20 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

kitap BAŞLANGIÇTA HİDROJEN VARDI Hoimar V. DitfurthCumhuriyet KitaplarıPopüler Bilim Hoimar von Ditfurth’un, modern doğa bilimleri alalnında çok sayıda bilim dalının verilerini biraraya getirerek doğa tarihinin büyüleyici bir panoramasını çizdiği “Başlangıçta Hidrojen Vardı” bir dizinin ilk kitabı. Üç kitaptan oluşan dizi, “Yaradılış” mitoslarının ardından, son yıllarda özellikle ABD’nin başını çektiği “Akıllı Tasarım”cı tezlerin hedefi halindeki “evrimi”, hem bilimsel hem de “felsefi” düzlemlerde tartışmaya açıyor; evrim süreçleriyle birlikte, özellikle günümüzde çok konuşulan “sistem teorisi”nin vazgeçilmez bir modelini sunuyor. Sistem teorisi, “sosyal sistemleri” de kapsadığı için, evrim ile sosyal sistem karşılaştırmaları çok yönlü bir ilgiyi hak ediyor. Yazar dizinin ilk kitabı olan bu yapıtta, bigbang’den başlayarak, büyük patlamanın ardından evrenin bir köşesinde ortaya çıkan bir gezegenin ve onun üzerinde başlayan hayatın öyküsüoksijenin zehirli gaz olarak başlangıçta canlıları yok olmanın eşiğine getirmesini, karaya çıkan hayatın “sıcakkanlılığını” keşfedişini, bilincin ve kültürün ortaya çıkışını ayrıntılı bilimsel zorlamalara girmeden, ama düşünce alışkanlıklarımızı da alt üst ederek anlatıyor. len, daha açık, daha denetlenebilir ve hesap verilebilir bir üniversite modeli ... İçinde: Küreselleşme, eğitim ve gelecek, Cumhuriyetimiz, dünya ve üniversiteler, Akılın gerçeği yolculuğu, Üniversiteler, tarihsel gelişim ve iktidar ilişkileri, üniversite reformuirdeleme, Üniversite sorunları ve yaratıcılık üzerine, üniversitereformuna ait düşünceler, bilim, bilim onuru, öğretme ve araştırma, bilim ve özerklik üzerine, üniversitesanayi işbirliği ve yükseköğretime giriş gibi bölümler bulunuyor. GÜNCEL TIP Mustafa Çetiner ç[email protected] Geçen ayın sonunda İngiltere'de terörist eyleme hazırlanan bir çetenin mensupları arasında hekimlerin olması önemli bir tartışmayı gündeme taşıdı. Soru çok açık; hekim terörist olur mu? Hekim Terörist Olur mu? Bu tartışma aslında sadece etik değil, politik ve toplumsal birçok boyut içeriyor. Daily Mail gazetesinin haberine bakarsanız İngiltere'de 240.000 yabancı hekim Ulusal Sağlık Sistemi içinde sözleşmeli personel olarak çalışıyor. Dahası bunların 6.000'i Orta Doğu kökenli, yani İngiltere'nin potansiyel olarak terörist gözüyle baktığı ülkelerin pasaportunu taşıyor. İngilizler belki de ürkmekte haklı, çünkü Ortadoğu'da teröristin görüntüsü gerçekten değişmeye başladı. Geçen yıl, Kerkük'te çalışan bir doktorun tam 9 ay süresince Iraklı direnişçilerin eylemler sırasında öldüremediği ve hastaneye kaldırılan toplam 43 kişiyi enjeksiyon yaparak öldürdüğü saptanmıştı. El Kaide'nin önde gelen liderlerinden biri olan Eyman Zevahiri'nin Mısırlı bir kalp hastalıkları uzmanı olduğu biliniyor. Geçenlerde Şırnak kırsalında ölü ele geçirilen teröristlerden biri olan Mehmet Tanrıbuyurdu da bir hekimdi. Sorunun yanıtı aslında ilk bakışta basit görünüyor, “Elbette hekim terörist olamaz”. Ama soru bu kadar basit ve göründüğü gibi sınırlı değil. Örneğin bu sorunun içinde “bir teröristi tedavi eden hekim terörist sayılır mı” sorusu da var. Mayıs ayı içinde ABD'de federal mahkeme, Florida'lı bir doktoru yaralı El Kaide mensuplarını tedavi etmeyi kabul ettiği gerekçesiyle 30 yıl hapis istemiyle yargılamaya başladı. Söz konusu hekimin El Kaide ile organik bir bağının olduğu ileri sürülüyor. Böyle de olsa, ceza, terörist yaralıları tedavi ediyor gerekçesiyle verilebilir mi? Bu cezaya maruz kalmaktan korkan ancak mesleğe başlarken “Din, milliyet, ırk, parti ya da sınıf sorunlarının görevimle hastam arasına girmesine izin vermeyeceğim” diye yemin eden hekim ne yapmalıdır? Sanırım terörist doktor dendiğinde “mesleğinin kendisine sağladığı bilgiyi insanlığın zararına kullanan kişi” anlaşılmalıdır. Aslına bakarsanız mesleğini terör amaçlı kötüye kullanan kişi iyi eğitimli bir mühendis, kimyacı veya bir başkası olabilir. Ancak hekim söz konusu olunca konuya duyarlılık da artıyor. Kanımca, bu tartışmada hekimleri özel yapan kişi tıbbın kurucusu Hipokrat ve onun “hekimlik ortamına katıldığım şu anda yaşamımı insanlık hizmetine adayacağıma…” diye başlayan andıdır. Aslında dikkatle incelendiğinde Hipokrat andının politik ve sosyal bir manifesto olduğu görülür. Yani tıp mesleği baştan beri biraz da politik bir bilimdir belki… Belki de bu nedenle, tıp tarihi aynı zamanda önemli siyasetçilerin de tarihidir. Bu sayfada birçok kereler andığım Thomas Hodgkin, İspanya İç Savaşının unutulmaz hekimi Kanada'lı cerrah Norman Bethune, Şili'nin büyük devlet adamı Salvador Allende, tıbbın babası sayılan Rudolph Virchow bu hekimlere birkaç örnektir. Salvador Allende'nin şu söyledikleri bir hekim, aynı zamanda sorumlu bir siyasetçinin sözleridir. “Yetersiz beslenen, paçavralar giyen ve acımasız bir sömürü altında çalışan insanlara sağlık ve bilgi sağlamak mümkün değildir.” Tıbbın babası sayılan ve aynı zamanda 1848 devrimi sırasında Berlin'de barikatlarda savaşacak kadar aktif bir politik kimliğe sahip Rudolph Virchow, salgın hastalıklar için şöyle diyordu. “Salgınlar, yanlış kültürün veya tüm sınıflarda mevcut olmayan bir kültürün ürünleridir. Bunlar siyasi ve toplumsal örgütlenmenin ürettiği kusurların göstergeleridir, dolayısıyla, ağırlıklı olarak, kültürün avantajlarında payı olmayan sınıfları etkilemektedir”. Bizim tarihimizde ve ülkemizde de siyasi kimliği çok önemli olan hekimler vardır. Bu konuya devam edeceğim… 2000’Lİ YILLARIN SORUNLARI Ziya Çoker Ziya Çoker Cumhuriyetle doğmuş, Atatürk devrimlerine inanmış bir kişinin duyarlılığına, öte yandan, bucak müdürlüğünden valilik ve İçişleri Bakanlığı Müsteşarlığına kadar kamunun her basamağında görev almış, uygulamada ve kuramsal olarak, kamusal alanla ilişkide olan bir kişinin deneyimini sunuyor. Kitapta, Atatürk ilkelerine dayalı Cumhuriyetin temel ilkeleri üzerinde yapılan tartışmalar ve yozlaşmalar, yönetimde yeniden yapılanma gereksinimi ve bunun temel amacını bozan, dinci devlete yönelik uygulamalar, karşı devrim nasıl başladı ve uygulamaya nasıl konuldu?, Kamu yönetiminin içinde bulunduğu karmaşa, bunun cumhurbaşkanı seçimine etkisi ve yarattığı gerginlik, Başbakan Erdoğan ya da bir benzeri cumhurbaşkanı olabilir mi?, Yönetim erki Cumhurbaşkanı Sezer’le niçin tartışıyor?, Dilimizde son zamanlarda artan kirlenme eğilimi ve nedenleri... ÜNİVERSİTELERSORUNLARÖNERİLER Prof. Dr. Baki Komsuoğlu Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi öğretim üyesi olan Prof. Dr. Baki Komsuoğlu “Daha iyi bir üniversite ve daha iyi bir yüksek öğretim için neler gerektiğini anlatıyor kitapcığında. Üniversiteler ve yapıları Türkiye’de olduğu gibi dünyanın birçok yerinde de hızla değişime uğruyor. Bu değişimin amacı daha özerk ve özgür, daha üretken, bilgiyi yönlendirebilen ve toplum hizmeti sunabi 99 SAYFADA ASTIM Prof. Dr. Rasil Küçükusta Söyleşi: Dilek Kaykılar Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları • Çocuklarda bronşit astıma dönüşür mü? • Her hırıltı ve kuru öksürük astım belirtisi midir? • Hangi meslek çalışanları en çok astıma yakalanır? • Ev hayvanları astıma neden olur mu? • Astım kalıcı bir hastalık mıdır? Nasıl tedavi edilir? CBT 1063/15 3 Ağustos 2007
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle