Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
TARTIŞMAEDİTÖRE MEKTUP GELECEK YIL DA KURAK GEÇEBİLİR İstanbul havzasında yağış azalması var İstanbul'da, Ankara'da ve Türkiye'nin diğer bölgelerinde yaşanan su sıkıntısının nedeninin, atmosferdeki karbondioksit miktarının artmasının yarattığı sera etkisinden kaynaklanan küresel ısınma olduğu ileri sürülüyor. Bu görüş bilimsel gerçeklerle ne ölçüde uyuşuyor? İçinde bulunduğumuz kurak dönemi açıklamak için küresel ısınmayı göz önüne almak gerekli mi? Prof. Dr. Mehmetçik Bayazıt, İTÜ İnşaat Fakültesi Hidrolik Anabilim Dalı, mbayazit@itu.edu.tr CBT1069/20 14 Eylül 2007 üresel ısınmanın yerküresinin çeşitli bölgelerinde iklimi ne şekilde değiştireceği henüz açıklığa kavuşturulmuş değil. Bu konuda çeşitli senaryolar ileri sürülmekte ise de, küresel ısınmanın ülkemizde yağış rejimini nasıl etkileyeceğini bilemiyoruz. Ne var ki, son yılın kuraklığını küresel ısınmaya bağlamaya gerek olmadan, hidrometeorolojik olayların rastgele karakteri ile açıklayabiliriz. Diğer hidrometeorolojik değişkenler gibi yağış da gerek noktadan noktaya, gerekse zaman içinde büyük değişiklikler gösterir. Özellikle ülkemiz gibi yarı kurak bölgelerde bu değişmeler daha da büyük olur. İstanbul yöresindeki yağışlara bakarsak, çeşitli noktalarda ölçülen yıllık yağışların uzun 2007 yılında yaşamakta zaman ortalamalarının 65 olduğumuz kuraklık cm. ile 110 cm. arasında değiştiğini görürüz. önümüzdeki yıllarda da İstanbul'a su sağlayan sürecek mi? Bunu önhavzaların yıllık ortalama ceden kestirmek mümyağışlarında bu kadar bükün değil, ama olasılık yük farklar bulunması dikkat çekicidir. tahminleri yapılabilir. Kuraklıkları açıklamak İstanbul yöresinde Kabakımından daha önemli radeniz'e bitişik havzaolan, yağışların yıldan yıla gösterdiği değişikliklerdir. larda ardışık yılların İstanbul yöresindeki ölyağışları arasında istaçüm istasyonlarında yağıştistik bir ilişki var, kuların ortalamaya oranla rak bu kurak yılı diğer yıldan yıla değişimini gösteren değişim katsayısı bir kurak yılın izlemesi 0,20 dolayındadır. Olasılık olasılığı daha büyük. teorisine göre yağışların normal dağıldığı kabul edildiğinde, ortalama çevresinde iki yana doğru her iki yönde ortalamanın %60'ı (3x0,20=0,60) genişlikte bir aralıkta değerler alabilmesi beklenir. 2007 yılının OcakTemmuz döneminde ölçülen yağış 16 cm'dir (www.iski.gov.tr). Bu dönem için uzun zaman ortalaması 36 cm'dir. 16 cm değeri değişme aralığının alt sınırı olan 360,6x36=15,6 cm'den büyük olduğuna göre ilk bakışta çok küçük görülen bu değer, küresel ısınmaya gerek kalmadan, yağışların yıldan yıla doğal rastgele değişimi ile açıklanabilmektedir. Bu yıl ölçülen 16 cm'lik yağışın alt sınıra çok yakın olması çok şiddetli bir kuraklık yaşadığımızı gösterir (7 aylık yağışların değişim katsayısı yıllık yağışlarınkinden daha büyük olduğundan alt sınır gerçekte biraz daha küçüktür, bu katsayı 0,30 alınırsa alt sınır 14,4 cm olur.). K sındaki istatistik ilişkiyi gösteren otokorelasyon katsayısının 0,25 gibi oldukça yüksek bir değer aldığı Karadeniz kıyılarındaki istasyonlarda uzun kurak dönemler gözlenmiştir. İstanbul'a sağlanan suyun önemli bir kısmı Karadeniz'e bitişik havzalardan geldiği için bu su sisteminde de uzun süreli eksikliklere yol açmaktadır. 19411950 arasında 10 yıl boyunca Sarıyer'de ölçülen yağışlar ortalamanın altında kaldı. Bu dönemde Sarıyer'de 6 yıl boyunca yıllık yağış ortalamanın %90'ından az oldu. Şile'de 19601966 arasında 7 yıl süren bir kurak dönem görüldü. Görüldüğü gibi geçmişte de İstanbul'da küresel ısınmadan söz edilmeyen yıllarda da uzun süreli ve şiddetli kuraklıklar görülmüş, ancak o yıllarda nüfus ve su gereksinimi çok daha az olduğundan büyük sıkıntılar yaşanmadı. İstanbul'un son yıllardaki kurak dönemlerinden 19711977 ve 19881990'da yağışlarda ortalamaya göre %10, 19981990'da %15, 19921994'Te %20 azalma görüldü. Yağışlardaki toplam eksiklik 19711977 arasında 57 cm, 19881990'da 24 cm. gibi büyük değerlere ulaştı. Hatırlarda olan 1980'li yılların sonundaki kurak dönemde barajlardaki su stoku hızla azaldı, bir yıldan uzun bir süre su kesintisi yapıldığı halde 1990 yazının sonunda barajlar neredeyse boşaldı. 1980'lerin sonunda yaşanan su sıkıntısı 19881990 yıllarında görülen 3 yıllık kuraklıktan kaynaklandı. Kuraklık özellikle 1989 ve 1990 yıllarında şiddetli oldu, yıllık yağış ortalamanın 2/3'ünün altına düştü. Bu örnekte de görüldüğü gibi kuraklıkların su sistemleri üzerindeki etkilerini artıran önemli bir faktör, genellikle uzun süreli olmalarıdır. dan sistemin yeni elemanlar eklenerek büyütülmesi planlanmıştı. Bugün bu elemanların ancak bir kısmı gerçekleştirilebildi ve yıllık kapasite (Yeşilçay regülatörü de hesaba katılırsa) 1165 milyon m3'e çıktı. 2001 yılında bitirilmesi planlanan 145 milyon m3'lük Yeşilçay regülAtörü kısmen devreye girmiş, 2004 için planlanan 268 m3'lük B. Melen 1. aşaması ve 2007'de bitirilmesi gereken 307 milyon m3'lük B. Melen 2. aşaması ise tamamlanamadı. Bu projeler bitirilebilse idi, bugün İstanbul su sistemi yılda 1400 milyon m3 kadar da su sağlayabilecek ve bu kurak dönem büyük bir sıkıntı olmadan atlatılabilecekti. İstanbul'da B. Melen KURAKLIK SÜRER Mİ? 2007 yılında yaşamakta olduğumuz kuraklık önümüzdeki yıllarda da sürecek mi? Bunu önceden kestirmek mümkün olmamakla birlikte olasılık tahminleri yapılabilir. İstanbul yöresinde Karadeniz'e bitişik havzalarda ardışık yılların yağışları arasında istatistik bir ilişki olduğundan kurak bir yılı diğer bir kurak yılın izlemesi olasılığı da geçmişteki gözlemlere göre 2/3 gibi oldukça büyük değerler almaktadır. 2/3'ün 1/2'den büyük olması 2007'yi izleyen yılın da kurak geçmesi olasılığının, yağışlı olması olasılığından daha büyük olduğunu gösteriyor. Su kaynakları sistemlerinin kuraklıklardan etkilenmemeleri mümkün değil. Önemli olan bu sistemlerin kurak dönemleri büyük bir sıkıntı olmadan geçebilecek şekilde planlanmaları, inşa edilmeleri ve işletilmeleridir. 1990'ların başında İstanbul su sistemi şehre kurak olmayan yıllarda yılda 560 milyon m3 su sağlıyordu. Bu kapasite sonraki yıllarda nüfusun ve kişi başına su tüketiminin hızla artması sonunda yetersiz kalacağın BÜYÜKMELEN HAVZASI İstanbul'un uzun sürede su gereksiniminin karşılanması için B. Melen projesi büyük önem taşıyor. Gelecekte İstanbul su sisteminde ağırlığı 0,50'ye kadar yükselecek olan bu proje ile şehrin 2040 yılına kadar su gereksiniminin 4 aşamada karşılanması planlandı. İstanbul'un 170 km. kadar doğusunda kalan B. Melen havzası, İstanbul yöresinden daha fazla yağış İSTANBUL VE KURAK YILLAR İstanbul'da geçmiş yıllarda da uzun süreli kuraklıklar yaşanmıştır. Özellikle ardışık yılların yağışları ara projesi hızlandırılmalı. Kısa dönemde ise, su kesintilerinin Ankara'da neden olduğu büyük sorunlardan ders alarak, deniz suyunu arıtarak kullanmak, yapay yağmur oluşturmak, baraj göllerindeki buharlaşmayı su yüzeyine film sererek önlemek gibi teknikleri küçümsemeden, bilimsel bir yaklaşımla kullanmak için hazırlıklı olunmalı.