27 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

GÖNÜLDEN BİLİME Ahmet İnam Vallahi Hoca, verdiğiniz, vermekte olduğunuz felsefe derslerinin tadı damağımda kaldı. Bu dersler hayatımda çok büyük ufuklar açtı. Ben bir müzisyenim. Konservatuvar okudum. Hançerem çok iyidir. Hele 'O Sole Mio'yu Pavarotti'den daha iyi söylediğimi çok saygın müzisyenler bana ilettiler. La Mia Filosofia Bildiğiniz gibi “O Sole mio”, “benim güneşim” demek. Nedir şimdi güneşim? Felsefe! Hem de nasıl bir güneş! Fikrimi anlatabilmem için bu güzel eserin ilk dörtlüğünü İtalyancasıyla yazayım: Ne güzel şeydir güneşli bir gün, Che bella cosa na jurnata'e sole, Fırtınanın ardından soğuk hava! n'oria serena doppo na tempesta! Taze bir esinti siler hepsini ama… Pe'll'aria fresca pare gia'na festa… Ne güzel şeydir güneşli bir gün. Che bella cosa na jurnata'e sole. Şunu söylüyor:Çevirimi biraz serbest havayla yaptım, neden derseniz, siz derslerinizde serbestliğin felsefenin en önemli özelliği olduğunu söylediniz. İnsan kendini hür hissetmedikçe felsefe yapabilir mi? Güneşli bir gündür felsefe, ağır bir havanın ardından gelen. Derslerinizde içime öyle bir güneş doğdu. Şimdi karşılaştığım tüm müzisyen arkadaşlarıma felsefe öğrenmelerini öğütlüyorum. Sebebi de benim o güzel 'sole mio'mda var. Oysa öteki güneş ma n'atu sole Hâlâ daha parlak olan chiu' bello, oi ne'. Benim güneşim 'O sole mio Senin yüzünde! sta'n fronte a te! Güneş, benim güneşim 'o sole, 'o sole mio Senin yüzünde sta'n fronte a te! Senin yüzünde! sta'n fronte a te! Felsefenin güneşi, derse katılan güzel hanımların yüzüne vuruyor hocam! Lütfen, sözlerimi yanlış anlayıp hemen kaşlarınızı çatmayınız! Siz değil misiniz, sizle Platon'un Şölen'ini okurken, “felsefe erotiktir” diyen! Gerçekten de öyleymiş hocam. Derslerinizde üç hanım benim aklımı aldı. Hani siz konuşuyordunuz, sizle birlikte bizler de konuşuyorduk ama benim gözüm hanımlara yansımış felsefe güneşinden bir türlü ayrılamıyordu. Eminim, onları başka bir ortamda görsem, bu kadar etkilenmezdim. Onlar felsefe gibi ilahi bir güzelliği dinlerken güzelleşiyorlardı. Onlardaki güzellik felsefe güneşinin aydınlattığı güzellikti. Bu güzellikleri seyrederken, hanımlar bendeki güzelliği gördüler. Güzelleştik hocam. Felsefe bunun için değil midir? Size bu hanımlardan cep telefonuma gelen mesajları okusam şaşarsınız. Bu güzel ilanı aşkları ancak felsefe terbiyesi alanlar yapabilirler. Felsefelenmiş aşkın zevki başka hocam. Size teşekkür ediyorum. Üç hanımla yaşadığım aşk ile güzel besteler yapıp birinin adını La mia filosofia (Felsefem) koyacağım saygıyla, Hüsnü Hoşses *** Sevgili Hoşses, Sizi hatırlamıyorum. Hangi dersimde bulundunuz? Güzel sesinizi, dinlemek isterdim. Doğrusu anlattıklarınız beni şaşırttı, felsefenin bir “çöpçatan” olabileceği hiç aklıma gelmezdi. Açık konuşmak gerek. Sizin felsefe dediğiniz, biraz sizin sözlerinizle La vostra filosofia, sizin felsefeniz olmuş. Platon'un Şölen'inde Diotima (Sözcük anlamı, “yüksek rahibe” demektir!) Eros'u, hakikate götüren bir güç olarak anlatır, bir yorumla; sizin anladığınız anlamda “erotik” olanla ilgisi, bu bağlamı göz önüne almadan anlaşılamaz. Güneşle felsefenin ilgisine gelince. Sevgili Hocam Nermi Uygur'un Güneşle adlı kitabı var. “Işık”, “aydınlık”, “aydınlatma” felsefede Batıdaki başlangıcından beri çok kullanılan metaforlardır. Felsefenin gölgelerle dolu bir etkinlik olduğunu da görmek gerek. Aydınlığı anlamak için karanlıktan geçmek gerek. “Felsefe yolda olmaktır” der, ustam Jaspers. Siz yolda kalmışsınız Hüsnü Bey. Şölen'i bir daha okuyunuz! Tek tek bedenlerde kalmış güzellik, felsefenin ardında olduğu güzellik değildir. O bedenlerdeki güzelliğin felsefeden geldiğini söylüyorsunuz. Peki, felsefenin güzelliği nereden geliyor? Eski Yunanlının to kalon dediği güzellik, bir ideal olan değerdi, örneğin Platon'da, Aristoteles'te. Hazza ve çıkara dayanan dostluk değersiz bulunurken to kalon'a dayanan dostluk, yetkin, ideal dostluktu. Siz güzeli hanımlarla sınırlıyor, üstelik üçünü sanırım birbirlerinden habersiz idare ederken, bu “beceri”nizi felsefeye atfediyorsunuz. Felsefe elbette bu davranışınızdan incinmiştir. Sevgiyle... kepçe). Ayrıca, MTA Genel Müdürlüğü'nden İTÜ Denizcilik Fakültesi'ne devredilen ve yenilenerek işletmeye alınan Sismik1 gemisi, gerektiğinde açık deniz çalışmalarında kullanılmakta. Merkez kısa süre içinde uluslararası AB Çerçeve Programı (FP) kapsamında projelere ortak olarak katıldı. Bunlardan en önemlileri: ESONET “European Sea Observatory Network” (FP62005GLOBAL4, Contract N° 0368511) ve EMSO “European Multidiciplinary Seafloor Observation” (INFRA20072.2.1.8 FP72007) projeleridir. Bunlardan EMSO ülkemizin şu anda üye olduğu ilk ve tek Avrupa Bilim Altyapıları (ESFRI) projesidir. Ayrıca “Seismic Cycles of the Anatolian Faults” başlıklı Marie Curie Excellence Grant (MEXTCT2005025617, Koordinatör: Aurelia HubertFerrari) projesi ve Transfer “Tsunami Risk and Strategies For the European Region” (Koordinatör: Dr. S.Tinti ve İ.Ü. sorumlusu Prof. Dr. Yıldız Altınok) projesinin arazi çalışmaları ve laboratuvar analizleri EMCOL Araştırma Merkezi imkânları kullanılarak yapılmakta. Fransız araştırma kurumlarıyla birlikte Marmara Denizi'nde L'Atalante gemisi ve Nautile araştırma denizaltısı ile 2007 yılı yaz mevsiminde yapılan araştırmalarda EMCOL Araştırma Merkezi önemli görevler üstlendi. Son iki yıldır İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından desteklenen “Marmara Denizi'nde Deprem Riskinin Değerlendirilmesi” başlıklı proje yürütülmekte. Bu proje kapsamında Marmara Denizi'nde Urania ve Odin Finder araştırma gemileri ile toplanmış sismik ve batimetrik veriler değerlendirilmekte ve alınan karotlarda eski deprem izleri tanımlanarak yaşlandırması yapılmakta. Halen toplam 6 genç öğrenciye yüksek lisans ve doktora bursu sağlandı. Bu genç araştırmacılar EMCOL Araştırma Merkezi'nin olanaklarını kullanarak Avrasya Yerbilimleri Enstitüsü'nde lisansüstü tezlerini hazırlıyor. Merkezin olanakları ülkemizin ve Avrupa'nın tüm araştırmacılarına proje bazında çalışmalarda kullanılmak üzere açık. www.emcol.itu.edu.tr; cagatay@itu.edu.tr Oyuncak tasarım yarışması Bosch'un, herkesin içinde bir çocuk saklıdır düşüncesinden yola çıkarak düzenlenen “İçindeki Çocuğu Uyandır Oyuncak Tasarım Yarışması” dördüncü kez öğrenciler ile buluşuyor. Proje; yetişkinlerce kullanılacak, yaratıcı oyuncak tasarımları yaratmayı ve üniversitelerin ilgili bölümlerinin öğrencilerinin mesleki gelişimine katkı sağlamayı amaçlıyor. Bosch böylelikle, tasarım alanında yaratıcı beyinleri keşfederek, genç tasarımcıların mesleki gelişimlerine verilecek eğitimler ile katkı sağlamayı ve tasarım alanında benzer yarışmalara örnek teşkil ederek tasarımın önemine değinmeyi hedefliyor. Geleneksel hale getirilen yarışmaya üniversitelerin mimarlık, mühendislik, endüstriyel tasarım ve güzel sanatlar fakültelerine kayıtlı lisans ve yüksek lisans öğrencileri katılabiliyor. Dördüncü dönem 15 Mayıs'ta projelerin teslimi ile sona erecek ve sonrasında jüri değerlendirmesi ile finalistler belirlenecek. Aralarında ünlü tasarımcıların da bulunduğu 7 kişilik jüri, yarışmaya katılan projeleri, yenilik boyutu, kullanıcı ile girdiği etkileşim zenginliği, farklı kesim ve yaş gruplarına hitap edebilirliği, kolay algılanabilirliği ve oynanabilirlik özellikleri ile değerlendirilecek. Yarışmaya bireysel başvurular kabul edilebiliyor ve özgün, daha önce hiçbir yerde yayınlanmamış, görülmemiş tasarımlar aranıyor. Yarışmanın sonunda ilk üç finalist İtalya'nın Milano şehrinde bulunan dünyaca ünlü tasarım okulu Domus Academy'de iki haftalık yaz okuluna katılma şansı kazanıyor. Jüri tarafından mansiyon ödülüne layık bulunan proje sahibi öğrenciler ise Bosch'un Almanya'da bulunan ArGe merkezinde staj yapma fırsatını yakalıyor. Ayrıntılı bilgi: www.bosch.com.tr, www.etmk.org ve www.icindekicocuguuyandir.com CBT 1091/11 15 Şubat 2008
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle