27 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

OOOF OFF LINE Tanol Türkoğlu (tanolturkoglu@gmail.com) niyor. Projede AB’ye üye 13 ülkeden 20 araştırma grubu yer alıyor ve projenin bütçesi 7.3 milyon Avro. BIOMAT grubu şu ana kadar 3 patent, 2 patent başvurusu, 100’den fazla uluslararası bilimsel makale ve 4 kitap yayımlamış durumda. KOKPİTTEKİ GÖSTERGE ARIZALARI İÇİN ÖNLEM Havacılık sektöründeki bakım ve onarım görevlileri, Amerikan Hava Güvenliği Polisi tarafından şiddetle cezalandırıldı. Nedeni mühendislerin kokpitlerdeki göstergelerde ortaya çıkan sorunları zamanında gidermek için yeterince çaba sarf etmemeleri. Airbus A320’lerde kokpitteki göstergelere elektrik taşıyan bağlantı sistemlerinde bir arıza olduğu zaman destek sistemi otomatik olarak devreye girmiyor. Bu durumda pilotlar tehlikeli bir şekilde göstergesiz kalıyorlar ve normal duruma dönebilmek için riskli kararlar almak zorunda kalıyorlar. Bu tür arızalar Mayıs 2007 tarihinde 27 Airbus uçağında meydana geldi ve Airbus şirketi A320 elektrik sistemini yeniden değiştirmek zorunda kaldı. Ancak hem Avrupa Havacılık Güvenlik Dairesi’nin, hem de Amerikan Federal Havacılık Yönetimi’nin bu sistemin uçaklara yerleştirilmesi konusunda yeterince ısrarlı davranmaması eleştiriliyor. Dijital yerliler bilginin sıvı halini yaşıyor; şeffaf dogma kalıpları içinde kirlendikçe onları döküp temiziyle yeniden doldurabiliyor. Bilginin katı halini yaşan dijital göçmenler için dogma kalıbı ile katılaşmış bilgi olan dogmatik düşünce aynı şey. Onu oradan çıkarıp atması ve yerine yeni ve daha temizini yerleştirmesi ne yazık ki çok zor. Bilginin Sıvı Hali Sonuçta tüm dünya bir kez daha Türk’ün dediğine geliyor. Önce matbaayı sınırlarından içeri yüzyıllarca sokmadığı için sonra da atalarından devraldığı bu mirası kitap okumama şeklinde sürdürdüğü için suçlanan, eleştirilen Türk insanı meğer 21. yüzyılın bilgi çağını daha o yıllarda görmüş de ondan dolayı böyle davranıyormuş. İnternetin, özellikle de web’in son on beş yılda dünya sathında yayılması, dünyada okuma alışkanlıklarını da değiştirmeye başladı. Yapılan araştırmalarda insanların artık uzun makale ya da kitapları okuyamadıkları, konsantrasyonlarının giderek çok daha kısa sürede dağılmaya başladığı tespit ediliyor. Dijital kültürün dünyaya nüfuz etmesiyle birlikte gündeme dijital yerli ve dijital göçmen olguları geldi. Dijital yerli; dijital kültürün içine doğmuş gençler ya da çocuklar. Bugün en yaşlıları üniversite çağındalar. Dijital yerliler doğduğunda evlerinde bilgisayar vardı, cep telefonu vardı. Dolayısıyla onlar için bilgisayar, internet, cep telefonu, dijital iletişim, dijital kültür adapte olunması gereken bir engel değil. Ancak dijital yerlilerin ebeveyni ya da daha yaşlı akrabaları durumunda olanlar için bu olgular gerçekten de “mertlik bozan tüfek” statüsünde, ortaya sonradan çıkan şeyler. Ancak boynuz kulağı öyle bir geçti ki dün yeni dünyalar yaratan bu insanlar, bugün yaratmış oldukları o yeni dünyalara adapte olmakta zorluk çeken birer dijital göçmen durumuna düştüler. Ne paradoks! Bugün dijital göçmen statüsüne giren yirmili yaşlardan büyük ötekiler, son kırk yıllarını aslında bugün dijital kültür denilen olgunun altyapısını, donanımını, yazılımını, haberleşmesini icat etmekle geçirdiler. Interneti, webi, epostayı, chatleşmeyi, cep telefonunu, SMS ile haberleşmeyi icat eden kuşaklar, bugünün dijital yerlileri (kendi çocukları ya da torunları) tarafından ikinci sınıf vatandaş olarak sınıflandırılıyor. Evinde teknoloji bilgisizliği nedeniyle çocuğundan ya da torunundan fırça yememiş bir ebeveyn var mı? İşte bu yeni dijital dünyanın temel ögelerinden birisi de webin ortaya çıkmasıyla kendini gösteren hiper metin (hypertext) olgusu. Hiper metin, metnin içine bir yandan her türlü (görsel, işitsel) ögenin girmesini sağlamakta ve metni sadece kelime ve tümcelerle sınırlamamakta; diğer yandan ise metnin statik ve yukarıdan aşağıya doğru sabit bir yönde ilerlemesi olgusunu yerle bir etmektedir. Bugün bir web sitesini açıp da bir paragraf okurken, linklenmiş bir kelimeyi tıklayarak bambaşka bir sayfaya geçebilir ve bambaşka bir metni okurken bulabilirsiniz kendinizi. Ya da metnin altına eklenmiş link sizi bir video klibine götürebilir; o video klibinin altında ise o kliple benzer özellikler içeren başka klipler bulabilir ve o kliplerin sayfalarına yelken açabilirsiniz. Nerede kaldı yukarıdan aşağıya okuma? Evet sınıfta kaldı. Artık kimse uzun uzun metinleri, yukarıdan aşağıya doğru okumak istemiyor. Onun yerine araya girmiş bir videoyu izlemeyi, bir resme bakmayı, belki o görsel malzemenin anımsatacağı başka bir şeyi yapmak üzere başka bir web sayfasına dallanmayı tercih ediyor. İşin ilginci dijital yerliler için bu çok doğal bir “okuma” serüveniyken benim gibi dijital göçmenler için konsantrasyonun yok olmasına neden olan tek ve en büyük tehlike nedeni. Dijital yerliler bilginin hızlı bir şekilde aynı anda birden fazla çoklu ortamdan ekranına gelmesini tercih ederken, dijital göçmenler bilginin yavaş ve kontrollü bir şekilde ve sınırlı kaynaklardan akmasını bekliyor. Hal böyle olunca göçmenler için internet güvenilirlikten uzak bir bilgi kirliliği. Biz göçmenlerin zihni bugün, gündelik hayatımızda pek de işe yaramayan, ama güvenilir ve doğru pek çok bilgi ile dolu. Yerlilerin sahip olduğu bilgi ise belki bizimki kadar temiz ve doğru değil ama pratik yaşamlarına derhal kanalize edebildikleri bilgiler bunlar ve doğrusu yeri geldiğinde kirli olanı temiziyle değiştirme konusunda çok yetenekliler. Dijital yerliler bilginin sıvı halini yaşıyor; şeffaf dogma kalıpları içinde kirlendikçe onları döküp temiziyle yeniden doldurabiliyor. Bilginin katı halini yaşan dijital göçmenler için dogma kalıbı ile katılaşmış bilgi olan dogmatik düşünce aynı şey. Onu oradan çıkarıp atması ve yerine yeni ve daha temizini yerleştirmesi ne yazık ki çok zor. ULTRA DUŞ BAŞLIĞI İLE YUMUŞAK BİR SAÇ VE PÜRÜZSÜZ BİR CİLT Herhangi bir duş başlığından farklı olarak, Nikken’in geliştirdiği “Nikken PiMag Ultra Duş Başlığı”, sudaki kireç, klor ve ağır metalleri süzüyor. Bu şekilde saçların daha yumuşak ve cildin daha pürüzsüz olmasına yol açıyor. Dünyanın her yerinde suyu dezenfekte etmek için kullanılan klor, banyo yapmak için pek de doğru bir kimyasal olmamakla beraber musluklardan akan suyun dezenfekte edilmesi amacıyla kullanılmaktadır. Sıcak su ile buharlaşan klor, solunduğunda kana karışabilir. Aslında her gün vücudumuza giren klorun % 50’si, özellikle yaz aylarında daha da sıklaştırdığımız “yıkanma” esnasında meydana gelmektedir. “Nikken PiMag Ultra Duş Başlığı”, sadece kloru uzaklaştırmakla kalmayıp, aynı zamanda suyu ağır metallerden, sülfitten, kirden, tortudan ve kokudan da arındıran gelişmiş bir su filtresine sahiptir. “Nikken PiMag Ultra Duş Başlığı”nın içinde bulunan özel olarak seçilmiş filtre katmanları, silikatlar ve mıknatıslar, sıradan bir musluk suyu için tamamen doğal bir temizleme süreci yaratır. Böylece klordan ve diğer ağır metallerden arınan su ile yapılan duşlar sonrasında, saçlarınız daha yumuşak ve kepeksiz, cildiniz daha pürüzsüz hale gelir. “Nikken PiMag Ultra Duş Başlığı”, beş farklı ayarlanabilir su püskürtme opsiyonu ile masaj özelliğine de sahiptir. Nikken Wellness Türkiye: 216 554 94 00 www.nikkenturkey.com.tr Derleyen: Reyhan Oksay CBT 1124/ 19 3 Ekim 2008
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle