Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SON ARAŞTIRMALAR EVRENDEKİ EN KARANLIK GALAKSİ Neredeyse görünmeyecek kadar küçük olan cüce galaksi Segue 1’de astronomlar bugüne kadar yalnızca 24 yıldız saptadılar. Bunlar ancak 350 güneş kadar ışık yayıyor. Fakat bu zayıf ışımaya karşın Segue 1 olağanüstü miktarda madde içermekte. Yale Üniversitesi’nde Marla Geha yönetiminde çalışan astronomlar, az sayıdaki yıldızları bir arada tutan çekim kuvveti, 450.000 güneşin çekim kuvvetine eşit diyorlar Astrophysical Journal dergisinde. Bu açıdan bakıldığında Segue 1 evrenin en karanlık galaksisi. Oysa astrotermeyenler ise sol politikaları destekliyor. Nebraska Üniversitesi’nde Douglas Oxley ile çalışan bilim insanları tarafından gerçekleştirilen psikolojik reaksiyonlarla ilgili bir araştırmaya göre, şok edici resimlere ve şiddetli gürültülere karşı aşırı tepki verenler sağcı politikaları destekliyor ve silahlanmaya, ölüm cezasına ve kısıtlayıcı göçmen politikalarına sıcak bakıyorlar. Korku uyartılarına kayıtsız kalanlar ise pasifist ve gelişim yardımlarını destekliyor. Sonuçları değerlendiren araştırmacılar, siyasi görüşün yalnızca kişisel deneyimlerle ilgili olmadığını, bi. Bu fotoğraflar gösterilirken aynı zamanda beklenmedik anlarda ortaya çıkan gürültüler de dinletilmiş katılımcılara. Araştırmacılar bu deney sırasında katılımcıların cilt iletim yetisindeki değişimleri, tıpkı deneklerin psikolojik heyecanını yansıtan yalan detektörü testinde olduğu gibi ölçmüşler. Aynı zamanda da kişilerin hissettikleri korku derecesini açıklayan göz kası hareketleri takip edilmiş. Bu şekilde en fazla korkanların, ordunun silahlanmasına, soruşturmacılara aramalar sırasında daha fazla yetki verilmesine ve ölüm cezasına olumlu baktıkları ortaya çıkmış. Bu kişiler genelde itaatkârlar, Irak savaşına karşı değiller, okullarda dua edilmesinden yanalar. Ayrıca aynı cinsler arasında gerçekleştirilen evlilikleri onaylamıyor. Korku uyartılarına daha az tepki gösterenler ise daha çok liberal görüşlere sahip. nomlar daha önceleri bu yıldız topluluğunun bir küresel yıldız kümesi olduğunu sanıyorlardı. Fakat yeni sistematik gökyüzü haritalama yöntemleri sayesinde artık bilinenden çok daha fazla karanlık galaksinin bulunduğu öğrenildi. Geha, Segue 1 yalnızca birkaç yüz yıldız barındırmasına rağmen yüz ila bin misli kütleye sahip olan bir galaksinin en olağandışı cismi diye açıklıyor heyecanla. Bu tür karanlık galaksilerin sıklığına göre galaksilerin ne şekilde oluştukları öğrenilebilecek. Çeşitli teorilere göre büyük ve küçük galaksiler birbirlerinden farklı davranıyorlar. Bu yüzden kesin sayıların bilinmesi önemli. Segue 1 ile öte yandan karanlık maddenin ne tür parçalardan oluştuğu açıklanabilecek. 1990’lı yılların sonunda altın çıkarılırken keşfedilmişti. Fakat yaşı ancak şiddetli bir yağmurun ardından kül tabakasının ortaya çıkmasından sonra hesaplanabildi. Hesaplara göre kül 680.000800.000 yıl yaşında. İklim araştırmacıları için sürpriz olan bu sonuç permiyen toprağının sıcak dönemlerde ne şekilde davrandığını açıklayan bilgiler verebilecek. Güncel iklim modellerinden çıkan sonuçlar, küresel ısınmanın perm toprağını önemli ölçüde eritebileceğini göstermekte. Bu süreç sırasında ise şu anda buzun içinde sıkışıp kalan büyük miktarlarda karbon açığa çıkacak. Karbonun indirgenmesi ise karbondioksit ve metan gibi diğer sera gazlarının üretilmesi ve sıcaklıkların artması anlamına geliyor. SAĞCILAR VE SOLCULAR Amerika’da gerçekleştirilen bir araştırmaya göre sağcılar daha korkak. Korku uyartılarına tepki gös belli başlı psikolojik reaksiyonlara da bağlı olabileceğini söylüyorlar. Oxley ve arkadaşları Nebraska eyaletinde rasgele 1.310 Amerikan vatandaşı seçerek politik görüşleriyle ilgili genel sorular sormuş. İkinci bir araştırma için yalnızca en abartılı yanıtları verenler çağırılmış. 46 gönüllü böylece kapsamlı bir anketle gelişim yardımı, göçmen yasaları, silahlanma gibi politik konularla ilgili görüşlerini açıklamışlar. Bu anketten iki ay sonra ise araştırmacılar katılımcılara ürkütücü resimler göstermişler. Mesela yaralı bir yüz üzerinde gezinen bir örümcek gi SANAT ESERLERİ AĞRI KESİCİ GİBİ ETKİYOR Güzel bir tablo izleyici üzerinde TIP ARAŞTIRMALARI KUZEY AMERİKA’NIN EN ESKİ BUZU Alberta Üniversitesi’nden (Kanada/Edmonton) Duane Froese ile birlikte çalışan bilim insanları, Kanada’nın Yukon bölgesindeki Klondike altın madeninde Kuzey Amerika’nın en eski buzunu buldu. Buzun içindeki bir kül tabakasının analizi sonucunda da buzun en az 680.000 yıllık olduğu anlaşıldı. Bu tarih, buzun birçok buz devrinde varlığını sürdürdüğünü ve aralardaki sıcak dönemlerini de atlattığını gösteriyor. Buradan anlaşıldığı üzere, buz kütleleri iklim değişimini hesaplayan modellerle elde edilen sonuçlardaki kadar hızlı erimiyor. Kuzey Amerika’nın en eski buzu aslında EPİLEPSİ TEDAVİSİNDE ÖNEMLİ ADIMLAR Alman uzmanların açıklamalarına göre epilepsi tedavisinde son on yılda önemli gelişmeler yaşanmış. “Hastaların %7080’i artık yaşamlarını rahat bir biçimde sürdürebiliyor”, diyor Rostock Üniversite Kliniği (Almanya), Psikoloji Enstitüsü Müdürü Rüdiger Köhling. Tedavilerin iyileşmesinde özellikle de epilepsi cerrahisinde yaşanan gelişmeler çok önemli. Ayrıca yeni ilaçlar eskileri kadar yan etki yapmıyor. Berlin’de gerçekleştirilen 8. Epilepsi Kongresi’nin organizatörlerinden olan Köhling, ilaçların sinir hücrelerindeki uyarıları azalttıklarını veya nöronsal uyarıları engelleyen maddelerin etkisini güçlendirdiklerini söylüyor. Epilepsinin nedenleri beyindeki yaralanmalar veya bozukluklar olabileceği gibi tümörler de olabiliyor. Fakat hastalığın nedeni vakaların %70’inde tam olarak anlaşılmıyor. Son araştırmalar,epilepsi kaynağı şakak loplarında bulunan hastalarda, epilepsinin bir otobağışıklık hastalığına bağlı olarak gelişebileceğini ortaya koymuş. Bu durumda bağışıklık sistemi bedenin kendi dokusunu yabancı doku olarak algılayarak savunmaya geçiyor. Ancak antikorların nereye yönlendikleri henüz bilinmiyor. Bu tür hastalar, bağışıklık sistemini baskılayan kortikoit gibi ilaçlarla tedavi edilebilmekte.”Bugüne kadar genelde kötü bir şekilde seyreden bu epilepsi türlerinin sandığımızdan çok daha fazla olduğunu biliyoruz artık” diyen Köhling, yeni araştırmaların önemini vurguluyor Berliner Zeitung gazetesinde. CBT 1124/ 4 3 Ekim 2008