27 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

PALEONTOLOJİ Pteranodon mizin bizlere okuduğu dinî kitaplarda anlatılan masallarda Âdem peygamberin bilgi ağacının meyvesini yemeğe cüret ettiği için cennetten kovulmadan önce Tanrının emriyle tüm yaratıklara isim verdiğini hatırlarız. Ancak onlar arasında da bu canlılar yoktur. Morganucodont hareket eden canlılar belirmeye başlar: Bunlar koyun büyüklüğünde, tembel tembel yürüyen hayvancıklardır (Lystrosaurus). Aracımızın göstergesi artık dışarıda havanın nefes alabileceğimiz düzeyde oksijenlendiğini işaret etmektedir. Aracı yere indirip, hemen gördüğümüz garip hayvanlardan birinin yanına koşarız. Bunlar vücutları bir silindire benzeyen, kısa kuyruklu sürüngenlerdir. Göğüs kafesleri, küçük vücutlarına nazaran çok geniş olan bu hayvanların ortamda az olan oksijene göre geliştikleri dikkatimizi çekmiştir. Dünyaya ne olmuştur böyle? Helikopterimizle saatlerce, günlerce dolaştığımız halde manzara büyük bir değişikliğe uğramaz. Gördüğümüz hayvanların neredeyse yüzde doksanı daha önce karşılaştığımız, koyun boyutlu, tembelimsi hayvandır. Bitkiler de çok azalmıştır. Sanki Ve bir de kendini dünya bir çevre felâkeâlim addedip, 10 Katinden sonra çölleşmişsım'da, başka zamantir. larda kıymetli (!) fiDaha önceki seyahatlerimizde gördüğükirlerini serdettiği müz hayvanlarınsa izi köşeciğini bir futbol yoktur. maçına ayırmayı marifet sanabilecek düşünce düzeyine sahip büyük entellektüellerimizin (!) bar ve kokteyl köşelerinde Atatürk'ün sözlerini ve düşüncelerini 'passé' (vakti geçmiş) olarak takdim ettikleri fikir incileri var. 140 MİLYON YIL ÖNCE DİŞLİ KUŞLAR CBT 1087/ 10 18 Ocak 2008 Bu âfet ortamı hem canımızı sıkmış, hem de bizi korkutmuştur. Aracımıza binip, tekrar yola çıkarız. Uzağa gitmek isteriz zamanda. Bu felaket dünyasından uzaklara. Bu sefer elimiz tesadüfen 140 milyon yıla gider 'vites' üzerinde. Şimdi geldiğimiz dünya gene tamamen değişiktir. Her şeyden önce zengin ormanlar vardır gene. İlk defa ortalıkta çiçekler dikkatimizi çeker. Dünya sanki daha bir renkli olmuştur. Çiçeklerin keyfini çıkaralım derken, tepemizde kuşların uçuştuğunu görerek mutlu oluruz. Onlara bakayım derken birden ilerdeki sık ağaçlıkta dev bir devekuşunun kafası belirir ağaçlar arasından. (Dinozor: Falcarius utahensis). Hayretimizi henüz yenememişken, hayvanın ağzını açmasıyla kendimizi Çin ejderhalarının dolandığı bir masal âleminde sanırız: Bu tüylü hayvanın kanatları yerine kocaman pençeleri vardır ve üstelik ağzı sıra sıra korkunç dişlerle doludur. Renkli tüylerle kaplı bu dev hayvan bizce şüphesiz bir kuştur (başka kimin tüyü olur?) , ama kanat yerine pençeleri, gaga yerine kocaman dişli faraş gibi ağzı olan bir kuş. Böyle şey olur mu? Hayretimiz ve hayvanın tüylerinin renk cümbüşünün güzelliği bizi o derece büyülemiştir ki, aslında koca bir canavar olan bu varlıktan kaçmak aklımıza bile gelmemiştir. Halbuki modern bir ülkede büyümüş olsaydık ve Kuş mu başka bir şey mi bu hayvan derken, paleontoloji biliminin son otuz yılda kazandığı zafertepemizden süzülerek gelen uzun kuyruklu bir ler bize lisede öğretilseydi! Sokak başlarında zır cacennet kuşu (Dinozor: Microraptor gui), garip, dev, hillerin, kaynağı belirsiz paralarla hazırladığı evrim kuşumsu hayvan ile aramızdaki açık alana bir balerin karşıtı zırvalık abideleri olmasaydı. Modern evrim zarafetiyle konuverir. Rengârenk olan bu güzel kuteorisinin beklediği tüm ara türlerin birbiri ardına şun beklendiği gibi bir gagası vardır. Gerçek bir kuş bulunduğunu, bunlar yüzünden eskiden bildiğimiz görmenin verdiği emniyetle tam rahatlamışbalık, çift yaşamlı, sürüngen, kuş ve memeli sınıflarıken...Ama o ne? O gaga içindeki küçük testere şekilnın artık tarih olduğunu öğrenebilecektik, adam gili şeyler? Onlar ne öyle? Diş! Gerçek dişler! Bu kuş bi bir lise biyoloji eğitimimiz olaydı. Bilim dünyası dişlidir!! Hem kanatlarında pençeleri de vardır. nerede, biz nerede kaldık! İnsan evrimini anlatan bir Şimdi bir önceki seyahatlarımızdaki gibi bir sürpriztelevizyon dizisini sunan bir jeolog kendisine genç le karşı karşıya olduğumuzu artık anlamaya başlamıbir hanımın attığı bir elektronik postada bu zavallı şızdır. Buradaki hayvanlar da lisede öğrendiğimiz bikadıncağızın evrim kuramının 'çürütüldüğünü' sanyolojik sınıflamanın hiçbir yerine oturmamaktadır. dığını öğrenerek dehşete düşmüştür. Nerede yaşaHayvanları tanıyakadığımız gibi hangi sınıfa ait olmıştır o bedbaht hanımefendi? Hangi karanlık, handuklarını bile bilememekteyiz. gi zır cahil, hangi zavallı ortamın ürünüdür? Modern Tüylü dev bizi görmeden çekip gittikten sonra dünyada bir ilkokul öğrencisini bile güldürecek o geçirdiğimiz tehlikenin farkına varmışızdır. Kalbimiz sözleri ona hangi akılsız veya kötü niyetli kişi öğretbirden hızla atmaya başlamıştır. Bir taşın üzerine miştir? Yoksa bedava dağıtılan, enfes baskılı o zırvaoturup nefeslenmeye çalışırken ayağımızın altında lık ve yalan dolu gösterişli atlasları mı dolaşan sansar ve fare benzeri hayvangörmüştür? cıklara (Morganucodont sp.) bakıp onların da yumurtlayan memeliler olduğunu, LİSELER VE JEOLOJİ ama ne kendimiz gibi plasental, ne örDERSLERİ deksi hayvan gibi bir monotrem (tek deHele, düşününüz, bir de annemizin likli) ne de kanguru gibi bir marsupial babamızın veya dedemizin okuduğu gi(keseli) olduğunu görürüz. Hayvancıklar bi, bir jeoloji dersimiz de olaydı liselebizim çıkardığımız gürültü ile meraklarımizde. Yalnız yukarıda anlatılanları nı yenemeyip kafalarını yuva yaptıkları değil, depremler ve heyelanlar ülkesi belli olan toprak deliklerinden çıkarıp memleketimizde emniyet içinde yaşabize bakmaktadırlar. Bu gri/kahverengi mayı da belki öğrenebilirdik. Kuraklık kürklü hayvancıkların memeleri vardır Viatkogorgon bizi bu kadar dehşete düşürmez, maliye ve belli ki yuvadan sesleri gelen minicik bakanımız, doğal bir tabiat hadisesini yavrularını emzirmektedirler. bizlere 'takdiri ilahi' diye satıp, kendi hükümetinin yaptıklarını örtbas etmeye teşebbüs edemezdi. RÜYA MI YOKSA! Ama öyle bir ülkede yaşıyoruz ki üniversite (!) Kafamız karmakarışık olmuştur. Bir rüyada sanımezunu bir iktidar partisi milletvekili bir jeoloji prorız kendimizi. Nereden çıkmıştır bu içindeki hayfesörünü arayarak 'Ama evrim teorisi ispat edilmedi vanları hatta sınıflamaktan bile âciz olduğumuz dünki. Değil mi?' diye modern dünyada biraz lise mürekyalar? Bunları düşünürken birden gökyüzünde bir fikebi yalamış hiçbir kimsenin sormayacağı kadar deli lo gözükür. Bunlar boyları neredeyse ufak bir yolcu saçması, zırva, zır cahilâne bir soruyu sorup, sonra uçağınınkine yakın uçan varlıklardır. (Pteranodon). kendisinin ciddiye alınmasını bekleyebiliyor. Bu ceKanat ve gövdeleri bembeyaz olup, yansıyan ışık bu halet düzeyiyle yönetilen bir ülkede, işte bu nedenle gövdelerin kıl veya tüy benzeri bir dokuyla kaplı olbilimin insanlara bahşettiği, şaşırma, merak etme, duğuna işaret etmektedir. Bir yarasa gibi 'deri kanathayran olma, ve haz duyma duyularından tamamen lı' olan bu canlı uçakların dişsiz olan dev gagaları ve yoksun olarak, iğrenç televizyonlarla pespaye gazetekanatlarının ortasından gözüken ön ve arka ayaklalerin ittifakı neticesi hapsolduğumuz seks, şiddet ve rındaki pençeleri sürüngen yapısını andırmaktadır. sık sık mahkemelik olan rezil bir futbol üçgeninden Ama ya o kıl veya tüy benzeri bembeyaz doku? çıkamaz bir haldeyiz. Tek ilgimiz cebimize girmesini Dört kısa yolculuğun bizi uğrattığı şaşkınlıkla istediğimiz para ve onu kullanarak ağzımıza bir şeyler bezgin, markası yabancı olan, ancak borsadaki son tıkmakve cinsel organımızdan çıkartmak istedikvurgunumuz sayesinde satın alabildiğimiz makilerimiz. Bu sınırlar arasında yaşayana 'insan' nemize kurulup vitesi 2008'e ayarladıktan sonra, denebilir mi? koltuğumuza oturup düşünmeye başlarız: Kafamızı zorlayıp aklımıza lisede bize sunulan o kötü kâğıda basılmış zevksiz biyoloji kitaplarımızın içindekileri getirmeye çalışırız. Nafile; o kitaplarda kıllı sürüngenlerden, tüylü sürüngenlerden ve dişli kuşlardan, vücudu kıllarla veya tüylerle kaplı uçan dev canlılardan bahis yoktur. Çocukken büyükleri BİLİM DÜNYASI NEREDE BİZ NEREDEYİZ! CEHALET EN ETKİLİ SİLAHTAN DAHA YOK EDİCİDİR İşte bu yüzden insanlığın en cahil dönemlerinin ürünlerini kafamıza tıkıştırmak ve cebimizdekileri hortumlamak için tarikatlar var, cemaatler var, on
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle