25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

BİLİM DÜNYASINDAN K I S A İNSAN VE GORİLİN YOLLARI DAHA ERKEN AYRILMIŞ Etiyopya'da daha önce bilinmeyen bir insansı maymun türü bulundu. “Chororapithecus abyssinicus” olarak adlandırılan on milyon yıllık kalıntıdan anlaşıldığı üzere insan ve goril arasındaki yol ayırımı sanılandan önce gerçekleşmiş. Tokyo Üniversitesi'nden Gen Suwa tarafından bulunan insansı maymun, gorilin atası olarak kabul edilmekte. Japon ve Etiyopyalı araştırmacılar maymunun dokuz dişini Etiyopya'nın başkenti Addis Abeba'nın 170 kilometre doğusunda bulmuşlar. Bugüne kadar bulunan insan kalıntıları altı ila yedi milyon yıl yaşında. Son olarak bulunan insansı maymun türünden, insan ve goril evriminin on ila on bir milyon yıl önce birbirinden ayrıldığı anlaşılıyor. Moleküler biyoloji ve DNA araştırmalarının çoğu insan ile goril arasındaki yol H A B E R L E R aleti, karbondioksit ve oksijenin arttığını kaydetmişti. Houtkooper bu değişimin, Mars'ın eksi yüz elli derecelik uç koşullarında hayatta kalabilen minik bir yaşam biçimine bağlı olabileceğini Houtkooper, 1976 yılında Viking sondaları tarafından gerçekleştirilen test düşünüyor. Bu lere bir açıklama getirdi tür bir mikrop, eksi elli dereceletilirken bir ölçüm aletiyle gaz bileşinin altındaki sıcaklıklarda bile sıvı minin ne şekilde değiştiği izlenmiş. kalabilen hidrojenperoksit çözeltisi Araştırmacılar bu testle, Mars'ta bir ve su karışımı içinde yaşamış olabimetabolizma maddesini ve gazları delirdi. ğiştiren yaşam biçimlerinin bulunup Houtkooper, bu tür bir organizbulmadığını kontrol etmek istiyorlarmanın sıvı ve yüksek ısıya maruz bıdı. Diğer deneylerle yaşama ait izler rakılması halinde organik maddelebulunmazken bu testin sonuçları burin indirgenmesine bağlı olarak kargüne dek anlaşılamamıştı. Ölçüm bondioksit ve oksijenin açığa çıkabileceğini söylüyor. Ve bunlar da Viking deneylerinde saptanan gazlar. Araştırmacı gazların bileşimine bakarak, Viking tarafından incelenen örneklerdeki biyolojik madde oranının eğer gerçekten de bir yaşam biçimi ise yaklaşık olarak bir promil olması gerektiğini düşünüyor. Ancak daha kesin sonuçların, önümüzdeki Mayıs ayında Mars'a inmesi beklenen Phönix sondasıyla alınması umuluyor. BRUCELLA BAKTERİSİ IŞIKLA ÇOĞALIYOR Amerikalı bilim insanları Brucella türüne ait bakterilerin ışığın etkisiyle daha tehlikeli hale geldiklerini saptadı. Bakterilerdeki bir ışık sensörü uyarıldığında bakteriler daha hızlı çoğalıyorlar. Brucella enfeksiyonu insanlarda yüksek ateşe neden olurken büyükbaş hayvanlarda düşük gebeliğe yol açmakta. Kaliforniya Üniversitesi'nden Trevor Swartz yönetiminde çalışan araştırmacılar, bakteri kalıtımından ayıkladıkları ışığa duyarlı geni zararsız bir bakteriye aşılayarak davranış değişikliğini takip etmişler. Işığı gören bakteri ilginç bir şekilde çoğalırken, ışık kapatıldığında etkinliği yeniden azalmış. Işığa gösterilen reaksiyondan bakteri içindeki ışığa duyarlı kromofor molekülü ve gen tarafından taşınan histidin kinaz proteini sorumlu tutulmakta. Işıkla uyarılan sinyal yolunun ayrıntılı olarak incelenmesinden sonra Brucella mikroplarına karşı daha iyi tedavilerin geliştirilebileceği sanılıyor. İklim SERA GAZININ ATMOSFERDE ETKİSİ, SANILANDAN DAHA UZUN ayrımının sekiz milyon yıl önce insan ve şempanze arasındakinin ise beş ila altı milyon yıl önce gerçekleştiği şeklinde sonuçlanmıştı. Bugüne kadar bilinmeyen insansı maymun türü, insanın evrim tarihi ve kendisine yakın olan maymun ile ilişkisine yeni bir bakış açısı sunmakta. “Choropithecus” öte yandan insanın ve günümüz maymunlarının Afrika kökenliği olduğunu gösteren yeni bir kanıt olarak da kabul edilmekte. İngiliz bilim insanlarına göre günümüzde salınan karbondioksidin atmosfer üzerindeki etkisi yüz binlerce yıl devam ediyor. Southampton Üniversitesi'nde Toby Tyrell ile çalışan araştırmacıların sonuçları, fosil enerji yakıtlarının yakılmasıyla açığa çıkan karbondioksit artışının okyanustaki kimyasal süreçler üzerindeki etkisini tasarlayan matematiksel modellere dayanıyor. Buna göre karbonat dengesinin değişmesi yüzünden dünya denizleri, daha az karbondioksit soğuruyor. Bunun sonucunda ise sera gazının yaklaşık olarak %10'u atmosferde kalmakta. Ve bu şekilde ortaya çıkan etki o kadar büyük ki, yeni bir buz devrini bile engelleyebilir diyor uzmanlar. Hükümetler Arası İklim Değişikliği Paneli'nin tahminine göre atmosferdeki karbondioksidin ömrü beş ila iki yüz yıl arasında. Halihazırdaki teoriye göre bu süreden sonra okyanuslar tarafından tamamen soğurulmuş oluyor. Ne var ki bu tahminlerde önemli bir faktör göz ardı edilmekte diyor Tyrell. Deniz suyu karbondioksit soğurduğunda, asitleşiyor dolayısıyla da örneğin midye kabuklarından ve diğer deniz canlılarından daha fazla kalsiyum karbonat çözüyor. Deniz suyunda ne kadar çok karbonat bulunursa, o kadar az karbondioksit soğurabiliyor ki bunun sonucunda da atmosferde,modellerin gösterdiğinden çok daha fazla sera gazı kalmakta. Tyrell bu sonucun dünya iklimi için ne anlama geldiğini de hesaplamış. Dünyamızda normalde, yörüngedeki değişimlere bağlı olarak 100.000 yılda bir yeni bir buz devri yaşanır. Ancak atmosferdeki karbondioksit oranı şimdiden metreküp başına 380 mililitreyi buldu oysa bu oran endüstri devriminden önce 280 mililitreydi. Hükümetler Arası İklim Değişikliği Paneli'ne göre 2100 yılında metreküp başına 900 mililitre karbondioksit bulunacak atmosferde. Oysa buz devrinin başlayabilmesi için uzmanlara göre bir metreküpte en fazla 569 mililitre karbondioksidin bulunması gerekiyor. Yeni modele göre buz devrinin beklenen tarihte başlaması mümkün değil. Hatta kullanılabilir tüm fosil yakıtların yakılması halinde buz devri iyice gecikecek. Bundan sonraki soğuk dönem en az 500.000 yıllık bir gecikmeyle başlayacak, diyor bilim adamı. MARS’TAKİ MİKROPLAR Mars toprağının binde birinin bir zamanlar yaşayan organizmalardan oluşmuş olabileceği ileri sürüldü. Astrobiyolog Joop Houtkooper'ın (Giessen Üniversitesi) bu tezi, 30 yıl önce birçok gezegen üzerinde yaşamın izlerini arayan Viking uzay sondalarının sonuçlarına dayanıyor. Houtkooper'in düşüncesine göre Mars'ta hidrojenperoksit ve su bulunmakta. 1976 yılında Mars'a inen Viking 1 ve 2 sondaları çok sayıda biyolojik deney yapacak tekniğe sahipti. Bir deneyde Mars'tan alınan bir toprak örneği uzun bir süre ağzı kapalı bir kapta (kontrollü) bir gaz karışımıyla bek EN KÜÇÜK DİNOZOR BİLE İNSANDAN İKİ MİSLİ HIZLI Çeşitli etçil türlerin yürüyüş tempolarını bilgisayarda hesaplayan İngiliz bilim insanları, en küçük dinozorun bile insandan iki misli hızlı olduğunu buldu. Bilim uzun bir süre önce dinozorların ağır hareket eden canlılar ol CBT1069/4 14 Eylül 2007
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle