27 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

BİLİM DÜNYASINDAN K I S A BİLİM İNSANLARINDAN YENİ JEOLOJİT ÇAĞ ÖNERİSİ: ANTPOSEN Leicester Üniversitesi'nde Jan Zalasiewics ve arkadaşları, resmi olarak holosen çağının yerine antroposen çağının başlatılmasını istiyor. Amerikan Jeoloji Birliği’nin dergisindeki (GSA Today) yazıda, son 200 yılda dünyadaki topografik ve iklimsel değişimlerin insanların etkinlikleriyle tetiklendiğine dikkat çekilmekte. En genç jeolojik çağ olarak nitelendirilen holosen, son buzul devrinin sonunda yaklaşık olarak 11.000 yıl önce başlamıştır. Yirmi iki İngiliz jeolog, “antroposen” devrinin 1800 yılından itibaren geçerli olmasını öneriyorlar. Örneğin karbon, adını, o tarihte dünya genelinde yaygınlaşmaya başlayan kömür ocaklarına borçlu. Son iki yüz yılda kömür ocaklarının sayısı milyar sınırını aştı, fosil yakıt kullanımı başladı, dev kentler oluştu, hayvan ve bitki türleri tükendi. Tüm bunların dışında atmosferin, denizlerin hatta buz tabakalarının bileşimi de önemli bir şekilde değişti. Antroposen kavramı altı yıl kadar önce Kimya Nobel ödüllü Paul Crutzen tarafından üretilmişti. Crutzen, insanlar tarafından gerçekleştirilen etkinliklerin doğal etkilerin boyutuna ulaştığını vurgulayarak, bu kavramın bu gerçeği öne çıkaracağını söylemişti. Antroposen o zamandan beri konferanslarda, konuyla ilgili kitaplarda ve makalelerde kullanılmakta. Ancak bu çağın resmi olarak bu şekilde anılması ancak Uluslararası Stratigrafi Komisyonu'nun onayı ile mümkün olacak. H A B E R L E R 40 BİN YILDIR AYAKKABI GİYİYORUZ Human Evolution dergisinde yayımlanan bir araştırmaya göre insanoğlu 40.000 yıldır ayakkabı giyiyor. Sonuç, Beijing yakınındaki Tianyuan Mağara'sında bulunan 40.000 yıllık iskeleti inceleyen Erik Trinkhaus (Washington Üniversitesi) ve Hong Shang'a (Çin Bilimler Akademisi, Paleoantropoloji bölümü) ait. İki araştırmacı ayak parmak kemiklerinin biçimini ve yoğunluğunu inceledikten sonra verileri diğer bölgelerdeki kalıntılarla karşılaştırmışlar. Bunlara Kuzey Amerika'da 20.yy'a ait kemikler, tarihöncesi döneminin sonlarında yaşayan Eskimo ve Kızılderililerin kemikleri de dahil. Ayakkabı yürüyüşü belirgin bir şekilde değiştirmekte. Sert ve esnek olmayan bir tabanla, parmaklar yürürken daha az kıvrılmakta. Bu şekilde kemiğin üzerinde daha az baskı uygulanır. 20.yy'da ayakkabı giyen Kuzey Amerikalıların ayak parmakları küçük ve çelimsizken, yalınayak yürüyen Kızılderililerin ayak parmakları güçlü ve büyük diyor araştırmacılar. Eskimoların parmak kemiği büyüklüğü ise Kuzey Amerikalıların ve Kızılderililerin arasında yer alıyor. Çin'deki iskeletin parmak kemikleri Eskimoların parmak kemiklerine benzediği için araştırmacılar bu insanların 40.000 yıl önce ayakkabı giydiklerini tahmin ediyorlar. Bugüne kadarki buluntulara göre orta taş devrinde (orta paleolitik) ayakkabı kullanımı çok enderdi. Ayakkabının yaygınlaşması yaklaşık olarak 27.000 yıl önce son paleolitik devirde gerçekleşmişti. ları çalışmaya başlayacak. Öncüsünden iki misli büyük olan SS2 altı yolcu kapasitesinde. Turistler 110 km yükseklikte yerçekimsizliği yaşarken bir yandan da uzayın sonsuzluğunu izleyebilecekler. SS2 dört buçuk dakika sonra dünyaya dönecek. 30 ülkeden 200 kişi şimdiden başvuruda bulunarak 200.000 dolarlık ücreti de ödemiş. Branson'un açıklamasına göre SS2 bilim için de olanaklar sunmakta. Mesela uydular daha ucuza uzaya gönderilebilecek. SS2 ve WK2 ile birçok ayrıntı henüz açıklanmadıysa da bilindiği kadarıyla WK2'nin kanat açıklığı yaklaşık olarak 43 m. ve kanatlar son derece hafif bir bağlantı malzemesiyle üretilmiş. Uzay turizmiyle ilgilenen sadece Branson değil. Avrupa'daki EADS Astrium konsorsiyumu da, ticari olarak kullanılabilecek bir uzay aracı üzerinde çalışıyor. Ayrıca Amazon kurucuları Jeff Bezos ve Elon Musk da bu amaç için harıl harıl çalışıyorlar. Halihazırda uzay yolculuğu sadece Rusların Sojus roketi ile mümkün. 20 milyon dolar karşılığında isteyenler Uluslararası Uzay İstasyonu'nda kısa bir tatil geçirebiliyorlar. DİNOZORLAR VE TİMSAHLAR ARASINDAKİ KAYIP HALKA Brezilya'da günümüzde yaşayan timsahların atası olan bir hayvanın fosili bulundu. Bilim insanlarının açıklamasına göre kalıntı, dinozorlar ve günümüzdeki timsahlar (Alligator mississippiensis) arasındaki kayıp halka. Günümüzden yaklaşık 80 milyon yıl Paleontoloji ANNE KARNINDA 400 YIL Güney Koreli bilim insanlarından oluşan bir ekip, kısa bir süre önce 400 yıldır anne karnında korunagelen bir ceninin üçboyutlu görüntüsü yayımladı. Kuro Üniversite Hastanesi'nde çalışan ekip bu amaçla bilgisayarlı tomografi ve manyetik rezonans tomografi tekniklerinden yararlanmış. Bu tekniklerle iç organlar üçboyutlu olarak görüntülenebiliyor. Patoloji bölümünden Kim Han Kyung'un açıklamasına göre cenin kalıntısı anne karnında bulunan en eski mumya. Anlaşıldığı üzere hamile kadın doğumdan kısa bir süre önce hayatını kaybetmiş. Tabutun, içine hava girmeyecek şekilde kaplanmış olması mumyanın bu kadar iyi korunagelmesini sağlamış. Mumyanın yaşı 440 yıl olarak tahmin ediliyor. Chosun Hanedanı'ndan (13921910) olan kadın öldüğünde 20 ila 30 yaşlarında olmalıydı diyor bilim insanları. Mumya 2002 yılında Güney Kore'de bulunmuştu. UZAY TURİZMİ GERÇEK OLUYOR “SpaceShipTwo” ile sivil uzay yolculuğu başlayacak. Milyarder Branson ve uzay yolculuğu tasarımcısı Rutan, uzay gemisinin bir modelini New York'ta tanıttı “SpaceShipTwo” (SS2) biraz uzay aracı biraz jet görünümünde. Yeni uçuş aracıyla turistler 2010 yılından itibaren uzaya taşınacak. Test uçuşlarının bu yıl içinde gerçekleştirilmesi planlanmakta. SS2, kalkış yardımını “White Knight Two” (WK2) uçağından alıyor. Makine uzay gemisini belli bir mesafeye taşıdıktan sonra SS2'nin motor CBT1091/4 15 Şubat 2008 önce yaşayan hayvan günümüzdeki timsahlara çok benziyor ancak suda değil karada yaşıyordu. Rio de Janeiro Federal Üniversitesi ve Monte Alto Paleontoloji Müzesi paleontologları, geçen perşembe ayrıca Peirosauridae familyasına ait ve 1.70 metre uzunluğunda ve 3040 kilo ağırlığında olduğu tahmin edilen hayvanın bir kopyasını tanıttılar. 2004 yılında müze müdürü Antonio Cleso de Arruda Campos tarafından Monte Alto yakınında bulunan fosil, araştırmacının ve buluntu yerinin adından esinlenilerek Montealtosuchus arrudacamposi olarak isimlendirildi. İyi korunagelen iskeletin %80'i sağlam. Fosilin, o dönemdeki (geç tebeşir dönemi) çevre hakkında bilgi vermesi bekleniyor. Fosilin kafatası ilkel timsah biçimlerinde olduğu gibi daha kısa ve gövdeye göre büyük. Buna karşın altçene, bacaklar ve omurlar günümüzdeki timsahlara benziyor. Bilim insanlarının tahminlerine göre göreceli olarak uzun bacaklara sahip Montealtosuchus arrudacamposi , etle besleniyordu ancak günümüz timsahların aksine neredeyse sadece karada yaşıyordu. Gözlerin, ineklerde veya atlarda olduğu gibi yanlarda bulunması
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle