarda yayıldığını göstermiştir. PaleoTetis’in içerisindeki gazların adeta bir gazoz gibi fışkırdığı ve hem içerisindeki denizel organizmalara hem de çevresindeki karasal organizmalara bir ve ya birkaç defa ölüm getirdiğini düşünmekteyiz. Paleontolojik veriler yokoluştan en çok etkilenen bölgenin PaleoTetis ve çevresi olduğunu, kurtulan denizel türlerin ise büyük çoğunlukla dünyanın kuzey alanlarında yaşayan türler olduğunu göstermektedir. Palinolojik veriler de yokoluştan en çok etkilenen bölgenin PaleoTetis çevresi olduğunu doğrular niteliktedir. Permiyan sonunda PaleoTetis çevresinde saprofitik (yani ölü organik doku yiyen) mantarlarda aşırı artışın gerçekleştiği tespit edilmiştir (Visscher ve diğ., 1996). Artışın tespit edildiği yerler harita üzerinde yerleştirildiğinde, bunların PaleoTetis ve PaleoTetis’in oksijensiz sularının boşalma güzergâhları etrafında yoğunlaştıkları ortaya çıkmıştır. Çevreledikleri alan adeta PaleoTetis’in öfkesinden nasibini almış olan ölüm zonunu göstermektedir bize. Oksijensiz ve tabakalanmış okyanus ya da göl koşullarında su kolonunda birikmiş gazların (metan, hidrojen sülfid, karbondioksit gibi) ani patlamalarla dışarı verilmesi so lanarak yaptığımız basit bir hesaplama bize, PaleoTetis’in etkileyeceği alan ile saprofitik mantar artışının tespit edildiği yerlerle sınırlarını belirlediğimiz alanın üstüste örtüştüğünü göstermiştir. Elde etttiğimiz sonuçlar, jeolojik veriler ışığında Permiyan Review yokoluşunun hem karada hem de Earth Planetary denizde gaz zehirlenmesi sonucu meySciences 34: 293324 dana geldiğini desteklemektedir. Yokoluş,iyi oksijenlenemeyen, kapalı ve ekvatoryal konumlu ılık bir okyanus olan Şekil 3.1, 3.2, 3.3 Permiyan jeolojik devri boyunca oksijensiz suların PaleoTetis’in abisal derinliklerinde başlamış, PaleoTetis içinde gelişimini gösteren illüstrasyon. buradan oksijensiz su kolonunun hacmini arttırarak yayıl
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle