Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
HUKUK BİLİMİ Kabahatler, toplum düzeni ve yaptırımlar İnsan, hayvanlar gibi, yaşamını tek başına sürdürebilecek doğal araç ve gereçlerden yoksun olmasına karşın; düşünme, düşünceyi işleme ve konuşma gibi doğal yetilerle (meleke) donatılmıştır. Bu biyolojik ve psikolojik özellikleri; insanı, toplum içinde birlikte yaşamaya yönlendirmiştir. Çetin Aşçıoğlu Yargıtay Onursal Üyesi cetinascioglu@gmail.com B aşka bir seçeneği olmayan insanın, psikolojik yeğlemelerinin etkisiyle, toplumsal yaşamı olumlu ya da olumsuz etkileyecek davranışlar içinde bulunması da doğaldır. Bu gücü özündeki özgürlükten alır. İnsan aynı zamanda bencil bir yaratık olduğundan; sınırsız özgürlük, toplumsal yaşam için gizil bir tehlike oluşturur. Bu nedenle; en ilkel toplum yaşamından günümüze kadar; örf, ahlâk, din ve hukuk kurallarıyla özgürlüğümüz sınırlandırılmıştır. Kuşkusuz toplumsal yaşamı kolaylaştırmak ve korumak amacıyla. Özellikle on sekizinci yüzyılın sonlarında başlayan sanayi, tecimsel ve ekonomi alanındaki gelişmeler ve kentleşme, İnsanın bireysel ve toplumsal ilişkilerine yeni boyutlar kazandırdı. Bu gelişme ve ilişkiler toplumsal yaşama kazanımlar sağlarken; güvenlik, eğitim, sağlık, çevre ve ekonomik sorunları nı da gündeme getirdi. Bu bağlamda en etkin görevi hukuk kuralları üstlenmiştir. Hukuk, toplumun gereksinimlerini, insanın biyolojik ve psikolojik yapısını ve değerlerini göz ardı etmeden, adalete yönelmiş bir düzen amaçlayarak; bireyleri kurallara uyarak iyi ve doğru davranışlarda bulunmasını özendirir. Ne var ki; insanın yapısı ve özündeki özgürlük ateşi, kuralları göz ardı etmeyi ve çiğnemeyi tetikler. Bu nedenle hukukun öngördüğü düzenin gerçekleşmesi, yalnız insanın özgürce kullanabileceği istencine bırakılamaz. Hukuk, beklentisinin gerçekleşmemesi durumunda, buyurucu niteliğini devinime geçirerek; cezalandırma ve zorla yerine getirme yaptırımlarıyla donatılarak kendini ve toplumsal düzeni korumaya almıştır. CBT 1089 / 16 1 Şubat 2008 gunsuz, çirkin, yakışıksız davranış” olarak tanımlanır. Bireyler ise, içinde yaşadığımız toplumda, kabahatleri uygun davranış olarak görmemekle birlikte; aykırılıkları, çoğun, ya ilgisiz kalma (adam sende) ya da hoşgörüyle bağışlanabilir bir davranış olarak değerlendirme eğilimindedir. Haziran 2005'te yürürlüğe giren Kabahatler Yasası'nda, Kabahat deyimi “yasanın, karşılığında idari yaptırım uygulanmasını öngördüğü haksızlık” olarak tanımlanıyor. Bu tanımdan bir davranışın kabahat olarak nitelendirilebilmesi için, “yasada öngörülmüş (açık ya da çerçeve hükümle) ve tanımlanmış soyut bir buyruk”, “kuralı çiğneyen haksız bir davranış” ve “davranışa idari bir yaptırım (para cezasıidari önlem)” öngörülmüş olmalıdır. Yasa, kabahatlerle ilgili düzenin amacını; toplum düzenini, genel ahlâkı, genel sağlığı, çevreyi ve ekonomik düzeni korumak” olarak açıklıyor. Bu nedenle; kabahatlerle ilgili kuralların, toplumsal yaşamı dört bir yandan buyruk ve yaptırımlarla çevirerek, özgürlüğümüzü büyük ölçüde sınırlandırması söz konusudur. Bu sınırlandırma barış ve güven içinde toplum düzeni kadar, bireysel özgürlüklerin de güvencesidir. Tersi durumda ortaya çıkacak kargaşa, özgürlükler için de tehlike oluşturur. Kabahatler yasasında: “Emre aykırı davranış”; “Dilencilik”; “Kumar”; “Sarhoşluk”; “Gürültü”; “Rahatsız etme”; “Afiş asma”; ”Silah taşıma”; “İşgal”; “Tütün mamullerinin (sigara) tüketilmesi”; “ Kimliğini bildirmeme”; “Çevreyi kirletme” tanımlanarak kabahat çeşitleri olarak sayılmıştır. Ne var ki; kabahatler, bu sayılanlarla sınırlı değil. Yönetsel (idari) düzenin söz konusu olduğu ve kuralların yaptırımlara bağlandığı her alanda karşımıza çıkar. Örneğin trafik düzeni kuralları gibi. maz. Yanlış olan, yasal düzeni işletecek altyapıyı oluşturmadan kural ve yasaklarla sorunları çözme eğilimimizdir. Bu bağlamda, kabahatlerin söz konusu edildiği alanlarda; denetim ve soruşturma yapacak kişi ve karar orunlarının (makam) yaygın ilgisizliğini, duyarsızlığını ve kayırmacılığını göz ardı edebilir miyiz? Ne var ki; toplumsal düzenin yaptırımlarla oluşturulmuş kurallarına, yasaklarına aykırı davranışları önlemeyi, yalnız kamu gücünü kullananlardan beklemek de doğru olmaz. Toplum da, aykırı davranışlar karşısında sessiz ve tepkisiz kalıyorsa, hak bireylerce aranmıyorsa, hem kuralların anlamı kalmaz hem de kamu gücü etkinliğini yitirir. Bugün ülkemizde yaşanan budur. “Kabahat gizlenirse büyür, söylenirse küçülür” özdeyişi (1) bu gerçeği iyi anlatmıyor mu? Kabahatlerle ilgili yasal düzenlemeler eksik, hatalı olabilir; ülkemizde örnekleri de çoktur. Ne var ki; uygulanmayan yasa, kötü yasalardan daha tehlikelidir. Bireylerin tinsel (ruhsal) yapısını doğrudan etkileyerek iç dünyasında yıkımlar oluşturacağı gibi, hukuk ve toplum düzenine karşı güven sarsılır. Bizim toplumun önemli hastalıklarından biridir, kural çiğnemek; Türk'ün yasağı üç gün sürer yargı ve söylemleri alın yazımız olmamalı. HUKUK KÖTÜ İŞLERSE Yasa koyucunun, suç sayılan eylemlere göre kabahatlerin alanını genişletilmesine çağdaş hukuk da onay vermektedir. Ne var ki, kabahat sayılan eylemlerin izlenmesi ve cezalandırılması kadar, yaptırımların caydırıcılığı da önemli. Bu bağlamda öngörülen para cezalarının bu işlevi yerine getireceği kuşkuludur; trafik kurallarının çiğnenme düzeyinin yüksek boyutlarda olması tipik bir örnektir. Kabahatler yasası ile ilgili verdiğim kısa bilgi ve düşüncelerden, hukuk düzenimiz hakkında genel bir sonuç yargısı çıkarabiliriz: Kötü işleyen bir hukuk ve toplum düzeni yürürlüktedir; toplumsal düzenin olmazsa olmazları adalet ve güven bunalımı yaşanmaktadır. Bu nedenle kötü işleyen düzen, çağdaş hukukun beklentileri ve insana saygı doğrultusunda yeniden yapılandırılmalı. AB'nin önümüze attığı ve de onurumuzu yaralayan buyruklarını yasallaştırmak da tek başına çözüm değildir; uygulama önemlidir. Ne var ki; iş başındaki politik güç; dinsel açıdan bile doğruluğu tartışmalı “türban” konusunu, toplum düzeninin tek sorunu gibi ve bireylerin dinsel duygularını ve inançlarını sömürerek güncelleştirmeyi yeğliyor. Güneş balçıkla sıvanmayacağına göre, toplumun sürekli uyutulması da söz konusu olamaz. Unutmayalım, iyi yönetilmeyen devlet çökerse ilk altında kalanlar yöneticiler olur. Tarih yanılmaz. (1) F.Safa Türkçe sözlük (kabahat) (2) Kişi, gerçekten üzerine atılan kabahati işlememiş olabilir ya da uygulanan yaptırım yasaya uygun olmayabilir. Bu durumda ; “para cezası” ve “mülkiyetin kamuya geçirilmesine ilişkin” idari karara karşı; on beş gün içinde yetkili “sulh ceza mahkemesine “başvurma ve bu karara karşı da Ağır Ceza Mahkemesi” ne itiraz hakkı vardır. YANITIM: “HAYIR” KABAHAT VE AYKIRILIK Çağdaş hukuk, çiğnenen kuralın amacını, aykırı davranışın bireylerde ve toplumda yarattığı tepki ve yıkımı, insanın yapısını gözeterek, yaptırımları suç ve kabahatler olarak iki ayrı bölümde değerlendirmek gereğini duymuştur. Arapçadan alıntı k a b a h a t, sözlüklerde “uy Bu kısa açıklamadan sonra şu soruya yanıt arayabiliriz: Kabahat olarak tanımlanan bunca kurallara ve yaptırımlara karşın; özellikle ülkemiz açısından adaletli ve güvenli yaşam düzeni gerçekleşmiş midir? Yanıtım, “hayır”dır. İşte “canavara dönüşen trafik düzeni”, işÖğrenci kongresine çağrı te “mal ve hizmet satıcıların Ege Üniversitesi'nde 2730 Ağustos 2008 tarihleri arasında davranışları”, işte “işgal edilmiş düzenlenecek olan “Ege Üniversitesi 1. Moleküler Biyoloji ve Genetik meydan, yol ve kaldırımlar”: işÖğrenci Kongresi”ne, düzenleyiciler herkesi davet ediyor. Kampus te “bilinçsizce kirlettiğimiz çevKültür Merkezi'nde düzenlenecek kongrenin bilimsel program içeriğinde re”; işte “erinç (huzur) bozan açılış konuşması, sözlü sunumlar, poster sunumları, bilimsel klip gürültüler”; işte “göz kirliliği yayarışması, sunumlar arası sosyal klipler, sertifika dağıtım töreni ve ratan sorumsuzca afis ve duyuru kapanış konuşması var. Tüm bunların dışında kongreye katılan herkesin asmalar” ve daha niceleri. hoşça vakit geçirmesi için, bilimsel program sonrası sosyal aktiviteler Neden? Yaptırımlarla donadüzenlendi: Açılış kokteyli, tanışma partisi, konser ve yat gezisi... tılmış yasal kural ve düzenlemeBilgi: iletisim@egembg.org ; www.egembg.org lere gereksinim olduğu tartışıla