27 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

AYLAK BİLGİ Tahir M. Ceylan tmceylan@superonline.com Yeryüzünde sabit bir şey kalmadı, ülkeler koşullara göre değişen geçici ittifaklara bağlı, arabalar hem benzin hem elektrikle çalışıyor, istendiğinde manuel istendiğinde otomatik vitesle gidiyor, kadınlar ne kocalarını bırakıyor ne aşıklarından vazgeçiyor, binalar hem ev hem ofis olarak kullanılıyor, bilim adamları ağzında küfürle dolaşıyor, martılar denizden de çöplükten de yem çıkarıyor. Her şey ikili düzene geçti. Oynak Kişilik Aylık gökbilim takvimi Şubat ayı boyunca Ay'ın evreleri resimde verildi. Yeniayilk ve son dördündolunay evrelere tam ulaşma saatleri de belirtildi. Gece gökyüzü parlaklığı bu evrelerden kestirilebilir ve uygun gözlem geceleri seçilebilir… Resimde ayrıca, Ay'dan yardımlanarak gökyüzünü daha iyi tanıyabilmek için çeşitli Ay'lı gökyüzü sanal çizimleri ve saatleri de verildi; gerçekleri ile karşılaştırılabilir... Çizimlerde beyazlar yıldız ve renkli olanlar Ay ve gezegenlerdir... Çimen yeşili eğri bölgeler ise ayaklarımızı bastığımız yer ile gökyüzünü ayıran ufuk sınırını göstermekte… Şubat'ın 29 çekmesinden dolayı bu yılın 366 gün geçeceğini de bildirelim... kısımları, Suudi Arabistan'ın büyük kısmı, Madagaskar hariç Afrika, Avrupa ve Amerika. Bu tutulma ülkemizden izlenebilirken halkalı güneş tutulması maalesef görülemeyecek. Bununla birlikte, her iki tutulma internet/görsel medya ortamlarından izlenmesi olasıdır. ŞUBAT AYINDA GEZEGENLER Merkür, sadece Güneş doğmadan önce doğuda veya Güneş battıktan sonra batıda ufka yakın görülebilir. Gezegen Şubat ayında Güneş'e olan konumundan dolayı ilk iki gün akşamları Güneş battıktan hemen sonra çok kısa süreliğine güneybatı tarafta ufuktan 10 derece kadar yüksekte Oğlak takımyıldızında görülecek. Ay ortasından itibaren de sabahları Güneş doğmadan hemen önce kısa süreliğine güneydoğu tarafta yaklaşık aynı yükseklikte ve sırasıyla Kova (Aquarius) ve tekrar Oğlak takımyıldızlarında yer alacak. Merkür'ün parlaklığı ay boyunca 0.9'dan 0.1 kadire kadar parlayarak görülebilecek. Ayrıca, gezegenin sırasıyla ince hilalilkdördün evreleri de teleskop ile izlenebilir. Takvim resimde 6. ve 2529 arası günlerde pembe renkte görünen gezegen Merkür'dür. Venüs, ay boyunca görünüm olarak Güneş'ten uzaklaşacak. Gezegen sabahları Güneş doğmadan önce sabah saat 06:40 civarında sırasıyla Yay ve Oğlak takımyıldızlarında kısa süreliğine görülecek. Venüs ufuktan en fazla 11 derece yüksekte ve güneydoğuda 3.9 kadir parlaklığında gökyüzünde adeta ışıldayacak. Belki bu yüzden bu parlak gezegene erken uyananlarca sabahın bir habercisi olarak “sabah yıldızı” demişiz... Venüs teleskopla bakıldığında şişkinay evrede görülecek. Takvim resimde 15 ve 2529 arası günlerde görünen sarı renkte gezegen Venüs'tür. Mars, ay boyunca Güneş'e yaklaşacağından görülme süresi azalacak şekilde akşam saatlerinden itibaren gece yarısı sonrasına kadar 8 saat süreliğine görülebilecek. Gezegen 0.6 kadirden