26 Haziran 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Ulusal Jeolojik Uzaktan Algılama Sempozyumu Einstein’e Göre Kepler’in Bilime Katkısı Einstein, hayranlık duyduğu Kepler’in bilim tarihindeki yerini şöyle saptıyor: Kepler, doğa olguları için genel yasaların kesinlik derecesi içerecek biçimde henüz keşfedilmediği bir çağda yaşadı. Kepler, uzun yıllar boyunca sabır gerektiren zor bir konuda hiçbir desteğe sahip olmaksızın, izole durumda ve çağdaşları tarafından çok az anlaşılmış olarak çalıştı. Böyle bir ortamda gezegenlerin hareketlerinin ampirik araştırmalarını yapma ve bu hareketlerin matematiksel yasalarını bulma gücünü göstermesi, onun bu yasalara inancının ne kadar büyük olduğunu ortaya koymakta. Osman Bahadır Jeoloji’deki uygulama alanları hakkında, bugüne kadar ülkemizde küçük bir araştırıcı topluluğu tarafından dağınık ve birbirinden habersiz olarak gerçekleştirilen çalışmaların daha etkin bir şekilde paylaşımı amacıyla, 2223 Mayıs 2008 tarihlerinde Sivas Cumhuriyet Üniversitesi, Kültür Merkezi'nde I. Ulusal Jeolojik Uzaktan Algılama Sempozyumu (JEOUZAL1) gerçekleştirilecek. Uzaktan Algılamanın jeolojik uygulamalarına ek olarak jeolojide interferometri, coğrafi bilgi sistemleri ve küresel yer belirleme sistem uygulamaları hakkındaki çalışmaları da kabul edebileceğimiz bu sempozyuma değerli katılımınızı bekliyoruz. Sempozyum eposta adresi: [email protected] ; web sayfası: www.cumhuriyet.edu.tr/~jeouzal " Diş hekimliği öğrencileri İstanbul Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Öğrenci Araştırma Kulübü bu yıl 15.Bilimsel Toplantısı’nı uluslararası katılımlı olarak düzenleyecek. Bir grup öğrenci tarafından 1993 yılında kurulan İ.Ü.Diş Hekimliği Fakültesi Öğrenci Araştırma Kulübü, ülkemizdeki diş hekimliği fakülteleri içersinde tek öğrenci araştırma kulübüdür. Aralıksız 15 yıldan beri çalışan bu kulübün üyesi olan 418 öğrenci, 14. toplantı itibarıyla 161 çalışmayı gerçekleştirmiştir. Bu yıl 89 Mayıs 2008 tarihinde İ.Ü Diş Hekimliği Fakültesi’nde düzenlenecek olan toplantıya ülkemizdeki diş hekimliği fakültelerinin öğrencilerinin yanı sıra yurtdışından da katılım bekliyoruz. Ayrıca bu toplantıda konuk konuşmacı olarak davet ettiğimiz Glasgow Üniversitesi Genes Proteins Lab. Comparative Medical Sciences bölümünden Dr. Josie Beeley “Molecules and Oral HealthSome Perspectives” başlıklı bir konferans verecek. Bilgi: www.idsrc.net/; [email protected] K opernik, gezegenlerin görünen hareketlerinin en açık kavranışına, bu hareketlerin, sabit olduğu varsayılacak güneşin çevresindeki dönüşler olarak düşünüldüğünde ulaşılabileceği konusunda mükemmel fikirler ileri sürmüştü. Eğer bir gezegenin hareketi, merkezde bulunan güneşin çevresindeki üniform bir dairesel hareket olsaydı, bu görünür hareketlerin durumunu saptamak nisbeten kolay olacaktı. Fakat gezegenlerin hareketleri çok daha karmaşık olduğu için gerçekte görev çok daha zordu. Bu hareketleri öncelikle TychoBrahé’nin gezegenler üzerine yapmış olduğu gözlemlere göre ampirik bir biçimde belirlemek gerekiyordu. Ancak bundan sonradır ki, bu hareketlere karşılık gelen genel yasaları bulma düşüncesi doğabildi. Einstein Kepler CBT 1099/16 11 Nisan 2008 Gezegenlerin dönüşünün gerçek biçimini saptama işinin o dönemde ne kadar zor olduğu tahmin edilebilir. Gezegenlerin hareketleriyle ilgili olarak saptanabilen tek şey, izlenen gezegenin güneşin çevresinde bilinmeyen bir yönde bir eğri çiziyor oluşuydu. Kepler bütün bu kaos içinde bir düzen aracı bulmak zorundaydı. Öncelikle yapılması gereken şey, yerin hareketinin belirlenmesiydi. Kepler bu zor problemi çözmenin hayranlık uyandıracak bir yolunu buldu. Her şeyden önce güneş gözlemlerinin sonuçları şunu gösteriyordu: Güneşin sabit yıldızlar arka planı üzerindeki görünen parkur hızı, yılın çeşitli bölümlerine göre farklıydı, fakat bu hareketin açısal hızı astronomik yılın aynı döneminde daima aynıydı ve sonuç olarak, sabit yıldızların aynı bölgesine göre incelenmiş yergüneş çizgisinin dönüş hızı daima aynı değerdeydi. Böylece kabul etmek gerekiyordu ki, yerin yörüngesi kendi üzerine kapanıyordu ve yer tüm yıllar boyunca parkuru aynı şekilde katediyordu. YER YÖRÜNGESİNİN BİÇİMİ Bu olgu, hiçbir şekilde önceden açıkça bilinmiyordu. Kopernik sisteminin yandaşları için, bu açıklamanın öteki gezegenlerin yörüngelerine de uygu lanması zorunluluğu hemen hemen kesin gibi sayılıyordu. Bu şimdiden bir ilerleme oluşturmuştu. Fakat yerin yörüngesinin gerçek biçimi nasıl belirlenecekti? Güneşin ve Mars’ın söz konusu olan dönemdeki gözlemleri, yerin gerçek yörüngesinin belirlenmesinin bir aracını oluşturdu. Kepler, Mars’ın yörünge hareketinden yararlanarak yerin yörüngesinin gerçek biçimini bulmayı başardı. Biz bunun için ona büyük bir hayranlık duyuyoruz. Yerin yörüngesi bu şekilde ampirik olarak belirlenince, her anda güneşyer çizgisi gerçek büyüklük ve yönüyle bilinebilir hale geldi. Artık Kepler için prensip olarak, gezegenlerin gözlemlerine göre bunların yörüngelerini ve hareketlerini hesaplamak zor değildi. Ancak matematiğin o çağdaki düzeyinin geriliği, sonuca ulaşabilmek için yoğun bir çalışma yapmayı gerektiriyordu. Öncekilerden daha az zor olmayan bu çalışmalar, Kepler’in yaşamını kapsayan bir çalışmanın konusu oldu. Yörüngeler ampirik olarak biliniyordu, fakat bu ampirik sonuçlardan onların uzaklıklarını bulmak gerekiyordu. Öncelikle eğrinin matematiksel doğası üzerine bir hipotez kurması ve sonra da verileri zaten mevcut olan büyük hesaplamalar aracılığıyla bu hipotezi gerçeklemesi gerekiyordu. Yoğun araştırmalardan sonra Kepler uygun bir sonuca ulaştı: Yerin yörüngesi, odaklarından birinde güneş bulunan bir elipstir. O aynı zamanda yörünge üzerindeki hız değişmeleri yasasını da buldu. Bu yasaya göre, gezegengüneş çizgisi, eşit zamanlarda eşit yüzeyleri süpürüyordu. Nihayet Kepler aynı zamanda, gezegenlerin dönüş sürelerinin kareleri ile elipslerin büyük eksenlerinin üçüncü kuvvetlerinin orantılı olduğunu buldu. Bu yüce insan için duyulacak hayranlığa, bir başka hayranlık ve yüceltme duygusunu da eklemek gerekir: Bu artık insan olma haliyle ilgili değil, fakat içine doğduğumuz doğanın anlaşılması güç harmonisine duyduğumuz hayranlıktır. Antik çağdan beri insanlar kanunlara karşılık gelen mümkün en basit eğrileri imgelediler; onlar arasında dairenin ve doğru çizginin yanında elips ve hiperbol de vardı. Oysa biz bu formları, gökcisimleri tarafından izlenen yörüngelerde gerçekleştiriyoruz, en azından büyük bir yaklaşıklıkla. Şaşırtıcı bir biçimde ortaya çıkıyor ki ve Kepler’in hayatını adamış olduğu hayranlık verici çalışmalar yine şaşırtıcı biçimde gösteriyor ki, bilgi sadece deneyden türeyemiyor, fakat onu elde etmek, gözlemle tasarlanmış insan düşüncesinin deney sonuçlarıyla karşılaştırılmasından geçiyor. Kaynak: Albert Einstein, Comment je vois le monde?, (Dünyayı nasıl görüyorum?), Flammarion, Paris 1934, 258 s. 2008 Bilim Elçileri Yarışması yarın son British Council ve ODTÜ işbirliğiyle gerçekleşen FameLab 2008Bilim Elçileri yarışması, 18 yaşın üzerinde, temel bilim, mühendislik, matematik ya da teknoloji alanlarında birikimi olan herkese açık. Son başvuru tarihi yoğun ilgi nedeniyle 12 Nisan 2008`e uzatılan yarışmaya online olarak www.britishcouncil.org.tr web sayfasından başvuru yapılabilir. Bu bir bilim sunumu yarışması. Temel bilim ve mühendislik alanlarında çalışan, bilime gönül verenleri toplumla kaynaştırmayı ve topluma bilimi sevdirmeyi amaçlıyor. Yarışmacıların, ilgilendikleri veya çalıştıkları bir alanla ilgili sunumlarını 3 dakikalık bir süre içerisinde, genel izleyiciye, en çekici, anlaşılabilir ve yaratıcı bir biçimde sunması beklenmekte. FameLab 2008 yarışmasına üniversite eğitiminin son yıllarında ya da lisansüstü seviyesinde bulunan bilim, matematik ve mühendislik öğrencileri, kariyerlerinin başlarında olan genç araştırmacılar, bilimsel bir dereceye sahip uzman fen, matematik, veya mühedislik öğretmenleri ve bunun gibi bilim, teknoloji veya matematiğin uygulanmasıyla ilgili çalışan herkes katılabilir. Yarışmacıların İngilizce bilmesi şartı olmamakla birlikte, İngiltere’ye gidecek yarışma birincisinin İngilizce bilmemesi durumunda, İngiltere’de yapılacak sunumu için çeviri desteği sağlanacaktır. FameLab yarışmanın birincisi, bir dizüstü bilgisayar ve Haziran 2008’de Cheltenhamİngiltere’de yapılacak olan bilim festivalinde Türkiye’yi temsil etme şansı kazanacak. Yarışmada ikinci olan video kamera, üçüncüsüyse iPod kazanacak. Bilgi: ODTÜ Toplum Bilim Merkezi www.tbm.metu.edu.tr ; [email protected] 312 210 6047 (Meryem Akkaya); 312 210 6053
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle