25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

TEKNOEKONOMİ POLİTİK BİLİM Aykut Göker http://www.ınovasyon.org Türkiye, kendi coğrafyasını başkalarının ekonomik faaliyetlerine kayıtsız şartsız açmış olan bir ülkedir. Sanayileşme meselesi ulusal bir politika olmaktan çıkarıldı ve sanayimizin geleceği, bütünüyle yabancı sermaye odaklı serbest piyasa güçlerinin ellerine bırakıldı. Dünyayı değiştiren yıkıcı teknolojiler Ekonomiyi teknoloji açısından izleyen ve kendi gündemini oluşturan www.teknoport.com.tr’de yayımlanan çığır açıcı teknoloji ürün örneklerini sunuyoruz. Elektrik makineleri transistorler ve entegre devreler, internet… Bunlar geçen yüzyılda insan yaşamında köklü değişikliklere neden olan bazı teknolojik sıçrama örnekleri. Bu yüzyılda ise nanoteknoloji ve biyoteknolojinin benzer etkilerini göreceğiz. Bu tip teknolojilere, etkilerinin büyüklüğü nedeniyle “yıkıcı” (disruptive) teknolojiler deniyor. Ancak bu büyüklükte değişimlere neden olmasalar da, günümüz teknolojisinin yenilikçi bir biçimde kullanılması ile ortaya çıkan ürünler de, sanayide, ticarette ve günlük yaşamda önemli değişimlere neden olabiliyor. ‘Sanayi Cahili Olduğumuz Günlere Dönüş’ Üzerine (4) Konumuzu noktalamadan önce hafızalarımızı tazelemekte yarar var. Jan Nahum'un söylediklerinden şu sonuç sanayimizle ilgili durum tespiti de denebilir ortaya çıkmıştı: “Türk sanayii için zaman stratejik kararlar verme; rotasında köklü değişimler yapma zamanıdır. Sanayimiz 'üretim merkezi' olmaktan 'teknoloji üretim merkezi' olma aşamasına geçmek; ARGE ve inovasyona yönelmek zorundadır. Ayakta kalmak için başka şansı yoktur. Ancak, yabancı ortaklı kuruluşlarda bu stratejik dönüşümü gerçekleştirmek çok güçtür. Ortaklık yapısı aşılması gereken bir engeldir. Sanayimizin önündeki diğer önemli engel ise, yerli sermayedarların ve onların kadrolarının bu stratejik dönüşüm için gerekli olan kültür birikiminden yoksun bulunmalarıdır.” Sonra da, hem bu tespiti hem de “sanayimizin, giderek yabancıların eline geçmesi” olgusunu dikkate alarak şunu söylemiştim: “Böyle giderse, stratejik dönüşümün önündeki birinci engel sonuçta bütün sanayii kuşatan ve artık aşılması mümkün olmayan bir sete dönüşmüş olacaktır. Sanayinin el değiştirmesine paralel olarak stratejik yönetim ve karar noktaları yabacıların denetimine geçeceği için yerli kadroların yaparak öğrenme şansları da artık hiç kalmayacak; dolayısıyla, ikinci engelin aşılabilmesi ihtimali de ortadan kalkacaktır. O durumda zorunlu istikamet sanayi cahili olduğumuz günlere dönüştür.” Bu gidişe rağmen iyimser olunabilir mi, diye de sormuştum. Olunabilir; açıklayayım: Sizlere aktardığım, gerek Tuncay Özilhan gerekse Jan Nahum'un tespitlerinin arka planında, kapitalizmin dünya sistemine Türkiye'nin eklemlenmesi olgusu var. Eklemlenme, bütün ekonomik faaliyetlerde, ulusal sınırların ortaya çıkardığı engellerin kalktığı ve serbest ticaret normunun egemen kılındığı 'tek bir dünya sistemi yaratmayı' amaçlayan 'küreselleşme' sürecinde cereyan ediyor. 'Tek bir dünya sistemi yaratmak' kapitalizmin yeni bir hedefi değil. 'Küreselleşmede' yeni olan, bu 'tek dünya sistemi'ni güvence altına alacak, uluslararası bir hukuk düzeni kurmak; ama, ilk ifadesini Uruguay Turu Nihai Senedi'nde bulan bu hukuk düzeni kurulurken, ülkelerin, olabildiğince “müzakereler” yoluyla bu ortak zeminde buluşmalarını sağlamaktır. Türkiye, 'küreselleşme' sürecinin kayıtsız şartsız destekçisidir. Başta ABD olmak üzere bu süreci yönlendirenler, söylemlerinin tam aksine, kendi coğrafyalarını hedef alan rakiplerinin ekonomik girişimlerine karşı kendi ulusal çıkarlarını gözeten tedbirleri peş peşe alırlarken, hatta kendilerine dünya pazarlarında üstünlük sağlayan teknolojik yeteneklerinin başka coğrafyalarda yatırım yapan firmaları eliyle, diğer ülkelere taşınmasına set çekerlerken, Türkiye, kendi coğrafyasını başkalarının ekonomik faaliyetlerine kayıtsız şartsız açmış olan bir ülkedir. Sanayileşme meselesi ulusal bir politika olmaktan çıkarılmış ve sanayimizin geleceği, bütünüyle yabancı sermaye odaklı serbest piyasa güçlerinin ellerine bırakılmıştır. Sayın Özilhan ve Sayın Nahum'un söyledikleri aslında bu arka planın sanayimizdeki yansımalarıdır. Türkiye'nin arka plandaki bu tercihine rağmen; bir, bu tercihin çıkmaz sokaklarını görebilen sanayicilerimizin ve onların üst düzey yöneticilerinin hâlâ var olduğuna inandığım için gelecekten ümitliyim. İki, bu gidişe karşı başka seçenekler sunabilecek siyasi bir gücün eninde sonunda Türkiye'de de ortaya çıkacağına inandığım için ümitliyim. Tabii 'ümit', sonuç olarak bir 'olasılığa' işaret eder. Bu olasılık gerçekleşmezse ne olur? Bilime, teknolojiye ve üretime egemen uluslar kendi ulusal sınırlarını daha da pekiştirerek korurken, Türkiye ulusal sınırlarını kendi elleriyle silmiş olur. Ya da şöyle söyleyeyim: Türkler, üzerinde yaşadığımız gezegenin ulusal sınırlarla bölünmüş evresinde ve o evre sona ermeden çok önce, tarihlerinde pek çok kez görüldüğü gibi, kurdukları bir devletin daha kendi elleriyle icabına bakmış ve yeni bir devlet kurmak üzere paçalarını sıvamış olurlar. Ne zaman ve hangi coğrafyada onu bilemem... Blinkx: Video arama motoru Blinkx bir video arama motoru. En önemli özelliği bir sesmetin dönüştürücü yazılım sayesinde video akışı içinde çok fazla geçen kelimeleri bulup, buna göre bir endeksleme yapması. Böylece aradığınız kelimenin en çok geçtiği televizyon yayınlarını sizin önünüze getiriyor. Şu ana kadar YouTube, BBC News, Reuters gibi önde gelenler dahil, 130 yayıncının 14 milyon saatlik video akışı endekslenmiş durumda. Diğer önemli özelliği bu videolara, aranan kelimeye uygun reklamların eklenmesi. Blinkx'in değişim etkisi arama motorları ve reklam dünyası üzerinde olacak gibi görünüyor. http://www.blinkx.com/ Raydiance ile hassas kesim Çevredeki diğer maddeleri ısıtmadan hassas kesim yapılabilmesini sağlayan Ultra Kısa Darbe (Ultra Short Pulse USP) lazer teknolojisi 1989'dan beri mevcut. Ancak makinelerin büyüklüğü ve bunları kontrol etmenin zorluğu yaygınlaşmalarının önündeki en önemli engel. Daha doğrusu bugüne kadar engeldi. Raydiance bu teknolojiyi, cihazın kullanımını ve (örneğin bir kanser hücresine) odaklanmasını son derece kolaylaştıran bir yazılımla birlikte masaüstüne taşıdı. Raydiance'in ilk hedefi 3 milyar dolarlık tıbbi lazer uygulamaları alanı olsa da, ürünün havacılık başta olmak üzere tüm lazer pazarını etkileyeceği düşünülüyor. http://www.raydianceinc.com/ Harcamalarınızı takip edin! ABD'de kredi kartları borç toplamının 900 milyar dolara ulaştığı belirtiliyor. Türkiye'de bu rakam 2007 itibarıyla yaklaşık 6.6 milyar dolar (Kaynak: tukoder.org) ve hızla artıyor. Bu nedenle bireysel bütçe yönetim yazılımlarına talep ABD'de yüksek. Microsoft Money ve Intuit Quicken bu yazılımlara birer örnek. Bunlar ücretli yazılımlar ve yalnız statik hesaplamalar yapmanıza yardımcı oluyorlar. Expensr ise hem Web üzerinden ücretsiz sunulan bir uygulama, hem de harcama profilinizi takip ederek daha dinamik ve anlaşılabilir hesaplamalar yapmanızı sağlayacak özelliklere sahip. Tabii bununla da sınırlı değil. Expensr'ın en önemli özelliği sosyal boyutta sağladığı bilgiler. Sizle benzer özelliklere sahip kişilerin performans istatistikleri ile kendinizi karşılaştırma olanağınız var. Örneğin, gelir profilinize ve bulunduğunuz şehre göre gıda harcamalarınızın toplam harcamalarınıza oranı diğerlerine göre ne durumda sorusuna cevap bulabiliyorsunuz. Expensr günümüzde yalnız kişisel finans yazılımı yapan firmaları etkileyecek gibi görülse de aslında gelecekte bütün bireysel kredi sistemi üzerinde etkilerinin olacağı açık. https://www.expensr.com/ CBT 1069/6 14 Eylül 2007 En büyük oto kiralama hizmeti: ZipCar Araba kiralama hizmeti yeni bir iş alanı değil. Ancak saatlik araba paylaşım hizmeti otomobil satış ve geleneksel kiralama hizmeti piyasasını büyük ölçüde etkileyecek gibi gö
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle