Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
OYUN TEORİLERİ Komployu doğru okumak Herkesin oturduğu yerden komplo teorisi ürettiği ülkemizde Erol Mütercimler, komplo teorilerini bilimsel yönden inceleyen az sayıdaki uzmanlardan biri. “Akıl Oyunu”* isimli son kitabında Erol Mütercimler tarihin kayıtlarına geçmiş komploların akıllı insanlar tarafından nasıl bozulduğunu ve bugün ortaya konulan akıl oyunlarının da akıllı oyunlarıyla bozulabileceğini anlatıyor. B ir strateji uzmanı olarak Erol Mütercimler, Türkiye'de ve dünyada komplo teorilerini besleyen bir ortamın bulunup bulunmadığı yolundaki sorumuzu yanıtlarken önce Komplo Teorisi'nin ne olduğu konusu üzerinde durdu. Bu kavramın Türkiye'de yanlış bilindiğine dikkat çeken yazar, Komplo Teorileri* isimli kitabında bunu şöyle açıklıyor: “Komplo teorisi ya da teorilerinden söz edebilmek için ortada 'komplo'nun varlığı gerekir. Yine sözlüklere göre komplo, 'Bir kimseye karşı toplu olarak alınan gizli karar' olarak tanımlanırken, 'komplo teorisi' ise, iç politika, uluslararası ilişkiler, ekonomi, kısacası siyasal ve sosyal sorun ya da olayları gerçekte olduğundan farklı/uydurma parametrelerle değil, açık ya da özel kaynakların yayınlarında ortaya konan argümanları kullanarak, bir matematik mantık çerçevesinde değerlendirmedir”. “Her şeyden önce teorisinin kurulması için bir komplonun varlığı gerek” diye konuşan Mütercimler, ülkemizin iç ve dış politikada çeşitli komplolar ile karşı karşıya bulunduğuna dikkat çekerek, “Biz komployu görüyoruz. Bu nedenle yazmak zorundayız. Komplo teorisi yazmak bir anlamda kompozisyon yazmaktır” diyor. Türkiye'de oturduğu yerden ahkâm kesenler ol duğu gibi, gerçekten bilgiye dayalı komplo üretenler arasındaki farkı insanların göremediğini söyleyen Mütercimler, “İnsanlar bu ikisi arasındaki farkı anlamaktan yoksun. Ancak anlatırsanız anlıyorlar. Bu bir düşünme yöntemidir. Önemli olan komployu açığa çıkartmaktır. Örneğin Sevr Artlaşmasını ele alalım. Bu bir komplodur. İkinci bir örnek Ruhban Okulu meselesidir. Bu Megali İdea'nın bir parçasıdır ve masum bir girişim değildir. Bütün bunların altında yatan gerçek niyetleri açıklamak gerekir” diyor. Bu tür senaryoların yaratıcı düşünceyi geliştirmek gibi yararları olduğu gibi, kaderciliğin kapılarını araladığı için zararlı da olabileceği yönündeki yorumumuza katılan Mütercimler, “Eğer komplo olayı sabitse ve veriler mevcut ise komplo teorileri yararlıdır. Ancak paranoyak duygular yaratıp, olmayan bir şey üzerinde konuşuyorsanız zararlıdır” diyor. Kaldı ki Komplo Teorileri isimli kitabında bu teorilerin bir diğer yararını da şöyle açıklıyor. “Ülkemizde komplo teorisi yazmayı önemsiyorum, çünkü bu, beyni boşaltmak, kuşku ve endişeleri paylaşmaktır. Yazılacak senaryolar politik aktörler ile karar vericilere yol gösterici olursa olmalıdır bundan tüm toplum kazançlı çıkacaktır.” Yazar temiz bir toplum, demokrasi, insan hakları için de komplo teorilerinin açığa çıkartılması gerekliliğine inanıyor. Analiz yapmak ile komplo teorisi yazmak arasındaki farkı ise şöyle anlatıyor: “Analiz yaparken tüm veriler çıplaktır ve bunları herkes kabul eder. Oysa komplo teorisi yazarken olay vardır, ancak veriler analiz için eksiktir. Bu verileri bulup, çıkartmak ve bunların veri olduğunu anlatmak teorisyenin görevidir. Örneğin 11 Eylül olayını ele alalım. Bu olayın bir komplo olduğunu bazı verilerden yola çıkarak ortaya koyduk . Bu verilerin en önemlisi kulelere çarpan uçakların yolcu uçağı olmayıp, tanker uçağı olmasıy dı. Üniversite hocalarından çeliklerin nasıl eridiğini araştırıp, koskoca çelik binaların uçaktan yayılan ısının etkisiyle çökmesinin mümkün olmadığını açıkladık. Buna benzer daha pek çok veriyi ortaya döktük.” Ülkemizde bugün herkesin gözü önünde sürmekte olan komplolardan birinin IMF politikaları olduğunu ileri süren Mütercimler, bu konuda şöyle diyor: “ Türkiye gibi ülkelerin yakın akraba olduğu IMF'nin hiç de hayırlı bir kurum olmadığı, borç verme mantığının 'komplo kurmak' üzerine kurulu olduğu çok yaygın kabul gören bir yargıdır.” Erol Mütercimler'in komplo teorileri konusundaki çalışmalarının ülkemize kazandırdıklarını araştırmacı gazeteci Murat Çulcu şöyle özetliyor: “…'ürettiği teorilerle' birçok komployu deşifre ve faş ediyor, oynanan oyunları kamuoyunun gözleri önüne seriyordu. Mütercimler bununla da kalmıyor. Komplo Teorisi'nin stratejinin ana unsurlarından biri ve vazgeçilmezi olduğunu vurguluyor, düzenlenen 'komploların' tuzağına düşmemek için 'karşı teorilerin' sürekli üretilerek adeta 'zihinsel panzehir' oluşturulması gerektiğini savunuyor. Geçen on yıllık süre içinde 'Komplo Teorisi' olgusunun toplumsal zeminde bir aşağılama ve alay sözcüğü olarak değilciddi tartışma zemini bulması, Dr.Mütercimler'in göreceli olarak başarısını da dosta düşmana kabul ettiriyordu.” *Komplo TeorileriAynanın Ardında Kalan Gerçekler Alfa Yayınları 9.basım:Kasım 2006 *Akıl OyunuAynanın Arkası'nda Kalan GerçeklerAlfa Yayınları, 15.Basım: Temmuz 2007 Türkiye tarihinde komploya dönük önemli olaylar E CBT 1063/14 3 Ağustos 2007 rol Mütercimler insanlık tarihi boyunca ülkelerin tarihlerindeki iktidar mücadelelerinin genellikle zengin komplo örnekleriyle dolu olduğunu yazıyor. Döneminde fırtınalar estiren olaylar, o günün koşullarında ya devlet güvenliği adına ya da hükümdarların hükümranlıklarının korku ve dehşeti nedeniyle sorgulanmamış ve hatta yazılmamış bile olabilirler….. Erol Mütercimler “Akıl Oyunu” isimli kitabında, tarihin kayıtlarına geçmiş komploların akıllı insanlar tarafından nasıl bozulduğunu ve bugün ortaya konulan akıl oyunlarının da akıllı oyunlarıyla bozulabileceğini anlatıyor. Kitapta Türkiye'yi hedef alan komploların bazıları şöyle: Atatürk'e kurulan büyük komplo ve bunu bozan Atatürk'ün dehası... Abdi İpekçi cinayetiyle değiştirilen medya dengesi... ABD'nin kasten vurduğu Muavenet gemisi olayının ilk kez gün ışığına Muavenet gemisinin mürettebatı çıkan gizli belgeleri... Yunanistan'ın NATO'ya alınması için yaptırılan 12 Eylül darbesi... Genelkurmay Başkanlığı ve Cumhurbaşkanlığı seçiminde bozulan komplolar... Sorun irtica mı ahlâk mı?.. Kıbrıs'ta ders kitaplarında Türklüğü unutturma çabaları... Dinlerarası diyalog ihaneti... Mankurtlaştırma süreci... Başına çuval geçirilen Türk askerleri... ”Asıl ustalık, 'belir Bir suikaste kurban giden Abdi İpekçi sizliği ya ortadan kaldırmak ya da en aza indirmektir'. Ama bunun için önce 'matematik akıl' gerekiyor. Bu ise laik düşünce sistemini özümsemek ve onun mekteplerinde okuyup gereğini yerine getirmekle olur. Gerisi lâf ü güzâftır... Akıl oyununu doğru okuyan yine akıl oyunudur. Mücadele kısmına gelince, 'akıl oyununu' bozan 'akıllı oyunudur'. 'Akıl oyunları' peşinde koşan iktidar ve her alandaki güç sahipleri unutmasın ki, 'akıllı oyunları' her zaman galip gelecektir!”