Katalog

İKLİM ARAŞTIRMALARI zını atmosferin en kötü katmanına (atmosferin üst kısımlarına) salarlar. Jet uçaklarının tükettiği karosenin bir alternatifinin bulunmayışı, uçak ile ulaşımı daha da zararlı hale getiriyor. Uçakları başka ulaşım araçlarıyla gidilemeyecek bölgeler için kullanmak, karbon emisyonunu büyük ölçüde azaltır. 4) DAHA AZ MAL TÜKETİN: Sera gazı emisyonunu azaltmanın bir yolu da tüketimi kısmaktır. Örneğin yeni bir otomobil almaktan vazgeçmek, geri dönüşebilen ürünleri satın almak, enerji tüketen ürünlerde en çevreci olanı tercih etmek bu yollardan bazılarıdır. Bazen fazla satın almak daha az tüketmek anlamına gelebilir, çünkü toptan alışverişler özellikle temel ihtiyaç maddelerinde ambalaj miktarını, dolayısıyla maliyeti azaltır. 5) VERİMLİ OLUN: Daha az girdi ile daha çok çıktı almanın yollarını araştırın. Pek çok gelişmiş ülke yurttaşı enerjiyi bol keseden harcar. Spor arabalarla otoyollarda hız yapmak, oturulmayan odalarda elektriği açık bırakmak gibi bencil alışkanlıklar, kıt kaynakların tüketimine ve gereksiz sera gazı emisyonuna yol açar. 6) EKONOMİK SÜRÜŞ VE TİTİZ ARAÇ BAKIMI: Otomobil lastiklerinin uygun basınçta olması, motor ayarlarının zamanında yapılmış olması ve aracı az benzin tüketecek şekilde sürmek tahminlerin üzerinde ekonomi sağlar. Benzer şekilde daha randımanlı buzdolapları, havalandırma cihazları ve diğer elektrikli ev aletlerini tercih etmek elektrik faturalarında ciddi bir azalma yaratır. Bazen pencere ve çatı yalıtımı gibi basit önlemlerle yakıt tüketimini azaltmak mümkündür. 7) AKILLI BESLENİN+VEJETARYEN OLUN: Bitkisel gıdalar tüketiciye ulaşıncaya kadar çeşitli evrelerden geçer. Gübre üretimi, ekin toplama ve ürün nakliyesi gibi süreçler fosil yakıt tüketir. Bazı üreticiler gübre gerektirmeyen organik tarımı tercih etmekle birlikte, bu ürünler genellikle çok uzak bölgelerden getirildiği için nakliye maliyeti çok yüksektir. Ancak hayvansal gıda sanayii de fosil yakıt tüketir, çünkü sığır, koyun veya tavuk eti için kilolarca yem gerektiği gibi nakli Kuzey Kutbu eriyor. Bölgedeki buzullar rekor seviyede incelmeye başladı. Gelecekte yaz ye maliyetleri de ol aylarında Kuzeybatı’da bir geçit açılabilir dukça yüksektir. 8)AĞAÇ KESİMİNE SON VERİN: Her sene Yiyecek tercihinde dengeli beslenme ve ekolojik 134 bin kilometre kare orman alanı kesiliyor. Yalnızkaygılar seçim yapmayı zorlaştırır. Yiyecek paketlerica tropik bölgelerde kereste üreticileri atmosfere 1.5 nin üzerinde ürün içeriği ile ilgili her türlü bilgi yer milyar metrik ton karbon salıyor. Bu da, insan eliyle alırken, ulaşım maliyetleri ile ilgili hiçbir bilgi yoktur. yaratılan sera gazı emisyonunun %20'sine eşittir. Chicago Üniversitesi'nde yapılan bir araştırmaya Gelişmiş tarım uygulamaları, kâğıtların geri dönügöre et ile beslenen her Amerikalı, vejetaryen bir şümü ve orman yönetimi (kesilen ağaçlar ile dikilen Amerikalıya göre yiyecek tercihine bağlı olarak havaağaçlar arasında denge kurulması) ile birlikte bu emisya 1.5 ton daha fazla sera gazı salar. Bitkisel gıdalar yonu büyük ölçüde azaltır. için gerekli olan ekim alanı, hayvanların otlaması Amazonlar ve diğer ormanlar yalnızca dünyanın için gereken alandan çok daha azdır. Bu şekilde ağaç akciğerleri değil, aynı zamanda insanlığın iklim değiekimine daha fazla yer kalır. şikliğini sınırlamadaki kısa vadeli umududur. UZMANLAR NE DİYOR? Scientific American Dergisi iklim değişikliği konusunda, konunun önde gelen isimlerinden üçü ile söyleşi yaptı. Bu söyleşilerden ilginç bulduğumuz soru ve yanıtları aşağıda sunuyoruz: Soru: İklim değişikliği bir sorun mu? Sir Nicholas Stern: (London School of Economics'de ekonomi profesörü. Dünya Bankası'nın eski ekonomisti. 2006 yılında İngiliz Hükümeti için İklim Değişikliği Ekonomisi konusunda bir rapor hazırladı.) Kesinlikle, bilim, farklı senaryoların olasılık dağılımını sıcaklık ve iklim değişikliği açısından veriyor. Örneğin atmosferde karbon dioksit 550 ppm düzeyinde tutulursa, sıcaklığı 50:50 olasılıkla endüstrileşme döneminden önceki sıcaklığın 3 santigrat derece yukarısında sabitleyebiliriz. Bu arada iklim değişikliği konusunda bir şeyler yaparsak 30 ile 35 yıl içinde 550 ppm düzeyine gelebiliriz. Yüzyıl içinde hiçbir önlem almaz isek çok tehlikeli bir konuma gelebiliriz. CO2 yoğunluğu 750800 ppm düzeyine çıkabilir ve bu da 50:50 olası Björn Lomborg Gary Yohe Nicholas Stern lıkla sıcaklıklarda 5 santigrat derece artışlara yol açabilir. Bu da gezegenimizde büyük felaketlere neden olur. Ekvator bölgelerinde büyük göçler yaşanabilir. Sonuçta iklim değişikliğinin bir problem olduğunu söyleyebiliriz. Ancak bunu önleme olanaklarına sahip olmamız iyi haber. Soru: Kyoto Protokolü karbon emisyonlarının azaltılması yönünde iyi bir çerçeve mi? Gary Yohe: (ABD, Middletown'da Wesleyan Üniversitesi'nde ekonomist. IPCC raporlarını hazırlayanların arasında): Kyoto artık işlevini tamamladı ve aslına bakarsanız çok da işe yaradığını söyleyemeyiz. Emisyonlar öngörülenin üzerinde. Kyoto aslında CBT 1089/14 1 Şubat 2008 kısa vadeli hedef lere yönelikti . Kısa vadede yapmamız gereken treni kaçırmamaya gayret etmek. Kyoto zarar vermediği gibi bir yararı da olmadı. Yeni tartışmalar Bali'deki aralık ayı toplantısında ele alındı. Eğer yeni bir antlaşma Kyoto'nun yerini alacaksa gezegenimizin kurtulma şansı var demektir. Burada kritik nokta ABD'nin tüm toplantılara katılması ve programlara katılacağına söz vermesi. Eğer ABD başı çekerse, diğer ülkeler de ABD'yi izler. Soru: İklim değişikliği sorununun çözümü için neler yapmalı? Bjorn Lomborg: (Danimarka'daki Copenhagen Business School'da siyaset bilimcisi. Son olarak Küresel Isın ma Kılavuzu isimli bir kitabı var) Bu yüzyıl içinde bir çözüm üretmek zorundayız. Pek çok insana göre bu, fosil yakıt tüketiminin azaltılması anlamına geliyor. Ancak şu anda çok fazla kesintiye gitmek kârlı değil. Kyoto Protokolü'ndeki gibi kesintilere gitmek yılda 180 milyar dolara mal oluyor. Ve bu önlemler yüzyılın sonunda küresel ısınmada yalnızca 7 günlük bir gecikme sağlayacak. Bu kadar küçük bir kazanç için bu çok yüksek bir bedel. Karbon dioksit kesintisinin maliyetini de düşürmek zorundayız. Bunun için yeni çözümler için ARGE'ye örcelik vermek, yeni çözümler bulmak, korbon emisyonu olmayan enerji teknolojilerine güneş ve rüzgâr enerjisi gibi yatırım yapmak gerekir.