25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

OYUN TEORİLERİ lirlik duygularını kaybetmemelerini sağlıyor” diyor. KomploTeorisi: Yaraları ve zararları Komplo olmayan yerden teori çıkmaz Dünya sıra dışı bir olayla sarsıldığı zaman, insanlar çoğu zaman resmi açıklamalara değil, alternatif açıklamalar getiren komplo teorilerine inanmayı tercih eder. İnsanların bu komplolara inanma merakı nereden kaynaklanıyor olabilir? KİŞİSEL FARKLILIKLARIN ETKİSİ Çok sayıda araştırmaya göre genel olarak insanlar varolan inançlarıyla aynı paralelde olan bilgileri dikkate alıyor. Buna “Doğrulama eğilimi” adı veriliyor. Royal Halloway Üniversitesi'nden Leman ve Marco Cinnirella'nın birlikte yürüttüğü bir çalışmaya göre komplo teorilerinin altında da bu tür bir düşünce şekli yatıyor. Söz konusu çalışmada gönüllülere yine hayali bir başkana yöneltilmiş bir suikast girişimi olayı anlatıldı. Komplo teorilerine inananlar, kendilerine aktarılan ilave bilgileri, kendi düşünceleriyle örtüştüğü oranda kabullendiler. Dahası inananlar, gizemli veya nötr bilgilerin komplo açıklamasıyla daha iyi örtüştüğünü düşünürken, inanmayanlar bu bilgilerin komplo içermeyen senaryo ile daha iyi uyuştuğunu belirttiler. CBT 1063/12 3 Ağustos 2007 KOMPLO KÜLTÜRÜNÜN TOPLUM ÜZERİNDEKİ ETKİLERİ a) Yararları Komplo teorileri toplumların “kalıpların dışında” düşünmesini sağlar Kalıpların içinde mantıklı açıklamalar bulunsa bile . Kaldı ki eleştirel bilimsel düşüncenin ve araştırmacı gazeteciliğin temelinde, alterna 2) OLAYINIZI SEÇİN • Teorinizi üzerinde kuracağınız büyük, güncel ve haber niteliği taşıyan bir olaya ihtiyacınız vardır. • Seçtiğiniz, görenleri şok eden, uluslararası önem taşıyan, aniden ortaya çıkan bir olaysa kütleler için “flaş bellek” yaratacak kapasiteye sahip demektir. Hedef kitleniz, belleklerinde silinmez ve canlı anılar yaratma becerisine 4) SAVUNMANIZI HAZIRLAYIN • Eğer birileri bulduğunuz kanıtlarda bir tutarsızlık veya uyumsuzluk bulursa, öykünüzü değiştirmekten korkmayın. Ancak çekirdek komploya sadık kalın. • Teorinizin hassas ayrıntılarının değişim geçirmesine izin verin. Ancak düsturunuz, “Onlar yaptı.. Benim görevim onların yaptığını kanıtlayacak delilleri bulmak” olsun. • Teorinizi sorgulayanları da “hain”lerin arasına katmaktan çekinmeyin... “Gerçeği reddettiklerine göre onlar da bu işin içinde” açıklaması her zaman tutar. CBT 1063/13 3 Ağustos 2007 renses Diana, alkollü bir sürücünün mü yoksa kendisinden kurtulmak isteyen İngiliz Kraliyet Ailesi'nin kurbanı mıydı? Neil Armstrong gerçekten Ay'da mı yoksa Nevada Çölü'ndeki bir film setinde ki yürüdü? John F. Kennedy'yi kim öldürdü? Ruslar mı, Kübalılar mı, CIA mi, yoksa mafya mı? Tarihteki hemen hemen önemli olayların tümü için bir komplo teorisi yazılmıştır. Komplo teorisyenleri gerçeğin bize anlatıldığı gibi değil, tamamen farklı bir şekilde cereyan ettiğini iddia eder. Sokaktaki bir insanın bu senaryoların içinden doğru olanı ayıklaması neredeyse olanaksızdır. Ancak son yıllarda bilim adamları doğru yanıt ABD yönetiminin için psikoloji biliminden yararlanNikaragua'daki mayı düşünüyor. Amerikan yanlısı İster iflah olmaz bir komplo teorisyeni olun ister bütün bu kompisyancılara maddi lo teorilerine karşı çıkın, ister bu destek sağlamak ikisinin ortasında bir yerde durun, için düşman olakesin olan tek şey, komplo teorilerak nitelendirdiği rinin modern kültürün ayrılmaz bir parçası olması. Binlerce film, talkİran'a silah sattığı show ve radyo programı bunları koyolundaki iddiaları nu almıştır. Komplo teorileri üzerikimse ciddiye alne kurgulanmış öykülerin dünyada en çok satanlar listelerinde yer almamıştı. Ancak maları tesadüf değildir. Örneğin 11 Reagan gerçekten Eylül saldırılarının arkasında de İran'a silah satCIA'in parmağının olduğunu iddia tığını bir süre soneden “Loose Change” isimli internet belgeselinin bugüne dek 10 ra itiraf etti. milyon kişi tarafından izlenmesi de insanların bu konulara duyduğu merakı ortaya koyuyor. Komplo teorilerine duyulan merakın giderek artmasına en somut örnek 1963 yılında JFK suikastı ile ilgili ortaya atılan senaryolardır. 1968 yılında yapılan bir kamuoyu araştırmasına göre Amerikalıların üçte ikisi komplo teorilerine inanırken, 1990 yılındaki başka bir araştırma bu oranın onda dokuza yükseldiğini gösteriyor. Strateji uzmanlarına göre komplo teorilerine inananların sayısındaki artışın en önemli nedenlerinden biri, internetin yeni teorilerin yaratılmasını kolaylaştırması ve çok geniş bir okuyucu kitlesine ulaşmasını sağlamasıdır. Örneğin Prenses Diana'nın 1997 yılında bir araba kazasında ölmesinin hemen ardından birkaç saat içinde komplo tabanlı bir web sitesi oluşturulmuştu. P tif açıklamaların peşinden inatla gitmek ve kanıtları titizlikle irdelemek yatar. Komplo teorisyenleri bazen aralarında çokuluslu şirketlerin ve hükümetlerin de bulunduğu “büyük adamların” foyalarını çıkartan “küçük adamlardır”. Teorisyenlerin sıklıkla haklı çıktığı görülür. Buna en canlı örnek İranKontra olayıdır. ABD yönetiminin Nikaragua'daki Amerikan yanlısı isyancılara maddi destek sağlamak için düşman devlet olarak nitelendirdiği İran'a silah sattığı yolundaki iddiaları ilk başta kimse ciddiye almamıştı. Ancak Başkan Ronald Reagan gerçekten de İran'a silah sattığını bir süre sonra itiraf etti. b) Zararları Diğer taraftan komplo teorilerinin bir de tehlikeli yönü vardır. Soğuk Savaş döneminde bu tür komplolar yaratılarak Doğu ile Batı arasında müthiş bir güvensizlik yaratıldı. Kurnaz politikacı ve propagandacılar komplo teorileri aracılığı ile insanların korkularından yararlandılar. Komplolar insanların yaşamlarını değiştirecek güce de sahiptir. Örneğin, Oregon State Üniversitesi'nden Sheryl Bird ve Ohio'daki Kent State Üniversitesi'nden Laura Bogard'ın yürüttüğü bir dizi araştırmaya göre, Afrikalı Amerikalıların %20'si, HIV'in laboratuvarda yaratıldığına ve ABD yönetiminin siyah nüfusun çoğalmasını engellemek için bu virüsü yaydığına inanıyor. Bu teorinin doğruluğuna inananlar, hükümetin kondom kullanılmasına ilişkin uyarılarına kuşkuyla yaklaşıyorlar. ABD nüfusunun %12'sini oluşturan Afrikalı Amerikalıların tüm ülkedeki AIDS'lilerin yarısını oluşturması, bu konudaki soru işaretlerinin havada kalmasına yol açıyor. göre anomi kavramı, genel bir deyişle bireylerin, belirli bir toplumda, insan davranışlarını düzenleyen ve idealleri yansıtan sosyal değerlerle ilişkisinin zayıflaması veya kopmasını ifade etmektedir. Merton gibi diğer bazı sosyologlara göre ise toplumda entegrasyon aygıtları işlemediğinde, anomi belirir. Anomi durumu, sosyal normlardan sapma durumudur. Toplumun bireye önerdiği amaçlar ile bireyin bu amaçlara ulaşma konusunda, genellikle sosyal statüsüne göre sahip olduğu meşru imkanlar birbiriyle uyuşmadığında, anomi eğilimi güçlenir. Kaynak: http://www.bilgilik.com/makale/psikoloji/kavramlar/anomiodev.html Çevirenin notu: 14 Temmuz 2007 tarihli New Scientist dergisindeki “The Born Conspiracy” isimli makaleden çevirdiğimiz bu yazıda “conspiracy” sözcüğünü “komplo” olarak çevirdik. Oysa Erol Mütercimler, “Komplo Teorileri” isimli kitabında bu sözcükle ilgili şu değerlendirmeyi yapıyor: “Buna göre, birçok sözcük gibi “komplo” da sözlüğümüze Fransızca'dan geçmiştir. İngilizcesi “plot”, yani KOMPLO TEORİLERİ DE EVRİM GEÇİRİR Bu sonuçlar, komplo teorilerinin yeni veya çelişkili kanıtların ortaya çıkmasıyla nasıl değişim geçirdiğini de gösteriyor. Örneğin ortaya yeni çıkan bir bilgi, komplo teorisini çürütüyorsa, ya senaryo yeni bilgiyle örtüşecek şekilde değiştirilir, ya da teorisyen yeni bilginin geçerliliğini sorgulamaya başlar. Bu gibi durumlarda teorisyenler çoğunlukla bu yeni bilgileri ortaya atanları da komplonun içinde yer almakla itham eder. Bu teorilere inanmayanlar da inanlarla benzer eğilimler sergiler. Bu kişiler olayları kendi düşüncelerine veya resmi açıklamalara uygun şekilde değerlendirmeye yatkındır. Dolayısıyla komplo teorisyenleri, komplo teorilerine karşı olanlardan farklı değildir; ikisi de olayları kendi inançlarının elverdiği ölçüde kabullenirler. Bilişsel eğilimleri, alternatif delilleri tarafsız bir şekilde değerlendirmelerini engeller. Kimlerin komplo teorilerine inanıp, kimlerin inanmayacağını önceden kestirmenin kolay bir yolu var mı? Bilim adamlarına göre bunun yolu, insanların etnisite, sosyoekonomik statü ve siyasi inançları gibi sosyal kimliklerini nasıl oluşturduklarıyla ilgilidir. Kimin komploya inanıp kimin inanmayacağını muhakeme şekilleri ve psikolojik eğilimleri belirler. Bu eğilimlerini besleyen öğe ise sosyal kökenleridir. Kaldı ki komplo teorilerine inanlarla inanmayanların benzer olduğu bir ortamda, herkesin doğrusunun farklı olmasını doğal karşılamak gerekir. Reyhan Oksay Kaynak: New Scientist 14 Temmuz 2007 *Anomi genel olarak sosyal bağın zayıflamasını ifade eder Anomi konusuna eğilen teorisyenlerden Durkheim'a JFK suikastı ile ilgili resmi Warren Raporu tek bir silahlı insandan başka kanıt bulmadı. Prenses Diana'nın ölümünden sonra birkaç saat içinde bu kazanın aslında bir suikast olduğu iddiasını içeren web sayfası hazırlandı. KOMPLOLARA İNANMA EĞİLİMİNİ ETKİLEYEN FAKTÖRLER Komplo teorilerinin yaratılmasını hangi olayların tetiklediği ve kimlerin bunlara inanma eğilimi taşıdığı konusunda yapılan bilimsel araştırma sayısı ne yazık ki çok az. Ancak kesin olan, bir teoriye inananın başka bir teoriye inanma eğiliminin yüksek olması. İnsanın Ay'a gittiğine inanmayan birinin, JFK'yi ikinci bir silahlı kişi tarafından öldürüldüğüne inanma olasılığı çok yüksektir. Londra'daki Royal Halloway Üniversitesi'nden psikolog Patrick Leman ve yine Londra'daki Goldsmiths College'dan Chris French'in, kimlerin hangi teorilere inandığı konusunda yürüttükleri bir araştırmaya göre JFK ile ilgili komplo senaryolarına inananların yaşları 35'in üzerindeyken, 11 Eylül senaryolarına inananların yaşlarının 2035 arasında olduğu görüldü. Şaşırtıcı olan yaşları 19 ve altında olan en genç grubun herhangi bir teoriye inanmaması. Leman ve French elde ettikleri bu sonuçları “flaş bellek” adını verdikleri bir kuram ile açıklıyor. Flaş bellek, uluslararası ölçekte şok edici ani bir olayın, insanları kişisel düzeyde farklı etkilediği kavramına da yanıyor. Bu tür bir bellek, 2035 yaşları arasında daha kolay oluşuyor. Dolayısıyla farklı kuşaklar farklı olayların JFK suikastı, Challenger'ın kalkışta infilak etmesi, Prenses Diana'nın ölümü vb. etkisinde kalabiliyor. Bu tür olaylar, komplo teorilerinin yeşermesi için uygun bir ortam yaratıyor. Komplo teorilerine inanma eğiliminde rol oynayan tek demografik etmen yaş değil. ABD'de yapılan bazı araştırmalar, etnik azınlıkların komplo teorilerine inanma eğilimlerinin özellikle Afrika ve İspanyol kökenli olanlar beyaz Amerikalılara göre daha yüksek olduğunu gösteriyor. Leman ve French'in yürüttüğü söz konusu araştırma ise, etnik kökenin önemini ortaya çıkartmakla birlikte, gelir düzeyi ile inanç düzeyi arasında da bir bağlantı olduğunu gösteriyor. Maddi sıkıntı çektiklerini belirten insanların teorilere inanma katsayısı yükselirken, bunlara en az inananların zenginler olduğu görülüyor. ETNİK KÖKEN, GELİR DÜZEYİ VE KOMLO TEORİLERİ ARASINDAKİ BAĞLANTI Teorisyenlerin çoğu yüksek düzeyde anomi* genel anlamda toplumdan kopma sergiler. Bu, büyük bir olasılıkla insanların, güç odaklarından uzak durmalarına yol açan önemli bir faktördür. Sonuç olarak resmi açıklamalar onların gözünde bir aldatmacadan başka bir şey değildir. Ne tür bir düşünce sistematiği komplo teorilerine inanma eğilimini doğurur? Leman 2002 yılında gerçekleştirdiği bir araştırmada, “Önemli olay Önemli neden” olarak bilinen muhakeme türünü sınadı. Bu çalışmasında önemli, geniş kitleleri ilgilendiren ve ciddi sonuçlar doğuran bir olayın, insanların gözünde önemli, geniş kitleleri ilgilendiren ve ciddi bir nedeni olabileceğini keşfetti. Söz konusu çalışmada, gönüllülere hayali bir ülke başkanına yönelik bir suikast girişimi ile ilgili bir gaze te kupürünün değişik versiyonları okundu. Başkanın öldüğü versiyonu okuyan denekler, bu olayı bir komplo olarak yorumlama eğilimi gösterirken, başkanın yaşadığı versiyonu okuyanlar komplo olasılığına sıcak bakmadılar. Bu tür bir düşünce şeklinin insanlara niçin daha cazip geldiğini araştıran Leman, bunun için “Önemli olayönemsiz neden” olarak nitelendirilebilecek alternatif düşünce şeklinin yaratacağı etkiyi araştırdı.Önemli bir olaya önemsiz, sıradan bir nedenin yol açmasının ne tür bir etki yaratacağını inceledi. Örneğin başkanın ölümüne akli dengesi bozuk silahlı bir adamın yol açması veya Prenses Diana'nın ölümüne sarhoş şoförünün neden olması kimseye ilginç gelmeyebilir. Bu tür örneklerde neden ve sonuç arasında kaotik ve öngörülemez bir ilişki olduğuna dikkat çeken Leman, “Tutarsızlık ve öngörülemezlik insanları rahatsız eden bir duygudur. İnsanlar öngörülebilir, güvenli bir dünyada yaşamak ister. İlginç bir şekilde bazı komplo teorileri insanların güvenlik ve öngörülebi “tuzaktır”. “Complot” olunca İngiliz mantığında mutlaka iki ya da daha fazla kişi tarafından kurulmuş “tuzak” kastedilir; tek kişilik “complot” olmaz. “Complot” kavramı en çok “conspiracy” kavramı ile karıştırılır. Oysa ikisi birlikte anılmalarına rağmen birbirlerinden çok farklıdırlar ve de bazen birbirlerine karşı kullanırlar. Bu durum daha çok tekniğe dayalı istihbarat alanlarında böyledir, gündelik dilde ve hayatta değil. “Conspiracy” kavramının Türkçesi “fesat”tır. Tek kişi “plot” kurabilir ama bir “conspiracy=fesat” için en az bir örgüte gereksinme vardır. Hiç kimse tek başına bir “conspiracy” yapamaz. Örneğin Sezar'ın oğlu Brütüs tarafından öldürülmesi siyasi literatürde bir “conspiracy”dir. Komplo değildir. Oliver North'un adının karıştığı İranKontra olayının aslında gerçek olduğu Başkan Reagan tarafından açıklandı. Komplo teorisyenlerine göre ABD federal hükümeti 11 Eylül olayını önceden biliyordu. Yazının devamı arka sayfada MÜKEMMEL BİR KOMPLO TEORİSİ NASIL YAZILIR? 1) HASMINIZI SEÇİN • Anomi duygusu (sosyal bağların zayıflaması) komplo teorilerine inanma eğilimini besler. Dolayısıyla hükümet veya çokuluslu bir şirket gibi büyük ve sevilmeyen bir örgütü seçin • Olaya renk katmak için hasmınızla ilişkisi olduğu izlenimi verdiğiniz gizemli ve karanlık bir topluluk yaratın. Ne kadar karanlık olursa o kadar iyidir. sahip olan 2035 yaşları arasındaki insanlardır. 3) ÖYKÜNÜZÜ KURUN • Titizlikle seçilmiş bir bilginin üzerine kurduğunuz teori, heyecan uyandırıcı bir senaryo haline getirilmelidir. • Bazı şeyler uyumsuzsa, bunları öykünüz ile örtüşecek şekilde yeniden yorumlayın. • Belirsizlik yaratın. Varolan kanıtları sorgulayın veya “resmi” açıklamaya ters düşen yeni kanıtlar bulun. OYUN TEORİLERİ
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle