27 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

OOOF OFF LİNE Tanol Türkoğlu TanolTurkoglu@Gmail.com bir madde olan “expneurol” salgılar (Experimental Neurology, DOI: 10.1016/j.expneurol.2007.06.029). Bilim adamları bu hücreleri, sinirin kesik iki ucu arasına geçirilen ve biyolojik olarak parçalanabilen bir tüpün içine gömmeyi planlıyor. Soyut düşünme konusunda fazla yetenekli olmayan gençlerin İncil okuması nasıl açıklanabilir? Ya da soyut düşünme yeteneği ileri düzeyde olan gençlerin Atlas Vazgeçti gibi Yüzyıllık Yalnızlık gibi kitapları okuyor olması? İNSANSIZ UÇAKLARDA DÜŞME TEHLİKESİ 25 Nisan 2006'da yakıtkamera kontrollerindeki bir karmaşa 4.5 tonluk, insansız, Predator B keşif uçağının (UAVUnmanned aerial vehicles) Meksika sınırında düşmesine yol açtı. Bu kazada ölen ya da yaralanan olmadı, ancak UAV'lerin sivil hava sahaları üzerindeki uçuş güvenliği konusundaki kuşkular arttı. Bu kaza ve olması muhtemel kazalar UAV'lerin yaygın bir şekilde kullanılmalarının önünde engel oluşturabilir. Geçen hafta Amerikan Ulaşım Güvenliği Heyeti, Amerikan Gümrük ve Sınır Kontrolü’ne ait (Customs and Border ProtectionCBP) uçağın nasıl düştüğü konusunda bir rapor yayımladı. Rapora göre ilk konsolun üzerindeki yakıt lövyesi, ikinci konsolun üzerindeki video kamerayı da kontrol edebilecek şekilde ayarlanmıştı. Konsollar değiştiği zaman aradaki fark dikkatlerden kaçtığı için motor durmuştu. UAV'ler genellikle askeri amaçlar için kullanılır. UAV üreticileri uçaklarının su baskınlarının kontrolü, keşif ve yangınla mücadelede de kullanılması için girişimlerde bulunuyor. Ancak CBT raporuna göre bu iyi bir fikir değil. Çünkü bu uçakların kaza olasılığını engellemek için çok pahalı yer kontrol merkezlerinin kurulması gerekiyor. Bu da UAV piyasasını tümüyle öldürebilir. Ender’in Müthiş Oyunu! Geçen günlerde bir arkadaşımın göndermiş olduğu haber ilgimi çekti. Her ne kadar yapılan araştırmanın güvenilirlik derecesi konusunda şüpheler varsa da araştırma konusunun kendisi oldukça ilginçti. Buna göre bir üniversite öğrencisi Facebook'taki bilgileri baz alarak, üniversite öğrencileri arasında bir araştırma yapmış. ABD'deki üniversitelere girme sürecinde önemli bir gösterge olarak değerlendirilen SAT adlı sınavdan alınan puanla okunan kitaplar arasında nasıl bir ilişki kurulabilir? (SAT sınavı bizdeki ÖSS türü bir sınav; çeşitli türleri var. Genel, biyoloji matematik gibi). Araştırma öğrencisinin kurmaya çalıştığı ilişki şu: SAT gibi bir sınavdan yüksek not alan profildeki bir genç ne tür kitapları okumaktan hoşlanıyor? Ya da tersi nispeten daha düşük bir skor tutturanların okuduğu kitaplar nelerdir? Arkadaşımın bu haberi bana gönderme nedeni ise ikimizin de okumaktan keyif aldığımız bir kitabın en üst düzeyde not alanların okuduğu kitaplar arasında yer alması (bu arada ne arkadaşım ne de ben zamanında SAT sınavına girmedik). Listede sadece fantastik kitaplar ya da bilimkurgu kitapları yer almıyor. Suç ve Ceza gibi klasiklerden İncil gibi kutsal kitaplara Dan Brown'dan Rüzgârlı Bayır'a kadar geniş bir spektrum var tabloda. Acaba bu tabloya bakılarak ne tür yorumlar yapılabilir? Soyut düşünme konusunda fazla yetenekli olmayan gençlerin İncil okuması nasıl açıklanabilir? Ya da soyut düşünme yeteneği ileri düzeyde olan gençlerin Atlas Vazgeçti gibi Yüzyıllık Yalnızlık gibi kitapları okuyor olması? Arkadaşımla benim listedeki favori kitabımız; Orson Scott Card'ın Ender'in Oyunu isimli bilim kurgu edebiyatının önde gelen örneklerinden birisi. Bu kitapta basitçe gezegenler arası savaşla bilgisayar oyunları arasında müthiş bir bağlantı kuruluyor. Öyle ki bilgisayar oyunu oynayan aslında savaşıyor ya da savaşan aslında bilgisayar oyunu oynuyor. Ülkemizin şu an içinde bulunduğu tabloya baktığımızda acaba durumunu nedir? Türkiye'de ÖSS'den yüksek puan alan gençlerin okuma tercihleri ne yöndedir? Umarım bu yazı üniversitelerimizin ilgili bölümlerindeki araştırma görevlileri için tetikleyici bir unsur olur. Benzer bir çalışma sonuçlarını biz de görürüz. Merak edenler için bahsettiğim araştırmanın basit metodolojisine kısaca değineyim. Araştırmayı yapan, ABD'deki okulların SAT sınav başarılarını baz almış (yani şahsen öğrencilerin sınav sonuçlarını değil). Daha sonra Facebook'ta bulduğu deneklerin hangi okuldan mezun olduğunu ve okuduğu kitapları listelemiş. Diyelim ki SAT sınavında 1,100 puan ortalamasına sahip bir liseden mezun olan kişinin okuma alışkanlıkları ve sevdiği kitaplar 1,100 puan sütunu altına yerleştirilmiş. Tabii bu metodolojide önemli hata payı var. Bunların başında SAT puanların şahısların kişisel skorları olmaması geliyor. Diyelim ki bir liseden SAT'ye on öğrenci girdi ve 900 puan ortalaması tutturdu. SAT sınavına girseydi 1,200 puan alabilecek kapasitede olan o okul mezunu bir kişi de 900 puan kategorisinde değerlendiriliyor. Bir başka hata payı da Facebook'ta yer alan bilgilerin güvenilirliği. Çalışma bütünüyle Facebook'taki beyanın doğruluğunu baz alıyor. Yani kişi bir kitabı okumadığı halde oraya okudum diye not düşmüşse çalışmaya göre okunmuş kitap olarak değerlendiriliyor. Özellikle bir grup müdavimin Facebook'a kendileriyle ilgili olarak eklediği bilgilerin bütünüyle yanlış olduğu düşünülürse ortaya çıkmış olan tablonun bilimsel inanılırlılığı ciddi tartışma götürebilir. Ancak realitede dijital kültürün gerçek müdavimleri (ki bu örnekte araştırılan kişiler yaşları itibariyle bu profile giriyor) bu tür sahtekârlıklara başvurmuyorlar. ÖSS sınavından yüksek puan alanlar ne okuyor? Ya da ÖSS sınavından düşük puan alanlar içinde kayda değer bir kitap okuru var mı? Bilgi toplumu olmama yolunda hızla ilerlerken bu tür sorulara da cevap bulmakta güçlük çekeceğiz. Hâl böyle olunca örneğin 18 yaşında genç bir kızın kendisine kendi zoruyla neden sınırlama getirmek istediğini de anlayamayacağız. PATENTLİ YAPAY KAS Dallas'taki Teksas Üniversitesi yapay bir kas için patent verdi (WO 2007/103832). Kas şekilbellek alaşımından oluşuyor. Platinyum katalist ile kaplı olan kas, metanolün yüzey akışına izin veriyor. Yüzeyde havayla temas eden metanol okside olur ve alaşımı ısıtarak eğilip bükülmesine yol açar. Kası geliştiren Ray Baughman, metanol akışının kesilmesi durumunda alaşımın orijinal haline geri döndüğünü söylüyor.. PC OYUNLARIYLA STRES ATMAK Artık stres toplarına gerek kalmadı. Pozitif davranışlara özendiren bilgisayar oyunlarının işyerlerinde stresten kurtulmak için en iyi yol olduğu söyleniyor. Montreal'deki McGill Üniversitesi'nden Mark Baldwin ve meslektaşları, çağrı merkezinde çalışan görevlilere, deney amacıyla, işe başlamadan önce 5 dakika boyunca çok basit bir bilgisayar oyunu oynattı. Oyunda kişiden istenilen, 10 fotoğraf içinde tek gülen yüzü en kısa zamanda bulmalarıydı. Geriye kalan yüzler çatık kaşlıydı. Araştırmacılar deneyin sonunda, oyunu oynayan görevlilerin kortizol adı verilen stres hormonunun, oyun oynamayanlara göre %17 daha az salgılandığını keşfettiler. Derleyen: Reyhan Oksay CBT 1091/19 15 Şubat 2008
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle