Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
BİLİM DÜNYASINDAN K I S A SONUNDA İNSAN EMBRİYOSU DA KOPYALANDI Amerikalı bilim insanları ayıklanmış bir yumurta hücresi ve uzmanlaşmış bir cilt hücresinin kalıtımıyla insan embriyosu üretmeyi başardılar. Açıklamalara göre bu amaçta üç genç kadının 29 yumurta hücresinden yararlanılmış. Embriyonun gerçekten de kopyalandığı, embriyonik hücrelerin çekirdek ve mitokondri kalıtımlarının analiziyle kanıtlandıysa da, yapay olarak üretilen embriyodan embriyonik kök hücreleri elde edilememiş. Oysa bu uzmanlaşmamış hücreler tedaviye yönelik kopyalama için umut olan yedek dokunun ana malzemesidir. Stemagen Corporation araştırmacısı Andrew French, yaşları 2024 yaş arasında değişen yumurta bağışçı H A B E R L E R dımcı maddeler gerektirmekte. Araştırmacılar bu yüzden devre mekanizmasını tek bir türden ve birbiriyle uyumlu olan maddelerle bir araya getirerek esnek bir plastik folyo üzerine yerleştirdikten sonra sıvı akımlarıyla birleşene kadar beklemişler. Lensi taşıyanlar, minik yapı parçalarını göremiyor. Yeni lenslerin örneğin başka bir ekran olmadan her zaman rotayla ilgili güncel verileri takip etmek isteyen pilotlar için uygun olabileceği tahmin ediliyor. Yeni teknoloji öte yandan oyun endüstrisi için de ilginç olabilir. Oyuncu hareket özgürlüğünü kaybetmeden tamamen sanal dünyaya dalabilecek diyor araştırmacılar. Basit bir versiyonunun kısa bir süre sonra üretilebileceğini söyleyen bilim insanları asıl ürünün ne zaman hazır olacağını henüz bilemiyorlar. EKRANI GÖZE TAŞIYAN LENS İçine devre mekanizması ve ışıklı diyotlar yerleştirilmiş esnek ve saydam bir plastik lens üretmeye başaran Amerikalı bilim insanları, gelecekte gözde bir tür sanal ekran gibi işleyen bir lens geliştirebilmeyi umuyorlar. Washington Üniversitesi'nden Babak Parviz, prototipin henüz görüntü oluşturmadığını ama gerekli bileşimlerin bir araya getirilmesinin ilkece mümkün olduğunu söylüyor. Yeni lens, Parviz'in çalışma arkadaşı Harvey Ho tarafından Tucson'da gerçekleştirilen IEEEMEMS konferansında tanıtıldı. Ekran lensin prototipi görüntü üretimi için gerekli devre mekanizması ve kırmızı LED'lere sahip. Lensin üretimindeki en büyük zorluk malzeme kombinasyonu diyor araştırmacılar. Çünkü beden içinde kullanılabilen organik maddeler genelde çok hassas, silisyum gibi inorganik maddelerden devre üretimi ise çok yüksek sıcaklık ve toksik yar DÖRT BASİT KURALA GÖRE 14 YIL DAHA UZUN YAŞAMAK MÜMKÜN 1993 yıldan bu yana 45 yaş üzeri 20.000 kişinin yaşamını izleyen Cambridge Üniversitesi araştırmacısı KayTee Khaw, sigara içmeyerek, biraz spor yaparak, alkolü ölçülü tüketerek ve günde beş porsiyon meyve sebze yiyerek on dört yıl fazla yaşabileceğimizi söylüyor. Bu kurallardan hiçbirine uymayanların ölüm riski, tüm kurallara CBT1089/4 1 Şubat 2008 larının daha önceki bağışçılara kıyasla çok daha genç olduklarını ayrıca yumurta hücrelerinin bağışçılardan alındıktan sadece bir iki saat sonra kullanıldığını söylüyor. Kullanılan DNA ise iki erkek cilt hücresinin iki hücre dizisine aitti. Bu hücreler uzun bir süre önce laboratuvarda kültüre alınmış. Bu şekilde oluşan toplam beş embriyon, yüz hücreden daha az oluşan blastosist evresine kadar gelişmiş. Kalıtım analizlerinden anlaşıldığı üzere bu embriyonlardan biri cilt hücreleriyle özdeş, dolayısıyla da gerçek bir kopya sayılmakta. Diğer iki embriyonun hücre çekirdeğinde de cilt hücrelerinin kalıtımı bulunuyordu ancak bu blastosistlerde, mitokondrilerin incelenmesi mümkün olmamış. Sonuçlar yine de tedaviye yönelik kopyalamada önemli bir adım sayılır. Sonuçta yöntem her insana uygun embriyonik kök hücre üretimini olanaklı kılmakta. Bu kök hücrelerden ise hasta organlarının yerine sağlıklı organlar elde edilebilmekte. French ve çalışma arkadaşları şu sıralar son tekniğe göre üretilen embriyonlardan bu tür kök hücreleri ayıklamaya çalışıyorlar. Paleontoloji uyan on dört yaş büyük kişiler kadar yüksek. PloS Medicine dergisindeki yazıda, bu gözlemin sosyal sınıf ve beden ağırlığının dikkate alınmayarak yapıldığı söyleniyor. Khaw ile birlikte çalışan araştırmacılar 1993 ve 1997 yılları arasında yaşları 45 ve 79 arasında değişen 20.244 erkek ve kadınla anket yapmışlar. Bu insanların hiçbirinde kanser veya kalp/dolaşım bozukluğu bulunmuyordu. Araştırmacılar 2006 yılına kadar gerçekleşen tüm ölümleri kaydetmişler. Kuralların uygun bir şekilde yerine getirilmesi için mesela çalışanlar boş zamanlarında düzenli olarak spor yapmalı ve herkes günde iki kadehten fazla şarap veya yarım litreden fazla bira içmemi. Araştırmaya katılanların sebze ve meyve tüketimi, kanlarındaki C vitamini seviyesine göre belirlenmiş. Yaklaşık on bir yıllık bir gözlem sonucunda hiçbir kuralı yerine getirmeyenlerde ölüm riskinin, tüm kuralları yerine getirenlerin aksine dört misli yüksek olduğu ortaya çıkmış. Araştırma, İngiltere'nin Norfolk kentinde yapıldığı için bu sonucun diğer bölgelerde de kanıtlanması gerekmekte ama bilim insanları yine de yaşam biçiminde yapılacak bu dört önemli değişikliğin orta yaş ve üzeri yaşlardaki insanların sağlığı üzerinde önemli etkiler yapacağına inanıyorlar. KARANLIK ENERJİ BİLGİSAYARDA TASARLANDI DEV FARE FOSİLİ Uruguay'da en büyük kemirgene ait bir fosil bulundu. Proceedings dergisindeki yazıya göre boğadan bile büyük olan kemirgen tahminlere göre 1000 kilo ağırlığındaydı. Kalıntılar bugüne kadar bilinmeyen bir tür olarak sınıflandırıldı. Günümüzde yaşayan kemirgenler normalde en fazla bir kilo ağırlığında oluyorlar. Yaşayan en büyük kemirgen ise güney Amerika'da görülen 60 kilo ağırlığındaki kapibaradır (Hydrochoerus hydrochaeris). Rio de la Plata sahilindeki 53 santim uzunluğundaki kafatası Montevideo Doğa Bilimleri Müzesi'nden Andres Rinderknecht ve Ernesto Blanco tarafından bulunmuş. Açıklamalara göre kafatası neredeyse eksiksiz. “Josephoartigasia monesi” olarak adlandırılan kemirgen tahminlere göre Pliosen ve Pleistosen dönemleri arasında iki ila dört milyon yıl önce yaşıyordu. Durham Üniversitesi'ne bağlı Computational Cosmology Enstitüsü'nde (ICC) evrenin gelişimiyle ilgili ayrıntılı bilgisayar simülasyonlarıyla, karanlık enerjinin ne şekilde ölçülebileceği gösterildi. Sonuçlar astronominin en büyük gizinin çözülmesinde yardımcı olabilecek. Karanlık enerjinin yaklaşık olarak on yıl önce keşfedilmesinden bu yana fizikçiler karanlık enerjinin gizini çözmeye çalışıyorlar. Karanlık enerjinin varlığı bilinmesine rağmen ne şekilde ortaya çıktığı ya da niçin üretildiği bilinmiyor. Oysa bilim insanları artık evrenin