itibaren gün ve gün sönükleşerek +0.2 kadire kadar parlaklığı azalacak ve gökyüzünün bir ucundan (güneydoğudan) diğer ucuna (kuzeybatıya doğru) 180 derece kadar çok geniş bir aralıkta Boğa takım yıldızında yer alacak. Mars ufuktan en fazla 75 derece gibi oldukça yüksekte (özellikle akşam saat 20 civarında) görülecek. Gezegen ayrıca dolunaya yakın evre görünümünde olacak ki teleskoplu okuyuculara ilginç gelebilir. Takvim resimde 1518 arası günlerde görünen kırmızı gezegen Mars'tır. Ayrıca, Mars ve bulunduğu burç gök atlasında belirtildi. Jüpiter, ay boyunca Güneş'ten uzaklaşacak ve sabahları Güneş doğmadan önce bir saat süreliğine görülebilecek. 1.9 kadir parlaklıklı gezegen, güneydoğu tarafta ve ufuktan en fazla 21 derece yüksekte Yay takımyıldızında (yıl boyunca da aynı burçta) yer alacak. Takvim resimde 15 arası günlerde görünen yeşil gezegen Jüpiter'dir. Satürn, ay boyunca Güneş'ten giderek uzaklaşacak. Gezegen akşam saatlerinden (20'den) itibaren tüm gece boyunca sabah Güneş doğuncaya kadar 10 saat süreliğine doğudan batıya doğru 180 derece kadar geniş bir aralıkta Aslan takım yıldızında (yıl boyunca da aynı burçta) görülecek. Satürn ufuktan en fazla 60 derece yüksekte yer alacak. Gezegenin parlaklığı da +0.3 kadir. Takvim resimde 7. ve 2022 arasındaki günlerde görünen açık kahverengi gezegen Satürn'dür. Uranüs, ay boyunca Güneş'e yakınlaşacağından görülme süresi giderek iyice azalacak. Gezegen Güneş battıktan sonra hemen sonra akşam saatlerinde kısa süreliğine teleskop eşliğinde görülebilir. +5.9 kadir parlaklıklı sönük gezegen ufuktan en fazla 23 derece yüksekte güneybatıda Kova takımyıldızında (yıl sonuna kadar da aynı burçta) yer alacak. Takvim resimde 810 Akşam Gece Sabah arası günlerde görünen açık mavi gezegen Merkür 12 Mars Merkür 1329 Uranüs'tür. Mars Venüs Satürn Gezegenlerin görüleceği zamanlar bu Jüpiter sayfada mini çizelgede verildi. Uranüs 126 Satürn CBT 1089/9 1 Şubat 2008 Peki kişilikler bunun dışında kalabildi mi? Dün söylediğini bugün de söyleyen, dün sevdiğini bugün de seven kaç kişi kaldı? Marx, “Gelecek zamanda ahlak yoktur” demişti. Onun geleceği ona hak vererek geçti, bizimkiyse henüz gelmedi, geçmişse bitti, bugün yeni şeyler var. Yeni binyıla aniden daldık, ahlak bıçakla kesilir gibi kesildi. Kesilsin şaşırmayalım. İnsan akılla değil tekrar ederek öğreniyor, mesela temizlendiğine ikna olmak için ellerini on defa yıkayan evhamlılar, hep hoyrat bir erkeğe vurulup terkedilen kadınlar, aynı mazgalda ayağını üç kez kıranlar var. Eskiden insan coğrafya gibi sabit, edebiyat gibi duygulu bir şeydi. Ama şiirle romanla, ağaçla ormanla varolan kalmadı galiba! Nesnede sabitliğin bitmesi, insanın da aslında oynaklaşacağının gizil belirtisi. Hatta şimdiden bu oynaklık var da, henüz kitaplara girmedi. Dinler, felsefeler hala özü sözü bir olmaktan bahsediyor. Hem yalan söyleyen hem de bazı konularda az buçuk iyi hasleti olan insanlar görmeye başladık; mesela karısına, işçisine, sevgilisine, arkadaşına her gün dokuz yalan söylerken, aç çocuklara beş yıldır düzenli olarak yardım eden erkekler, dişinden tırnağından artırıp evinde elli kediye bakarken, kendine teslim edilen hastanın gözünü oyan hasta bakıcılar var. İnsanlar dışarıda savaşıyorlar, eve gelip yaralarını sarıyor, içlerine girip kendilerini affediyorlar. Bir affetme mekanizması geliştiremeyenlerse eline pompalıyı alıp ya kendini vuruyor ya da etrafı kıyamdan geçiriyor. İnsanların ruhları yama yama, tarih öncesinden iyilik kumaşlarıyla, son çağdan gözü dönmüşlük timsali sabunlu vaketalar yan yana. Davranışlarsa düğme düğme, basıyorsun maviye iyilik otomatik çıkıyor, dokunuyorsun kırmızıya kötülük hemen gerçekleşiyor; ondan ona geçiş ruhsal bir hazırlık gerektirmiyor. Küreselleşme rüzgârıyla son yirmi yıldır hızlanan kişilik değişimleri, sabit kişilikleri yazık ki “tarih öncesi” hale getirdi. Daha anlaşılır olmak için her birini ucundan tarif edelim. Sabit kişiliklerin aşırı ucunda yer alan (at gözlüğü takan) kişilerin bebekliklerinde “baş baş” oyunu oynamadıkları, 78 yaşına geldikleri halde hile yapamadıkları, nesneyi oyuncaktan ayıramadıkları, taklit yeteneklerinin sınırlı olduğu, kendisinin ve başkasının acısına takılıp kaldıkları ve hep değişmez şemalarla hareket ettikleri bilinir. Buna karşılık oynak kişilerse erken yaşta hile yapabiliyor, başkasının aklının nasıl çalıştığını hemen kavrıyor(theory of mind), kendi düşüncesinin akışını geriden geriye izleyebiliyor (reflective capacity), saldırganlıkta çok rahat davranıyor ve onu hüzünle dengelemiyor, bağlanıyor ama ayıklanmıyor(insanın bağlılığının gücü, bağlanılan uğruna kendinden ayıkladığı özne, nesne ve ihtimale denktir), kendi acısını hemen gidermeye bakıyor(tahammül etmeye tahammül etmeme zayıflığı) ve başkasının acısına özellikle kör duruyor. Sabit kişilikler, psikologların obsesif(takıntılı), paranoid(şüpheci) dedikleri bileşime, oynak kişiliklerse psikopat, narsisist(bencil) ve histrionik(oyuncu) denen karışıma yakın görünüyor. Birinciler kaybederek, ikincilerse hak ettiğinden fazlasını elde ederek varoluyor yaşamda. Oynak kişilikler yaşam oyununda kazandıkça, sabit kişiliklerin beri ucunda yer alanlar da oynaklaşmaya başladılar. Toplumsal zemin kayganlaştıkça kişiliklerin oynak hale gelmesinden doğal bir şey olamaz. Eskiden motor ustalarının elinde tek ağızlı anahtarlar vardı, motor karmaşıklaştıkça iki ağızlı oldular, sonra da her yerinden oynak çok eklemli lokma takımları çıktı... Toplumun vidaları gevşek ama dipte, onları sökmek isteyenlerin gözüne, somunlar lokma olmadan çıkacak gibi durmuyor herhalde! Kötülük, apaçık biçimde “sağlık” olmaya başladığından bu yana, aklı başında kişiler, “İyi bir Tanrı insanın kötüleşmesine nasıl izin veriyor?” diye soruyor. Ben buna “Tanrı insanı aştı” diye cevap veriyorum; herhalde Michelangelo'nun, heykeli Musa'ya tapması gibi, yaratısına hayran kalmıştı başından, ama şimdi ona alıştı, yeryüzünün oynaklaşmasına ses çıkarmadı!
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle