Katalog

BİLİM DÜNYASINDAN için, 1000 1500 yıllık bir zaman dilimi içindeki iklim koşulları hakkında bilgi verebilirler diyor araştırmacılar. mekte. Uzmanlar strese neden olan iki temel davranış biçiminden söz ediyorlar. Bazı insanlar zorunlu olarak yardım etme gereğini hissederek çalışma kapasitelerini aşarken, diğerleri benmerkezci bir davranış sergileyerek takdir edilmeyi bekliyorlar. En iyisi stresi en başından önlemek diyen uzmanlar, insanların gerçekten severek yapacakları meslekleri seçmelerini öneriyorlar. İnsanların sevmedikleri bir işte kariyer yapmaya çalışmaları daha fazla strese neden olmakta. kaç fincan kahvenin iyi geldiğini düşünüyorlar. Kahvenin karaciğer kanseri üzerinde tam olarak ne şekilde etkidiği bilinmiyorsa da hayvanlar ve hücre kültürleriyle gerçekleştirilen deneylerden, kahvedeki içeriklerin kanserin büyümesini ayarlayan enzimleri bloke ettikleri görülmüş. Ayrıca kafein gibi diğer maddeler de karaciğer metabolizması üzerinde olumlu bir etki yapmakta. köyleri altüst edebilir. Bilim insanlarına göre en büyük tehdit altında bulunan Bhutan'da 2600'den fazla, Nepal'da ise 2300 buzul gölü oluşmuş. Küresel ısınma yüzünden Nepal'daki 24 gölün taşması bekleniyor. Kuraklık Hindistan'ın büyük kentlerindeki yoksul mahallelerinde şimdiden yüzünü göstermiş. Musluklardan günlerce sadece kahverengi bir çamur akıyor, diyor uzmanlar. İŞYERİNDE STRES, DEPRESYONA DAVETİYE İşyerinde yoğun stres ve baskı altında çalışanlarda depresyon ve panik atak durumları iki misli fazla görülmekte. Yeni Zelanda'da 32 yaşında 1000 kişiyle gerçekleştirilen uzun vadeli bir araştırma sonucunda yoğun baskı altında çalışan insanların %45'inin psikolojik bozukluklara daha yatkın oldukları ortaya çıkmış. İşyerindeki stresten zaman baskısı, fazla mesai ve çok uzun çalışma süresi sorumlu tutulmakta. Sonuçlar sadece belli başlı meslekler için geçerli değil. Araştırmaya, oyunculardan, beyin cerrahlarına kadar çeşitli meslek dallarından insanlar katılmış. Anlaşıldığı üzere insanlar otuz yaşından itibaren stres ve baskılara o kadar dayanıklı değiller. Uzmanlar stres ve depresyon ilişkisi için farklı açıklamalar getirdiler. Mesela stres hormonları uyku ve sosyal iletişim bozukluklarına yol açabil KAHVE VE KARACİĞER KANSERİ İLİŞKİSİ Avrupa ve Japonya'da gerçekleştirilen on araştırmayı değerlendiren İtalyan bilim insanları, kahve tiryakilerinde, karaciğer kanseri riskinin yüzde kırk daha düşük olduğunu saptadılar. Ama bu “kahve içenler karaciğer kanserine yakalanmaz” şeklinde anlaşılmamalı diyor uzmanlar. Değerlendirilen araştırmalarda karaciğer kanser riskinin yaklaşık olarak %40 oranında düştüğü görülmüş. Bilim insanları bu yüzden bir BUZDAN HALKANIN GİZİ ÇÖZÜLDÜ Uluslararası bir astronomi ekibi, Satürn'ün çevresindeki G halkasının gizini çözdü. Cornell Üniversitesi'nde Matthew Hedman yönetiminde çalışan ekibin araştırmasına göre halka, Satürn'ün uydusu Mimas'ın kütle çekimi sayesinde yörüngesinde tutulan küçük buz partiküllerinden oluşmakta. Çok sayıda meteoridin buzla çarpışması sonucunda küçük partiküller meydana gelmekte. Bunlar gezegenin manyetik alanından savrulan ve halkadan geçen elektrik yüklü parçacıklarla karşılıklı etki içinde. Satürn'ün halkaları uzun bir süredir bilinmesine rağmen ne şekilde oluştukları kesin olarak bilinmiyordu. Birçoğu, bilinen altı uydunun kalıntılarıyla ilişkilendirilmekte. Uyduların kütle çekim kuvvetleri parçacık akımının biçimini değiştirerek halkalara karakteristik biçimlerine kazandırırlar. Ancak Ghalkası Satürn uydularının yörüngesinden çok uzakta yer almakta. Bu halkanın ne şekilde oluştuğunu astronomlar şimdi Cassini uzay sondasının ölçüm verileri ve bilgisayar simülasyonlarıyla açıklayabildiler. Ölçümlere göre Ghalkasında bezelye büyüklüğünden küçük kaya parça büyüklüğüne kadar buz partikülleri bulunmakta. Bu madde Mimas uydusunun kütle çekim kuvvetiyle bir arada tutulmakta ve uydu aynı zamanda gezegeni çevreleyen plazmadaki yüklü parçacıkları da çekiyor. İşte bilim insanları, Ghalkasının, uydu, küçük buz partikülleri ve gezegenin manyetik alanından etkilenen plazma arasındaki karmaşık etkileşim sayesinde oluştuğunu düşünüyorlar. Ve Cassini'nin bir buçuk yıl sonra Ghalkasının yaklaşık olarak bin kilometre yakınından geçmesi halinde yeni bilgilerin elde edilebileceği sanılıyor. DÜNYANIN ÇATISI ERİYOR Dünyanın en büyük ve en yüksek sıradağları olan Himalaya Dağları, turistlerin ve dağcıların ilgisini çekmek dışında, yaz aylarında Asya'daki yedi büyük akarsuyu da besler. Fakat ne var ki “dünyanın çatısı” artık eriyor. Yüz milyonlarca insan sel tehlikesiyle karşı karşıya, daha sonra ise kuraklık gelecek. Uzmanlar şimdiden sessiz bir “Tsunami” den söz ediyorlar. Araştırmalara göre küresel iklim değişimi diğer bölgelerden çok daha fazla etkilemekte. Himalaya Dağları’ndaki tüm buzulların neredeyse %95'i erimekte. Uzmanlar bu gelişmenin yalnızca Nepal ve Bhutan gibi küçük devletler değil, yakındaki diğer ülkeler için de felaket anlamanı geldiğini söylüyorlar. Hindistan ve Çin'de yaşayan bir milyarın üzerinde insanın yaşamı Himalaya Dağları’ndaki buzullara bağlı. Himalaya buzulları kutup buzundan sonra dünyanın en büyük tatlı su rezervidir. Dünya İklim Konseyi daha 2001 yılında, sıcaklığın 1.45 santigrat derece artması halinde Çin'deki buzulların 2100 yılına dek tamamen yok olabileceği konusunda uyarmıştı. Uluslararası Kar ve Buz Komisyonu'nun (ICSI) 2005 yılında açıklamış olduğu araştırmada ise durumun çok daha vahim olduğu belirtiliyordu. Himalaya buzulları aynı hızda erimeye devam edecek olursa 2035 yılında tümü yok olacak. Sadece Hindistan'daki Gagotri buzulu her yıl 30 m. küçülmekte. Buzulların erimesi ilk önce sellere, çığ ve yer kaymalarına neden olacak. Uzmanlar son yıllarda çok sayıda buzul gölünün hızla doluşunu endişeyle izliyorlar. Böylece eriyen buz, buzul dillerinde ve moren yığınlarında birikir. Bu doğal baraj göllerinden biri taştığında muazzam su kütleleri kısa bir süre içinde akarsulara ve vadilere akıp tüm ŞEKERDEN TATLI AMA SIFIR KALORİ Şekerden 300 misli tatlı olan ve yüzde yüz doğal olan ürün hiç kalori içermiyor. Güney Amerika'da yaşayan Guarani Kızılderilileri yüz yıllar önce Stevia bitkisinin (Stevia rebaudiana bertoni) yapraklarıyla kutsal içecekleri tatlandırıyorlardı. Ülkesinde “tatlı ot” olarak adlandırılan 60 cm. yüksekliğindeki çalı bitkisi şimdi CocaCola kuruluşunun dikkatini çekti. Paraguay bu bitkiden büyük kazançlar edebilmeyi umuyor. CocaCola firmasıyla birlikte Amerika'nın önemli gıda üreticisinden biri olan Cargill grubu, kısa bir süre önce Stevia bitkisiyle ürettikleri tatlandırıcıyı Rebiana markasıyla pazarlamaya hazırlandıklarını bildirdi. Yaklaşık on iki kilo Stevia yaprağından üretilen bir kilogramlık Stevia kristali yaklaşık olarak 3070 Avro'ya geliyor. Bununla birlikte Stevia, ABD'de henüz gıda ürünü olarak onaylanmadı. Amerikan Gıda Dairesi otu “tehlikeli gıda katkısı” olarak sınıflandırmış. Avrupa Birliği ise bu tatlı bitkiyi sadece gıda veya kozmetik katkı maddesi olarak kullanılmasına izin vermekte. Asuncion Üniversitesi Tıp Enstitüsü'nde gerçekleştirilen araştırmalar, Stevia bitkisinin sağlık üzerinde bir sürü olumlu etkisi olduğunu ortaya çıkardı. Tatlı bitki iltihapları önlüyor, antibakteriyel etki yapıyor, diyabet, yüksek kan basıncı ve diş çürüğüne karşı etkili. Ayrıca yapay tatlandırıcı Aspartam'a karşın 200 derece sıcaklığa kadar dayanıklı, dolayısıyla da pasta çörek işlerinde de kullanılabilecek. Kimyasal olarak üretilen Aspartam ve Saccharin gibi maddelerin öte yandan kanser uyarıcı olduğu sanılmakta. Arjantin, Brezilya ve Ekvador gibi ülkelerde Avrupa ve ABD'nin aksine “tatlı ot” ekimi hızla artmakta. Kuzeydoğu Paraguay'daki ekim alanları on yıl içinde 350 hektardan 1500 hektara çıkmış. Stevia bitkisi Asya pazarında da önemli bir yer edindi. Çin 20.000 hektar “tatlı ot” ekerek Paraguay'dan daha geniş bir ekim alanına sahip. Nilgün Özbaşaran Dede CBT 1066/5 24 Ağustos 2007